CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Jakond'un Siyau'su kimdi?
  2010-10-19 21:46:00  cri

    Ol fettan ahu

    bir yar severdi:

    bir Çinli Âdem

    ismiii Sİ-YÂ-U

    Gözleriii badem

    sözleriii şirin

    Bu yârin peşine

    takılmıştır Jokond

    bir Çin beldesinde

    yakılmıştır Jokond...

*

    Çin'in Hunan eyaletindeki Xiangxiang kasabasında oturan Xiao ailesi, 1896 yılında doğan erkek çocuklarına Zizhang adını vermişti. Çocuk 13 yaşına gelince Dongshan Okulu'na gönderildi. Burada kendisinden biraz daha büyük başka bir çocukla arkadaş oldu. Kitaplardan söz ediyor, gelecekle ilgi düşler kuruyorlardı. Küçük olanı ötekine hayrandı. Kendisinden sadece üç yaş büyük olmasına rağmen, Çin klasiklerinin çoğunu okumuştu.

    Büyük çocuk ortaöğrenim için eyalet merkezi Changsha'ya gidince, küçük olanı da onu izledi. Önce ayrı okullarda öğrenim görüyorlardı. Küçük olan sık sık büyüğün okuluna gidip onu ziyaret ediyordu. 10 Ekim 1911'de Wuchang Ayaklanması çıkınca, büyük çocuk devrime katılmak istediğini söyledi. Ama okulda kalarak sınavlara girdi. Hepsinde birinci olmuştu. Arkadaşı bunu nasıl başardığını sorunca, sadece okumanın yeterli olmadığını, okudukları hakkında düşünmesi de gerektiğini söyledi.

    İki arkadaş Changsha'dayken, başka gençlerle birlikte "Yeni Yurttaşlık Derneği"ni kurdu. İkisinin de "Xiang Irmağı Yorumları" adlı dergide şiirleri ve denemeleri yayınlandı.

    Öğretmenleri Yang Changshi, 1918'de Beijing Üniversitesi'nde öğrenim görmeye davet edildi. Beijing'e giderken iki arkadaşı da yanına aldı.

    1920 yılında ikisi de Fransa'ya gidip öğrenim görme fırsatı buldu. Yaşça küçük olanı Fransa'ya gitti. Burada "Aimei" ismini kullanmaya başladı. Bu isim kısa zamanda Fransızca okunuşuyla "Emi"ye dönüştü. "Xiao" olan adı da, "Siyau" olarak yazılıyordu.

    Emi, iki yıl sonra Çin'e dönüp Komünist Partisi'ne üye oldu. Dönüş nedeni, ilk eşinin ve ondan olan kızının ölümü de olabilir. 1914 yılında ailesinin kararıyla Tan Xuejun isimli bir kızla evlenmişti.

    Büyük olanı ise Fransa'ya gitmemeyi seçti. Adı, Mao Zedong'du.

*

    Emi, Çin'e dönüşünde Kuzey Bölgesi'nde Komünist Gençlik Birliği Yürütme Komitesi Sekreteri oldu. 1923 yılında örgütü tarafından Moskova'ya, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) gönderildi. Burada birçok ülkeden genç devrimcilerle tanıştı. Bunlar arasında, önde gelenlerinden biri Nazım Hikmet'ti.

*

    Üniversite yurdunda onları aynı odaya verdiler. Çünkü biri Türklerin, diğeri de Çinlilerin güzel sanat kolu başkanıydı.

    Nazım Hikmet, "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim"de Siyau'yu ulusal değerlerine çok düşkün biri olarak anlatıyor. Her fırsatta hep ulusal yönünü öne çıkarırmış. Aynı zamanda Siyau'nun inceliğini anlatan bir yer var kitapta: Kâğıttan yaptığı minicik gül yaprağının üzerine uğur böceği çizmiş Siyau… Vâlâ Nureddin, Nâzım'la ilgili anılarında, Siyau'dan söz ederken, "Çin medeniyeti ile Avrupa sosyetesi el birliği edip terbiyeli, nazik, mükemmel bir insan tipi yoğurmaya çalışsalar, o meydana gelirdi" diyor.

