Çin Halk Cumhuriyeti, kurulmasından bu yana geçen 60 yıl içinde adım adım zayıf bir ülkeden dünyanın büyük üretici ülkesi haline geldi. Küresel ekonomik büyümeyi sağlayan önemli bir güç olan Çin'in ekonomik gelişmesinde dünyanın dikkatini çeken başarılar elde edildi. Bunun yanı sıra dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi olan Çin, küresel finans kriziyle mücadele edilmesi, ticari korumacılığa karşı çıkılması ve uluslararası finans sisteminde reform yapılması gibi alanlarda sorumlu bir ülke rolü oynadı.
İstatistiklere göre, 1976 yılında Çin'in gayri safi yurt içi hasılası, dünya toplamının yalnızca yüzde 1.8'ini oluşturuyordu. Zamanın gelişmiş olan ülkelerinin ekonomisi, yüksek hızla büyüyordu. Bu durum karşısında Çin yönetimi, içte reform, dışa açılma ve ekonomiyi tüm olanaklarla geliştirme yönündeki kararlılığını güçlendirdi.
"Türkiye'nin turizm elçisi" olarak adlandırılan eski Türkiye Turizm Bakanı Kemal Baytaş, 1980 yılının ortasından bu yana Çin'i 13 kez ziyaret etti. Çin'in toplumsal ve ekonomik gelişmesinde meydana gelen büyük değişikliklere tanık olan Baytaş, Çin ekonomisinin gelişmesi hakkında şöyle konuştu:
"Hatırladığıma göre, 1985 yılında ilk gelişiminde Beijing'de yalnızca üç otel bulunuyordu. Beijing kentinin en geniş caddesinde "bisiklet seli" görülüyordu. Şimdi ise Beijing'deki otellerin sayısı 100'ü geçti, caddeler lüks otomobillerle dolu. Bu durum sadece Beijing'de değil, Shanghai'da da böyle. Son 20 yılı aşkın süre içinde modern kentlerde turizm, ekonomi ve sanayi sektörlerinde hızlı gelişme kaydedildi. Dünyanın en güçlü 500 işletmesinden 425'i Çin'de şube açtı. Bu da Çin'in ekonomik gelişmesinin bir göstergesi oldu."
Baytaş'ın Çin'e ilk geldiği 1985 yılından bir yıl önce yani 1984 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 35. yıldönümü kutlandı. Reform ve dışa açılma girişiminin tüm hızıyla ilerlediği 1984 yılında gayri safi yurt içi hasılası, bir önceki yıla göre yüzde 15.2 artarak 717.1 milyar yuanı buldu.
Amerikan Kogresi'nin Kentucky eyaletinden üyesi Ben Chandler, 1990 ve 2006 yıllarında olmak üzere Çin'i iki defa ziyaret etti. Chandler Beijing, Shanghai, Chengdu ve Lasa kentlerinde edindiği izlenimlerini anlatırken şunları söyledi:
"Çin'in ekonomik büyümesi hayranlık verici. geldiğimde Çinlilerin çoğu bisikleti kullanıyordu. İkinci defa Çin'e geldiğimde ise caddelerde bisikletlerin yerini otomobiller almıştı. Kentlerin çehresi yenilendi. Örneğin Shanghai kentinde yer yer gökdelen görülüyordu. Bence Çin, dünyada en büyük değişikliklerin meydana geldiği ülkesidir. Son 20 yıldan fazla süre içinde sayısız Çinli, daha önce hayal bile edemeyen işleri yaptı. Dünyaya açılan Çin'de bu kadar olumlu değişiklikler görmekten çok mutluyum."
2008 yılında finans krizi tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bu durum karşısında ekonomiyi teşvik paketi hazırlayan Çin, uygun gevşek para politikası uygulayarak nispeten hızlı büyüme hızını korudu. Son araştırmalar, küresel finans krizi ortamında Çin'in, 2010 yılındaki ekonomik büyüme hızını yüzde 8 civarında koruyabilecek tek ülke olacağını gösteriyor. Ünlü İngiliz köşe yazarı ve Asya uzmanı Martin Jacques, küresel finans kriziyle mücadelede Çin'in, yerini doldurulamaz rol oynadığını söyledi.
"Ekonomik krizin yaşandığı koşullarda iç talebi artıran paketler hazırlayan Çin, nispeten yüksek büyüme hızını korudu. Bu sayede Çin'in ABD Dolarının değeri, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) rolü ve finans kriziyle ilgili sorunlar hakkında daha çok fikir ortaya koyma hakkı var."