CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Krize çözüm, Çin-Afrika deneyinde
  2012-06-29 20:54:45  cri
    Çin, krize dünya çapında, elbirliğiyle çözüm aranması gerektiğini, yoksul ülkelere ise destek olunmasını savunuyor.

    Yoksul ülkelere kalkınma desteği, bol keseden atılmış bir söz değil. Çin, yıllardır Afrika'da bunu yapıyor. Çin, Afrika ile ekonomik ilişklerini geliştirirken, altyapı yatırımlarına ağırlık vererek Afrika ülkelerinin kalkınmasına büyük destek verdi. Söz konusu ülkelerle hükümetler düzeyinde ilişkiler kuran Çin, kısa zamanda büyük ilerleme kaydetti.

    Çin, 2009 yılında ABD'yi geçerek Afrika'nın en büyük ticari ortağı haline geldi. Afrika kıtası ile Çin arasındaki ikili ticaret hacmi 2000 yılında 10 milyar dolardı; bu rakam on yılda 16 kat artarak 2011 yılında 160 milyar dolara yükseldi. Afrika ayrıca Çin'in ikinci en büyük yurtdışı işgücü ve proje taahhüt pazarı. Çin'in dış yatırımlarında da Afrika dördüncü sırada yer alıyor.

    Uzmanlar, on yılda gerçekleşen bu olağanüstü gelişmede, 2000 yılında kurulan Çin-Afrika İşbirliği Forumu'nun büyük etkisi olduğunu ifade ediyorlar.

    Batı yalan haberle prestij kaybettirme çabasında

    Batı ülkeleri Çin'in Afrika'daki atılımına kıskançlıkla yaklaştı. Son yıllarda Batı medyası giderek artan bir dozda Çin'in Afrika çalışmalarına yönelik karalama kampanyası yürüttü.

    Çin'de bir süredir bu konu konuşuluyor. Çin'deki tartışmalar, Batı'nın yürüttüğü kampanyaya cevap vermenin yanı sıra özeleştiri niteliği de taşıyor. Çin, Afrika atağında yaptığı hataları saptama çabası içinde.

    Afrika, büyümede ikinci sırada

    Çin Sosyal Bilimler Akademisi Batı Asya ve Kuzey Afrika Enstitüsü'nden Afrika çalışmaları direktörü He Wenping, Batı'nın dikkatinin bu tarafa, yani Çin gibi yükselen güçlere çevrilmesinin, o tarafta yaşanan krizden kaynaklandığını hatırlatıyor.

    Afrika da, Asya Pasifik ekonomileri gibi dünyanın en hızlı büyüyen, en dinamik ekonomisi. IMF'nin tahminlerine göre Afrika 2012'de yüzde 6 büyüyecek.

    Halkın Günlüğü gazetesinde çıkan bir yorumda, "Gelişme ve karışıklıklar, Afrika halkına umudu ve kaygıyı bir arada yaşatıyor" deniyor. Yorum şu satırlarla devam ediyor:

    "Afrika'nın kaderi hiçbir zaman dünyanın kaderiyle bu kadar bütünlük içinde olmamıştı. Global ekonomik gelişme kadar, gelişmenin meyvelerinden daha çok ülkenin yararlanması da, gelişmenin hangi eksende yürüyeceğine bağlıdır. Bir ülke gelişmenin meyvelerini yiyemiyorsa, o zaman o ülkeyi teşvik etmek, desteklemek gerekir."

    Yazar, ne kadar çok sayıda ülke ekonomisi gelişirse, dünya çapında gelişmenin lokomotifinin de o kadar güçleneceğini düşünüyor.

    Halkın Günlüğü gazetesinin yorumuna gore, Afrika'nın kaderi, Afrikalıların ellerinde. Daha doğrusu Afrika ülkelerinin ekonomik ve siyasi gelişme hedefiyle işbirliğine gitmelerine bağlı. Böylece Kıta ölçeğinde "kan yapıcı atardamarlar" sistemi kurulabilecek ve kalkınma da bu sisteme bağlanarak kesintisiz sürdürülebilecektir.

    Yazar, altyapı yatırımlarıyla işgücünün kalitesini yükseltmeye yönelik yatırımların önemini vurguluyor.

