Çin, en büyük yurtdışı alımını, geçen hafta enerjide yaptı. Çin Ulusal Denizaşırı Petrol Şirketi CNOOC, Kanada'nın 12. büyük petrol şirketi Nexen'i satın aldı.
15 milyar 100 milyon dolarlık anlaşmanın, Çinli şirketlerin yurtdışında bugüne kadar yaptığı en büyük alım olduğu bildirildi. Çinli şirketlerin bundan önceki en büyük denizaşırı alımı, Aluminum Coorp'un maden devi Rio Tinto'dan 14,3 milyar dolara yüzde 12 hisse alması olmuştu.
Çin'in devlet bünyesindeki enerji şirketi CNOOC Limited, böylece, dünyanın en büyük petrol kuyularının yer aldığı Batı Kanada'daki petrol sahalarına adım atmış oldu. CNOOC Başkanı Wang Yilin, CNOOC'un bu alımla uluslararası alanda önde gelen bir gelişme platformu elde edeceğini, şirketin yurtdışı faaliyetlerini geliştireceğini söyledi.
Satın alma işlemi, Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu, Nexen hissedarları, Kanada hükümeti ve yargı organları ile ABD Yabancı Yatırım Komitesi tarafından onaylanarak tamamlandı. CNOOC, 7 yıl önce de ABD'li Unocal'ı almaya niyetlenmiş ancak 18,5 milyar dolarlık bu operasyon ABD'nin siyasi kararıyla engellenmişti.
CNOOC Başkanı Wang Yilin, Nexen'in büyüme potansiyeli yüksek güçlü bir şirket olduğunu söyledi. Wang, Nexen'in zengin doğal kaynak ve rezervlerin yanı sıra, nitelikli işgücüne sahip olduğunu belirtti. Nexen Tepe Yöneticisi Kevin Reinhart da, satışı duyururken, "Bu satış yeni yatrımlara ve çalışanlar açısından yeni fırsatlara kapı açacak" dedi.
Doğal kaynak zengini Kanada'da Cnooc'un Nexen'i satın alması hükümet tarafından "Kanada'nın yararına bir gelişme" olarak kabul edilirken Çinli şirketin yeni istihdam sağlama ve yatırımlarını zenginleştirme konusunda Kanada hükümetine güvence verdiği belirtildi. Nexen'in Kuzey Denizi, Meksika Körfezi, Nijerya ve Kanada'da yatırımları bulunuyor.
Çin'in enerji devlerinden PetroChina da, Kanada'nın Encana şirketiyle geçen Aralık ayında 2,2 milyar dolarlık bir anlaşma yaparak Alberta eyaletindeki doğal gaz projesinde yüzde 49,9 hisse satın almıştı.
Rusya ile enerjinin her alanında
Çin, dünyanın en büyük enerji tüketicisi ve bu alanda hızlı bir ilerleme için düğmeye basmış bulunuyor. Çin ile Rusya arasında gelişen yakın enerji işbirliğinde de önemli adımlar atılıyor.
Çin Başbakan Yardımcısı Wang Qishan, 17-19 Şubat günlerinde Beijing'te, Rus Devlet Petrol Üreticisi Rosneft'in Başkanı İgor Sechin ile iki kez görüştü. Wang Qishan, görüşmede, "Enerji işbirliği Çin ile Rusya arasındaki stratejik ortaklığın ve koordinasyonun önemli bir parçasını oluşturuyor" dedi.
Çin ile Rusya arasındaki enerji işbirliği, konuyla ilgili hemen tüm alanları kapsıyor: Petrol, doğal gaz, kömür, nükleer enerji ve elektrik. Yine enerjide iki ülke arasında ticaretin yanı sıra, yatırım ve finansman işbirliğinin kurulduğuna dikkat çekiliyor.
Wang petrol ve gaz işbirliğinin Çin-Rusya enerji işbirliğinin en önemli unsurları olduğunu belirtti. Çin Başbakanı Wang işbirliğini "iki taraf için birbirini tamamlayıcı nitelikte, gerekli ve mümkün" sözleriyle ifade etti. Çin basını da görüşmeyi "enerjide çok sıkı işbirliği", "atılım dönemi" gibi vurgularla yansıttı.
Çinli yetkililerle Rus yetkililer her bir araya gelişlerinde, aralarındaki güçlü dostluğu, dünya siyasetinde yaptıkları sağlam işbirliğini geliştireceklerini vurguluyorlar ve bunu hissettiriyorlar. BM, G-20 Grubu, ŞİÖ ve BRİCS örgütlerinde omuz omuza veren Çin ve Rusya, aralarındaki stratejik işbirliğiyle dünyada büyük roller üstlendiler. İki ülke arasında çok hızlı gelişen ekonomik ilişkiler de, siyasi ortaklığın zeminini sağlamlaştırıyor.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi de hızla gelişiyor ama enerji işbirliğiyle teknolojik işbirliği siyasi bakımdan daha büyük önem taşıyor. İki ülke, başta enerji güvenliği olmak üzere yüksek teknoloji ve innovasyon gibi önemli alanlarda işbirliğini genişletmeyi kararlaştırmışlardı. Havacılık ve Uzay alanlarında ortak araştırma ve geliştirme, ortak üretim içeren önemli stratejik projeler gündemde.
