Çin'de yeni yönetim işbaşına geldiğinden beri yoğun bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Ülkeler arası her görüşmenin bir de ekonomik boyutu oluyor. Çin, pek çok ülkeyle "ikili ticaret anlaşması" ve "mali ve parasal işbirliği anlaşması" imzaladı. Anlaşmalar küresel çapta yaşanan krize çare. Anlaşmaların Çin ulusal para birimi Renminbi yuanın uluslararasılaşmasına da hizmet ettiği vurgulanıyor.
Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu, Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü'nden araştırmacı Zhang Jianping, ülke paralarıyla karşılıklı ticaret anlaşması talebinin giderek arttığını söyledi. Bu talebi karşılayabilmek için Çin'in diğer ülkelerle yaptığı ikili döviz ticaret anlaşmaları, 2012 yılında 122 milyar 300 milyon dolara ulaşmış.
"Avustralya için büyük bir avantaj"
En son Avustralya ile de ikili ticaret anlaşması imzalandı. Çin Başbakanı Li Keqiang ile Avustralya Başbakanı Julia Gillard arasında yapılan görüşmenin ardından Dışişleri Bakanlığı tarafından bir bülten yayınlandı. Bültene göre, iki taraf "mali ve parasal işbirliğini güçlendirmeyi, RMB ve Avustralya doları üzerinden doğrudan ticaret başlatmayı kabul ettiler".
Karar, hem iki taraf arasındaki ekonomik ilişkilerin ve ticaretin, hem de RMB'nin uluslararasılaşmasında önemli bir adım olarak görülüyor. Anlaşmaya göre, Avustralya doları ile Renminbi, iki ülke arasındaki doğrudan ticarette, ABD doları ve Japon yeni yanında üçüncü para birimi haline gelecek. Doğrudan ticaretin, görüşmenin ertesi gün başlayacağı da bildirildi.
Avustralya Başbakanı Gillard şöyle konuştu: "Bu bizim ikili ticaretimizi ve iki yönlü yatırımlarımızın hacmini hızla büyütür. Ayrıca yeni mali entegrasyon için fırsatlar yaratır. Bu, doğrudan ülke paralarıyla ticaret, Avustralya için büyük bir avantaj olacak. Sadece büyük işletmelerimiz için değil, aynı zamanda Çin'de iş yapmak isteyen küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz için de avantaj."
Çin Avustralya'nın en büyük ticaret ortağı
Avustralya ile Çin arasında, Mart 2012'de 31 milyar dolarlık para takası anlaşması yapılmıştı. Ülke paralarıyla ticaret, Çin ve Avustralya arasında mali işbirliğinde atılan en son adım oldu.
Çin Avustralya'nın en büyük ticaret ortağı. Avustralya, kömür ve demir cevheri gibi doğal kaynak ihracatının dörtte birden fazlasını Çin'e yapıyor.
Financial Times'ın Avustralya Ticaret Bakanlığı verilerine dayanarak bildirdiğine göre, Avustralya son iki yılda Çin'in toplam ithalatına yaklaşık yüzde 5 katkı yaptı. Aynı zamanda Avustralya Çin'in ithal ettiği malların beşinci en büyük kaynağı oldu.
ABD merkezli Heritage Vakfı tarafından derlenen verilere göre, Avustralya 2012'de, Çin'in yurtdışı yatırımlarının da en büyük çekim merkezi oldu. Çin'in yurtdışı yatırımlarının hızla artarak 2012 yılı sonuna kadar 55 milyar 900 milyon dolara ulaştığını da hatırlatalım.
Beijing Uluslararası İşletme ve Ekonomi Üniversitesi Finans Bölümü Dekanı Ding Zhijie anlaşmayı şöyle yorumladı: İki ülke arasında ABD Doları yerine ülke paralarının yerleşmesi halinde, ikili ticaret hacminde daha büyük artış olur. Bu durum, maliyetleri ve riskleri de azaltır. Ayrıca Renminbinin geçerliliğini, küresel pazarda kabul düzeyini artırmasına da katkısı olacak. RMB'nin uluslararasılaşması için, bu biçimde imzalanacak daha çok ikili ticaret anlaşmasına ihtiyaç var.