    "Yaşamak Güzel Şey be Kardeşim"de, Nazım Hikmet'in kendini anlattığı Ahmet, Anuşka'ya âşık… Ama Anuşka, Siyau ile ilgileniyor... Vâlâ Nurettin bunu şöyle anlatıyor: "O, uzun boylu, alev saçlı, derin yeşil gözlü bir Rus kadınını severdi. Nâzım, kadını pek beğenmekle beraber, içli arkadaşı Siyau'ya kalsın diye, bütün çabasını kullanarak yüreğine taş bastı. Çin inceliğine karşı Türk çelebiliği gösterdi."

*

    Okul günlerinde Siyau, Nazım'a Paris'teyken sık sık Louvre Müzesi'ne gidip Mona Lisa'yı seyrettiğini anlatmış. "Hayatımın aşkı Mona Lisa… Sürekli ona bakmaya Louvre'a giderdim" demiş.

    (…) bugün bir çinli gördüm;

    başı perçemli çinlilere benzer yeri yok.

    ne de çok

    baktı bana.

    (...) 

    ismini öğrendim hergün gelen çinlinin:

    si-ya-u

*

    Mona Lisa, La Jacond ya da La Gioconda… Louvre Müzesi'nden 1911'de çalınıp, 1913'te bulunarak yerine konmuş. Ama müzeye getirilenin, kaybolan özgün yapıt değil, taklit olduğu söylentileri de eksik olmamış. Bu iddialar muhakkak Nazım Hikmetin kulağına da çalınmıştır. Bütün bunları bir araya getirmek nasıl bir ustalık gerektirir? Bu ancak Nazım Hikmet'te olabilir...

    Şair, 1929 yılında yayınladığı "Jokond ile Si-Ya-U"ya başlarken, müzede bulunan Mona Lisa tablosunun sahte olduğunu söylüyor ve anlatmaya başlıyor. Şiir, adeta bu tezi kanıtlamak için yazılmış gibidir.

*

    Jakond' da, onu hergün görmeye gelen Siyau'ya ilgisiz değildir.

    (…) bugün gözlerin sesiyle

    konuştuk kendisiyle.

    gündüzleri kumaş dokuyormuş,

    gece okuyormuş.

    (…) 

    ben eminim ki bu anda sen

    cevap almak için yıldızlara sorduğun

    cevaplardan,

    kuleler kuruyorsun kalın meşin kaplı

    kitaplardan,

    oku

    si-ya-u

    oku..

    ve gözlerin satırlarda isteneni bulunca

    gözlerin yorulunca

    bırak yorgun başını

    siyah sarı bir japon krizantemi gibi

    kitapların üstüne…

    uyu

    si-ya-u

    uyu….

*

    Siyau bu arada Çin'e dönmüştür. Jakond, Siyau'yu özlemeye başlar. Onu özlerken bulunduğu yerden sıkılır, Çin'i düşler.

    (…) başladım unutmaya

    tombul rönesans üstatlarının isimlerini.

    görmek istiyorum

    çekik gözlü çin nakkaşlarının

    ince uzun kamış fırçalarından

    damlıyan

    siyah suluboya kuş ve çiçek

    resimlerini…

    Ve Çin'e gitmeye karar verir. Uzun bir uçak ve gemi yolculuğundan sonra gider de… Devrim ateşinin sardığı Shanghai'a çıkar. Meydanın birinde bir hokkabaz gösteri yapmaktadır. Birden ortalık karışır. Kaçan birini kovalamaktadırlar.

    (…) "- yol verin varda

    çan-kay-şi'nin celladı

    yeni bir kelle kovalıyor.

yol verin varda.."

    biri önde biri arkada

    iki çinli fırladı köşe başından.

    öndeki koşuyor jokonda doğru.

    bu ona doğru koşan oydu, oydu, o.

    si-ya-u'su onun

    kumrusu onun.

    si-ya-u'm benim

    si-ya-u..

    etrafı sardı bir stadyum uğultusu.

    ve sarı asyanın al kanıyla

    boyanmış olan

    nemrut ingiliz lisanıyla

    atıldı naralar:

"- yakalıyor

    yakalıyor

    yakaladı

    yakala…"

    jokondun kollarına üç adım kala

    yetişti çan-kay-şi'nin celladı.

    parladı

    pala..

    kesilen bir et kırılan bir kemik sesi.

    yuvarlandı ayağının dibine

    kana bulanmış sarı bir güneş gibi

    si-ya-u'nun kellesi..

    ve işte böyle bir ölüm günü

    şang-hayda kaybetti floransalı jokond

    floransadan daha meşhur olan tebessümünü.

