Xinhua haber ajansında yer alan bir yorumda BRICS ülkelerinden biri olan Rusya'nın üyeliğinin DTÖ içindeki güç dengesini değiştireceğine, gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarının korunmasına destek olacağına dikkat çekildi.
Çin'de Rusya'nın DTÖ üyeliği çok olumlu karşılandı. Üyeliğin, diğer üye ülkeler ile Rusya'nın olası ticari anlaşmazlıkları çözüme kavuşturma sürecini kolaylaştırması bekleniyor. Bu arada, Çin'den bu ülkeye yapılan kaçak ithalatın önleneceği vurgulanıyor.
Çin basınında; on yıl önce DTÖ'ye katılan Çin'in, dünya ticaretinin serbestleştirilmesinde ve gelişmekte olan ülkelerin ortak çıkarlarının korunmasında oynadığı role dikkat çekiliyor.
Xinhua haber ajansında yer alan bir yorumda BRICS ülkelerinden biri olan Rusya'nın üyeliğinin DTÖ içindeki güç dengesini değiştireceğine, gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarının korunmasına destek olacağına dikkat çekildi. Yorumda şöyle denildi:
"Rusya ve diğer DTÖ üyeleri, şimdi aynı kurallar çerçevesinde, kendi ticaret, yatırım ve işbirliğini genişletmek için sayısız fırsatın keyfine varacak."
Gelişmekte olan ülkelerin temsil gücü artırılacak
Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü'ne üye olması, Çin için diğer uluslararası örgütlerdeki etkinliğini artırmak açısından büyük önem taşıyor. Zira krize karşı, uluslararası ekonomi ve finans düzeninde yapılacak reformun kararlılıkla ilerletilmesi; yeni kalkınan ülkelerle gelişmekte olan ülkelerin temsil gücünün ve söz haklarının artırılması her iki ülkenin de ortak hedefi. Çin ve Rusya, gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu Shanghai İşbirliği Örgütü ile BRICS'in 'belkemiğini' oluşturuyor.
Batılı ülkeler, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) sermaye dağılımı ile yönetim reform planına ilişkin 2010 yılında verilen sözlerin yerine getirilmesine yanaşmıyorlar. BRICS ülkeleri ise, IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası finansal kuruluşlar içinde, kendilerine daha fazla söz hakkı sağlanması için oylama reformuna gidilmesini istiyorlar.
Çin ile Rusya'nın ortak hedefi
Rasyonel bir uluslararası rezerv para sisteminin oluşturulması konusu da Çin ile Rusya'nın ortak hedefi.
Öte yandan, G-20 Grubu'na üye Batılı ülkelerin, 2008 krizinden bu yana serbest ticarete engel olma girişimleri de başta Çin ve Rusya olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarına zarar veriyor.
Çin, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Güney Afrika'nın oluşturduğu BRICS'in liderleri, G-20, IMF, BM gibi uluslararası örgütlerde, tam bir fikir birliği içinde ortak hareket ediyorlar.
Çin devleti, uzun bir süredir, Kuzey-Güney dengesizliği ve yoksulluk sorununun kötüleşmesinin yanı sıra, nüfusun aşırı hızla artması, enerji ve doğal kaynakların hızla tüketilmesi ve gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalarının önündeki mali ve teknolojik yetersizlikler gibi sorunların işbirliğiyle çözülebileceğini savunuyor.
Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı da Dünya Ticaret Örgütü'ne üyeliğinin Rusya'nın Uluslararası Ekonomik İşbirliği kurallarının oluşumuna katılımı açısından faydalı olduğuna dikkat çekti.
Rusya, yönünü Asya'ya döndü
Vladimir Putin Rusya devlet başkanlığı görevine başlayalı yaklaşık 4 ay oldu. Bu dönemde Rusya dış politikada başta Çin olmak üzere Asya bölgesine ve gelişmekte olan ülkelere daha da yakınlaştı. Çin ve Rusya; öncelikle İran'ın nükleer çalışmaları ve Suriye sorunu konularında işbirliğini sürdürüyor. Rusya ile Çin birlikte, Batı blokuna karşı denge unsuru olarak görülüyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nin, İran'a ve İran'la ticaret yapan uluslararası şirketlere yönelik yaptırımları, bütün dünyada rahatsızlık yaratıyor. Yaptırımların tek taraflı olduğu ve uluslararası hukuka uymadığı sık sık dile getiriliyor. Çin ile Rusya'nın ekonomik ve siyasi işbirliğinin, ABD'yi her iki açıdan da frenleyebileceğine dikkat çekiliyor.
İki trilyona yakın para ABD'nin hizmetinde
Petrolden altına, demirdışı metalden tarım ürünlerine kadar dünya hammadde ticaretinde yakın zamana kadar tek belirleyici dolardı. İşte bu kurulu 'Petrodolar' düzeni, Petrol tedarikçilerini bile fiyatlar üzerinde söz söyleyemez hale getirdi. Amerika Birleşik Devletleri'ni ise büyük bir fiyatlama gücüyle donattı ve Washington, bu 'Petrodolar' düzeni sayesinde uluslararası petrol kârından aslan payını almayı sürdürüyor.
İstatistiklere göre 'petrodolar' piyasasında dönen para; 1,4 trilyon ile 1,8 trilyon dolar arasında bir büyüklüğe ulaştı. Bu para tamamen ABD'nin açıklarını kapatmaya hizmet ediyor.
Doların uluslararası petrol ve enerji ticaretindeki rolü, döviz kuru dalgalanmaları nedeniyle petrol ihracatçılarını da, tedarikçilerini de olumsuz etkiliyor.
Rusya'nın, dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomi örgütlerinde etkinliğini artırması, petrodolar düzeninin yıkılmasını da destekleyecek.
Dünyanın en büyük beş ekonomisinden biri
BM güvenlik Konseyi ve G8'in lider ülkelerinden biri olan Rusya, aynı zamanda dünyanın en büyük beş ekonomisinden biri.
Federal İstatistik Servisi Rosstat, 2012 yılının ilk yarısında Rusya'nın dış ticaret fazlasının, yıllık bazda yüzde 10,5 oranında büyüdüğünü açıkladı. Aynı dönemde ihracat yüzde 6,7 oranında artarken ithalat yüzde 4,1 oranında büyüdü.
24 Ağustos 2012