Rosneft: Çin'e 9 milyon ton daha petrol
Wang Qishan ile İgor Sechin görüşmesindan bir hafta sonra, Rusya Başbakan Yardımcısı Arkady Dvorkovich, Rus petrol devi Rosneft'in Çin'e yaptığı petrol arzını yıllık 9 milyon ton artırabileceğini söyledi. Dvorkovich, anlaşmanın önümüzdeki aylarda imzalanacağını belirtti.
Rusya'dan Çin'e petrol ihracatı 2012 yılında, bir önceki yıla göre 1,5 kat artarak 15 milyon tona ulaşmıştı. Taraflar petrol ihracatını 2013'te iki katına çıkarmayı hedeflediklerini açıklamışlardı.
Batı, özellikle de ABD, Çin'i durdurma politikalarını yoğunlaştırdı. Bu çerçevede, Çin'e Afrika ve Yakındoğu'dan petrol ihracının önüne yeni bariyerler konuluyor. Çin ile Rusya arasındaki petrol anlaşması, bu bakımdan önem taşıyor.
Çin'in enerjide dışa bağımlılığı 2008'deki yüzde 8,8 düzeyinden 2011'de yüzde 15 düzeyine yükseldi. Bağımlılık petrolde yüzde 60 ve doğal gazda yüzde 30 seviyesinde. Dolayısıyla enerji güvenliği, ülke güvenliğinin belki de en önemli parçası.
RIC adıyla da anılan Asya'nın üç büyüğü Rusya, Hindistan ve Çin, Asya'da enerji güvenliğini sağlamak için "çabaların birleştirilmesi" konusunda bir anlaşmayı, 2011'de imzalamışlardı.
Çin ile Rusya arasında, ekonomi, ticaret ve enerji alanları dışında, finans ve altyapı inşası işbirliğinde de atılım kaydedildiğine dikkat çekiliyor. 2011 yılından beri, Rus Rublesi (RUB) ile Çin'in para birimi Renminbi üzerinden yapılan ödeme hacmi 3 milyar dolara yaklaştı.
İki ülke arasındaki ilişkiler, 2012 ortalarından beri çok büyük bir hızla gelişiyor. Nisan ayında Çin Başbakanı Rusya'yı ziyaret etmişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeniden devlet başkanlığına seçilmesinin ardından ilk resmi ziyaretini Çin'e yaptı. Haziran'da Beijing'de yapılan 12. Shanghai İşbirliği Örgütü (SİÖ) Zirvesi sırasında iki ülke yetkilileri, tarihi işbirliğinin kapıları araladılar.
Çin rüzgarı ABD'yi solladı!
Çin 2012 yılı rüzgar enerjisi üretiminde de ABD'yi geride bıraktı. Global Rüzgâr Enerji Konseyi (GWEC) raporuna göre, küresel rüzgar enerjisi kapasitesi 2012'de yüzde 19 büyüme kaydetti. Rüzgar enerjisinde kurulu güç küresel çapta 282 bin MW'a ulaştı.
Çin, 2012'de 13 bin 200 MW yeni kurulu güç devreye alırken, ABD'de bu rakam 13 bin 124 MW oldu. 2012 yılı sonunda rüzgar enerjisinde Avrupa Birliği'nin (AB) toplam kurulu gücü 105 bin MW olurken, 75 bin 564 MW ile Çin ülke bazında dünya liderliğini korudu.
Devreye alınan yeni kurulu güç bakımından 2012'nin ilk on ülkesi sırasıyla Çin, ABD, Almanya, Hindistan, İngiltere, İtalya, İspanya, Brezilya, Kanada ve Romanya oldu. Bu on ülke, 2012'de dünya çapında devreye giren rüzgar kapasitesinin yaklaşık yüzde 85'ini oluşturdu.
Dünyada güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesi, 2010 yılından bu yana 2 katın üzerinde artış gösterdi. Rüzgar ve güneş enerjisi, geleceğin elektrik üretim potansiyelleri olarak görülüyor. Özellikle Çin, ABD, Almanya, bu iş için ciddi kaynaklar ayırıyor. 2012 yılı sonu itibariyle küresel güneş enerjisi kapasitesi de 100 gw barajını geride bıraktı. 2012'de 30 gw artış kaydedildi.