Hedef, 2015
ABD ve Avrupa'da yaşanan kriz nedeniyle, dünyada yeni, daha istikrarlı bir küresel rezerv para birimi ihtiyacı uzun zamandır gündemde. Hızla artan Renminbi bazlı ticaretteki artış da bu ihtiyacın bir yansıması. Döviz piyasasında, günlük Renminbi işlem hacminin 5-6 milyar doları bulduğu belirtiliyor.
Deutsche Bank, Çin'in, ticaretinin sadece küçük bir dilimini oluşturan mal ticaretini, esas olarak Renminbi üzerinden yaptığına dikkat çekiyor. Banka, mal ticaretinde Renminbi kullanımının, bu yılın sonuna kadar yaklaşık yüzde 15 artacağını tahmin ediyor.
Beijing Uluslararası İşletme ve Ekonomi Üniversitesi Finans Bölümü Dekanı Ding Zhijie şöyle söylüyor: "RMB'nin uluslararası rezerv para birimi haline gelebilmesi için, kademeli olarak aşılması gereken çok aşama, dolayısıyla hâlâ uzun bir süreç var."
Aslında çok da uzun sayılmaz. 2015 yılına kadar Çin para biriminin uluslararasılaşması bekleniyor. Bu beklentiyi destekleyen bazı olgular üzerinde kısaca duralım.
Uluslararası Para Fonu, dört temel uluslararası para biriminden oluşan özel çekme hakları sepetini gözden geçiriyor. Gözden geçirmenin tamamlanması için son tarih 2015. Söz konusu kur sepetine, Renminbi'nin alınması gündemde.
Shanghay Belediye Yönetimi, 2015 yılına kadar, bir Renminbi finansal ürünler ve küresel fiyatlandırma merkezi olma hedefini önüne koymuş durumda. Shanghay'ın 2020 yılı hedefi ise küresel bir finans merkezi olmak. Bu hedefler, Renminbi'nin uluslararasılaştırılması planıyla paralel yürüyor.
Londra'nın avantajı
Çin'in Hong Kong Özel İdare Bölgesi ile işbirliği içinde faaliyet gösterecek bir Yuan merkezi olarak Londra, İngiltere'nin yanı sıra Çin tarafından da teşvik ediliyor. Londra'nın Çin dışındaki ilk yuan merkezi olmasının, Renminbi'nin uluslararasılaşması yönünde büyük bir adım olacağı belirtiliyor.
Çin Halk Bankası ile İngiltere Merkez Bankası arasında kurulması kararlaştırılan döviz takas (swap) hattı bu süreci hızlandıracak. Londra'nın zaman içinde kendi takas bankasını da kuracağı belirtiliyor.
Singapur'da bir başka yuan merkezi kurma planı var. Ancak Çinli yetkililer Singapur'u daha çok bölgesel bir merkez olarak düşünüyorlar. Londra'nın Hong Kong ile ortaklığı, Avrupa'da ilk hamle yapan ülke olması gibi avantajları var.
Fransa da atak yaptı
Dünya Bankalararası Mali Telekomünikasyon Merkezi kayıtları çarpıcı bir sonuç ortaya koydu. Buna göre, Avrupa Birliği bölgesinde yapılan Renminbi ödemelerinde Fransa, 2012 yılının Mart ayından bu yana yüzde 249 büyüme kaydederek lider konuma yükseldi.
Aynı kayıtlara göre, Çin ve Fransa arasında yapılan yuan cinsinden ödemeler, bir yıl önce sadece yüzde 6,5 iken, 2013 yılının Mart ayında yüzde 21,4'e yükseldi. Müşteri ödemelerinin sadece yüzde 5 olduğu, yapılan RMB ödemelerinin yüzde 95'ini kurumsal transferlerin oluşturduğu kaydedildi.
