Çin'in ithalat ve ihracat verileri iyi yönde olmasa da Türkiye ile devam eden ticari bağlara yenileri eklenmeye devam ediyor. Özellikle Bir Kuşak-Bir Yol düşüncesinin ortaya atıldığı şu dönemde Yeni İpek Yolu güzergahında kilit noktada bulunan Türkiye ile yeni projelere imza atılıyor. Çin-Türkiye dış ticaret hacmi, Bir Kuşak-Bir Yol düşüncesi ve iki ülke arasındaki güncel ortaklık haberleriyle yeni bir Ekodiyalog sohbeti sizleri bekliyor...

Ekonomi Gündemi'nden bazı haber başlıkları şöyle:

Çin ile IMF yuanın SDR değerlendirmesini yürütecek

Çin Devlet Döviz İdaresi, Çin'in Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yuanın özel çekme hakları (SDR) sepetine eklenmeye hazır olup olmadığını değerlendireceğini açıkladı.

Döviz İdaresi'nden Wang Yungui, düzenlenen basın toplatısında, yuanın SDR sepetine girmesi için Çin'in aktif çaba harcayacağını ve konuyla ilgili değerlendirmesinde IMF'ye yardımcı olacağını bildirdi.

Wang, SDR sepetine girişin yuanın uluslararasılaşmasında büyük bir adım olacağını, dolayısıyla finansal riskleri giderme konusunda oldukça fazla önem taşıdığını belirtti.

1969 yılında IMF tarafından oluşturulan SDR, dört para biriminden oluşan uluslararası bir döviz rezerv aracıdır. Amerikan doları (yüzde 41,9), Euro (yüzde 37,4), İngiliz sterlini (yüzde 11,3) ve Japon yeni (yüzde 9,4) sepete dahil olan para birimleridir.

Fona katkıları temelinde IMF üyelerine ayrılan SDR, ihtiyaç durumunda yabancı para birimlerini çekme hakkını temsil eder.

SDR girişlerinde referans alınan iki önemli nokta: bir ülkenin toplam ithalat ve ihracat değerinin yanında bir para biriminin sermaye hesabı altında tam olarak dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğidir.

IMF, her beş yılda SDR sepetindeki para birimlerini gözden geçirmekte. Bu yılki değerlendirmede yuanın sepete eklenip eklenmeyeceği şu sıralar oldukça büyük önem teşkil ediyor. 2010'daki son SDR değerlendirmesinde yuan, SDR'ye giriş kriterlerinden ilkini karşılamıştı. Fakat "serbestçe kullanılma" kriterini karşılamadığı için SDR birimi olarak kabul edilmemişti.

Söz konusu değerlendirme Merkez Bankası ve Bank of China tarafından koordine ediliyor.

Çin-Asya Expo'da Bir Kuşak-Bir Yol konuşuldu

Çin-Güney Asya Expo fuarında politikacılar ve iş adamları Bir Kuşak-Bir Yol inisiyatifiyle nasıl kar elde edilebileceği ve Güney Asya'nın bölgesel entegrasyonunun sağlanabileceği konusunda beyin fırtınası yaptılar.

Fuar Salı günü, önceki yıla göre yüzde 19,8 artışla 25,19 milyon ABD doları değerinde bir ciroyla açıldı. Çin'in Yunnan eyaletine bağlı Kunming şehrindeki beş günlük etkinliğe 70 ülke ve bölgeden 20 binden fazla iş adamı ve 3 bin 179 girişimci katıldı.

Güney Asya Ülkeleri Bölgesel İşbirliği Teşkilatı (SAARC) Genel Sekreteri Muhammed İkbal Tabiş etkinlikte yaptığı konuşmada Çin öncülüğünde başlatılan Bir Kuşak-Bir Yol bölgesel ticari ağının Asya ülkelerine ne ifade ettiğini açıkladı.

Tabiş, geçen yüzyıl boyunca eski İpek Yolu'ndan bir zamanlar tüm Asya ve Batı'nın faydalandığı gerçeğinin neredeyse unutulduğunu ve Çin'in yeni İpek Yolu önerisinin bu konuda bir farkındalık yarattığını vurguladı.

Fuar esnasında yüzde 10,8'lik bir artışla 785 milyar yuanlık (126 milyar ABD doları) sözleşmeler imzalandı. Yatırımlar altyapı inşası, elektronik ve bilgi teknolojileri, eczacılık, turizm ve enerji alanlarını kapsıyor.

Dünya Bankası ise 2015-2020 yılları arasında Güney Asya'da elektrik üretimi, ulaşım ve içme suyu tedarikinin gelişimini desteklemek için altyapı inşasına 2,5 trilyon dolarlık bir yatırım yapılacağını öngörüyor.

Fuar süresince gerçekleştirilen aktiviteler ticaret ve yatırımın ötesine geçti. Hindistan, Çin'deki ilk Yoga Enstitüsü'nün açılışını resmi olarak gerçekleştirdi. Enstitü, Kunming'deki Yunnan Etnik Üniversitesi'nde yoga kültürünün tanıtılması için kuruldu.

Öte yandan Çin, Vietnam, Laos ve Myanmar'dan çeşitli akademik kuruluşlar ortaklaşa uydu destekli navigasyon hizmeti ve akıllı-şehir teknolojisi geliştirmek için birlik kurdular.

