Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in yapacağı gezi nedeniyle Afrika ile ilişkiler, Çin'de gündemin ilk sıralarında.
Standard Chartered Bank üst düzey yöneticis Peter Sun, China Daily gazetesine verdiği demeçte Afrika'da bir denizaşırı yuan merkezi kurma şansının yüksek olduğunu söyledi. Böylece son yıllarda "füze hızıyla" artan bölge ticareti yuan havuzunun oluşturulmasıyla yeni bir ivme kazanabilir.
Ancak Mauritius, Kenya ve Botsvana hariç tüm Afrika ülkelerinde para ve döviz hareketleri devlet kontrolunda. Bu durum, ilk bakışta bir denizaşırı yuan merkezi kurma olasılığını kısıtlıyor görünüyor. Ancak Afrika ülkelerinin ticarete ve yatırıma olan ihtiyacı nedeniyle bu engelin kolayca aşılabileceği düşünülüyor.
Öte yandan, döviz hareketleri üzerinde herhangi bir denetim bulunmayan Mauritius, yeni bir bölgesel finans merkezi haline gelmeye başladı. Afrika'da denizaşırı bankacılık denince ilk akla gelen iki merkezden; Londra ve Dubai üzerinden işlerini yürüten birçok şirket Mauritius'a yöneldi.
Mauritius'da hem İngilizce hem de Fransızca konuşulması avantaj olarak değerlendiriliyor. İşte Renminbi Yuan merkezi için aday olarak görülen yer de burası: Mauritius.
Yuan üzerinden ödeme, Afrika'da da başladı
Çin Halk Bankası istatistiklerine göre, Çin ve bazı Afrika ülkeleri arasındaki ticarette yuan cinsinden ödeme zaten başlamış durumda. Güney Afrika üzerinden yapılan ödemeler 4,3 milyar yuana (684 milyon dolar), Mauritius üzerinden yapılan ödemeler ise 2,3 milyar yuana ulaştı.
Afrika'da ticari ödemelerde Renminbi kullanımı hâlâ emekleme döneminde olmakla birlikte, Standard Chartered Bank üst düzey yöneticis Peter Sun, hızla gelişeceğini savunuyor.
Çin ve Afrika arasında 2012 yılında 200 milyar doları bulan toplam ticari işlemlerinin sadece yüzde 0,5'i Yuan cinsinden yapılmış. Yuan üzerinden ödemelerin 2015 yılına kadar 15 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Yuan kullanımı, kuşkusuz devletler arasındaki anlaşmalarla gelişecek.
Çin Halk Bankası yöneticisi Li Dongrong, Çin ile Afrika arasındaki ticarette ve yatırımlarda yuan kullanmalarını ve daha fazla yuan varlığı tutmalarını teşvik etmek için Afrika merkez bankalarıyla geçen yıl iletişime geçtiklerini anlattı.
Afrika merkez bankalarına tahvil kotası
Eski Ticaret Bakan Yardımcısı ve Uluslararası Borsa Merkezi Genel Sekreteri Wei Jianguo, Çin'in üç ya da beş yıl içinde Avrupa Birliği'ni geride bırakarak Afrika'nın en büyük ticaret ortağı haline geleceğini belirtiyor.
Standard Bank'ın Çin Müdürü Fan Bing, Renminbi'nin uluslararasılaşması kaçınılmazdır, diyor. Sadece Afrika'da değil, birden fazla yerde yuan üzerinden ödeme hızla yayılacaktır.
Çin Kalkınma Bankası, Temmuz ayında, Afrika merkez bankalarına ilk kez yuan cinsinden üç yıl vadeli tahvil kotası tahsis etti. Bu gelişmenin de yuan kullanımını artıracağı belirtiliyor. Öte yandan, Nijerya ve Tanzanya merkez bankalarının, Afrikalı diğer meslektaşları arasında en büyük satın alımı yaptığı bildiriliyor.
