Bütün bu sorulara, programızın haftasonu açıklanan gümrük verilerini analiz edeceğimiz bölümünde yanıt vermeye çalışacağız.
Çin ekonomisi hızla büyürken, ülkenin dış ticareti de rekor hacimlere ulaştı.
Öte yandan, Çin, daha önce ihracatıyla öne çıkardı. Ancak, şimdi, 1.3 milyar nüfuslu ülkenin tüketim potansiyeli de kendisini göstermeye başladı. Ülkenin ithalatı, 150 milyar dolarla ihracatı yakaladı. Üstelik, bir de tarihi rekor kırdı. Bu arada, 150 milyar dolarlık ithalatın, yalnızca geçtiğimiz mart ayında yapıldığının altını çizmek istiyorum. Bu, gerçekten önemli bir husus. Keza, Türkiye, 2010 yılının tamamında 185 milyar dolar tutarında ithalat gerçekleştirmişti. Çin ile birlikte küresel ekonominin en hızlı büyüyen ülkelerinden Hindistan'ın geçen yılın tamamındaki ithalatı ise 200 milyar dolar civarındaydı. Dünyanın parlayan yıldızlarından Brezilya'ya göz atarsak, yine geçen yılın tamamında yaptığı ithalatın 200 milyar dolar civarında olduğunu görüyoruz. Burada, Çin'in yalnızca bir ayda eriştiği ithalat hacminin 150 milyar dolar olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Bu arada, ithalat ve rakamlardan bahsederken, bunun ifade ettiği anlama da değimek istiyorum. Çin ekonomisi, son 30 yılda ihracata dayalı olarak büyüdü. Ülke, 2009 yılında Almanya'yı geçerek, dünyanın en çok ihracat yapan ülkesi oldu. Hızla artan ihracat, aslında tasarruf miktarlarını hızla arttırdı. Oysa, tasarruflarla artan alım gücü, tüketime dönüşmedi. İşte bu noktada, Çin hükümeti, büyümeden halka daha fazla refah payı dağıtma kararı aldı ve tüketimi destekleyici politikalar bir bir uygulamaya konuldu. Örneğin, işçilerin asgari ücretlerinde özellikle son yıllarda büyük artışlar gerçekleşti. Çin'de özellikle gelişmiş kıyı bölgelerinde işgücü maliyetleri son yıllarda hızla artıyor. Çin'in tüketimi artırma önlemleri doğrultusunda, ücretlerde artışa gelecek yıllarda da devam etmesi bekleniyor.
Bu doğrultuda artan tüketim, dışalım şeklindeki ithalata da yansıdı.
Öte yandan, Çin, ithalatı artırmak suretiyle, dış ticarette dengeye de ulaştı. Ülke, mart ayında 150.2 milyar dolar tutarında ihracat yaptı. Yani, ithalat ile ihracat arasındaki fark binde bir oranına indi. Farkın yarattığı dış ticaret fazlası, yalnızca 150 milyon dolar oldu. Üstelik, yılın ilk 3 ayı baz alındığında, Çin, son 6 yılda ilk kez çeyrek dönemlik dış ticaret açığı verdi. Bir başka ifadeyle, sattığından fazlasını aldı.
Çeyrek verilerine daha yakından göz atılırsa, Çin'in çeşitli zorluklara rağmen, iyi bir performans gösterdiği ortaya çıkıyor. Petrol fiyatları yükseliyor. Dış ticarette korumacılık eğilimleri giderek güçleniyor. Çin'in can damarı olan demir cevheri, bakır gibi emtia fiyatları artış gösteriyor. Bu şartlar altında, Çin'in dış ticareti yılın ilk çeyreğinde 800 milyar dolar sınırını aştı. Üstelik, dış ticarette ithalat ve ihracat dengesi de sağlandı. İlk çeyrekte, yıllık bazda üçte bire yakın genişleyen ithalat, ihracatı bir milyar dolarlık farkla geçti ve 400 milyar doların üstüne çıktı.
Gümrük verilerine, bölgesel bazda bakıldığında, Çin'in ihracat canavarı Guangdong öne çıkıyor. Ülkenin güneyinde yer alan, sıcak ve hareketli insanlarıyla tanınan Guangdong eyaleti, Çin'in dış ticaretinin neredeyse dörtte birini tek başına yaptı. Guangdong'un yalnızca son 3 ayda yarattığı dış ticaret hacmi, Brezilya ya da Hindistan'ın bir yılda yaptıkları ithalata eşdeğer durumda bulunuyor. 201 milyar dolarlık ihracat ve ithalat yapan Guangdong eyaletini, 121 milyar dolarla Jiangsu eyaleti, 98 milyar dolarla Shanghay kenti ve 91 milyar dolarla başkent Beijing izledi.
Çin'in en çok dış ticaret yaptığı ülkeler incelendiğinde, Avrupa ülkenin en büyük ticaret ortağı olarak öne çıkıyor. Çin'in Avrupa'yla yılın ilk çeyreğindeki toplam dış ticareti 123 milyar doları aştı. Avrupa'yı, yüzde 25'lik artışla Amerika Birleşik Devletleri takip ediyor. Çin'in Amerika Birleşik Devletleri'yle dış ticaret hacmi yılın ilk çeyreğinde 97 milyar dolar oldu. Japonya, Çin'in üçüncü büyük dış ticaret ortağı olurken, Güneydoğu Asya'daki 10 ülkenin oluşturduğu ASEAN örgütü dördüncü sırada yer aldı.
