CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
[Beijing'de Zaman] Sichuan ruhu
  2010-01-07 13:28:36  cri
    12 Mayıs, Sichuan'daki büyük depremin birinci yıldönümüydü. Bu felaket, benim Sichuan'la ikinci kez tanışmama vesile oldu.

    Buna "tanışıklık" denir mi bilmem, ama ilk aşinalığım tiyatro sayesinde olmuştu.

    Ben 20 yaşları civarındayken Türkiye'de Bertold Brech'in oyunları sık sık sahnelenirdi. "Cesaret Ana ve Çocukları", "Carar Ana'nın Silahları", "Kafkas Tebeşir Dairesi", "Arturio Ui'nin Önlenemez Yükselişi" ve "Üç Kuruşluk Opera", Brecht'in o yıllarda oynanan oyunlarından ilk aklıma gelenler. Sonradan çoğunun Yılmaz Onay tarafından Türkçeyle kazandırıldığını öğrendiğim bu oyunlara, arkadaş grupları topluca giderdi.

    "SEZUAN'IN İYİ İNSANI"

    Brecht'in o dönemde seyrettiğim oyunlarından biri de "Sezuan'ın İyi İnsanı" idi. Dilimize Özdemir Nutku'nun çevirdiğini yine epey sonra öğrendiğim bu oyundan, aklımda fazla bir şey kalmamış. Hatırladığım kadarıyla, iyi insan aramak üzere Sezuan adlı bir yere gelen üç tanrıyı anlatıyordu. Orada tanrılara iyi insan olarak tanıtılan birinin, sonradan pek de makbul bir kişi olmadığı ortaya çıkıyordu. 20 yaşlarında, bunun etkili bir kapitalizm eleştirisi olduğunu düşünmüştüm Çünkü oyunda, koşullar elvermediği zaman, namuslu insan olmanın ne kadar zor olduğu ortaya konuyordu. Önemli olan, iyi insan olmaya çalışmaktan önce, herkesin iyi olduğu, kimsenin kimseden iyilik beklemediği bir dünya düzeni kurulması için çabalamaktı.

    ÇİN GÖSTERİ SANATLARININ ETKİSİ

    Öteki ayrıntılar zihnimden silinmiş. Ama daha o zamanlar Brecht'in epik tiyatro kuramcısı olduğunu ve geleneksel Çin gösteri sanatlarından yararlandığını nasıl olduysa öğrenmiştim. Ne var ki, bilgim işte bu cümle içine sığabilecek kadardı. Aslında o sırada epik tiyatro hakkında da, Çin gösteri sanatları hakkında da pek bir şey bilmiyordum. Gerçi şimdi de ne ölçüde bildiğim tabii tartışılabilir, ama en azından, avangart tiyatro kuramcısı ve yaratıcısı Vsevolod Emilyeviç Meyerhold gibi, Bertold Brecht'in de, ünlü Çinli oyuncu Mei Lang Fan aracılığıyla Çin tiyatrosundan etkilendiğini öğrendim. Mei Lang Fan, 1940'lı yıllarda ABD, Avrupa ve Sovyetler Birliği'ne gitmiş. Meyerhold da Brecht de Mei'le bu gezi sırasında tanışmışlar. Brecht "Sezuan'ın İyi İnsanı" oyununu 1940'larda ABD'de yaşarken yazmış. Oyun ilk kez 1943'te sahnelenmiş.

    GENÇKEN BİLEBİLSEK, BİLİRKEN YAPABİLSEK

    Ülkemizde ise seyirciyle ilk kez 1963 yılında buluşmuş. Bu oyun, aynı zamanda Türkiye'de profesyonel anlamda sahnelenen ilk Brecht yapıtı olma özelliğini taşıyormuş. Ben İstanbul Açıkhava Tiyatrosu'nda görmüştüm. Yönetmeni kimdi? Oyuncu kadrosunda kimler vardı? Hiç hatırlamıyorum. Acaba, delikanlılığın umursamazlığı içinde dikkat mi etmedim, yoksa aradan geçen zaman mı unutturdu? Oyun, 2006 yılında Ali Taygun yönetiminde Bakırköy Belediye Tiyatroları tarafından Yunus Emre Kültür Merkezi'nde yeniden sahnelendi. O zaman görmek ise kısmet olmadı.

    Çin'e gelene kadar Sichuan eyaleti hakkında herhangi bir bilgi edinmedim. Zaten Çin'in bu eyaleti, çok azını hatırladığım o oyunda sadece bir arka plan oluşturuyordu.

    20'Lİ YAŞLARA BAĞLAYAN KEŞİF

    Bütün bu anlattıklarıma Sichuan'a ilk aşinalık denebilir mi? Mantıken denemez. Gelgelelim insanlar, duygusal bağlarını genellikle pek de mantığa dayanarak kurmuyor.

    Fakat işin doğrusunu söylemek gerekirse, ilk karşılaşmamda da burasının Sichuan olduğunu anlayamamıştım. Brecht'in "Sezuan" diye yazdığı yerin Sichuan olduğunu yıllar sonra fark edecektim. Eskiden Çince sözcüklerin Latin harflerine çevriyazısında büyük bir karışıklık egemendi. Herkes kendi dilinin ses kurallarına göre bir yol tuttururdu.

    Çin'e geldiğimde "Sezuan" diye yazılan yerin aslında Sichuan olduğunu "keşfedince" sevinmiştim. İşte, kendimi Sichuan'la daha önce karşılaşmış saymamın nedeni de bu "keşif". Belki bu "keşif" dediğim şey de, kendimi 20'li yaşlarıma bağlayan bir bahanedir.

