Türkiye yerel seçim iklimine girdi. Mart sonuna dek, gündemin ana konusu seçimler olacak. Ekonomi de en az seçim kadar önemli ama AKP bu alandaki krize kestirme bir çözüm buldu:
Konuşmamak!
Ekonomideki sorunların konuşulmamasını "çözüm" sanan bir iktidar var.
Bütün bunların yanında çevremizde bizi de yakından ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor. Son bir haftayı sütuna yatıralım...
Rusya, enerjiyi küresel politikalarının bir parçası yapacağını daha önce de duyurmuştu. Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) benzeri bir Doğalgaz İhraç Eden Ülkeler Birliği kurmak için düğmeye bastı.
Hafta başında, güvenlik alanında da yeni bir adım attığını duyurdu. Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Ermenistan ve Beyaz Rusya NATO benzeri bir oluşumun temellerini attı.
Rusya, 1991'de Sovyetler'in çökmesinin ardından en azından eski "iç bahçe" saydığı bölgede yeniden boy gösteriyor. Yukarıda Rusya'yla birlikte sözünü ettiğimiz ülkelerin tümünde kurucu halktan sonraki en büyük etnik grup Rus.
Asya'da ABD ne yapıyor?
Obama daha yönetime gelmeden şunu duyurmuştu:
Afganistan'a ayrıca ağırlık vereceğim.
Bunun Türkçesi şuydu:
Asya'nın Hint Okyanusu'na iniş bölgesini ben kontrol edeceğim.
Bu da Rusya ile Çin'in arasına girip, bu iki gücü birbirinden olabildiğince uzak tutmak anlamına geliyor.
ABD'nin bunu başarabilmesi için Afganistan çevresinde güvenli üslerinin olması gerekiyor. 1991 sonrası dalgalanmada çıkışı ABD'ye yakınlaşmada bulan Orta Asya ülkeleri, topraklarında Amerikan üslerinin konuşlanmasına sıcak bakmışlardı. Ancak bu alanda da işler usul usul tersine dönmeye başladı.
Özbekistan 2005'te Andican olaylarından ABD'yi sorumlu tuttu ve Amerikan üssünü kapattı.
Kırgızistan da bu hafta başında Manas Amerikan üssünü kapattığını ilan etti. Gelen haberlere göre, üssün bulunduğu bölgeye Rus askerleri yerleşecek.
Pakistan giderek ABD açısından daha güvensiz bir bölge haline geliyor. Pakistan, ABD ile işbirliğini geliştirdikçe çözülüyor!
ABD Asya'da istediği üssü bulamazsa ne yapacak?
Bu sorunun yanıtını en ivedi arayanların başında ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General David Petraeus geliyor.
Sızan haberlere göre, Petraeus öncelikle Özbekistan'da ve Tacikistan'da şansını deneyecek. Başarılı olamazsa akıllarda Trabzon var!
ABD, 1990'ların sonundan beri Trabzon ve Samsun'da üs edinmek istediğini Türkiye'ye iletiyor. Bu istem 2003'teki Irak işgali sırasında da gündeme gelmiş, herkes "Irak'la Karadeniz'in ne ilgisi var" diye sormuştu. Biz de o günlerde, ABD'nin sadece Irak eksenli plan yapmadığını, Karadeniz'in hâkimiyetini ve devamında Asya köprüsünü de düşündüğünü vurgulamıştık.
Obama'nın Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ı aramasını yukarıdaki trafiğin ortasına oturtmak gerekiyor. Obama, Gül Moskova'dan döner dönmez aradı. AKP medyası, "Obama Türkiye'nin bölgesinde lider ülke olduğunu söyledi" başlığını öne çıkardı. Ama ABD'den yapılan resmi açıklamanın omurgasını NATO oluşturuyordu.
Bir bakıma Obama Türkiye'ye şunu söylüyordu:
NATO'dasın NATO'da kal, başka arayışa girme!