*

    Moskova'da Nazım Hikmet'e Siyau'nun Shanghai'da öldürüldüğü haberi ulaşmıştı.

*

    Sevgilisi öldürülünce, emperyalist işgalcilerin divan-ı harbi Jakond'u da yakalar. Suçu, emperyalist hukuku ihlal etmektir. Karar, yakılarak idamdır.

*

    (…) bileklerinde kelepçe

    jokond bekliyor.

    es rüzgar es..

    bir ses:

    - haydi çakmağı çakın.

    yakın jokondu yakın…

    ilerliyen bir karaltı

    bir parıltı…

    çakmağı çaktılar

    jokondu yaktılar.

    kıpkırmızı bir alevle boyandı jokond.

    güldü içten gelen bir tebessümle

    gülerek yandı jokond…

*

    Nazım Hikmet "Jokond ve Si-Ya-U" kitabı yüzünden 1931 yılında kovuşturma geçirmiş ve yargılanmış. Dava sonunda beraat etmiş. 11 Mayıs 1931 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde davayla ilgili şu sözleri yayınlanmış:

    "Burada mevzuu bahis 'Jokond ile Si-Ya-U' isimli kitabımdır. Ben bu eserimde Çin'deki muazzam kurtuluş hareketine karşı duyduğum derin sempatiyi tasvir ettim. İngiliz ve Fransız emperyalizmine hücum ettim. Bu kitap için beni, onların mahkemeye vermeleri icap ederdi..."

*

    1951 yılında Viyana'da düzenlenen Dünya Barış Konferansı'nda Siyau'yu görmek Nazım için şaşkınlıkla karışık büyük bir sevinç olmuştur.

    "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim"de Nazım Hikmet yine, onun da, okurken bizim de içimizi sızlatan vatan sevgisiyle çıkar karşımıza. Kitapta kendisine ait tüm zamanları bir araya getirir. Zaten kitabın sonunda bu zamanlarda yakınlık kurduğu kişilerin hepsi bir arada Nazım Hikmet'in konuğu olur. Siyau da onların içindedir. Konuklarıyla ve tüm zamanlarıyla bir aradayken kitabını bitirdiği cümleler içimizi acıtır:

    "Konuklarım kocalmamış. Onları son görüşümde kaç yaşındaysalar o yaştalar, ama ben altmışımın içindeyim. Beş yıl daha yaşayabilsem..."

    60. Yıldönümünü "hazin" olarak nitelemiş ve keder duyduğunu söylemişti:

    "60. Yıldönümü tabii hazin bir doğum yılı doğrusu. İnsanın 60'ına basması öyle sevinilecek bir şey değil. (…) Elbette, gönül isterdi ki, 60 yıldönümümü memleketimde kutlayabileyim. Halkımın gözlerinin içine baka baka…"

    Nazım Hikmet, "Beş yıl daha yaşayabilsem..." dediğinde ölüm sadece bir yıl uzağındaydı. Siyau'yla karşılaştıktan bir yıl sonra Çin'e gitmiş, ilk kalp krizini Beijing'de geçirmişti.

*

    Emi, 1924 yılında Çin'e dönünce gençlik içinde çalışmaya başladı. Bu çalışması sırasında Vasa isimli genç bir Rus kızıyla tanıştı. Vasa, Beijing Üniversitesi'nde Rusça öğretmeni olarak çalışmak üzere Vladivostok'tan 1925 yılında gelmişti. Siyau Vasa'ya hemen âşık oldu. 1927 yılında Emi'nin sağlığı bozuldu. Örgütü, tedavi için Moskova'ya gitmesine karar verdi. Aynı yıl Guomingtang da komünist temizliklerine başlamıştı. Yola çıkmadan önce Emi ile Vasa evlendi. Moskova'ya birlikte gittiler. Ne var ki, evlilik fazla uzun sürmeyecekti. Siyau sağlığına kavuşunca, devrimci mücadeleye katılmak için Çin'e dönmek istedi. Vasa ise sakin bir aile yaşamını özlüyordu. Dostça ayrıldılar. Emi Çin'e döner dönmez yoğun bir çalışmanın içine girdi. Birçok görev üstlendi. 1930 ve 1934 yıllarında Çin Yazarlar Birliği'nin temsilcisi olarak iki defa daha Moskova'ya gitti.