    PANDA, OPERA, BAMBU VE MUTFAK

    Çünkü işin aslına bakılacak olursa, kendimi Sichuan'a aşina saymak için yeterli gerekçem yoktu. Pandaların asıl memleketinin Sichuan olduğunu bile Çin'e geldikten sonra öğrenmiştim.

    Sonra, Brecht'in Çin gösteri sanatlarından yararlandığını duymasına duymuştum, ama Sichuan Operası'nın, Pekin Operası'yla birlikte Çin'deki en popüler gösteri türlerinden biri olduğunu bilmiyordum. Zaten Çin'de Pekin Operası'ndan başka opera türleri olduğundan da buraya gelince haberdar oldum.

    Sichuan'a özgü özelliklerden biri olan geniş bambu ormanları hakkında da daha önce bir şey işitmemiştim. 2001 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar ödülünü alan "Kaplan ve Ejderha" filmini izlemiş olanlar, yeşil bir denizi andıran bambu ormanında uçarak dövüşen iki kahramanı hatırlayacaktır.

    Sichuanlılar "Etsiz yemek olur, ama bambusuz hayat olmaz" dermiş. Bu sözler bambuyla birlikte, Sichuan mutfağının önemini de anlatıyor. Çin'in yemek cenneti sayılan Sichuan, ülkenin dört büyük mutfağından birinin merkeziymiş. 4 binden fazla yemek çeşidi bulunan Sichuan mutfağında baskın olan tat, acı.

    TRAJİK İKİNCİ KARŞILAŞMA

    Bütün bu temel bilgileri bile bilmeden o oyunu izlemeyi bir ilk karşılaşma sayacak olursak, Çin'e geldikten yaklaşık 6 ay sonra meydana gelen Sichuan depremini neden ikinci tanışma saydığım da açıklanmış oluyor.

    Ama bu ikincisi sarsıcı ve trajik oldu. Depremin meydana geldiği yerden binlerce kilometre uzakta olsam da felaket, üzerimde birçok bakımlardan derin etki bıraktı. 1976 yılında yaklaşık olarak 250 bin kişinin ölümüne yol açan Tangshan depreminden sonra meydana gelen bu en şiddetli ve en ölümcül depreme ilişkin haberden etkilenmem kaçınılmazdı. Sonuçta depremlerle sık sık sallanan bir ülkenin evladıyım. Çocukluğumda geçirdiğim depremler bir yana bırakılacak olsa bile, 17 Ağustos'ta 10. yıldönümü anılacak olan depremi İstanbul'da yaşadım. Sadece ben değil, Çin'de yaşayan bütün Türkler deprem haberiyle sarsıldılar.

    AÇ VE AÇIKTA KİMSE YOK

    Beni etkileyen daha başka şeyler de oldu. Eskiden bu türden olaylar karşısında mümkün olduğunca ketum davranan Çin medyası, gelişmeleri an be an canlı yayınlarla ülkeye ve dünyaya aktardı. En önde gelen liderleri başta olmak üzere Çin hükümeti de derhal harekete geçerek depremin etkilerini sınırlamaya çalıştı.

    Şimdi aradan bir yıl geçti. Resmi kurumların ve toplumun yakın ilgisi sayesinde aç ve açıkta kalan kimse yok. Deprem sonrası yeniden yapılanma çalışmaları aksamadan sürüyor. Onun da ötesinde, üç yılda tamamlanması planlanan çalışmaların iki yıl içinde bitirilmesi öngörülüyor.

    "ÖYLE BİR YERE GÖTÜRÜN Kİ DÜNYAYI..."

    Büyük afette çekilen acılar herkesin malumu. Depremin birinci yıl dönümünde ben bu ıstırapları tekrarlamaktan çok umuda vurgu yapmak isterim.

    Felaketle karşılaşan Sichuanlılar toplumdan ve merkezi hükümetten aldıkları yardımları, bir daha yardıma ihtiyaçları kalmayacak şekilde değerlendiriyor. Bütün Çin'de azimli insanlar olarak tanınan Sichuanlılar bana Bertold Brecht'in "Sezuan'ın İyi İnsanı"nda ele alınan sorunu anlatan şiiri hatırlatıyor. Brecht "İyilik Neye Yarar?" adlı şiirde şöyle diyor:

    "İyi insan olacağınıza,

    öyle bir yere götürün ki dünyayı,

    iyilik beklenmesin!

    Özgür insan olacağınıza,

    öyle bir yere götürün ki dünyayı,

    kavuşsun özgürlüğe herkes,

    özgürlük sevgisi geçersiz olsun!

    Akıllı insan olacağınıza,

    öyle bir yere götürün ki dünyayı,

    akılsızlık zararlı olsun!"

    "İŞTE BÖYLE BİR YERE GÖTÜRÜN DÜNYAYI"

    İşte Sichuanlılar yıkılan yurtlarını bu ruhla yeniden inşa ediyor. Depremin birinci yıldönümünde Sichuanlılar acılarını unutmadılar. Ama güzel yurtlarını kurarken geleceğe umutla baktıklarını da gösteriyorlar.

    Sichuan'a iyi insan aramaya giden üç tanrı, yurtlarını kurmak için bu ruhla canla başla çalışan Sichuanlıları görseler acaba ne düşünürlerdi? Bence, Brecht depremin birinci yıldönümünde Sichuan'ı ziyaret etse, "Öyle bir yere götürün ki dünyayı" dizelerini, "İşte böyle bir yere götürün dünyayı" şeklinde değiştirirdi.

    Beijing'de Zaman burada sona eriyor. Gelecek hafta yeni bir Beijing'de Zaman programında tekrar buluşuncaya dek, esen kalın.

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China