Çin ve Sri Lanka ise ulusal bijolojik laboratuvar kurma konusunda işbirliği anlaşmasına imza attı.

Avustralya: Çin ile ticari ilişkilerimiz güven üzerine kurulu

Avustralya hükümetinin Japonya ve Kore Cumhuriyeti'nden sonra şimdi de Çin ile daha evvel görülmemiş bir serbest ticaret anlaşması imzalaması iftihar edilecek bir başarı olarak düşünülüyor.

İki ülkenin 10 yıldır devam eden 21 turluk görüşmeleri dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden biri olan Avustralya'nın ekonomik süper güç Çin ile serbest ticaret anlaşması imzalamasıyla sonuçlandı.

Anlaşma yürürlüğe girdiğinde Avustralya'nın ihracatının yüzde 85'ten fazlası ve gelecek 11 yıllık süreçte ürünlerinin yüzde 95'i gümrükten muaf olacak.

Dahası, her yıl 5 bin Çinli vatandaşa iş vizesi ve turistik vize verilecek ve Çinli girişimciler Avustralya'ya yatırım yapma konusunda desteklenecek.

Avustralya Başbakanı Tony Abbott Çarşamba günü Canberra'daki imza töreninde yaptığı konuşmada, daha evvel gerçekleştirilmemiş bu anlaşmanın yalnızca iki ülke arasındaki ticareti değil, aynı zamanda Çin'deki yatırımlarını da genişleteceğini, ticaretten öte başka bir ülkede yatırım yapmanın bir güven işareti olduğunu belirtti.

Avustralya'nın toplam ticaretinin neredeyse çeyreğine tekabül eden bu anlaşmanın yalnızca Avustralya ürünlerinin artışını sağlamakla kalmayacağı belirtilirken hizmet sektörüne de hareketlilik kazandırması bekleniyor.

Öte yandan Avustralyalı birlikler Çinli işçilerin akını ile karşılaşabilecekleri ve ülkede işsizlik oranının artabileceği değerlendirmesini yaptılar.

Avustralya Küçük İşletmelerden Sorumlu Bakanı Bruce Billson ise bu anlaşmayı küçük yerel işletmelere milyonlarca yeni müşteri fırsatı sağlayabilecek büyük bir haber olarak değerlendirdi.

Çin-Avustralya serbest ticaret anlaşması gelecek yıl parlamentoların onayından geçtikten sonra yürürlüğe girecek.

Alibaba Latin Amerika'da ticari fırsatlar arıyor

E-ticaret devi Alibaba Latin Amerika'da iş yapma konusundaki isteğini dile getirdi. Alibaba özellikle Meksika, Brezilya ve Arjantin'de ticari faaliyetlerde bulunmak istiyor.

Alibaba'nın Uluslararası E-ticaret Geliştirme Departmanı Amerika birimi yöneticisi Sherri Wu'nun açıklamasına göre Çinli tüketiciler Latin Amerika ürünlerine, özellikle Meksika avokadosu gibi taze ürünlere büyük ilgi gösteriyor.

Çinli vatandaşların avokadoyu çok sevdiğini ve geçen ay 10 binden fazla sipariş aldıklarını belirten Wu, müşterilerine daha fazlasını sunmayı temenni ettiklerini sözlerine ekledi.

2014 yılının sonundan beri Alibaba, çevrim içi platformu Tmall üzerinden avokadoların satışını gerçekleştirmekte.

Wu: "Avokado ile 2014'te büyük bir başarı elde ettik. Şili kirazı ve Arjantin karidesi de aynı şekilde çokça talep edilen ürünler arasında" şeklinde bir değerlendirme yaptı.

Çin'deki egzotik yiyecek ihtiyacı, giderek büyüyen ve yurt dışından kaliteli ürünlere daha fazla ilgi gösteren bir orta sınıftan gelmekte.

Wu, Latin Amerika'dan yiyeceklerin Çin'e ithalini bölgede iş yapma konusundaki ilk adım olarak gördüklerini ve Meksika, Brezilya ile Arjantin'deki tedarikçilerle daha sıkı bağlar kuracaklarını vurguladı.

Bolivya: Çin destekli kıta ötesi tren projesine katılmak istiyoruz

Bolivya Başbakanı Evo Morales Salı günü Güney Amerika'yı ayıracak kıta ötesi tren hattının Bolivya'dan geçirilmesi önerisinde bulundu.

Proje, Latin Amerika'dan Asya'ya ihracatlarda ulaşım koridoru oluşturmak için Brezilya'nın Atlantik kıyılarını Peru'nun pasifik kıyılarına bağlayan bir demiryolu hattından oluşuyor.

Bolivya Haber Ajansı'na göre Morales, katıldığı bir basın toplantısında demiryolunun Bolivya'dan geçmesinin maliyetleri azaltacağını ve zamandan kazanılacağını söyledi.

Morales, 23 Haziran'da Peru Başbakanı Ollanta Humala ile yapacağı toplantıda bu teklifini sunacağını belirtti.

Atlantik'ten Pasifik'e demiryolu inşası, Başbakan Li Keqiang'ın Mayıs ayındaki Güney Amerika gezisi sırasında öne sürdüğü Çin ve Latin Amerika arasında gerçekleştirilecek ana projelerden biri.

Ortak fizibilite raporunun Mayıs 2016'da tamamlanması bekleniyor.