    1934 yılında, fotoğrafçılıkla uğraşan Eva Sandberg'le tanıştı.

*

    Eva 1911 yılında Breslau'da bir Alman Yahudi ailesinin kızı olarak doğmuştu. İyi eğitim almış, sanat alanında yetenekli bir kızdı. 1930 yıllarının başlarında Almanya'nın Yahudiler için güvenli bir yer olmadığı artık belli olmuştu. Eva, aile kökenleri nedeniyle okulda sıkıntılarla karşılaşıyordu. Almanya'dan ayrıldı ve erkek kardeşinin orkestra yönetmeni olarak çalıştığı Stockholm'e gitti. 1934'e kadar çeşitli işlerde çalıştıktan sonra Sovyetler Birliği'ne gitmeye karar verdi.

    1935 yılında Eva ile Siyau evlendi. Eva'nın Sovyetler Birliği'nde kalabilmesi için Sovyet vatandaşı olması gerekiyordu. Bu vatandaşlık, gelecekte seyahat olanaklarını kısıtlayıcı bir etken olacaktı. Ama o sırada Almanya'ya da dönemezdi. 1933 yılında Hitler iktidara gelmiş ve Yahudiler üzerindeki baskılar başlamıştı. Yeni evli çift Moskova'ya yerleşti. Edebiyat ve sanat çevresinden dostlarıyla sakin bir yaşama başladılar. Bir yıl içinde ilk oğulları dünyaya geldi.

*

    Çin'de ise 1938 yılında Uzun Yürüyüş sona ermişti. Komünistler Yan'an kentinde üslenmişti. Siyau da orada olmaya can atıyordu. 1939 yılında gizli yollardan seyahat ederek Yan'an'a gitti.

    1940 yılında Mao Zedong. Emi'nin eşini ve oğlunu Yan'an'a getirtmesine onay verdi. Yaşamları rahat değildi. Dağlara oyulmuş mağaralarda ve geçici konutlarda kalıyorlardı. Ama en azından bir aradaydılar. Kısa süre sonra ikinci oğulları doğdu. Mao, Yan'an yılları boyunca, koşulların zor olmasına rağmen, sanat ve eğitim çalışmalarına büyük bir önem ve destek verdi. Emi de bu çalışmaların sorumlusuydu.

*

    Bir gün Emi'yi, kız kardeşinden bir tanıtma mektubu getiren genç bir kadın ziyaret etti. Gan Lu adındaki kadın Yan'an Üniversitesi'nde öğrenim görmek istiyordu. Yan'an'a gelmeden önce Zhejiang'da Pekin Operası öğrenimi görmüştü. Emi, Gan Lu'ya yardımcı oldu. 1943 yılında bir akşam, öğrenciler "Mulan" adlı operayı sahnelediler. Başrolü Gan Lu oynuyordu. Mulan rolünde o kadar başarılıydı ki, Emi genç kadına âşık oldu. Gan Lu 21, Emi Siyau 47 yaşındaydı.

    Çok üzülen Eva, çocuklarını alarak Moskova'ya gitti. Ama orada da yaşam değişmişti. Sovyetler Birliği ile Almanya savaş halindeydi ve savaşın en kanlı ilk iki yılını atlatmıştı. Eva, Sovyet vatandaşı ve Yahudi olabilirdi, ama aynı zamanda Alman'dı. Fotoğraflarını toparlayıp başka Alman asıllıların da bulunduğu Kazakistan'a gitti.

*

    Çin'de ise Guomingtang kuvvetleri ülkenin güney bölgelerine çekilmek zorunda kalmış ve Komünist Partisi yöneticileri Beijing'e taşınmıştı. Emi de genç eşiyle birlikte Beijing'e yerleşti. O sırada Mao Zedong'un biyografisi ve devrim tarihi üzerinde çalışıyor, kültür alanında başka işlerle de meşgul oluyordu. Yabancı ülkelerle kültürel temaslar da, yürüttüğü görevlerden biriydi.

    Moskova'ya son gezisini 1949 yılında bu görevi dolayısıyla yaptı. Sovyetler Birliği'nde bulunduğu süre içinde Eva'yı ve çocuklarını görmek için Kazakistan'a gitti. Eva kendini hâlâ Siyau ile evli olarak görüyordu. Onun da Eva'ya duyduğu sevgi bitmemişti. Küllendiğini sandığı aşkı yeniden alevlendi ve yeniden birlikte yaşamaya karar verdiler.

