Bu diyalogda şu güncel sonuçlar elde edildi: Çin ile ABD arasında iklim değişikliği, enerji ve çevre alanlarında işbirliğinin güçlendirilmesiyle ilgili anlayış muhtırası imzalandı; iki ülkenin orduları arasındaki temasların yeniden başlatılması üzerinde fikir birliğine varıldı; iki taraf arasında, finans piyasasının istikrara kavuşması konusunda görüş birliği oluştu; iki taraf, sağlık alanındaki temas ve işbirliğinin yoğunlaştırılmasını kabul etti, vs. Bu diyalogda bu kadar çok konunun ele alınması ve birçok konu üzerinde fikirbirliğine varılması, Çin ile ABD arasında giderek daha çok çıkarın ortak hale geldiğini gösteriyor.
Şu noktaya dikkat çekilmesi gerekiyor: İki tarafı ilgilendiren geleneksel konuların dışında, bu kez iki ülke arasında iklim değişikliği, enerji ve çevre alanlarındaki işbirliğinin güçlendirilmesiyle ilgili bir anlayış muhtıırası da imzalandı. "Herşey insan için" ve "kapsamlı, uyumlu ve sürdürülebilir olma" şeklinde ifade edilen bilimsel gelişme kavramı, Çin'in gelecekteki gelişmesinde izlenecek ilke olarak benimseniyor. ABD Başkanı Barack Obama da, çevre dostu yeşil ekonominin geliştirilmesini, ABD'nin gelecekteki gelişmesini ilgilendiren startejik düzeye taşıdı. Obama'nın ekonominin toparlanması planında, yeşil ekonominin, ABD ekonomisinin büyümesini sağlayan yeni bir unsur olarak görülmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Dünyada en büyük gelişmekte olan ülke olan Çin ile dünyada en büyük gelişmiş ülke olan ABD, enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji türlerinden yararlanılması ve iklim değişikliğiyle mücadeleye uygun getirilmesi gibi alanlarda hem ortak sorunlara hem de büyük işbirliği potasiyeline sahip. Çin-ABD Stratejik ve Ekonomik Diyalogunun ilkine katılan Çin Devlet kalkınma ve Reform Komitesi Başkan yardımcısı Xie Zhenghua, bu diyalogda iki tarafın söz konusu alanlardaki işbirliği niyetinin çok ciddi olduğunu ve karşılıklı anlayışın da arttırıldığını söyledi.
Küresel finans krizi karşısında Çin ile ABD arasında çıkar birliği konusunda daha çok örtüşme noktası ortaya çıktı. Çin Başbakan Yardımcısı Wang Qishan'in bu diyalogda işaret ettiği gibi, Çin ve ABD'nin makro ekonomik politikalarında eşgüdümü güçlendirmesi, finans piyasanının istikrara kavuşması, ekonominin yeniden canlanması ve büyümesi ile istihdam olanaklarını artırılması için çaba harcamaları gerekiyor.
Çin Devlet Müşaviri Dai Bingguo diyalogun açılışında yaptığı konuşmada, Çin ve ABD'nin, tarihin yaratılmasına katılabileceğini söyledi. Durum gerçekten de böyle. Çin ile ABD arasında sosyal rejim ve değer yargıları konularında farklılıklar bulunuyor. ABD, dünyadaki en gelişmiş ülke, Çin de dünyada en hızlı gelişen ülke. Bu nitelikleri taşıyan iki ülke arasında yanlış anlamalar, çelişkiler hatta bazı konularda çıkar çatışmaları olması kaçınılmazdır. Bu nedenle Çin ile ABD arasındaki temasların sürmesi daha da önem kazanıyor. Çin-ABD Stratejik ve Ekonomik Diyalogunun birincisi, iki ülke arasındaki temasların korunması için önemli bir platform haline geldi. Çin ve ABD, açık yürekli diyalog yoluyla sorunları çözmeye ve ortak kazanç gerçekleştirmenin yollarını aramaya çalıştı. İki büyük ülkenin barış içinde bir arada yaşaması için örnek oluşturularak ortak refahın yeni yüzyılı bu yolla açılabilir.