CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Japonya, kur savaşının düğmesine bastı
  2013-02-01 16:13:13  cri
Japonya Merkez Bankası, Davos toplantısının hemen öncesinde, sınırsız bir parasal genişleme politikası uygulayacağını ilan etti. Bu karara ilişkin haberlerin duyulması bile, Japon yeninin dünyanın diğer paraları karşısında değerinin düşmesine yetti. Örneğin, daha önce 1 dolar 77 yen iken, on gün içinde 1 dolar 90 yeni aştı. Kısa zamanda doların 100 yene yükselebileceği yorumları da yapılıyor.

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Japonya'nın parasal genişleme kararının doğuracağı sonuçlar ne olacak? Japonya'nın amacı devaülasyon yoluyla yurt dışına daha fazla mal satmak. Böylece kendi ekonomisini canlandırmak. Bu nasıl oluyor, önce onu açıklayalım.

Durgunluğa 'kolay' çözüm

Rekabetçi kur veya kur devalüasyonu, bir ülkenin para biriminin diğer para birimleri karşısında değerinin düşürülmesi anlamına geliyor. Bir ülkenin parasının değerinin düşmesi, o ülkenin uluslararası ticarette 'fiyat' avantajı elde etmesini, bir başka ifadeyle o ülkenin ihraç mallarının, uluslararası piyasada fiyatının düşmesi sonucunu doğuruyor. Teşvik ve genişleme politikaları ile parasının değerini düşüren ülke, ihracatını artırma şansı yakalıyor.

Parasının değerini düşüren ülkenin ihracat gelirleri de artıyor. Çünkü aynı miktar mal satışından elde edilen döviz miktarı da artıyor. Buna ek olarak ithalat talebi düşüyor ama ithalatın maliyeti artıyor. Ticaret ve cari hesap dengeleri, ihracat ve ithalat değerlerindeki değişmeden dolayı olumsuz yönde etkilense bile, orta vadede ihracatın daha 'ucuz', ithalatın 'pahalı' hale gelmesiyle cari dengenin iyileştiği düşünülüyor.

Özellikle ekonomik büyüme, cari denge ve uluslararası rezerv sorunlarının söz konusu olduğu dönemlerde devalüasyon 'kolay' bir uygulama adımı olarak gündeme geliyor. Devalüasyonun, ülkelerin uluslararası ticari rekabette avantaj sağlamak üzere karşılıklı ataklar olarak gerçekleştirilmesi, 'rekabetçi devalüasyon' veya 'kur savaşı' olarak adlandırılıyor.

Almanya'nın telaşı

Uzun vadede kur politikasıyla ihracatta başarı elde edilip edilmediği, ayrı bir tartışma konusu. Ancak, orta vadede ve fırsatçı bir yaklaşımla sonuç elde edildiği de bir gerçek. Kriz karşısında büyüme umutlarını yitiren ekonomiler açısından rekabetçi kur politikası, geride kalan tek çare olarak gündeme gelmeye başlamıştı. Ekonomistler, 2013 yılının ortalarına doğru bir 'rekabetçi kur savaşı' riskinden söz ediyorlardı.

Japonya'nın parasal genişleme kararına ilk ve kınama düzeyinde sert tepki Almanya'dan geldi. Alman Başbakanı Merkel de Davos toplantısında Japonya'yı uyardı. Almanya tepki gösterdi, çünkü Japon ekonomisi gibi Alman ekonomisi de ihracata dayalı bir ekonomi. Kriz nedeniyle Almanya'nın Avrupa pazarı da zayıflamış durumda.

'Merkez bankaları kur savaşını canlandırıyor'

Dahası, AB krizinden çıkış için avronun değerinin düşürülmesi konuşulurken, Japonya atak yapmış oldu. Şimdi Japonya'nın başlattığı kur savaşlarının Amerika'ya da sıçraması halinde, Avrupa iyice köşeye sıkışacak. Aslında ABD finansal krizin başından beri bu politikayı uyguluyor. Ancak Avrupa krizi nedeniyle avronun da değer yitirmesi, doların değer yitirmesinin etkilerini biraz zayıflatmış ve dikkatlerden kaçırmıştı.