    "Dış güçler" diyor, "Afrika'ya yardım adı altında Batılıların daha önce yaptıkları gibi kendi politik hedefleri doğrultusunda Kıta'yı dönüştürmeye kalkışmasınlar. Kolonyalist sömürü Kıta'yı zaten etnik, kabile ve dini çatışmalara sürükledi. Şimdi uluslararası sistem, Afrikalıların kararlı, uygun gelişme düzlemine girmeleri için yardım etmelidir."

    Obama: Afrika, ABD çıkarları için önemli!

    Çinli araştırmacı ve yazarlar haksız sayılmazlar. 14 Haziran'da ABD'nin yeni Afrika stratejisi yayınlandı. Stratejinin önsözünde Amerikan Başkanı Obama, gelecekte Afrika'nın uluslararası toplum ve özellikle "ABD'nin güvenliği ve refahı için" büyük önem kazanacağını söyledi. Yeni stratejide, Afrika'da demokrasiye destek, "ABD'nin çıkarlarıyla ilgili bir hareket" ve "ABD'nin yurt dışı liderliğinin temel parçalarından biri" olarak nitelendirildi.

    Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Liu Weimin, ertesi gün bir soru üzerine Afrika'da barış ve istikrarın, küresel refahı ilgilendirdiğini, bunun uluslararası toplumun destek ve yardımlarını gerektirdiğini söyledi. Çin ve ABD'nin, Afrika'nın önemli işbirliği ortakları arasında yer aldığını belirten Liu Weimin, işbirliğinin eşitlik ve karşılıklı çıkar temellerinde gelişmesi gerektiğini belirtti. Sözcü Liu ayrıca, söz konusu işbirliğinin Afrika'nın iradesine saygı göstermesi ve kalkınmaya yarar sağlaması gerektiğini vurguladı.

    Çin'in açıklaması, ABD'ye bir tür uyarı olarak yorumlandı.

    "Uçurum"

    Çin Sosyal Bilimler Akademisi Batı Asya ve Kuzey Afrika Enstitüsü'nden Afrika çalışmaları direktörü He Wenping, Çin ile Batı'nın Afrika'ya bakışı arasındaki farkı "uçurum" sözcüğüyle ifade ediyor.

    Son on yıllık hızlı gelişmenin Çin ile Afrika arasındaki yarım yüzyıllık ilişkiye dayandığını anlatıyor He. O ilişki de sıradan değildir. Karşılıklı saygıya, içten dostluğa, eşitliğe ve karşılıklı yarara dayanmaktadır.

    Afrika'yı sömürmekten başka bir şey bilmeyen Batı medyasının, düşünce kuruluşlarının ve politikacılarının böylesine bir ilişkiyi anlamasını beklemiyor Çinliler.

    Batılılar; Çin'in kendi kalkınması için Afrika'nın kaynaklarını kullandığını, ucuz mallarıyla Afrika pazarını satın aldığını öne sürüyorlar.

    He Wenping ise, Batı'nın Afrika'yı 15. yüzyılda keşfederek koloniler kurmaya başladığını hatırlatıyor.

    Çin ve Afrika çok daha erken; MÖ ikinci yüzyılda temasa geçti ama Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1949 yılına kadar önemli bir ilişki kurulamadı. 60 yılda, özellikle de son on yılda ilişkiler, Batılıları rahatsız edecek ölçüde hızlı büyüdü.

    Eski soğuk savaş perspektifinden kendini kurtaramayan Batılı politikacılar bu gelişmeyi, "Batı'nın Küresine tecavüz" olarak algılıyorlar!

    "Bir ülkenin gelişmesi kendi çabasına dayanır"

    Çinliler, kendilerinde hata arayarak konuşmayı benimsiyorlar. He Weping de öyle yapıyor. "Çin'in kusurlarını abarttılar" diyor. "Birkaç şirketin kusurunu genel davranış olarak sundular."

    He, Çin'in başka ülkelerin içişlerine karışmama politikasının bile Batı'nın hedefi haline geldiğine dikkat çekiyor. Çin'in Afrika ülkelerine yardımını "Haydut devletlere örtülü destek" diye nitelemişler!

