27 Şubat 2009
YENİ ABD yönetiminin Türkiye'yi yakından ilgilendiren bölgesel sorunlar üzerindeki stratejisinin ana hatları belli olmaya başladı.
Obama yönetiminin ilk resmi temas ve beyanlarından, Türkiye'nin konumuna önem verdiği ve bu meselelerin çoğu üzerinde Ankara ile beraber çalışmak veya diğer bir deyişle, Türkiye'yi de bu stratejiye angaje etmek istediği anlaşılıyor.
Bu sorunlardan biri Irak'la ilgili. ABD, önümüzdeki haziran ayından itibaren Irak'tan askerlerini geri çekmeyi ve 2011'e kadar işgale son vermeyi planlıyor. Bu geri çekilme süreci için Washington'da yapılan çalışmalarda, "geçiş yolları"ndan biri olarak Türkiye'nin de adı üzerinde duruluyor. Washington'dan bu yönde henüz Ankara'ya resmi bir talep ulaşmış değil, ama bunun yakında gündeme getirileceği açık...
Diğer bir konu da Afganistan'la ilgili. Obama yönetimi bu ülkeye ek Amerikan askeri birlikleri göndermek niyetinde. Ayrıca müttefik ülkelerin de oradaki askeri varlıklarını güçlendirmesini istiyor. Bu konuda da Türkiye'ye resmi bir talep ulaşmadı, ama NATO çerçevesinde bunun sinyalleri gelmeye başladı...
Bu arada Fransa'nın NATO askeri kanadına dönmek isteğine ABD büyük önem veriyor. Ancak bu konuda Türkiye'nin engel çıkarması olasılığından da kaygı duyuyor. Yani Ankara'nın daha güçlü bir NATO için bu isteğe destek olmasını bekliyor.
Prensipte "evet"...
TÜRKİYE, Obama'nın bu konularla ilgili stratejisine ne ölçüde uymaya hazır?
Bu soruyu Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu DEİK'in önceki gün İstanbul'da düzenlediği toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a sorduk.
Bakan, ABD'nin Irak'tan çekeceği kuvvetlerin Türkiye yoluyla dönmesi konusunda bir talepte bulunması halinde, Ankara'nın bunu görüşmeye hazır olduğunu söyledi ve "Bu desteği vermek isteriz, ancak bunun detaylarını görüşmemiz gerek" şeklinde konuştu.
Babacan'ın söylediğinden şunu anlıyoruz: Türkiye, Irak'tan çekilecek Amerikan askerleri için bir transit yolu olarak kullanılmasına karşı değil, ancak bu geçişle ilgili olarak, üzerinde mutabık kalınması gereken hukuki, güvenlik, vs.'ye ilişkin birçok konu var. Bunların müzakere edilmesi gerekecek.
Kuşkusuz bu konunun siyasi yönü de önemli. Türkiye'nin böyle bir talebi reddetmesinin Washington'da hiç de iyi karşılanmayacağı açık. Buna karşılık, Türkiye'nin sergileyeceği işbirliği, Obama yönetiminden örneğin Ermeni soykırım iddialarına karşı çıkmasıyla ilgili beklentileri konusunda elini güçlendirecektir.
Bir nevi "hayır"
DIŞİŞLERİ Bakanı, sorumuzun Afganistan'la ilgili bölümünü yanıtlarken, Türkiye'nin bu ülkenin yeniden yapılanmasında (eğitimden sağlığa kadar) yaptığı katkıları hatırlattı ve Afganistan sorununun sadece "güvenlik" değil, aynı zamanda "insani" boyutunun da bulunduğunu belirtti. Babacan daha hassas bir konu olan "ek askeri birlik" gönderme olasılığına hiç değinmedi...
Aslında Türkiye'nin muharip birlik göndermek istemediği biliniyor. Resmi politika halen de budur. Ancak önümüzdeki haftalarda (bu arada nisandaki NATO zirvesinde) bu yönde baskılar artabilir.
NATO konusunda da Bakan, Fransa'nın askeri kanada dönmesi işinin henüz somutlaşmadığını, bunun bir "al-ver" anlayışıyla konuşulması gerektiğini belirterek geçiştirdi...
Özetlersek, Babacan'ın sözleri, Türkiye'nin ABD ile (ve genelde müttefikleriyle) işbirliği ve ortaklığı sürdürmek istediğini, ancak kendi hassasiyet ve beklentilerini de ortaya koymaktan çekinmeyeceğini gösteriyor.