ÇKP Kongresinde teknolojik atılımım Kongre kararı haline getirilmesi bekleniyor. İlk hedef 2020 yılında yenilikçi uluslar safında yer almak. Yeni Çin'in 100. yıldönümünün kutlanacağı 2049 yılı hedefi ise "Bilimde ve teknolojide dünya gücü, lider ülke haline gelmek."

    ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri Hu Jintao, 17. Merkez Komitesi raporunu Kongre'ye sundu. Raporda, ÇKP'nin Çin'e özgü sosyalist yolu kararlılıkla sürdüreceği bildirildi. Hu Jintao raporda Çin'e özgü sosyalist yolun, Çin'e özgü sosyalizm teorisinin ve Çin'e özgü sosyalist rejimin, ÇKP ve Çin halkının 90'ı aşkın yıldır yarattığı ve biriktiği başarılar olduğunu vurguladı. Hu, üzerinde kararlılıkla ısrar edilmesi gereken başarıların durmandan geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

    Milli gelir iki kat artırılacak

    Raporda, görece müreffeh refah toplumunun inşasına ilişkin yeni hedeflerden biri, 2020 yılına dek büyümede denge, eşgüdüm ve sürdürülebilirliğin gözle görülür şekilde artırılması temelinde, gayri safi yurtiçi hasıla ve kişi başı gelirin 2010 yılına göre iki kat artırılması olarak belirlendi.

    Hu Jintao, Çin'in gelecekte ekonomik yapısal reformu derinleştirip, piyasa kurallarına daha fazla saygı göstereceğini kaydetti. Hu, ulusal güvenlikle stratejik sektörlere daha fazla kaynak aktarılacağını bildirdi. Raporda siyasi sistem reformunun ilerletileceği ve halk demokrasisinin daha geniş bir tabana oturtularak geliştirileceği vurgulandı. Raporda Çin'in savunma, dışişleri ulusal birlik ve parti inşası gibi alanlara ilişkin planları da yer aldı.

    Geçmiş başarıların ışığında!

    Geçmişe ilişkin değerlendirmeler 17. Merkez Komitesi raporuna önemli bir dayanak teşkil ediyor. Örneğin milli geliri 2020 yılına kadar iki kat artırma hedefi, geçmiş on yılda bir buçuk kat artırmış olmanın güveniyle Çin toplumunun önüne konabiliyor. Geçmiş deneyimler ve somut başarılar, kuşkusuz Kongre boyunca alınacak diğer kararlarda da etkili olacak. Biz de programımızda somut bazı başarılara göz atmak istiyoruz.

    Çin, önümüzdeki on yılda da dışa açılma ve reform stratejisini sürdürecek. ÇKP, başarıları Çin'e özgü sosyalizmin yanı sıra, reform ve dışa açılma politikalarına da bağlıyor. Geçmiş on yılda, yani 16. Ulusal Kongreden bu yana Çin hangi atılımları gerçekleştirdi? Sorunun yanıtını Çin İstatistik Bürosu Komisyonundan Ma Jiantang'ın, ÇKP'nin yayın organı Quishi'de yayımlanan makalesindan yararlanarak aktaracağız.

    Ma Jiantang, "Çin, son on yılda önündeki tüm güçlükleri, riskleri ve fırsatları değerlendirerek, büyük bir tarihi atılıma imza attı" diyor. Ma, "Ekonomik ve sosyal gelişmesiyle dünyayı büyüledi" diye ekliyor. Rakamlar gerçekten büyüleyici.

    Yıllık büyüme: Dünya ortalamasının üç katı

    Bu yazıda vereceğimiz rakamlar; 2002 ile 2011 yılları arasındaki on yılı kapsıyor. Çin bu dönemde yılda ortalama yüzde 11'e yakın bir oranda, yüzde 10,7 büyüdü. Aynı dönemde dünyada ortalama büyüme hızı sadece yüzde 3,9. Üstelik Çin, uluslararası ekonomik krizin doruğa ulaştığı 2009 yılında bile yüzde 9,2 büyümeyi başardı. Hemen belirtelim; Çin son on yılda kendi rekorunu da kırdı. Tüm reform ve dışa açılma döneminin yıllık ortalama büyüme rakamı yüzde 9,9'du.

    Çin, 2002 yılına göre milli gelirini, enflasyondan arındırılmış rakamlarla yüzde 150 oranında, yani bir buçuk kat büyüterek 47,2 trilyon yuana çıkardı. Çin, 2005'te İngiltere ve Fransa'yı; 2008'de Almanya'yı ve 2010'da da Japonya'yı geride bırakarak dünyanını ikinci büyük ekonomisi haline geldi.