Bu durum, Fransa'nın Avrupa için önde gelen RMB ticaret merkezi olmaya başladığının işareti olarak yorumlandı. İngiltere Merkez Bankası ile Çin Halk Bankası arasındaki döviz takas anlaşması açıklandığından beri, İngiltere ile rekabet yaşandığı belirtiliyor.
Çin'de para reformu
Çin de piyasa odaklı para ve döviz kuru reformunu derinleştiriyor. Reformda gelinen aşama, yuan ticaretinde izin verilen dalgalanma aralığının genişletilmesi.
Yuanın uluslararası bir para birimi haline gelmesinde önemli bir engel olarak, Çin'deki döviz sisteminin tam serbest olmaması gündeme getiriliyor. Bir başka ivme unsuru olarak, uluslararası ticaret ve yatırımlarda yuan kullanımını artırmak vurgulanıyor. Çin Halk Bankası Araştırma Bürosu Genel Müdür Yardımcısı Wang Yu, "reformun, ülkenin ödeme ve takas sistemi için de büyük kolaylık sağlayacağını" söylüyor.
Çin Merkez Bankası, Nisan ayında yuanın günlük dalgalanma aralığını iki katına çıkararak yüzde 1'e yükseltti. Bu işlem Mayıs 2007'den bu yana ilk kez yapılıyor. Merkez Bankası'nın kararından sonra üçüncü işlem günü, yuan, dolar karşısında 19 yılın en yüksek seviyesine yükseldi.
Çin Döviz Ticaret Sisteminin öngördüğü 6,2408 referans oranına karşılık, Şangay'da ABD doları 6,1831 yuandan işlem gördü. Bu rakam da, devlet denetiminde döviz piyasanının kurulduğu 1993 sonundan beri görülen en yüksek seviye.
Çin Halk Bankası Araştırma Bürosu'ndan Bölüm Başkanı Wu Xuchuan, döviz reformuyla dış ticaretin artacağını, ticari maliyetlerin azalacağını söylüyor.
"İçeriyi de düzenleyelim"
Çin Sosyal Bilimler Akademisi tarafından yayımlanan bir raporda, yuan reformunu ilerletmek ve para biriminin uluslararası rezerv para haline gelmesini sağlamak için, iç ödeme koşullarını da çeşitlendirmek gerektiği savunuluyor.
Çin hükümeti düşünce kuruluşlarından üst düzey finansal analist Cheng Lian, daha açık bir ödeme ve takas sisteminin, güvenlik duvarıyla örülmüş, parçalı bir sisteme göre daha güvenli olduğunu söylüyor. Cheng, ekonominin finansal risklere maruz kalmasının böyle önlenebileceğini savunuyor.
Rapora göre, Kamu bankalarının toplam sermayeye katkısı, 2007 yılında yüzde 44 iken 2011 yılı sonunda yüzde 36'ya düştü. Kentsel ticari bankalar için bu rakam 7'den 10 'a yükseldi. Çin Renmin Üniversitesi finans profesörü Zhang Chengsi şöyle konuşuyor.
"Özellikle e-ticaret ve modern ticari sistemler sayesinde Çin, ödeme sisteminde hızlı bir gelişme kaydetti. Ancak modern sistemler para otoriteleri üzerinde bazı olumsuz etkiler yarattı ve politikaların etkinliğini azalttı. Bu durum aynı zamanda likiditenin piyasa üzerindeki olumsuz etkileri noktasında da çarpan etkisi yaratabilir."
Merkez Bankası Araştırma Bürosu'ndan Bölüm Başkanı Wu Xuchuan, ödeme sistemindeki gelişmenin olumsuz yönünü şöyle ifade ediyor: "Çin Halk Bankası'nın, para politikası hedeflerini gerçekleştirmesi veya zamanında müdahale etmesi konusunda zorluklar yaratacaktır."
3 Nisan 2013