Çin, ülkenin dış ticaretinde en çok yer tutan malları da açıkladı. Buna göre, elektrik ve elektronik ürünleri dış ticaretin neredeyse beşte birini oluşturdu. Makina dış ticareti ikinci sırada yer alırken, giyim ürünleri üçüncü sırada yer aldı.
Çin deyince, akla ilk gelen ürünlerden biri de meşhur Çin çayları. Dünyanın en büyük çay üreticisi olan Çin, ürettiği çayın büyük kısmını tüketiyor. Buna karşın, Çin, yine de dünyanın en çok çay ihraç eden ikinci ülkesi konunumda yer alıyor. Geçen hafta açıklanan verilere göre, 4 milyon tonu aşan dünya çay üretiminin üçte biri Çin'de gerçekleşti. Çay ihtacatının en çok arttığı ülkeler ABD ve Rusya oldu. Renminbi'nin değerlenmesi, hammadde ve işgücü maliyetlerinin olumsuz etkileri ise Asya-Afrika bölgesinde görüldü. Bu bölgelere yapılan ihracat azaldı. Bu arada, Çin'in en çok bilinen çayları arasında yeşil çay, çiçek çayı ve puer adlı çayın geldiğini hatırlatalım.
Çin'de konut fiyatları, halkın gündemini en çok meşgul eden konuların başında geliyor. Çin başbakanı Wen Jiabao da, geçen hafta ülkenin imalat merkezlerinden Zhejiang eyaletine yaptığı bir denetleme gezisinde, konuya bir kez daha değindi. Başbakan Wen, konut fiyatlarının en çok yükseldiği eyaletlerden olan Zhejiang'da yerel hükümet yöneticileriyle yaptığı görüşmelerde, konut fiyatları istikrarının, ülkenin en büyük öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.
Başbakan, halkın ödeme gücüne uygun toplu konut inşaları konusunda, yerel hükümetlere büyük görev düştüğünü belirtti. Merkezi hükümetin, konut fiyatlarını kontrol etmek konusunda "kararlı" olduğunu yineleyen Wen, fiyatların yakından izlendiğini ve gerekli önlemlerin alındığını söyledi.
Başbakan Wen, Çin ekonomisinin genel olarak iyi bir görünüm arz ettiğine de işaret etti. Wen, ekonomi politikaları hakkında da açıklamalar yaptı. Başbakan, hükümetin, ekonomide istikrarlı büyümeyi sağlamak için munzam karşılıklar, faiz oranları ve döviz kurları gibi para-maliye politikası araçlarına başvuracağını söyledi.
Bu arada, Çin'de merkez bankası işlevi gören Çin Halk Bankası, geçen hafta dördüncü kez faiz artırımına gitti. Çin Halk Bankası, kredi faizlerini yüzde 6.31'e yükseltirken, gösterge niteliğindeki bir yıllık mevduat faizlerini çeyrek puan artışla 3.25'e çıkarttı. Merkez bankası, böylece son 5 ayda 4'üncü kez faiz artırımına gitti.
Çin hükümeti, dünya çapındaki aşırı likiditedeye paralel olarak yükselme eğilimine giren enflasyonu frenlemek amacıyla, sıkılaştırıcı para ve maliye politikası araçlarını kullanıyor. Hükümet, bankaların merkez bankası nezdinde tutmak zorunda oldukları munzam karşılıkları da son 1 yılda 9 kez arttırmıştı.
Çin'de geçen haftanın önemli gelişmeleri arasında, Çin Ticaret Bakanlığı'nın Amerikan malı otomobillere açtığı anti-damping soruşturması ve akaryakıt zamları da yer aldı.
Çin Ticaret Bakanlığı, geçen hafta yayımladığı bildiride, Amerika Birleşik Devletleri'nden ithal edilen bazı otomobillerin maliyet teşvikleri kullandığını açıkladı. Bakanlık, Amerikan menşeli otomobillerin yüzde 10 civarında dampingli olduğu sonucuna vardı. Buna karşın, herhangi bir anti-damping ya da telafi edici gümrük tarifesinin uygulanmaması kararına vardı. Bu arada, Avrupa Birliği, geçen hafta yaptığı açıklamada, Çin menşeli deri ayakkabılara uygulanan anti-damping önlemlerinin süresinin uzatılmayacağını bildirmişti.
Dünya'da yüzde 20 civarında artan petrol fiyatları, Çin'i iç piyasada zam yapmaya zorladı. Petrol fiyatlarındaki aşırı yükselişi takiben, Çin de geçen hafta akaryakıt fiyatları yüzde 5 ila 5.5 zamlandı. Petrol fiyatları, bazı ülkelerin Libya'ya karşı başlattığı saldırıların, küresel piyasalarda yarattığı endişelerle bu yıl yüzde 20 düzeyinde yükselmişti.