BRICS liderleri, 26 - 27 Mart günlerinde Güney Afrika'nın Durban kentinde beşinci zirve toplantısını yaptılar. Toplantı, tam bir "atak" toplantısı oldu.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin oluşturduğu BRICS örgütü, "BRICS Kalkınma Bankası"nı kuruyor. Tarihi gelişme, çok yönlü ve önemli sonuçlar doğuracak. Konu yalnızca ekonomik bakımdan değil, siyasi olarak da büyük etki yaratacak gelişmelerin başlangıcı olarak kabul ediliyor.
Banka ile ilgili ayrıntılar henüz açıklanmadı ama, üye ülkelere altyapı projelerinde kredi desteği verilmesi amaçlanıyor. Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma önümüzdeki 5 yıl içinde 4,5 trilyon dolar tutarında bir kredilendirme planladıklarını söyledi. Banka, zamanla gelişmekte olan diğer ülkelere de açılacak.
Ayrıca, "Döviz Rezervi Havuzu" gündeme alındı. 100 milyar dolar tutarında olması düşünülen rezervin kuruluşu için, üye ülkelerin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının hazırlıklara başladıkları belirtiliyor. Amaç, BRICS ülkeleri arasında bir "finansal güvenlik şebekesi" oluşturmak, krizleri birlikte göğüslemek.
Toplantıda, BRICS Ülkeleri İş Konseyi'nin kuruluşu da ilan edildi. BRICS İş Konseyi, üye ülkeler arasında diyalog için temel mekanizma olarak düşünülüyor. Konsey'de her üye ülkeden beş temsilci bulunacak ve sabit bir liderlik yapısı olmadan çalışacak. Beijing Üniversitesi'nden ekonomi profesörü Cao Heping, İş Konseyi konusunda şunları söyledi:
BRICS liderleri (soldan sağa) Hindistan Başbakanı Manmohan Singh, Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. (27 Mart 2013,
"Bu, küçük ölçekte bir Dünya Ticaret Örgütü olacaktır, ticari anlaşmazlıkları çözmeyi hedefleyecektir. BRICS mekanizması altında bir Serbest Ticaret Bölgesi kurulması durumunda da idari bir organ olarak hareket edebilir."
Cao Heping, grubun daha da büyük anlaşmalara ulaşma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Cao, şöyle konuştu:
"BRICS ülkeleri arasında ekonomik işbirliği, ortak kalkınma bankası ile sınırlı olmamalı. Bir Serbest Ticaret Anlaşması yapılmalı. Böyle bir anlaşma, ortak tarifeler ve ortak döviz mekanizması ile başlar ve sonunda ticaret tek bir para birimi cinsi üzerinden yürütülür."
BRICS, bir düşünce kuruluşu da inşa edecek. Uzmanlar, toplantının ardından yaptıkları yorumlarda BRICS'in dünyada ekonomik ve politik bir güç haline geldiğini, dünyada yaşanan sorunlara çözümler getirdiğini ve gücünü hızla artırdığını söylüyorlar.
Önce kendi aralarında yatırımı güçlendirecekler
BRICS üyelerinin başını çektiği, "gelişmekte olan" adıyla da anılan ülkeler, bugüne kadar hızlı büyümelerinin yanında çektikleri yabancı yatırımla öne çıkıyorlardı. En doğru tanımlamayla "Güney" ülkeleri diyebileceğimiz BRICS ülkelerinin dış yatırımlarının, çektikleri yabancı yatırımdan çok daha hızlı arttığı görüldü.
Çin'in de aralarında bulunduğu BRICS ülkelerinin son on yıl içinde çektikleri doğrudan yabancı sermaye üç kat arttı. BRICS ülkelerinin yaptığı dış yatırımlar ise on iki yılda tam 18 kat arttı. 2000 yılında 7 milyar dolar olan dış yatırımlar, 2012 yılında 126 milyar dolara yükseldi. BRICS'in çektiği yatırımların miktarı da 2012 yılı itibarıyla 263 milyar dolar.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı tarafından açıklanan rapora göre, BRICS'in çektiği dış yatırımlar dünya toplamının yüzde 20'sini, yaptığı dış yatırımlar ise dünya çapında yapılan dış yatırımların yüzde 9'unu oluşturuyor. Oran henüz küçük gibi görünebilir ama artış hızı önemli.