Çin-Afrika ilişkileri altın çağına giriyor
Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhai Jun Beijing'de 18 Mart günü Çin Halk Diplomasi Derneği tarafından düzenlenen "Afrika'da Çin Yatırımları-İşbirliği, Yenilikçilik, Kazan Kazandır" başlıklı toplantıda açılış konuşması yaptı. Zhai Jun şöyle konuştu:
"Çin ile Afrika arasındaki ilişkiler hızlı gelişmenin altın çağında, ama henüz patlama yapmadık. Bunun için Afrika'daki Çin yatırımlarının ve ekonomik ilişkilerin kalitesini devamlı artırmak gerekiyor. Çin ile Afrika arasında ekonomik işbirliği ve ticaret hacmi hızla artıyor olmasına rağmen, kalite bu hıza yetişmiş değil,"
Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhai Jun, Afrika'da iş yapan Çinli işadamlarına şöyle seslendi:
"Afrikalılar Çin ve Çin-Afrika işbirliği beklentilerini artırdılar, ama bizim kapasitemiz yetersiz kalmaktadır. Ayrıca, Çinli işletmelerin uluslararası operasyonlarda deneyim eksikliğini gidermeleri, yerel güçlerle işbirliğini artırmaları ve sosyal sorumluluklarını geliştirmeleri gerekir."
Çin 2009 yılından bu yana Afrika'nın en büyük ticaret ortağı konumunda. İki ülke arasındaki ticaret 2000 yılından bu yana tam 20 kat artarak 2012 yılında 200 milyar dolara ulaştı. 2000 yılında ticaret hacmi 10 milyar dolardı.
Kıta, şimdi Çin'in en büyük ikinci proje-taahhüt pazarı ve dördüncü büyük yatırım yeridir. On yıl önce Çin'in Afrika'da hemen hemen hiçbir yatırımı yoktu. Bugün, Nisan 2012 itibariyle Çin'in Afrika'daki yatırımları 15 milyar 300 milyon dolara ulaştı. Bu, kısa zaman içinde gerçekleştirilmiş büyük bir rakam.
Zhai Afrika kıtasındaki ülkelerin dünya çapında yeniden cazibe merkezi haline geldiğine de dikkat çekti. Zhai iki tarafta yaşanan hızlı ekonomik büyümenin, Çin-Afrika işbirliğinin ve ortak çıkarların genişletilmesi için bir itici güç olduğunu söyledi.
Zai, Çinli işletmelerin, bir kerelik fırsatlar yerine, uzun vadeli bir bakış açısıyla altyapı geliştirme, tarım, imalat, personel eğitimi ve teknoloji transferi konusunda kıtanın kalkınma ve sanayileşme ihtiyaçlarını gözeten bir yaklaşım içinde olmaları gerektiğini belirtti.
Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu, Yabancı Sermaye ve Yurtdışı Yatırım Departmanı müdür yardımcısı Liu Hongkuan, sıkı iletişimin Çin ve Afrika hükümetleri arasında olduğu kadar Afrikalı örgütlerin ve hükümetlerin taleplerinin yakından takip edilip anlaşılmasının Çinli şirketler için de anahtar görev olduğunu belirtti. Liu şöyle konuştu:
"Her iki tarafın da ortak çaba göstermesi, yatırıma elverişli bir ortam oluşturulması gerekir. Çinli işletmelerin, telekomünikasyon ve altyapı inşası gibi sosyal hizmetleri de içine alan yatırımlarını genişletmek gerekir. Bazı işletmeler madenciliğe teşvik edilmeli, yerel istihdamın ve vergi gelirlerinin artırılmasına destek olunmalıdır."
Çin Devlet İnşaat Mühendislik Şirketi Yurtdışı Operasyonları Müdürü Li Jiqin, Çinli işletmelerin, yerel yasalara uymalarını yerel örf ve geleneklere saygı göstermelerini, çevre korumaya önem vermelerini, daha iyi bir kurumsal imaj oluşturmalarını istedi.
Çin-Rusya ilişkilerinin artan önemi
Cumhurbaşkanı Xi Jinping, bugün, gezisinin ilk durağı olan Rusya'ya hareket etti.
"Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in ilk yurtdışı gezisini Rusya'ya yapması Çin-Rusya ilişkilerinin artan önemini vurguluyor." Bu yorum, Çinli uzmanların ve üst düzey yetkililerin ağzından son günlerde sıkça basına yansıdı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Cheng Guoping, China Daily gazetesine şöyle şöyle konuştu: "Çin ve Rusya, iki ortak ülke olarak, giderek karmaşıklaşan uluslararası durumun ortasında stratejik ortaklığın derinleştirilmesinde kararlıyız."
