Güz Ortası Bayamı, Çinlilerin geleneksel Ay Takvimi'ne göre, her yılın 8. ayının 15'inde kutlanır. Bu gün, sonbahar mevsiminin ortası olarak kabul edilir. Çinliler, Güz Ortası Bayramı gününde Ay'ın en yuvarlak, en büyük ve en parlak halini aldığına inanırlar. Dolunay "birleşmenin" sembolü olarak kabul edildiği için de, Güz Ortası Bayramı'nda bir ailenin bütün üyelerinin bir araya gelmesi geleneği vardır. Eski çağlarda Çin'de Güz Ortası Bayramı'nda Ay'a ibadet etme ve mehtabı seyretme geleneği vardı. Çinlilerin dolunayı aile üyelerinin bir araya gelmesinin sembolü olarak gördüğü için, bu güne "aile üyelerinin bir araya gelmeleri bayramı" adı da verilir.
Ay çöreği yemek
Luo Zhong Ji Wen adlı tarihi kitapta, Tang Hanedanı (618-907) döneminde Xizong, Güz Ortası Bayramı'nda bir defa ay çöreği yiyince çok beğenmiş ve saraydaki aşçıların kırmızı ipek parçalarıyla ay çöreklerini sarıp Keju adı verilen devlet memuriyet sınavını kazanlara dağıtmasını istemiş. Bu kitap, Ay çöreğiyle ilgili en erken kayıttır. Song (960-1276) hanedanı dönemine gelince Ay çöreğine "lotüs yaprağı" ve "lotüs" gibi isimler de kondu, görünüşü de daha hoş oldu. Dönemin ünlü şairi Su Dongpo dolunay gibi güzel ve içi tatlı Ay çöreği için şiir yazmıştı. Song döneminden sonra Ay çöreğinin tadına daha büyük önem verilmeye başlandı, çöreğin yüzeyindeki desenlerine Ay Sarayı ile ilgili efsane de dahil edildi. Desenler önce kağıt üzerine çizilip sonra çöreğin yüzeyine yapıştırılırdı. Sonra tahta kalıp kullanılmaya başladı. Dolunay birleşmenin sembolü olduğu için, Ay çöreği bir çeşit yemek olarak yenir, Ay'a tapılır, akraba ve yakınlara hediye edilirdi.
Yuan (1206-1368) hanedanının ilk döneminde imparator halkın isyan etmesinden korktuğu için, her 10 ailenin gözetimiyle bir asker görevlendirme ve 10 ailenin tek bir bıçak kullanması gibi politikalar uyguluyordu. Buna dayanamayan halk, Güz Ortası Bayramı'nda hediye verme fırsatından yararlanarak, Ay çöreklerinin içine, mumla sarılan ve üzerine isyan yemini yazılan birer kağıt parçası koymuş, çöreğin dibinde imalı başka bir kağıt da yapıştırılmış. Ay çöreğinin yüzeyine bir kağıt parçasının koyulmasının kaynağı olarak bu açıklama yapılıyor.
Deniz dalgalarını seyretmek
Eski çağlarda Zhejiang ve civarındaki bölgelerde, Güz Ortası Bayramı'nda mehtabı seyretmenin yanı sıra, deniz dalgalarını seyretme de bir diğer etkinliktir. Han hanedanı dönemine ait kayıtlarda bile deniz dalgalarıyla ilgili ifadeler yer alıyor.
Zhejiang eyaletinde bulunan Qiantangjiang Nehri'nin denize döküldüğü yerde Ay'ın çekim gücüyle, dalgalar 8 metre kadar kabarabilir. Bu yükseklikteki dalgalar her görene görkemli bir his verir. Daha sonra Song ve Ming hanedanlarında dalgaların seyredilmesini konu alan çok sayıda makale yazılmıştı.
Fenerleri yakmak
Güz Ortası Bayramı'nda gökte ayna gibi dolunay ile yerde berrak su güzel bir tablo oluşturur. Ancak bunlarla yetinmeyen Çinliler, fener yakarak bayrama renk katar. Hunan ve Guangdong eyaletlerinde çinilerle pagoda yapılıp, üzerinde fenerler yakılması geleneği vardı. Jiangsu ve Zhejiang bölgelerinde fener teknesi yapma geleneği vardı.
Fener yakmayı en sevenler, Guangdonglulardır. Meyve, kuş, hayvan, balık ve böcek desenli veya "Güz Ortası Bayramı Kutlu Olsun" yazılı fenerler, bayramdan 2 hafta önce hazırlanırdı. Ortasında bir mum yakılan fenerler bambu direğine, balkona veya sayvana asılırdı. Kimileri, küçük fenerleri istediği gibi şekillendirir, zengin aileler birkaç metre yüksekliğe fener asıp, fenerlerin altında ailece eğlenirdi.
Mehtabı seyretmek
Güz Ortası Bayramı'nda mehtabı seyretmek, eskiden beri devam eden bir gelenektir. Zengin olsun, fakir olsun mehtabı seyrederken herkes kendince bir zevk alır.
Eski zamanlarda zenginler bayramda bir kule inşa ettirir, kulede mehtabı seyrederdi; içki sevenler resotranlarda kalıp seyreder; gezmeye meraklısı olanlar dağa tırmanıp veya tekneye binip, yanına güzel yemeklerle içkiler alır, şiirler yazıp Ay'ı över; sıradan vatandaşlar gece boyunca efsane ve hikayeler anlatırdı. Şunu vurgulamak istiyorum: Eski çağlardan beri Çinliler Güz Ortası Bayramı'nda sadece mehtabı değil, mehtabı ve yerdeki manzaraları birlikte seyrederdi. Örneğin başkent Beijing civarında Lugou adlı bir köprü vardır, köprünün altında geniş bir nehir bulunuyor. Eskiden Çinliler, Güz Ortası Bayramı'nda Lugou Köprüsü yakınındaki köprüde, gökteki Ay'ı ve Ay'ı sudaki yansımasını seyrederdi. Bu manzarayı anlatan Lugou Xiao Yue, bir dönem Beijing'deki en ünlü 10 manzaradan biri olarak kabul ediliyordu.