    Çin'in son on yılda küresel ekonomik büyümeye katkısı da sürekli olarak arttı ve özellikle 2008 krizinin ardından küresel büyümenin yegane lokomotifi haline geldi. Dünya Bankası verilerine göre de, 2002 ile 2010 yılları arasında, Çin, dünya ekonomisindeki payını devamlı olarak artırdı. Küresel ekonomideki payını 2009'da yüzde 14,5'e çıkardı.

    Aynı dönemde Çin'de kişi başına gelir artışı yüzde 140! Yani üç kat. Amerikan dolarıyla artış çok daha yüksek oranda. 2002'de 1135 dolar olan kişi başına gelir, yaklaşık beş kat artarak 2011 yılında 5 bin 432 dolara yükseldi. Çin bu dönemde ülkenin nispeten geri kalmış Batı bölgelerini de "kalkınmada öncelikli bölge" uygulamalarıyla geliştirdi.

    Sanayide büyük dönüşüm

    On yılda Çin, imalat sektöründe dünyanın en büyüğü haline geldi. Sanayi üretiminde 22 alt sektörden 7'sinde dünyada birinci duruma yükseldi. Başta demir, çimento ve otomobil olmak üzere 220 sanayi ürününde Çin dünyanın en büyük üretimini gerçekleştiriyor. Yenilenebilir enerji, yeni ürünler ve yeni kimyasallar ise, Çin'de büyümenin lokomotif sektörleri olarak anılıyor.

    Son on yılda, ekonomik büyümede dış talebin etkisi yüzde 7,6'dan -4,1'e düşerken; iç talebin etkisi yüzde 92,4'ten yüzde 104,1'e yükseldi. Çin'de yaşam standartlarıyla kamu hizmetlerinin standardı hızla gelişti.

    Kentleşme yüzde 12,2 artışla tarihte ilk kez yüzde 50'yi aştı (51,3). Cep telefonu abone sayısındaki artış on yılda yüzde 380! 510 milyon internet kullanıcısıyla da Çin dünyada birinci.

    16. Ulusal Kongre'den bu yana geçen süre içinde Çin'de tahıl üretimi yüzde 25 artırılarak 571 milyon tonu aştı. Tahıl üretimi 5 yıldır 500 milyon tonun altına inmedi; 8 yıldır da kesintisiz büyüyor. Son yıllarda Çin, mısır, et, yer fıstığı, çay ve meyve gibi tarımsal ürünlerde dünyanın en büyük üretimini gerçekleştiriyor.

    Geçen yıl Çin'in standart kömür üretimi, 2002 yılına göre yüzde 110 artışla 3 milyar 180 milyon tona ulaştı. Bu rakam, aslında Çin'i dünyanın en büyük enerji üreticisi yapıyor. Çin'in enerjide kendi kendine yeterlik oranı da yüzde 90'dır. Çin hidroelektrik kapasitesi bakımından da dünyada birincidir.

    Dünya ekonomisi üzerindeki ağırlığı artıyor

    Çin 2002 yılından 2011 yılına kadar geçen on yılda dış ticaretini tam beş kat artırarak 3 trilyon 642 milyar dolara yükseltti. Artış oranı yüzde 490. Yıllık büyüme yüzde 21,7. Çin bu gelişmeyle dünyanın en büyük ihracatçısı ve ikinci büyük ithalatçısı konumuna yükseldi.

    Çin İstatistik Bürosu Komisyonundan Ma Jiantang, "Çin ekonomisi dünya ekonomisiyle daha etkileşimli ve bağımlı hale geldikçe Çin'in uluslararası saygınlığı ve etkisi de zirvelere çıktı" diyor. Çin'in DTÖ'ye aktif üyeliği ve orada gelişmekte olan ülkelerin hak ve çıkarlarını koruyan tutumu, saygınlığında ve gücünde önemli rol oynadı.

    Dış ticaretin sektörel yapısındaki değişim de dikkat çekici. İhracatta sanayinin payı yüzde 91,2'den 94,7'ye yükselirken, elektro-mekanik ürünlerin payı yüzde 48,2'den yüzde 57,2'ye, yüksek teknoloji ürünlerinin payı ise yüzde 20,8'den yüzde 28,9'a yükselmiş.

    Çin hep yabancı yatırım çekmesiyle dikkatleri üzerinde toplardı. Dünyanın yabancı yatırım çeken en büyük ikinci ülkesi olmaya da devam ediyor. Ama asıl önemli gelişme şu: Çin yabancı ülkelere doğrudan yatırım yapan ülkeler sınıfına girdi. Çin'in yabancı ülkelere finansal olmayan doğrudan yatırımları, on yılda tam 19,7 kat gibi büyük bir artış göstererek 2011 yılında 60 milyar 100 milyon dolara ulaştı. 2003 yılında bu rakam sadece 2,9 milyar dolardı.

