ABD Hazine Bakanı Jacob Lew, G20 maliye bakanları toplantısında Çin'i eleştirerek "İstediğimiz birçok meselede hızlı hareket ettiklerinin işaretini henüz görmedik" dedi. Hatta Çin'i, sosyal ve siyasi istikrarı bozmak pahasına bile olsa, reformları hızlandırmaya çağırdı.
Çinli muadili Lou Jiwei ABD Hazine Bakanı'na net bir ifadeyle yanıt verdi. Lou, ABD'nin yapısal reform yürütüyorum adı altında para basmasının ekonomik toparlanmayı teşvik etmek olmadığını vurguladı.
Global Times gazetesi, 25 Şubat günü başyazısında, "Washington bizim pazarlarlarımızı açmamız, böylece durgun ABD ekonomisini canlandırmamız beklentisi içinde Çin'i kınamaya kalktı" dedi. Programımızın ilk bölümünde Global Times'in söz konusu başyazısını aktarıyoruz:
ABD bir yandan da muazzam mali gücünün meyvelerini toplamaya çalışıyor. Washington yönetiminin kendinden başkasını düşünmemesi anlaşılabilir, ama Lew alenen 'toplumsal ve siyasi istikrar pahasına da olsa' Çin'in reformlara hızla devam etmesini 'isterim' diyerek çok ileri gitti.
Dünyanın kınadığı "at gözlüklü" politika
Çin toplumu artık reformların önemini anlıyor. Ama yetkililer reformların hangi hızda nasıl uygulanması gerektiğine karar verirken, birinci derecede Çin halkının çıkarlarını dikkate alıyor. Bu reform sürecinde sosyal ve politik risklerin en aza indirilmesi vazgeçilmezdir. Biz, ABD dahil, dünyanın geniş bir bölümünün çıkarlarına elverişli bir şekilde reformları yürüteceğiz. Ama asla "ABD'nin istediği hızda" değil! Sam Amca'nın Hazine Bakanı Lew, otoritesinin nerde başlayıp nerde bittiği konusunda hayal içinde.
Lou, Wall Street'in finansal kriz patlak verdiğinde uygulamaya başladığı, bütün dünyanın kınadığı "at gözlüklü" politikalarını eleştirmekte haklı. Amerikalılar bile ABD'nin böyle bir sıkıntının altından kalkamayacağını düşündü. Bütün bu yaşananlara rağmen, dünya Wall Street'in bir reform adımı attığını gördü mü? ABD, para basma politikasıyla dünya halklarını krizden krize sürüklediği halde herhangi bir yapısal reforma girişmiş midir?
Yarık açma motoru!
Lew'in sözleri ABD yöneticilerinin Çin'in koşullarından bihaber olduğunu yansıtıyor. Onlar, böyle yoğun nüfuslu ve eşit gelişmemiş ülke için "toplumsal ve siyasi krizin" ne ölçüde ağır olabileceğinin farkında değiller. Ya da onların köklü ABD çıkarları odaklı zihniyeti, bunları düşünmelerini engelliyor.
Reformu hızlandırıken yıkıcı hataları önlemek için temkinli adımlar atması, Çin için hayati önemdedir. Ağır bir bilançoyla karşılaştıktan sonra, baştan başlamak için en küçük bir fırsatımız dahi olmayacaktır ve bedelini de Batı ödemeyecektir.
Umarız ABD, dünya ekonomisini canlandıracak yatırımlar yapmaları ve yeni teknolojiler geliştirmeleri için kendi şirketlerini destekleme cesaretini gösterir. ABD'yi para oyunlarıyla başka ülkelerin ekonomilerinde yarıklar açma motoru yerine, küresel ekonomik büyümenin motoru olarak görmek istiyoruz. Bütün dünyanın ABD'den beklentisi de bu.