    "Bir ülkenin gelişmesi kendi çabasına dayanır" diyor He Weping. "Demokrasi ve iyi yönetim de gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Eğitim, yasalar, demokrasi bilinci de böyle gelişir. Batılı ülkelerde demokrasinin gelişmesi yüzyıllar aldı. Slogan atarak Afrika ülkelerinde demokrasiyi geliştirme iddiası gerçekçi değildir!"

    "Ders anlattığım sınıfta hükümet politikalarını eleştirebiliyorum"

    Pekin Üniversitesi Afrika Araştırmaları Merkezi'nden Li Anshan, Batı medyasını büyük bir ustalıkla hicvetmiş.

    The New York Times'ta yayımlanan bir makale, Çin'in Afrika'yla ekonomik ilişkileri geliştikçe, Afrika'daki medya üzerindeki baskının arttığı iddiasıyla söze başlıyor. Makaleyi irdeleyen Li Anshan, "Makaleyi bitirince" diyor, "Şu kanıya varıyorsunuz ki, Çin'in etkisi Afrika medyasını özgürleştirmek olmuştur!"

    Mohammed Keita imzalı makalede "Etyopya hapishaneleri tıpkı Çin hapishaneleri gibi gazetecilerle doludur!" iddiası öne sürülüyor.

    Li Anshan, "Bir Çinli olarak" diyor, "Özgür yaşamımdan çok memnunum. Diğer ülkelerde olduğu gibi Çin'de de çeşitli insan hakları sorunları var. Çok değişik çevrelerden çok farklı eleştiriler ve fikirler duyabiliyoruz. Ben de ders anlattığım sınıfta hükümet politikalarını eleştirebiliyorum."

    Ruanda'da yatırımlar arttıkça basın özgürlüğü sınırlanmış!

    Ruanda'daki basın özgürlüğü sorununun müsebbibinin Çin olduğu iddialarını tartışmayı gereksiz buluyor yazar. Ama Çin'le ilgili söylenecek birkaç sözü var. Buraya alıyoruz:

    "İşin doğrusu, Çin devletinin kendi medyasını kontrol etmesi bile zor. Zira sadece günlük gazete sayısı 10 bin. 2009 yılında yayın şirketi sayısı 580'di. 500'den fazla sayıda televizyon istasyonu bulunuyor. Dergileri saymıyoruz... Çin hem bunca medya kuruluşunu denetleyip hem de Ruanda'daki basın özgürlüğünü nasıl kısıtlasın!"

    Bir başka trajikomik iddia, Afrika'daki Çinli işletmelerin Çinli mahkumları çalıştırdığı. Kenya'da bir sempozyum sırasında Çin Büyükelçisi Zhang Ming'e soru olarak bile yöneltilmiş bu konu. Li Anshan, "Çok şaşırdık" diyor.

    Düşünsenize, Çinli şirketlerin, hapishanelerdeki mahkumları toplayıp ülke dışına çalışmaya götürdüğü iddia ediliyor! Tek merkezden servis edilen haberleri yayınlamaya alışkın olan Batı medyası, mantık da aramıyor!

    Öyle bir kampanya yürütmüşler ki Afrikalılar da bu yalana inanmaya başlamışlar... Li Anshan, anlı şanlı New York Times gazetesinden bir alıntı yapmış ki evlere şenlik! Makalede şirket adları da verilerek "75 işçiden 70'i tutukluydu" gibi iddialar öne sürülüyor...

    Yazar, The Economist dergisinin 13 Mayıs 2000 tarihli kapak haberinin başlığını hatırlatıyor: "Umutsuz Kıta!" Geçen yılın sonunda aynı dergi bir kapak daha yaptı ve başlığı şöyle attı: "Umutlu Kıta: Afrika Yükseliyor."

    Li Anshan, medyanın rolünü ihmal etmemekle birlikte abartmamak gerektiğini söylüyor. Noktayı da bir atasözüyle koyuyor: "İt ürür kervan yürür!"

    Çin de ABD'den öğrenmelidir!

    Çin, Afrika'ya yardımlarını ve altyapı inşası gibi zor yatırımlarını genişleterek, Kıta'nın karşılaştırmalı üstünlüklerini geliştirdi. Çin'in Afrika'daki varlığı Kıta halkları arasında da memnuniyetle karşılanıyor.

