Küresel finans krizinin etkisiyle bazı çok uluslu finans kuruluşları ardı ardına iflas ilan ederken, bazı ülkelerin hükümetleri de finans sistemine büyük miktarda sermaye pompaladı. Bu durumda Çin bankacılık sektörü, 2008 yılını nispeten sakin geçirdi ve 2009 yılına girildiğinde yeni gelişme planı hazırladı.
Küresel finans sektörünün günden güne kaynaştığı koşulda, bu finans kasırgasının vurduğu yerlerdeki büyük finans kuruluşları öncelikle "ciddi afet bölgesi" haline geldi. Krizin kaynağında yer olan ABD'deki Bear Stearns Cos, Lehman Brothers ve Merrill Lynch & Co. olmak üzere dünyanın üç dev yatırım bankası ile ABD'nin en büyük bankası olan Washington Mutual altı ay içinde peş peşe iflas etti. Avrupa'da, Belçika'daki Fortis Finans Grubu, İngiltere'deki Northern Rock gibi büyük finans kuruluşları, hükümet tarafından devralındı. Asya'da, krizin bankacılık sektörüne getirdiği etkiyi hafafletmek için Japonya hükümeti, finans sistemine trilyonlarca Japon yeni pompaladı.
Krizden ciddi etkilenen Batı ülkelerindeki önemli finans kuruluşlarıyla kıyaslandığında, Çin'deki büyük bankaların durumunun nispeten iyi olduğu söylenebilir. 2008 yılının ilk üç çeyreğinde borsaya giren 14 bankanın vergiden sonraki kârı, 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 50 arttı. Bunlardan Çin Sanayi ve Ticaret Bankası, vergiden sonraki 93 milyar yuanlık kârıyla "dünyanın en çok kâr eden bankası" olarak nitelendi. Kısa süre önce düzenlenen 2008 Çin Finans Forumu"nda Çin Bankacılık Denetim ve Yönetim Komitesi Başkanı Liu Mingkang, Çin'de finans kuruluşlarının işleyişinin olumlu şekilde sürdüğüne işaret ederek şöyle konuştu:
"2008 yılının Kasım ayının sonuna dek ülkemizin bankalarının toplam sermayesi, 61.1 trilyon yuana ulaştı. Bankacılık sektörünün risk karşısında direnme gücü, önceye göre önemli ölçüde yükseldi. Sermayesi standarda ulaşan ticari bankalar, tüm bankaların yüzde 99.5'ini oluşturdu. Bankacılık sektörünün hizmet kabiliyeti ve seviyesi sürekli yükseldi, işlevleri de olgunlaştı."
Bazı Çinli bankalarının ABD'deki kredi krizinden dolayı kayıp görmelerine rağmen, Çin'in merkez bankası olan Çin Halk Bankası'nın başkanı Zhou Xiaochuan, görülen kaybın sınırlı olduğunu savunarak şöyle konuştu:
"Çin'in bazı bankaları, ABD'deki konut kredisi alanına yatırım yaptı. Bu yatırım, kayıp getirebilirdi. Fakat genel olarak yatırım miktarı büyük değil. Ayrıca yatırım yapan bankalar, büyük bankalardır ve bu bankaların işleyiş durumu nispeten iyi. Az miktarda kayıba dayanabilirler."
Verilere göre ABD'nin iflas eden kredi bankaları ve Lehman Brothers'in hisse senetlerini satın alan bankalar arasında Çin Sanayi ve Ticaret Bankası, Çin İmar Bankası ve Çin Bankası bulunuyor. Sektör uzmanları, riskli sermayenin toplam sermayelerindeki payının yalnızca 10 binde bir olmasından dolayı, söz konusu bankaların pek fazla etkilenmediklerini kaydetti.
Küresel finans krizinden ağır darbe yememesine rağmen Çin'in bankacılık sektörü, riski önleyici tedbirler aldı. Konuyla ilgili olarak Kasım 2008'de düzenlenen toplantıda, Çin Bankacılık Denetim ve Yönetim Komitesi Başkan Yardımcısı Jiang Dingzhi, gelecekte Çin bankalarının, bir yandan yurt dışına yapılan yatırım değerinin kayıp göemesini önlemeleri, diğer yandan da ülkede gevşek para politikası uygulandığı dönemde batık kredinin artmasının önüne geçmeleri gerektiğini belirtti.
Toplam sermayesi 10 trilyon yuan olan Çin Sanayi ve Ticaret Bankası, şu an Çin'in en büyük bankası durumunda. Bu bakanın genel yönetim kurulu başkanı Jiang Jianqing, mevcut küresel finans krizinin yayılmaya devam edeceğini, küresel ekonominin gerileme ve iç ekonominin yavaşlama riskinin arttığını savunarak, bankacılık sektörünün, yeni yüzyılda en ciddi sınavdan geçtiğini söyledi. Jiang, Sanayi ve Ticaret Bankası'nın, risklerin kontrol altına alınabildiği ve sermaye kalitesinin istikrarını koruyabildiği koşulda potansiyel gelişme fırsatından yararlanarak gelişmeye çalışacağını kaydederek şunları söyledi:
"Rekabet gücümüzü yükseltme yoluyla piyasadaki üstünlüğümüzü artıracağız. Sürdürebilir gelişme kabiliyetini yükselteceğiz. Finans krizinden ders alarak etkili önlemlerle risk yönetimi güçlendireceğiz. Ekonominin yavaşladığı koşulda kredi kalitesini güvence altına alacağız."
Önümüzdeki dönemlerde Çin'in bankacılık sektörü, daha çok sınavla karşı karşıya gelecek. Çin Bankacılık Denetim ve Yönetim Komitesi Başkanı Liu Mingkang, bankacılık söktöründe denetim ve yönetim hedefine değinirken, finansın istikrara kavuşmasını sağlama ve mevduat sahiplerinin çıkarlarını korumanın, Çin'in bankacılık sektöründe uyulması gereken temel ilke olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Reform ve dışa açılma girişiminin derinleştiği süreçte, iç ve dış piyasadan gelen riskleri önlememiz gerekiyor. Çin'in finans sektörünün istikrarını ve güvenliğini korumaktan hareket edilerek mevduat sahiplerinin çıkarları somut olarak genişletilmeye çalışılmalı. Bankacılık sektöründe reform sonuçları korunarak sektörün sağlıklı ve istikrarlı şekilde yürütülmesi sağlanacak ve Çin ekonomisinin iyi ve hızlı şekilde gelişmesine güçlü destek vermemiz gerekiyor."