CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Yen devalüasyonu "iki ucu keskin kılıç"
  2013-06-24 10:31:10  cri
    Japonya Merkez Bankası (BOJ), geçen ay, deflasyon ile felç olmuş ekonomisini düzeltmek amacıyla parasal genişleme politikasını devam ettireceğini ve önümüzdeki iki yıl hükümetin yüzde 2 enflasyon hedefleyeceğini açıkladı.

    İki günlük bir toplantının ardından açıklama yapan BOJ, dünya çapında ekonomik kurtarma politikaları sayesinde Japon ekonomisinin toparlanmaya, iç tüketimin ve arzın artmaya başladığını bildirdi.

    Ekonomik göstergelerin toplam olarak son beş aydır üst üste yükseldiğini saptayan BOJ ekonomik krizin durdurulduğu ve "toparlanma işaretleri göstermeye başladığı" sonucuna vardı.

    BOJ Başkanı Haruhiko Kuroda "Kişisel tüketim, sermaye harcamaları ve sanayi üretiminde, daha parlak gelişmeler yönünde bir adım atıldığı" değerlendirmesini yaptı.

    BOJ Para Politikaları Kurulu, Nisan ayında yapılan keskin parasal genişleme kararlarının ardından, yıllık bazda para tabanını 60 ile 70 trilyon yen (yaklaşık 600-700 milyar dolar) artırmaya oybirliğiyle karar verdi. Banka bu amaçla, devlet tahvillerini ve döviz yatırım fonları gibi yüksek riskli varlık alımını artıracağını bildirdi.

    Sekiz ayda yüzde 23 devalüasyon

    Japon para birimi yen, Kasım ayı ortasından bu yana dolar karşısında yüzde 23 düştü. Yani Japonya para biriminin değerini düşürdü; yüzde 23 devalüasyon yaptı.

    Kısa bir tanımlama yapalım. Kur devalüasyonu, bir ülkenin para biriminin diğer para birimleri karşısında değerinin düşürülmesi anlamına geliyor. Bir ülkenin parasının değerinin düşmesi, o ülkenin uluslararası ticarette "fiyat" avantajı elde etmesini, bir başka ifadeyle o ülkenin ihraç mallarının, uluslararası piyasada fiyatının düşmesi sonucunu doğuruyor. Teşvik ve genişleme politikaları ile parasının değerini düşüren ülke, ihracatını artırma şansı yakalıyor.

    Parasının değerini düşüren ülkenin ihracat gelirleri de artıyor. Çünkü aynı miktar mal satışından elde edilen döviz miktarı da artıyor.

    İşte, ekonomistler de BOJ'un değerlendirmelerinin, piyasanın yenin değerinde yaşanan düşüş karşısındaki tepkilerine dayandığını belirtiyorlar. Kasım ayı, "Abenomics" olarak da adlandırılan, Başbakan Shinzo Abe'nin "şahin" ekonomi politikalarını uygulamaya başladığı tarih.

    Ancak, BOJ'un açıklamalarının ardından yayımlanan ticaret verileri, önde gelen iktisatçılar tarafından şöyle yorumlandı: Yende yaşanan değişimin, Japon şirketleri için artıları da eksileri de vardır.

    Doğal gaz ithalatının değeri yüzde 18 arttı

    Yendeki düşüş, özellikle Japonya'nın ihracata bağımlı imalat sektörü ürünlerini yurtdışı pazarlarda daha uygun hale getirerek görünüşte yararlı oldu. Ancak, aynı zamanda temel ithalat maliyetlerini, özellikle Japonya'nın bağımlı olduğu doğal kaynakların maliyetini fena halde yükseltti.

    Devalüasyon yapan ülkede genel olarak ithalat talebi düşüyor ama ithalatın maliyeti artıyor. Ekonominizi yürütmek için temel sektörlerde ithalata bağımlı bir ülkeyseniz, devalüasyondan zararlı çıkma olasılığınız oldukça yüksek. Japonya'nın durumu da bu.