    Buna karşılık ABD gibi Batılı ülkeler kolay projelere yönelip, kendi kazançlarına bakıyorlar. Kazancın yanı sıra Batılı ülkeler, Afrikalı liderlerin kapasitesinin yükseltilmesi, akademik araştırmaların desteklenmesi, sivil toplumun inşası gibi maddi olmayan hedeflere de yöneldiler.

    Çin Sosyal Bilimler Akademisi Batı Asya ve Kuzey Afrika Enstitüsü'nden Afrika çalışmaları direktörü He Wenping'e yeniden kulak verelim:

    "Birçok Amerikalı diyor ki, Washington Çin'in yolunu izlemeli. Fakat Çin de ABD'den öğrenmelidir!"

    He, Çin-Afrika ilişkilerinde devamlı olarak sosyal gelişme için ortak yatırımlara vurgu yapıldığı halde, bu tarz yatırımların toplam yatırımlar içindeki payının hâlâ çok sınırlı olduğunu vurguluyor.

    Özetle, Çin, Afrika'nın kalkınması için büyük maliyetli ve zorlu yatırımlara yönelirken, aslında daha kolay ama toplum üzerinde daha etkili olan sosyal yatırımları ihmal etmiştir. Bu ihmalin sonuçları neler? Sorunun yanıtı için sözü yine He Wenping'e bırakalım.

    "Çin Hükümeti Afrikalı öğrencilere burs verdiği halde Afrikalı öğrenciler hâlâ eğitim için Batı ülkelerini tercih etmektedirler. Afrika'da 1 milyon Çin vatandaşı ve 2 bin Çin şirketi bulunuyor, ancak Afrika üniversitelerinde eğitim veren Çinli profesör nadirdir. Yine Afrika medyasında Çinlilerin sesi pek az duyulur. Kimliklerini Batı tarzı eğitimle biçimlendirmelerinden olsa gerek; demokrasi, özgürlükler deyince Afrika liderleriyle önde gelen aydınlarının aklına Çin gelmez."

    He, Çin'in Afrika'da hızlı gelişmesine rağmen ideolojik üstünlüğü elde edemediğine dikkat çekiyor. Afrika üzerine araştırmalarıyla tanınan He Wenping, Çin'in ideolojik cephede Afrika'da nüfuzunu artırmasının imkansız olmadığını, Çin'in bu alanda da büyük fırsatları bulunduğunu belirtiyor.

    Çin ve Afrika'nın değerleri, üstün niteliklidir!

    Aslında yine de Çin'in Kıta'da çok derin bir etkisi vardır. Çin ile yaşadığı ortak kalkınma deneyimine karşılık Afrika halkları Batılı ülkelerle, yüz kızartıcı sömürge ilişkisi üzerinde kurulu tarihi geçmişe sahiptir. Çin ile Afrika ülkeleri arasında ise insan hakları ve özgürlükler konusunda tam bir fikir birliği vardır. Bu nedenle Çin'in Afrika ile söz konusu alanda işbirliğini ve fikirbirliğini geliştirme fırsatı Batı ilkelerine göre çok daha fazladır! Çin ve Afrika'nın insan hakları ve ulusal haklar konusundaki anlayışları, bütün Batı dünyasının evrensel dediği değerlerden üstün nitelikler taşımaktadır!

    He Wenping, Brundi, Kenya gibi Afrika ülkelerinin aydınlarının ve politikacılarının, Libya bombalandığı zaman NATO'ya gösterdikleri tepkilere dikkat çekiyor. İşte o tepkiler, Afrika ülkelerinin Batı değerleri yerine Doğu'nun üstün nitelikli değerlerine sahip olduğunun bir işaretidir!

    Öte yandan Afrika ülkelerinde seçimler, yönetim değişiklikleri yaşanıyor. He, "Afrika'da yeni bir siyasi ideoloji gelişiyor" diyor. Yüzyıllarca kolonyal talan altında yaşayan Afrika halkları, demokrasiye doğru engebeli bir yol keşfediyor!

    29 Haziran 2012

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China