    Emi, karısını ve çocuklarını Çin'e getirince Zhou Enlai'yi görmeye gittiler. Zhou Enlai onları birlikte görünce çok şaşırdı. "Siz boşanmamış mıydınız?" dedi. Eva, boşanma belgesini verenin Guomingtang bürokrasisi olduğunu ve kendisinin o kâğıdı hiçbir zaman imzalamadığını söyledi. Zhou Enlai, yasal karışıklığı düzeltmek için bütün etkisini kullandı. Gan Lu'yu Emi'den boşanmaya ve Shanghai'a taşınıp opera kariyerine devam etmeye ikna etti. Sonra Siyau ile Eva'yı yeniden evlendirdi. Böylece her şey yasal olarak da halloldu. Zhou Enlai, Emi'ye bundan sonra işleri karıştırmamasını ve sakin bir aile yaşamı sürmesini söyledi.

*

    Yeni yaşamlarında Eva önce TASS ajansı, sonra Yeni Çin Haber Ajansı için çalıştı. Emi de, Mao'nun yeni bir biyografisini yazma işine yoğunlaştı. 1952, 1953, 1959 ve 1963 yıllarında şiir kitapları yayınladı. Kültür Devrimi'ne kadar uluslararası kültürel temaslar alanında çalıştı ve Moskova'dan gelen birçok dostunu ağırladı. Eva, 1964 yılında Çin vatandaşı oldu.

    Fakat 1960'larda Çin ile Sovyetler Birliği arasındaki ilişkiler resmi düzlemde de bozulmaya başladı. Emi'nin Sovyetler Birliği'ndeki dostlukları artık kuşkuyla karşılanıyordu.

    Emi ve Eva, 1967 yılında Kızıl Muhafızlar tarafından tutuklanarak Qincheng hapishanesine kondu. Emi, Kültür Devrimi yıllarını tek kişilik hücrede geçirdi. Nazım Hikmet ve ilişkide olduğu öteki şüpheli yabancı sanatçılarınki gibi, onun şiirleri de yakıldı. Emi ve Siyau 1974 yılında serbest bırakıldı ama ondan sonra da evlerinde gözetim altında tutuldular. Hücrede geçirdiği yedi yıl Siyau'nun sağlığını bozmuştu. 1979 yılında, Kültür Devrimi sırasında zarar görenlerin itibarı iade edilirken onların üzerlerindeki bütün kısıtlamalar da kaldırıldı. Emi 1983 yılında vefat etti.

*

    1980'li yıllarda, henüz Berlin Duvarı yıkılıp iki Almanya birleşmeden önce Eva, Batı Almanya'ya birçok ziyaret yaptı, kitap yayıncılarıyla ve televizyon programcılarıyla bir araya geldi. Çin'de çektiği fotoğraflardan oluşan kitapları Almanya'da yayınlandı. 1990 yılında onun hakkında "Aşkım ve Yaşamım Çin: Eva Siao" adıyla bir televizyon belgeseli çekilerek Alman televizyonlarında yayınlandı. Yaşamının son on yılı çeşitli ödül ve onursal unvan törenleriyle, davetlerle geçti. 2001 yılında 90 yaşında vefat etti ve Beijing'deki Babaoshan Mezarlığı'nda yatan Emi'nin yanına gömüldü.

*

"Jokond ile Si-Ya-U" ülkemizde birçok kez sahnelendi. Eserin sahnelenişi en çok Zeliha Berksoy ile birlikte anılıyor. Zeliha Berksoy, ilk kadın opera sanatçısı ve Nazım Hikmet'in arkadaşı olan Semiha Berksoy'un kızı. Aslında, Zeliha Berksoy bu şiiri ilk kez 32 yıl önce sahnelemişti. 2010 yılında da bir defa daha sahneye koydu.

    Siyau ile Nazım Hikmet, "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim"de, aynı kıza sevdalılar... Bu sanki dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e uzanan memleketimizi ve Asya'nın diğer ucunu birleştiren bütün ilişkileri temsil ediyor. Bu öyle güçlü bir bağ ki, Çinli Aimei hakkında, neredeyse, Nazım Hikmet'in adı geçmeden bir şey yazılamıyor.

 

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China