    Fukushima nükleer krizin ardından, Japonya'nın nükleer santrallarının kepenkleri kapandı ve elektrik santralları pahalı fosil yakıtlara ve sıvılaştırılmış doğal gaz ithalatına bağımlı hale geldi. Bu durum, büyük ticaret açığını kat kat artırdı.

    Ham petrol fiyatlarına bağlı olarak petrol ithalat maliyeti Nisan ayında, azaldı, ama resmi rakamlara göre sıvılaştırılmış doğal gaz ithalatının değeri bir önceki yıla göre yüzde 18 arttı.

    Ticaret açığı, beklenenin çok üzerinde

    Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan geçici verilere göre, Japonya'nın ticaret açığı, Nisan ayında beklenenin çok üzerinde 879 milyar 900 milyon yen (8,6 milyar dolar) arttı. Böylece yenin değer kazanmaya başlamasının onuncu ayında, ithalat ihracata galip geldi.

    İhracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,8 artarak 5 trilyon 780 milyar yene (56 milyar dolar), ithalat yüzde 9 artarak 6 trilyon 660 milyar yene (65 milyar dolar) ulaştı. Mart ayında dış ticaret açığı Şubat ayının yarısı kadar, 362 milyar 400 milyon yen oldu.

    Ekonomistler Abe'nin bugüne kadar ortaya koyduğu ekonomi politikalarının, Japonya için son derece büyük bir ihtiyaç olan ihracatın desteklenmesini dikkate almadığını, belirli bir yol haritası olarak "Abenomics" adı altında ilan edilecek çapta olmadığını belirtiyorlar.

    Tokyo tarafından tetiklenen toprak anlaşmazlıkları nedeniyle Çin'den Japon mallarına talep hızla azalıyor. Aynı şekilde borç batağındaki Avrupa'ya yaptıkları ihracat da azalıyor. Ekonomistler, Japon hükümetinin bu açığı dengelemek için çok az şey yaptığını belirtiyorlar. ABD'ye ihracatın yüzde 14,8 oranında artması da Japon ekonomisini kurtarmadı. Mart ayında sona eren mali yılda, ticaret açığı rekor 83 milyar 400 milyon dolar düzeyine ulaştı.

    Aynı dönemde Japonya'nın Çin'den ithalatı da sürpriz bir biçimde yüzde 13,3 arttı. Böylece açık yüzde 60 ile rekor bir düzeye, 442 milyar yene (4,3 milyar dolar) çıktı.

    Kıdemli ekonomistler BOJ'un olağanüstü iyimser değerlendirmelerine rağmen, Japonya'nın ticaret dengesi konusunu, gelecek mali yıl ortasına kadar kırmızı çizgilerin dışına taşımamak gerektiğini söylüyorlar. Zayıflayan yenin ve genişleyen ticaret açığının olumsuz etkilerini vurgulayan stratejistler, BOJ'un iyimser yorumlarını bir "pembe tablo çizme" olarak değerlendiriyorlar. Japonya'nın Ocak-Mart çeyreğinde yüzde 3,5 genişlediği açıklanması da, yavaş yavaş eriyecek "yüksek dozda ekonomik şeker" olarak adlandırıliyor.

    Japonya Maliye Bakanı Taro Aso da, yendeki düşüşün, ülke ekonomisi için "iki ucu keskin kılıç" olduğunu kabul etti.

    Japon şirketlerinden farklı beklentiler

    Burada son anketlere göre Japon şirketlerinin neredeyse yarısı yenin değerinin 100 dolarda sabitlenmesini istiyorlar, daha fazla düşmesini istemiyorlar. Şirketlerin yaklaşık üçte biri ise aslında kendi para birimlerinin dolar karşısında güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Bugünlerde 1 dolar, 95 yen dolayında.

