Sürekli saçmalayan felaketçiler ülkemizin bu krize üç güçlü faktör ile girdiğini göz ardı ettiler. Zaten krizi biz çıkarmamıştık, kriz başlarken banka sistemindeki 2001 tamiratından kaynaklanan güçlülük, bütçedeki açığın küçüklüğü ve yüksek döviz rezervimiz, dövize dayalı bir çöküşü engelledi.
Ama dışa açık bir sürü ülke gibi, daralan dış talep sonucu sanayi sektöründe ve hizmet sektöründe ciddi boyutta daralma yaşadık ve iç talep de çöktü. Peki krizden nasıl çıkacağız?
Çıkışın iki boyutu var. Dış talep veya iç talep veya ikisi birden toparlanmak zorunda. Bu satırlarda dış talep gözlüğü ile dünyaya bakarak, uzun zamandır, önce ABD'nin toparlanması, sonra Avrupa'nın kendine gelmesi ve en sonunda da Türkiye'nin kervana takılması şeklinde bir ekonomik toparlanma sürecine şahit olacağımızı söylemekteyiz.
Aslında ABD krizi çıkartan ülke olmasına rağmen, en hızlı toparlanacak gibi gözüken ülke. ABD için geleceğe dönük resmi tahminler Philadelphia Fed yani ABD Merkez Bankası tarafından geçtiğimiz 15 Mayıs Cuma günü ABD'de, akşam üzeri yayınlandı, biz de detayları buraya aktardık.
Ortalama tahmin, ABD'nin 2009 ikinci çeyreğinde eksi 1.5 daralma yaşadıktan sonra 2009 üçüncü çeyreğinde 0.4 pozitif büyüme yaşayacağı. ABD 2010 başında ise yıllık yüzde 2 değerini aşan büyümeye ulaşıyor.
Ancak ABD tahminleri bir çeyreğin bir önceki çeyrek ile karşılaştırılmasının dörtle çarpılarak yıllık hale getirilmiş şekli. ABD ve Avrupa karşılaştırması yapabilmek için ABD tahminlerini yıllıktan bir önceki çeyreğe göre yüzde artışa çevirmek gerek, yani dörde bölmek gerekiyor.
Eğer ABD tahminleri ile Avrupa tahminleri ayni baza indirilirse, 2009 ilk çeyreğinde eksi 6.1 olan ABD büyüme rakamı yüzde 1.6 düzeyine iner.
OECD tarafından verilen en son istatistiklere göre de Euro bölgesi 2009 ilk çeyrek büyümesi, yüzde eksi 2.5, Almanya'da ise yüzde eksi 3.8 . Yani Avrupa'daki daralma şu anda eldeki verilere göre yüzde eksi 1.6 değerindeki ABD'ye göre çok daha fazla.
Bu nedenle dünya ABD'nin dibi mayıs sonu haziran başında bulacağı ve daha sonra da küçük de olsa pozitif büyümeye ulaşacağı tahminine seviniyor. Ama Euro bölgesi ve Alman ekonomisinin son verileri krizin Avrupa'da daha büyük tahribat yaptığını ve Avrupa'nın daha geç toparlanacağını göstermekte. Bu da Türkiye açısından hayatı zorlaştıran bir durum.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz Türkiye 2009 birinci çeyrek sayıları yayınlandığı zaman çift haneli daralma görüleceği tahminini vermişti. Bu ABD ve Avrupa'nın 2009 ilk çeyrek performansına paralel bir düşüş. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz şimdi ise yıl sonunda pozitif büyüme göreceğimizi açıkladı. Üstelik bu büyümenin önemli ölçüde iç talepten gelebileceğini de söylemiş.
Avrupa'nın daha geç ve daha çok hasarla toparlanabileceği riski var, ama ülkemizde yayınlanan, TUİK ve Merkez Bankası tarafından derlenen Tüketici Güven Endeksleri son dönemde hızla artan pozitif değerler sergiliyor!
Aşağıda Türkiye için Nisan 2009 TUİK-TCMB tüketici güven endekslerinin grafiği bulunuyor. Grafik Tüketici Güven Endeksi'nin 2008 Eylül ayındaki düzeye geri döndüğünü gösteriyor. Bu endeks de Merkez Bankası Başkanı'nın yıl sonunda pozitif büyüme tahminine oldukça paralel, ama verilerin gelişmesini de beklemek zorundayız. Tabii ki işsizlik verileri artmaya bir süre daha devam edecek.
IMF ile en kısa zamanda anlaşma yapılmasının ümitleri daha da yeşerteceğini düşünüyorum!