Çin Devlet Enerji Müdürü Zhang Guobao, Yeni Çin'in kuruluşundan bu yana geçen 60 yılda Çin'deki enerji yapısının adım adım düzeltildiğini belirterek, başta kömür olmak üzere geleneksel enerji türlerinin toplam enerji tüketimindeki payının giderek düştüğüne, hidrolik ve nükleer dahil yeni enerji türlerinin payının ise sürekli olarak arttığına işaret etti.
Enerji Müdürü Zhang Guobao bugün (25 Eylül) Beijing'de düzenlenen basın toplantısında, ülkedeki enerji çalışmaları hakkında açıklama yaptı. Zhang Guobao'nun verdiği bilgiye göre, Çin'in 1949 yılında 23 milyon ton standart kömüre eşdeğer enerji üretimi, geçen yıl 2 milyar 600 milyon ton standart kömüre yükselerek 110 kat arttı. Dünyanın en büyük enerji üreticisi haline gelen Çin'de enerji ihtiyacının yüzde 90'ından fazlası iç kaynaklarla karşılanıyor.
Petrol ve kömür başta olmak üzere geleneksel enerji kaynaklarının hızla tükenmesiyle birlikte, Çin'in enerji sisteminde değişikliğe gidildi. Kömürün toplam enerji tüketimindeki payı 1952'de yüzde 95 iken, bugün yüzde 68.7'ye düşmüş durumda. Kömürün ülkenin enerji yapısındaki ağırlıklı konumunu önümüzdeki uzun bir dönem içerisinde sürdüreceğini, ancak enerji tüketiminin azaltılması için yoğun çaba harcanacağını kaydeden Zhang Guobao, şöyle konuştu:
"Her şeyden önce kömürün temiz kullanım teknolojisini var güçle yaygınlaştıracağız. Bu doğrultuda eski termik santrallerde teknolojik yenileme çalışmalarına hız vereceğiz. Diğer önemli çalışmamız ise, geri kalmış teknolojiye dayalı termik santrallerin kapatılması olacak."
Geleneksel enerji kaynaklarının tüketiminin azaltılmasının yanı sıra, yenilenebilir ve yeni enerji geliştirme çalışmalarına da hız veriliyor. Örneğin bundan üç yıl önce yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Yasası kapsamında, güneş ve rüzgar başta olmak üzere yeni enerji türlerinin geliştirilmesine devlet tarafından maddi destek sağlandı. Buna benzer teşvik edici politikalar sayesinde, ülkedeki yeni enerji sektörünün hızla geliştiğini kaydeden Zhang, şu bilgileri verdi:
"Hidrolik ve nükleer enerji ile rüzgar enerjisi ve doğalgaz başta olmak üzere, temiz enerji kaynaklarının toplam enerji tüketimindeki payı, geçen 60 yılda 11.7 puan yükseldi. Hidro elektrik üretimi alanında 172 milyon kilovatlık toplam üretim kapasitesiyle dünyada ilk sırada bulunmaktayız. Rüzgar enerjisine dayalı elektrik üretiminde dünyada dördüncü sırada bulunurken, güneş enerjisiyle çalışan su ısıtıcısı üretimi bakımından da dünya biricisiyiz. Nükleer enerji alanına gelince, toplam kapasitesi 25 milyon 400 bin kilovat olan 24 jeneratör grubuyla, dünyada en çok nükleer elektrik santral kuran ülke durumundayız."
Çin hükümetinin yeni enerji geliştirme programını belirlemekte olduğunu anlatan Zhang, rüzgar ve güneş enerjisi ile biyolojik enerji başta olmak üzere, yeni enerji türlerinin geliştirilmesi için yapılması planlanan devlet yatırımlarının, 3 trilyon yuanı geçeceğine dikkat çekti. Bu bağlamda Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao, G-20 Zirvesi'nde yenilenebilir enerji ve nükleer enerjinin kullanım oranını sürekli olarak artıracakları taahhüdünde bulundu.
Asya kıtasının ve dünyanın önemli bir enerji üreticisi ve tüketicisi olan Çin, bu alandaki uluslararası işbirliği ağını da sürekli olarak genişletiyor. Çin, 40 ülke ve bölgeyle kaynak araştırma ve değerlendirme, petrol rafineri ve petrokimya ile boru taşımacılığı alanlarında ikili işbirliğini sürdürüyor. Hizmete giren Çin-Kazakistan petrol boru hattı ile inşaatı süren Çin-Rusya petrol hattına ek olarak, Çin-Orta Asya doğalgaz boru hattı ve oradan başkent Beijing'e bağlanacak doğalgaz boru hattı da, bu yılın sonunda hizmete girecek.
Enerji alanındaki uluslararası işbirliğinin her geçen gün daha da yoğunlaşmasına paralel olarak, yurt dışındaki bazı bölgelerde enerji ve madencilik alanında yatırım faaliyetlerine de başladıklarını belirten Devlet Enerji Müdürü Zhang, Çin'in bu alanda yaptığı yatırımların, yatırım kabul eden ülkeler tarafından olumlu karşılandığının altını çizerek, şunları söyledi:
"Dış yatırım faaliyetlerimiz, dünyadaki enerji üretim kapasitesini arttıran bir unsur. Bize ulaşan bilgiler, enerji alanındaki dış yatırım faaliyetlerimizin, yatırım yapılan ülkeler tarafından olumlu karşılanıp desteklendiği yönünde. Ayrıca giderek daha fazla batılı şirketin, Çin'le üçüncü ülkelerde ortak yatırım yapma konusunu görüşmek istediğini de söyleyebilirim."