    Yenin düşürülmesi, G7 Grubu ve G20 grubu dahil olmak üzere, dünya çapında tepki çekmişti. Dört ay önce toplanan G20 Maliye Bakanları, Japonya'nın adını geçirmeden, döviz kuru oranlarıyla oynamanın küresel çapta bir savaşa neden olacağını belirterek, bu yönde çaba harcayan hükümetlere karşı kesin bir tutum almıştı. Toplantısı sonunda yapılan açıklamada, bazı ülkelerin ihracat yoluyla büyümeyi hızlandırmak için döviz kurlarını zayıflatmaya çalışmalarından duyulan endişe dile getirilmişti. Diğer ülkelerin de kendi ekonomilerini korumak için misilleme yapmaları durumunda, devalüasyonların ve korumacılığın, dünyayı 1930'lu yılların çıkmazına sürükleyeceği belirtilmişti.

    Moskova toplantısına katılan Japon yetkililer ise inkar yoluna giderek devalüasyon iddialarını yalanlamışlardı. Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Japon ekonomisini canlandırma çabalarının bir sonucu olarak yenin değerinin düştüğünü öne sürdüler. Şimdi sorunun hızla "kur savaşları" biçimine dönüşmesi karşısında daha keskin bir tavır alınması bekleniyor.

    ABD Hazine Bakanı Jack Lew, bu ayın başlarında, Japonya'nın ekonomik büyümesini memnuniyetle karşıladıklarını, ancak ihracat avantajı sağlamak için döviz kurlarının manipüle edilmesinin uluslararası para anlaşmaların "temel kurallarına" aykırı olduğunu belirtti. Lew, "Yen'in aşırı güçlü olduğunu ve biraz düzeltildiğini söylüyorlar. Ancak daha fazla zayıflamaya devam ederse, insanların yaşamları üzerinde olumsuz etkileri ortaya çıkacaktır" dedi.

    Aslında ABD finansal krizin başından beri aynı politikayı uyguluyor. Ancak Avrupa krizi nedeniyle avronun da değer yitirmesi, doların değer yitirmesinin etkilerini biraz zayıflatmış ve dikkatlerden kaçırmıştı.

    Sanayisi zayıf olan ülkeleri vuruyor

    Özellikle ekonomik büyüme, cari denge ve uluslararası rezerv sorunlarının söz konusu olduğu dönemlerde devalüasyon 'kolay' bir uygulama adımı olarak gündeme geliyor. Ticaret ve cari hesap dengeleri, ihracat ve ithalat değerlerindeki değişmeden dolayı olumsuz yönde etkilense bile, orta vadede ihracatın daha 'ucuz', ithalatın 'pahalı' hale gelmesiyle cari dengenin iyileştiği düşünülüyor.

    Ancak devalüasyonun, ülkelerin uluslararası ticari rekabette avantaj sağlamak üzere karşılıklı ataklar olarak gerçekleştirilmesi, 'rekabetçi devalüasyon' veya 'kur savaşı' olarak adlandırılıyor. Bu ise dünya ekonomisinin gelişmesine olumsuz etki ediyor. Özellikle sanayileri zayıf olan ekonomiler çok olumsuz etkileniyor. Çoğu zaman, Japonya gibi savaşı başlatan ya da kızıştıran ülkeler bile bundan zarar görebiliyorlar.

    Bir "Yeni Soğuk Savaş" başlatmak üzere!

    Çinli uzmanlar Japonya Başbakanı Shinzo Abe'nin "şahin" ekonomi politikasının, "aktif ve saldırgan" dış politikasıyla paralel olduğunu düşünüyorlar. Japon militarizmine sarıldığı ve tarihte yaşanan vahşeti inkar ettiği için Abe'yi şiddetle eleştiriyorlar. Onun sözde değer tabanlı diplomasisinin, uluslararası toplumu aptal yerine koyan sadece siyasi bir hile olduğu belirtiliyor. Japonya'nın ultra-sağcı diplomasisinin bir "yeni Soğuk Savaş" başlatmak üzere olduğuna dikkat çekiliyor.

    Zhong Sheng, 18 Haziran günü China Daily'de yayımlanan makalesinde şöyle diyor: "Oysa, dünyanın çok kutuplu yeni düzeninde, barış, kalkınma ve işbirliği, geri dönüşü olmayan bir eğilim haline gelmiştir."

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China