    "Bilimde ve teknolojide dünya gücü olacak"

    Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı 2002 yılındaki yüzde 1,07 seviyesinden, 2011 yılında neredeyse iki katına çıkarılarak 1,83 seviyesine yükseltildi. Ar-Ge fonlarının 12. Beş Yıllık Plan (2011-2015) döneminde milli gelirin 2,2'si seviyesine, 2020 yılına kadar ise yüzde 2,5'e yükseltileceği belirtiliyor. ABD Ulusal Bilim Vakfı'nın açıkladığı rakamlara göre Çin'in Araştırma ve Geliştirme harcamaları, dünya toplamının yüzde 12'sini oluşturuyor. Çin, bu bakımdan ABD'nin ardından ikinci sırada bulunuyor.

    ABD merkezli Battelle Memorial Enstitüsü'nün 2011 raporunda, ABD'nin Ar-Ge harcamalarının milli geliri içindeki payının yüzde 2,7 ile Çin'den yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Ama ABD 16 yıldır hiçbir ilerleme kaydedememiş, yerinde saymış! Çin Ulusal İstatistik Bürosu'nun verilerine göre, son on yılda Çin'in Araştırma ve Geliştirme harcamalarının artış hızı, yıllık ortalama yüzde 21,9. Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı'nın son verilerine göre Çinli şirketler patent alanında da yılda ortalama yüzde 33,4 büyüyor! Birleşik Krallık'ın ulusal bilim akademisi Royal Society, geçen yıl yayımladığı bilimsel araştırma raporunda, "Çin bu hızla giderse, 2013 gibi erken bir dönemde ABD ve Avrupa Birliği'ni yakalayacak" deniyordu.

    Gücünü sürdürmenin garantisi

    Aslında Çin ekonomide ve toplumsal gelişmede kaydettiği büyük atılımı teknolojiye aktardığı ölçüde gücünü ve etkisini de garanti altına alabilecek. Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao Temmuz başında yapılan Bilim ve Teknoloji Ulusal Konferansı'nda yaptığı konuşmada, sosyal ve ekonomik kalkınma ile bilimsel ve teknolojik ilerlemenin el ele yürümesi gerektiğini söylemişti. Devlet Başkanı Hu Jintao, reformları ilerletmenin de buna bağlı olduğunu söylüyordu. Hu, "Sosyalizmin modernizasyonu, yaşam standartları yükseltilerek müreffeh toplumun inşası gibi Çin ulusunun büyük hedeflerine ulaşması buna bağlıdır" diyordu.

    Bilimde ve teknolojide çok önemli gelişmeler var. Haziran ayında Çin uzay aracı Shenzhou-9, fırlatılışından kenetlenmesine tüm manevraları başarıyla gerçekleştirip yeryüzüne dönmüştü. Yine Çin denizaltısı Jiaolong rekor derinliğe ulaşmıştı. Bu iki başarılı uygulama, Çin'in teknolojide kaydettiği gelişmede önemli kilometre taşları olarak değerlendiriliyor. Çin uzay teknolojisi ve derin-deniz teknolojilerinde kaydettiği atılımla, ABD ve Rusya ile birlikte teknolojide iddialı ülkeler arasında yerini tescillemiş oldu.

    Bunların uzun vadeli derin sonuçları olacak. Teknolojide ulaştığı seviye, ülkenin endüstriel alanda yüksek teknolojili ürünler üretebilir seviyeye yükseldiğini de kanıtladı. ÇKP Kongresinde teknolojik atılımın Kongre kararı haline getirilmesi bekleniyor. Ne tür bir karar alınacağını, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Devlet Konseyi tarafından bir buçuk ay önce yayımlanan belgeyi hatırlayarak tahmin edebiliriz. 23 Eylül'de yayımlanan "Teknoloji Reformunun Derinleştirilmesi ve Ulusal Yenilik Sistemi İnşasının Hızlandırılması" başlıklı belgede, aşamalı olarak iki hedef belirlenmişti.

    İlk hedef 2020 yılında yenilikçi uluslar safında yer almak. Yeni Çin'in 100. yıldönümünün kutlanacağı 2049 yılı hedefi ise "Bilimde ve teknolojide dünya gücü, lider ülke haline gelmek" biçimindeydi. ÇKP Merkez Komitesi Devlet Konseyi, o belgede, bilimsel ve teknolojik sistem reformunun derinleştirileceğini, 2049 hedefine zemin oluşturacak ulusal sistem inşasının hızla tamamlanacağını bildiriyordu. Kurulacak sistemin, askeri kullanım için olanlarla sivil amaçlı teknolojilerin entegre olduğu gelişmiş bir sistem olacağı bildirildi.