2008 yılının 4. çeyreğinden bu yana Çin'in sınai üretimi göze çarpan şekilde yavaşladı. Dış ticarette hızlı düşüş yaşandı. Bazı işletmeler zorluk çekmeye başladı, istihdam baskısı büyüdü, mali gelirde de son yıllarda görülmemiş eksi artış kaydedildi. Bunlara rağmen Başbakan Yardımcısı Li Keqiang Çin'in Gelişmesi Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Çin'in mevcut ekonomik büyüme hızının halen dünya ülkeleri arasında ön sıralarda yer aldığını belirterek, genel ekonomik durumun ve uzun vadeli iyi gelişme eğiliminin değişmediğini belirtti. Li, şunları söyledi:
"Çin, sanayileşme ve kentleşmenin hızlı geliştiği dönemden geçiyor. İç piyasanın geniş ufka sahip olduğu, ekonomik gelişme olanaklarının büyük, işgücü kaynaklarının zengin ve sermayenin yeterli olduğu söylenebilir. Çin hükümeti, sorunlar karşısında kararlı politikalar ve önlemler belirledi, makro ekonomik politikada zamanında düzenlenmeler yaptı, küresel finans krizi karşısında ekonominin sağlıklı ve nispeten hızlı gelişmesini sağlamak için önlemler alındı, bu önlemler, sonuç vermeye başladı ve daha büyük sonuçlar vermeye devam edecek. Çin ekonomisinin istikrarlı ve nispeten hızlı gelişmesini koruyabilecek güven, koşul ve güce sahipiz."
Çin'in aktif mali politikası ve uygun gevşek para politikasını uygulamaya devam edeceğini belirten Başbakan Yardımcısı Li, Çin'in, iç talebin genişletilmesini tüm olanaklarıyla sağlayacağını, ekonomik yapısal düzenlemeleri hızlandıracağını, enerji tasarrufuna önem vereceğini, önemli sektörlerin yeniden düzenlenmesine ve işletmelerin teknoloji konusunda yenilik yapmasına ağırlık vereceğini, modern hizmet sektörünün gelişmesini sürdüreceğini, mal fiyatları, vergi, finans ve kamu işletmeleri gibi alanlardaki reformu ilerleteceğini ve sosyal güvenlik sisteminin inşasını güçlendireceğini söyledi.
Foruma katılan yabancı ekonomistlere göre Çin hükümetinin kriz karşısında zamanında etkili önlemler alması, Çin'in ekonomik gücünü ve risklerle mücadele kapasitesini gösterdi. Asya Kalkınma Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, Çin hükümetinin ortaya attığı 4 trilyon yuanlık ekonomiyi teşvik paketinin, istihdam olanaklarının yaratılmasını ve sosyal istikrarın korunmasını sağlayacağını belirtti.
"Bugünkü Çin, 10 yıl önce Asya finans krizinin patlak verdiği döneme göre, dıştan gelen ekonomik risklerle mücadele konusunda daha güçlü duurmda. Yıllardır temkinli politika uygulayan Çin, takdirle karşılanan mali güce ve istikrarlı uluslararası konuma sahip. Kısa süre önce sona eren Çin Ulusal Halk Meclisi Yıllık Toplantısı'nda Çin Başbakanı Wen Jiabao da krizin toplum üzerinde yaptığı etkileri gidermek için iç talebi genişleten önlemler almaya devam edeceklerini vurguladı. Bu önlemlerin yerine getirilmesiyle krizden etkilenen zayıf kesimlere yardımcı olunacağına inanıyorum."
Çin'in dışa açılma seviyesini yükseltmeye ve ticari korumacılığa karşı çıkmaya devam edeceğini yineleyen Başbakan Yardımcısı Li Keqing, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kriz karşısında dışa açılmada ısrar edilmesi daha önemli görülüyor. Zorlukları, işbirliğini güçlendirme yoluyla aşacağız. Karşılıklı yarar ve ortak kazanca dayalı dışa açılma stratejisi uygulayacağız, dışa açılma boyutunun genişletilmesi sürecinde gelişmemizi hızlandıracağız ve dünyanın Çin'in gelişmesiyle ortaya çıkan fırsatları paylaşmasını sağlayacağız. Ticari korumacılığa karşı çıkma, Çin'in değişmez tutumudur. İhracatı genişletmeye ve yabancı sermayeyi istikrarlı şekilde kullanmaya devam edeceğiz, serbest ticaret bölgesi stratejisinin uygulanmasını hızlandıracağız, bölgesel ekonomik bütünleşme sürecini ilerleteceğiz."
Mevcut küresel finans krizinin tüm dünyanın karşı karşıya bulunduğu ortak sorun olduğuna ve krizin aşılması için dünya genelinde ortak girişimlerde bulunulması gerektiğine işaret eden Li Keqing, Çin'in krizle mücadelede daha olumlu rol oynamaya hazır olduğunu vurguladı:
"Dünya ülkelerinin, makro ekonomik politika konusunda diyalogu ve eşgüdümü güçlendirerek ekonomik gelişmeyi sağlamak için daha etkili önlemler almaları gerekiyor; ticaret ve yatırım konusunda korumacılığın önlenerek adil, şeffaf ve çok taraflı ticaret sistemi kurulmalı; uluslararası finansal sistemdeki reform ilerletilerek eşit, adil, hoşgörülü ve düzenli yeni uluslararası finansal düzen oluşturulmalı; gelişmekte olan ülkelerin çıkarları korunarak, düşük gelirli ülkelerin finansal istikrarı korumasına ve ekonomik büyümesine yardım sağlanmalı. Sorumlu ve büyük bir ülke olarak Çin, kendi işlerini iyi şekilde yürütmenin yanı sıra krizle mücadele konusunda uluslararası işbirliğine daha fazla katkıda bulunmaya ve dünya ülkeleriyle küresel ekonomide gelecekte yeni büyümeyi gerçekleştirmek için ortak çaba harcamaya hazırdır."