Birleşmiş Milletler raporunun gösterdiği bir başka sonuç, BRICS ülkelerinin aralarındaki yatırımların, toplam dış yatırımları içinde sadece yüzde 2,5'lik bir paya sahip olduğuydu. BRICS ülkelerinin kuracağı Kalkınma Bankası, kendi aralarındaki ekonomik ve siyasi birliği güçlendireceği gibi, dünyaya açılmalarına da hız kazandıracak.
Afrika'nın elinden tutuyorlar
Afrika'da toplanan Zirve'nin başlığı şöyleydi: "BRICS ve Afrika: Yatırım ve Entegrasyon için işbirliği."
BRICS ülkeleri ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 2007 yılından bu yana ikiye katlandı ve 2015 yılında 500 milyar doları aşması bekleniyor. Afrika ülkelerinin büyüme hızı son on yılda ortalama yüzde 5 oldu. Ayrıca 2011 yılında, dünyanın en yüksek büyüme oranına sahip 10 ülkesinden altısı Afrika ülkesi.
Çin Uluslararası Çalışmalar Araştırma Fonu, Strateji Araştırma Merkezi yöneticisi Wang Yusheng, Afrika ülkelerinin Batı'nın Soğuk Savaş sonrası yayılma stratejisinin ağına düştüğünü hatırlatıyor. Böylece sömürge haline gelen ve marjinalleşen birçok Afrika ülkesinde "demokrasi", dolayısıyla "refah" da rafa kalktı. Wang Yusheng, China Daily gazetesinda yayımlanan yazısında, "Şimdi onlar sahte demokrasi perdesini yırtıyorlar ve kendi ulusal koşullarına uygun bir gelişme yolu arıyorlar" diyor. İşte BRICS bu çabalarında, onlara elini uzatıyor.
Yeni bir uluslararası düzen inşası
Wang Yusheng, BRICS üyelerinin farklı sosyal sistemlere sahip, farklı ideolojiler izleyen devletler olduğunu söylüyor. Ama bir ortak hedefleri var: karşılıklı güven ve saygı temelinde ortak çıkarlar için çalışmak ve küresel gelişimi engelleyen acil sorunları çözmek.
Küresel gelişmeyi engelleyen sorunların başında "Soğuk Savaş" zihniyeti var. BRICS üyeleri ise barışçı uluslararası bir ortam oluşturmak ve çatışmanın önüne geçerek uluslararası ilişkilerde eşitliği sağlamak için çalışıyor. Her ülkenin bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygıyı egemen kılmaya çalışıyor.
Bugüne kadar, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batılı ülkeler, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası üzerindeki hakimiyetleri nedeniyle gelişmekte olan ekonomileri denetlediler, yönlendirdiler ve dünyayı kendi ekonomik çıkarlarının hizmetine sokmaya çalıştılar. Şimdi BRICS, daha adil ve eşitlikçi bir küresel ekonomik ve mali düzen inşa etmeyi umuyor.
BRICS grubunun ortak stratejik hedefi, daha demokratik, daha adil, çok kutuplu bir dünya kurmak ve Birleşmiş Milletler'in dünya meselelerinde oynadığı rolü artırmak. Çin ve Rusya, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olarak, özellikle son birkaç yıl içinde ağırlıklarını koydular. BRICS üyeleri, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin de daimi üye olarak BM Güvenlik Konseyi'nde yer alması gerektiğini savunuyorlar. Eğer bu hedef gerçekleşirse, BRICS 'in, dolayısıyla gelişmekte olan Güney ülkelerinin küresel çapta etkisi artacak.
