2010 Dünya Fuarı, Çin'in Shanghai kentindeki Huangpu Nehri'nin kıyısında 30 Nisan akşamı göğü ışıl ışıl aydınlatan havai fişeklerin atılmasıyla başladı. Açılışı izleyen 6 ay boyunca fuara katılan 246 ülke ve uluslararası örgüt, hep birlikte bilimsel, teknolojik ve kültürel bir ziyafet sunarak, fuarın "Şehir, Yaşamı Daha da Güzelleştirir" olarak belirlenen temasını mükemmel bir şekilde yorumlayacak. 5.28 kilometrekare genişliğindeki fuar alanında dünyada uygarlık alanında elde edilen en ileri sonuçları görmenin yanı sıra, çeşitli ülkeler arasında kültürel temaslar ve iletişim kurulması ve insanlığın gelecekteki güzel yaşama duyduğu özlemin yansıtılması da mümkün olacak.
Yüz yılı aşkın bir süre boyunca dünya fuarı, Avrupa'dan Kuzey Amerika'ya, Kuzey Amerika'dan Asya'ya geçti. "Yenilik yaratma", her fuarın ruhunu oluşturdu. 1878 yılında Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen Dünya Fuarı'nda Bell telefon, Edison fonograf; 1939 yılında ABD'nin New York kentinde düzenlenen Dünya Fuarı'nda televizyon ve robot; 2005 yılında Japonya'da düzenlenen Dünya Fuarı'nda da manyetik raylı tren insanların yaşamına girerek, yaşam tarzında köklü değişiklikler yaptı.
Günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor ve hem çeşitli fırsatlarla hem meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor; o nedenle, gelecekte kentlerin gelişme yönü ile kentlerdeki yaşamın içeriğinin de düşünülmesi gerekiyor. Shanghai Dünya Fuarı'nın "Şehir, Yaşamı Daha da Güzelleştirir" olarak belirlenen teması, çağın özelliğini yansıtıyor. Fuar, katılımcıların yenilik yaratma gücünü gösterebilmelerine olanak sağlıyor. Japonya pavyonu "Mor İpekböceği"nde nefes alabilen yapılar ve keman çalabilen robot görülebiliyor. Almanya'nın "Hamburg Evi"nde klima cihazı olmadığı halde iç mekândaki hava sıcaklığı her zaman 25 derecede kalıyor. ABD Pavyonu'nda "kentlerdeki çiftçiler"in zevkleri tadılabilir... Çağın özelliğine uygun olan bütün bu uygarlık ürünlerinin, insanların gelecekteki yaşam kalitesini yükselteceğine kuşku yok.
Dünya Fuarı, uygarlık ürünlerini ve ülkelerin gücünü göstermenin yanı sıra, farklı kültürler arasındaki teması ve kaynaşmayı da güçlendiren önemli bir platform işlevi taşıyor. Shanghai Dünya Fuarı da aynı misyonu üstlendi. Danimarka, "Küçük Denizkızı" heykelini gönderdi, Fransa izlenimci resimler ile Rodin'in heykellerini, Kanada da Güneş Sirk Topluluğu'nu fuara gönderdi. Evsahipliği yapan Çin de birçok değerli tarihi eseri sergileyerek beş bin yıllık geçmişe sahip olan Çin uygarlığının cazibesini yansıtacak. Bunun yanı sıra fuar alanında ülkelere özgü kültürel unsurlar içeren pavyonlar ve her gün yapılacak 100'den fazla gösteri, dünyadaki rengarenk kültürleri bir araya topluyor.
Gelişmekte olan ülkeler arasında böylesine kapsamlı bir dünya fuarını düzenleyen ilk ülke olan Çin, evsahipliği hakkını kazandıktan sonra fuar için sekiz yıl süren yoğun hazırlıklar yaptı. Fuara hazırlık döneminin son aşamasında küresel finans krizi patlak verdi. Buna rağmen katılım için başvuran ülkelerin hemen hemen tamamı fuara geldi. Bunun esas nedeni, Dünya Fuarı'nın, insanlığın güzel yarınlarına olan özlemini yansıtması... Fuar, insanlığın ortak gelişme için gerçekleştirdiği "büyük bir buluşma" özelliği taşıyor. Shanghai Dünya Fuarı sırasında hangi ülkeden olursa olsun, hangi ten rengine sahip olursa olsun, bütün insanlar güzel yarınlar için bir araya gelip el ele verecek.
"Her Dünya Fuarı, boyutu ne olursa olsun insanlığın yeni bir aşamaya yükselmesini sağlar." Bu, eski ABD Başkanı William McKinley'in, dünya fuarının önemini özetlerken kullandığı bir ifade... Dünya Fuarı'nın gelişme süreci, bu sözün doğru olduğunu kanıtladı. Dünya Fuarı, ilk defa gelişmekte olan ülkelerden biri olan Çin'de düzenlenirken, insanlar katılımcıların, sadece uygarlık alanında elde ettikleri sonuçları ve ileri kentsel gelişme başarılarını sergilemekle kalmayıp, ayrıca bu fırsat vesilesiyle karşılıklı anlayışı derinleştirmelerini, aralarındaki temasları yoğunlaştırmalarını ve hem dünyanın hem insanlığın daha güzel yarınlara kavuşturulmasını da bekliyor.