Teması "İnsanlığın zekasını paylaşarak, küresel gelişmeyi ortaklaşa gerçekleştirelim" olarak belirlenen Küresel Düşünce Kuruluşları Zirvesi, kısa süre önce Beijing'de sona erdi. Dünyanın 30'den fazla önde gelen düşünce kuruluşunun temsilcileri, çeşitli ülkelerin 100'den fazla eski devlet ve hükümet lideri ile Nobel Ödülü sahipleri ve dünyanın 500 güçlü işletmesinin CEO'su, Beijing'de bir araya gelerek dünya ekonomisinin nabzını tuttu.
Küresel finans krizinden bir an önce nasıl çıkılcağı ve ulusal ekonomilerin nasıl toparlanacağı her ülkenin karşı karşı bulunduğu sınav durumunda. Bu nedenle ülkeler, Küresel Düşünce Kuruluşları Toplantısı'na büyük ümit besledi.
Halen yayılmaya devam eden finans krizi ne zaman dibi görecek? Küresel ekonomi ne zaman toparlanacak? Bu sorulara toplantıya katılan temsilciler farklı yanıtlar verdi. Küresel ekonominin toparlanması için kimileri 1-3, kimiler ise 3-4 yıl gerektiğini savundu. Çin Devlet Kalkınma ve Reform Komitesi Başkan Yardımcısı Zhang Xiaoqiang, finans krizinden çıkılarak dünya ekonomisinin yeniden canlanmasının sağlanması için bir yıla hatta daha uzun zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtti ve bunun nedenlerini şöyle açıkladı:
"ABD de dahil olmak üzere önemli gelişmiş ülkelerin potansiyel riski tamamen kaldırılmadı. Uluslararası Para Fonu tarafından yapılan tahminlere göre, dünya çapında finans kuruluşlarının batık kredi miktarı, 4.1 trilyon ABD Dolarına ulaştı. Finans kurulaşlarının bu kayıplara uygun çözüm getirmesi için zaman gerekiyor. Bunun yanı sıra bireylerin malvarlığının zarar görmesi ve reel ekonomik durumun kötüleşmesinden dolayı kredi kartları ve emlak sektöründe batık kredi miktarı yükselmeye devam ediyor. Tüm bunlar, finans piyasasında yeni olumsuzluklar yaratabilir.
Krizin ne zaman biteceği hakkında kesin sonuç çıkmamasına rağmen, toplantıya katılan temsilciler krizin hangi bölgede erken biteceği hakkında benzer görüş ifade etti. Temsilcilerin çoğunluğu, Asya ülkelerinin krizden ilk çıkacak ülkeler olacağını savunarak, Avrupa ülkelerinin ABD'den daha sonra krizden kurtulacağını belirtti.
Örnek vermek gerekirse, Çin ekonomisinde birçok belirsizlik unsuru bulunmasına rağmen, bazı alanlarda olumlu belirtiler görüldü. Kore Cumhuriyeti ekonomisinde de 2008 yılının ikinci yarısında düşüş yaşanmasına rağmen, bu yılın 4. çeyreğinde iyileşme başlayacak. Kore Cumhuriyeti Finans Araştırma Enstitüsü Başkanı Kim Tae Joon şunları söyledi:
"Bence, Kore Cumhuriyeti ekonomisi krizden çıkabilecek. Gelişmiş ülkelere göre ekonomimiz nispeten hızlı toparlanacak. Kore Cumhuriyeti ekonomisinin ihracata bağımlılığı büyük. İhracatta kaydedilen düşüş, ülkenin ekonomisini olumsuz etkiledi. İhracatın yeniden canlanması, büyük oranda dünyanın önemli ülkelerindeki duruma bağlı. Bu nedenle, ülkemizin ekonomisinin yılın 4. çeyreğinde toparlanmaya başlayacağını düşünüyorum."
Finans krizinin patlak vermesinden bu yana finans yönetimi, yabancı ülkelerde yatırım ve ticari korumacılık en yoğun tartışılan konular haline geldi.
Çin'in önde gelen üniversitelerinden biri olan Tsinghua Üniversitesi'ne bağlı Brookings Ortak Politika Araştırma Merkezi Başkanı Xiao Geng, finans krizine yol açan en önemli nedenin, merkez bankasına bağlayıcı kural uygulanmaması olduğunu belirtti. Xiao, şöyle konuştu:
"Dünya ülkelerinin merkez bankalarına bağlayıcı kurallar uygulayarak sağlıklı ve istikrarlı para politikası ortamı yaratmaya çalışmaması durumunda, krizle mücadele ederken para politikasıyla daha büyük "balon" yaratılabilir. Örneğin ABD'de uygulanan sıfır faiz oranı politikası, diğer ülkelerde yüklü miktarda para basma politikasıyla gelecekte daha büyük zorluk yaratabilir. Şu an bu temel sorunları düşünmezsek, gelecekte daha ağır bedel öderiz."