Görev: Uluslararası örgütlerde ağırlığını artırmak
BRICS sadece üye devletler arasında değil, başta bölgesel olmak üzere diğer gelişmekte olan ülkelerle de ortaklıklar kurmayı, işbirliğini geliştirmeyi hedefliyor. BRICS'in "atak" toplantısı için Afrika'yı seçmesi de bundan. "BRICS Kalkınma Bankası"nın, her şeyden önce beş ülkenin ekonomik büyümesini teşvik etmesinde, kendi ticaretini ve yatırımlarını kolaylaştırılmasında kritik bir rol oynayacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar, "BRICS Kalkınma Bankası"nın IMF ve Dünya Bankası'ndan farklı olacağını, gelişmekte olan ülkelere daha uygun yollarla destek olacağını vurguluyorlar. BRICS bankası, gelişmekte olan ülkelerin ortak çıkarları öncelikli olmak üzere tüm dünyanın gelişimi için kullanılacak; uluslararası ilişkilerin bu doğrultuda yeniden şekillendirilmesine hizmet edecek.
Bu amaçla, uluslararası ilişkilerde BRICS ülkelerinin ağırlığının artırılması gerekiyor. BRICS ülkelerinin ekonomik büyümeleri, uluslararası sistemde reform yapılması, uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesi için zemin yarattı. Şimdi görev, uluslararası örgütlerde, küresel ekonomik ve finansal yönetimde, gelişmekte olan ülkelerin temsilinin artırılması.
Çin Uluslararası Çalışmalar Araştırma Fonu, Strateji Araştırma Merkezi yöneticisi Wang Yusheng, bazılarının, BRICS üyesi devletler arasında anlaşmazlık ve uyumsuzlukları öne çıkarmaya çalıştığını belirtiyor ve hemen ekliyor: başarılı olamayacaklar. Wang Yusheng şöyle devam ediyor: Farklılıklar ve zorluklar var, ama ortak çıkarlar ağır basıyor.
"Altın daima parlar!"
BRICS liderleri 2009 yılından bu yana bağımsız toplantılar düzenleyerek, önemli uluslararası konularda her yıl ortak bir açıklama yayımlıyorlar. Bu BRICS ülkeleri arasında, yatırım politikası ve uluslararası siyasi durum dahil olmak üzere her konuda koordinasyonu ve işbirliğini güçlendirdi.
2011 yılında, Sanya'da düzenlenen BRICS liderleri toplantısında işbirliği için eylem planı kabul edildi. Plan ekonomi, finans, sanayi, ticaret, sağlık ve kültür dahil olmak üzere 20'den fazla alanı kapsıyordu. Gelişmeler, söz konusu planın işlediğini gösterdi.
Çin, Brezilya, Rusya ve Hindistan, son 10 yıl içinde hızla gelişerek dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline geldiler. Uzmanlar, mevcut gelişme hızı dikkate alındığında BRICS ülkelerinin ekonomik büyüklükte, çok kısa bir zaman içinde Yediler Grubu'na ulaşacağını tahmin ediyorlar.
BRICS ülkelerinde kişi başına gelir hâlâ orta gelirli ülkeler seviyesinde. Öte yandan büyümenin yavaşlaması da söz konusu. Bu konularda, Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in Durban'daki konuşmasına kulak verelim:
"Yavaş ekonomik büyüme BRICS için yokuş aşağı gidiş anlamına gelmez. Aksine, gelişme potansiyeli çok umut verici. BRICS'in kurulmasından bu yana sadece beş yıl geçti. BRICS hâlâ bir gelişim aşamasındadır ve ilişkileri ilerletmeye odaklanmalıdır. İşbirliğimiz, 3 milyar insanın yaşam standardının iyileştirilmesinde büyük fırsatlar yaratacaktır. BRICS işbirliğinin potansiyeli henüz tam olarak ortaya çıkmış değildir. Beş ülke arasındaki ticaret hacmi küresel ticaretin yüzde 1'inin de altındadır."
Gerçekten, BRICS ülkeleri arasındaki ticaretin düzeyi, henüz kullanılmamış büyük potansiyele işaret ediyor. BRICS'in geleceğine ilişkin umutlar yüksek.
Çinli Stratejist Wang Yusheng, BRICS üzerine yazdığı yazıyı bir Çin atasözü ile bitiriyor; biz de öyle yapalım: "Altın daima parlar!"
29 Mart 2013