Çin Devlet İstatistik Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre 2010 yılında Çin'in Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sı yüzde 10,3 oranında arttı. Beklentiler bu rakamın yüzde 10'un altında kalacağı yönündeydi. Bu büyüme rakamıyla Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi oldu. Yine de kişi başına düşen gayri safi hasıla rakamları dikkate elındığında Çin hâla Japonya'nın gerisinde yer alıyor.
Çin'in Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sı 2010'da 39 trilyon 800 milyar yuana ulaştı. ABD Doları cinsinden söylersek 6 trilyonun üzerinde bir rakamdan bahsediyoruz. Yurtiçi hasıla oldukça yükse olsa da Çin'in 1 milyar 300 milyonun üzerindeki nüfusu, kişi başına düşen milli geliri 4 bin 400 dolara kadar geriletiyor. Japonyadaki Nikkei gazetesinin hesabına göre kişi başına düşen milli gelir Çin'de 4 bin 412 dolar, Japonya'da ise 42 bin 431 dolar. Dünya Bankası verilerine göre de Çin 213 ekonomi içinde kişi başına milli gelir açısından bir sıralamaya tâbi tutulursa 124. sırada yer alıyor.
Çin'de artan tek şey yurtiçi hasıla değil, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) de, bir önceki yıla göre yüzde 3,3 oranında arttı. 2010'un son ayında TÜFE bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,6 oranında yükseldi. Yıllık enflasyon hükümetin hedefi olan yüzde 3'ün üzerinde kaldı. Çin Devlet İstatistik Müdürü Ma Jiantang, geçen yıl Çin'in küresel finans kriziyle mücadelede elde ettiği başarıyı 2010'da da koruduğunu belirtti. Ma Jiantang, şu an ulusal ekonominin iyileşme döneminden istikrarlı büyüme sürecine geçtiği kritik bir dönemde bulunduğunu anımsattı. Ma, istikrarlı para politikasının uygulanması, ekonomideki yapısal düzelmenin hızlandırılması, yaratıcılığın güçlendirilmesi, enerji tasarrufu ve seragazı emisyonlarını azaltma çalışmalarının hızlandırılması, halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesi, ekonomideki istikrarlı ve hızlı gelişmenin korunması gibi birçok konuda kararlı politikaların sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.
Büyüme rakamlarının beklenenin üstünde çıkması olumlu sinyaller verirken enflasyon ise bazı ekonomistleri düşündürüyor. Çinli yetkililer ise, ekonominin hızlı büyüme eğilimini bu yıl da koruyacağı ve hükümetin enflasyonu kontrol edilebilir seviyede tutma yeteneğine sahip olduğunu söylüyor. Çin Bilimler Akademisi tarafından 22 Ocak'ta yayımlanan bir raporda, 2011 yılında Çin ekonomisinin istiktarlı ve sağlıklı büyüme eğilimini koruyacağı ve iç talebin ulusal ekonomiye daha büyük katkı yaparak, en önemli itici güçlerden biri olacağı tahmininde bulunuldu. Raporda, bu yıl Çin'in yapacağı yatırım miktarının daha hızlı artacağına, dış ticaret hacmindeki büyüme hızının ise yavaşlayacağına işaret edildi.
Çin'in hızlı büyümesini takip eden ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Bu konuda ilginç bir değerlendirme de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'ndan geldi. Türkiye'nin dünyada Çin'den sonra ekonomisi en fazla büyüyen ikinci ülke olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olma hedefinin bulunduğuna işaret ederek, "Çin'den sonra dünyada ekonomisi büyüyen ikinci ülkeyiz. Türkiye 9 ayda yüzde 8.9 oranında büyümüştür. Bu büyümeye özel sektörün çok katkısı var" şeklinde konuştu. Hisarcıklıoğlu, "Avrupa'da satılan her 3 beyaz eşyadan biri Türklere ait. 2023'te dünyanın 10. ekonomisi olacaksak, özel sektörün rakipleri ile aynı şartlar oluşturularak yarışması sağlanmalıdır" yorumunu yaptı.