Gelişmeler, kur savaşlarının dünyada nasıl bir çatışmaya yol açacağının işareti gibi. Üstelik birçok ekonomist, kur savaşlarını sıfır toplamlı bir oyun olarak görüyor. Davos toplantısı devam ederken, Financial Times gazetesi, merkez bankalarının kur savaşlarını fiilen canlandırdığını yazdı.

Ancak, ciddi bir sanayi üretimi olmayan zayıf ekonomiler açısından işler iyice zorlaşacak. Özellikle de, sanayisi ithalata bağımlı hale gelmiş ülkeler için 2013 hiç de parlak gözükmüyor.

Davos toplantılarında kaygı verici uyarılardan biri, işsizliğe ilişkin olandı. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun Başkanı Guy Ryder, İspanya'da gençlerin yüzde 60'ının işsiz olduğuna dikkat çekti. Dünyada 200 milyon kişi işsiz. Bu yıl 5 milyon kişinin daha işsiz kalması bekleniyor.

Renminbi'nin küreselleşmesine hizmet edecek

Ancak 'her şerde bir hayır vardır' derler. Japonya'nın sınırsız para genişletme kararına bağlı olarak dünyada yaşanacak gelişmeler, bir yandan da Çin'in para birimi Renminbi'nin küreselleşmesine hizmet edecek. Davos'ta Xinhua'ya demeç veren Çin Halk Bankası yetkilisi Yi Gang da bu yorumu yapıyor.

Bunun basit bir açıklaması var: Japonya'nın para politikasının yayılma etkisi. Japonya'nın başlattığı kur savaşına kısa süre içinde ABD ve AB merkez bankaları da dahil olacaktır. Bu durum, dünyanın iki ana rezerv parası olan dolar ve avroya güveni zayıflatacaktır.

Öte yandan uluslararası ticarette ve yatırımda Renminbi tercihi, birkaç yıldır zaten hızla gelişiyordu. Bunun için Çin'in büyük bir gayret sarfetmesi de gerekmedi. Tercihin kaynağında, sadece para politikalarının ya da Renminbi'nin istikrarı değil, ülke ekonomisinin, siyasetinin istikrarı ve güçlü devletin güven vermesi gerçeği yatıyordu. Şimdi, önümüzdeki dönem kargaşası içinde Çin'in söz konusu nitelikleri, daha fazla önem kazanacaktır.

Çin uzun zamandır, kurların piyasada arz ve talep dengesiyle oluşması için bir çalışma yürütüyordu ve bunda önemli mesafe alındı. Çin Halk Bankası yetkilisi Yi Gang, geçen yılki döviz rezervi artışının, son beş yılın en düşük düzeyinde olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Bu durum, Çin Halk Bankası'nın piyasaya müdahale etmek zorunda olmadığı anlamına gelir." Eh, bu da Renminbi için bir artı puan daha demek oluyor.

Bir yılda yüzde 45 büyüdü

Renminbi'nin 2013 yılında denizaşırı pazarlarda hızla yükseleceği tahmin ediliyordu. Deutsche Bank, 2012'nin Aralık ayı başında yayınladığı bir raporda, Renminbi cinsinden sınır ötesi ticaretin 2013 yılında yüzde 30 oranında artarak 4 trilyon Renminbi'ye (634 milyar 900 milyon dolar) yükseleceği tahminini açıkladı. Bu miktar, Çin'in küresel ticaretinin yaklaşık yüzde 15'ine denk düşüyor.

Gerçekleşme rakamları henüz açıklanmadı ama, ticaret ve yatırım ödemelerinde Renminbi'nin payının geçen yıl yüzde 45 oranında büyüdüğü tahmin ediliyor.