Çin basını, Rusya'nın geçen yıl Dünya Ticaret Örgütü'ne katılmasından bu yana Uzak Doğu bölgesinde yoğun yatırımlara başladığını, o tarihten bu yana her iki ülke arasında enerji, ticaret ve karşılıklı kültürel değişim konularında ortaya çıkan büyük potansiyelin, işbirliğini teşvik ettiğini yazıyor.
Xi, cumhurbaşkanlığı makamına geldiği hafta dolmadan Rusya'ya gidiyor ve ziyaret bir buçuk gün sürecek. Xi'nin selefi Cumhurbaşkanı Hu Jintao da on yıl önce ilk yurtdışı gezisini Rusya'ya yapmıştı.
Xi'nin gezisi Kore Yarımadası ve Suriye'de artan gerginlik şartlarında, ayrıca Washington'un "Asya merkezli" stratejisini uygulamaya koyduğu sırada gerçekleşiyor. Cheng Guoping, Çin ile Rusya arasındaki ittifakın "çok normal" olduğunu, herhangi bir üçüncü ülkeyi hedef almayacağını belirtti. Cheng şöyle konuştu:
"Sorumluluk sahibi büyük ülkeler olarak Çin ve Rusya, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi temelinde dünyada adaleti güvence altına almayı hedefliyorlar, ancak iki bağımsız ülke olarak diğerinin kendi çıkarları doğrultusunda üçüncü ülkelerle dış ilişkilerini istediği gibi geliştirmesine saygı çerçevesinde. İki ülke arasındaki ortaklık, aynı zamanda dünya barışına ve istikrarına, iki halkın temel çıkarına hizmet etmektedir."
Tamamlayıcı işbirliği
Çin ile Rusya arasındaki ticaret 2012 yıylına bir önceki yıla göre yüzde 11,2 artarak 88 milyar 160 milyon dolara ulaştı. Geçen yıl iki ülke arasında belirlenen hedefe göre bu rakam 2015 yılında 100 milyar dolara 2020'de 200 milyar dolara çıkarılacak. Cheng, dünyanın en geniş topraklarına sahip, buna karşılık seyrek nüfuslu ülkesi Rusya ekonomisini canlandırmada, kaynak zengini Uzak Doğu bölgesinin anahtar niteliğinde olduğunu söyledi. Cheng, bu hedef doğrultusunda Asya ile özellikle de Çin ile işbirliğinin önemli bir adım olduğunu belirtti. Chen şöyle konuştu:
"Rusya ile Uzak Doğu ve Çin'in kuzeydoğu ve batı bölgeleri arasında tamamlayıcı işbirliğinin, uzun bir geçmişi ve sağlam bir temeli var. Şimdi gerekli olan, iki ülkenin uygun politikalarla yerel yönetimleri ve işletmeleri teşvik etmeleridir."
Olası işbirliği alanlarını da saptayacaklar
Cheng, Çin'in kuzeydoğusunda ağır sanayi üslerini geliştirme planını yıllar önce hayata geçirdiklerini anlattı. Bölgenin, Rusya'nın Uzak Doğu sınırlarını çevrelediğini hatırlatan Cheng, ağır sanayide bölgenin bir ulusal merkez olarak 1950'li yıllarda ulusal kalkınmanın motoru olarak görev yaptığını söyledi. Cheng şöyle konuştu:
"Çinli işçi ve yatırım çekmek Moskova için kaçınılmaz bir eğilim olmuştur, ancak bu hareket hukuki olarak düzenlenmelidir."
Dışa akan Çin yatırımlarının ve işgücünün, Moskova için cazip olduğunu belirten Cheng, ancak "Çin-Rusya işbirliğinin daha sağlıklı ve düzenli bir işleyişe oturtulması gerektiğini", söyledi.
Bu arada, enerji işbirliğinde Xi'nin ziyareti sırasında atılım bekleniyordu, oldu. Fiyat ve iletim kanalları konusundaki anlaşmazlıkların giderildiği belirtiliyor. Cheng birbirini tamamlayıcı işbirliğinin iki ülkenin ulusal güvenlik ve kalkınma meselesi olduğunu vurguluyor.
İki liderin, Çin-Rusya kapsamlı stratejik ortaklığını daha yüksek bir seviyeye çıkarmak için koordinasyonu geliştirecekleri, ikili ilişkilerin gelecekteki gelişimi için stratejiler hazırlayacakları belirtiliyor. Çin ile Rusya aralarındaki olası işbirliği alanlarını da saptayacaklar.
22 Mart 2013