Ekonomik büyümenin neredeyse durduğu Avrupa'da giderek artan sayıda şirket Çin ile ticaretinde Renminbi kullanmayı tercih ediyor. Avrupalı şirketlerin Renminbi'yi seçiyor olmaları bir yandan uluslararası eğilimin de bir yansıması. Dünyada Çin dışında her gün 2 milyar dolar değerinde ticaret Renminbi üzerinden yapılıyor. Bu hacim son 15 ayda iki katına çıktı.

Avrupalı şirketler, Renminbi üzerinden ticaret yaparak, böylece daha fazla Çinli tedarikçiyi Avrupa pazarına çekerek ürünlerinin kolaylıkla satın alınmasını sağlıyorlar. Küresel piyasalardaki artan kırılganlık nedeniyle de şirketler Renminbi kullanmayı tercih ediyor.

Küresel finansal krizin başlamasından bu yana Renminbi'nin etkisi devamlı olarak yükseldi. Renminbi, bugün artık Doğu Asya bölgesinde ana referans para birimi haline geldi. Renminbi'nin etkisi sadece Doğu Asya bölgesinde değil; Şili, Hindistan ve Güney Afrika'da da arttı. Amerika ve Avrupa ülkelerinde ekonominin yavaş büyümesi ve Çin ile söz konusu ülkeler arasındaki ticaretin güçlenmesi gibi nedenlerle, Renminbi'nin etkisi söz konusu bölgelerde de yükseldi.

Olacaklar endişe yaratıyor

'Her şerde bir hayır vardır' dedik ama 'kur savaşları' sürecinin başlaması, küresel ekonomi ve hatta siyaset için 'en kötü senaryo' olarak adlandırılıyor. Bu konuya ilişkin ilk uyarı G-20 toplantısında Çin'den gelmişti. Çin, mali konsolidasyonun büyümenin önündeki önemli engellerden biri haline geldiği uyarısı yapıyor, bu süreci aşmak isteyen bazı ülkelerin rekabetçi devalüasyonlar sürecini başlatabileceğine işaret ediyordu.

Çin'in ardından İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mervyn King, 2012 sonlarında New York'ta yaptığı konuşmada 'kur savaşları' uyarısı yaptı. King, ekonomilerini desteklemek için aktif olarak döviz kurlarını yöneten ülkelerin sayısının giderek arttığını ve durumun bir kur savaşı haline dönüşebileceğini belirtti.

Mervyn King "Bir dizi ülke, 2013 yılı içinde paralarının değerini aşağıya doğru itme çabası içinde olacaklardır" diyordu. "Diğer ülkelerin buna nasıl bir yanıt vereceklerini kestiremiyorum. Ancak bu dalgaya katılabilirler. Olacaklar endişe yaratıyor."

Karşılıklı kur devalüasyonları ile ortaya çıkabilecek bir 'kur savaşı'nın, küresel ekonomide yeni sıkıntılara yol açabileceğinden, hatta bunun dünya çapında bir 'paylaşım savaşına' kadar gidebileceğinden söz ediliyor.

20. yüzyılın ilk önemli kur savaşı 1930'lardaki Büyük Buhran döneminde yaşanmıştı. 2. Dünya Savaşı'ndan 1970'lere kadar olan 'Bretton Woods' dönemi, başlıca para birimlerinin birbirlerine olan değerleri sabitlendiğinden, kur savaşları anlamında dingin geçti. 1997'deki Asya Krizi ve 2007'de başlayan Küresel Mali Kriz sonrasında devalüasyon ile ekonomik rekabet gücü sağlamak doğrultusunda hamleler yapıldı.

Yukarda da belirttiğimiz gibi, bir ülkede yapılan bir devalüasyon, o ülkenin ticaret ortaklarını ekonomik anlamda zarara sokuyor. Ve tabii kur savaşları dönüp dolaşıp devalüasyon yapan ülkeyi de vuruyor! Para biriminin değeri ile cari denge arasında birebir bir ilişki de yok. Olası bir kur savaşı, cari denge sorunlarını halletmeyebileceği gibi, çok büyük sorunlara yol açabilir...

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China