CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
[Beijing'de Zaman] Sekiz Hazine Dağı'nda ünlüler mezarlığı
  2010-01-07 13:28:36  cri

    Çin merkezi televizyonu CCTV'nin 25 yıllık ünlü haber spikeri Luo Jing 5 Haziran'da yaşamını yitirdi. 10 Haziran'da düzenlenen törenle krematoryumda yakılan bedeninin külleri Beijing'deki Babaoshan Devrimci Mezarlığı'nda toprağa verildi. Bu haberi öğrendiğimde zaten Babaoshan'i anlatmak istiyordum. Ünlü haber spikerinin vefatı, konuya güncel bir yön de kazandırmıştı. Yani yaşamı haberle geçen ünlü sunucu, ölümüyle de mesleğine katkılarda bulunmaya devam ediyordu.

    Madem bu haberi almasaydım da sözünü edecektim, o zaman bu mezarlığı neden anlatmak istediğimi açıklamam yerinde olur. "Mezarlık gibi sevimsiz bir konudan söz açmanın ne âlemi var?" diyebilecek olanlara, konunun aslında ölümden çok kültür yaşamını ilgilendirdiğini söyleyerek başlayayım.

    SAĞKEN HAPİSTE, ÖLÜNCE YABAN ELLERDE YATANLAR

    Birkaç gün önce büyük şairimiz Nazım Hikmet, her yıl olduğu gibi ölüm yıldönümünde Moskova'daki Novodeviçi mezarlığında anılmıştı. Anma töreniyle ilgili haberi televizyonda görünce, ünlülerin yattığı bu mezarlığa yaptığım birkaç ziyareti anımsadım. Moskova'ya giden hemen hemen her Türk'ün muhakkak görmek istediği bu mezarlıkta, ilk gençliğimden beri okuyup hayranı olduğum birçok Rus yazarının mezarını da ziyaret etmiş, hele Çehov ile Gogol'un büstlü mezar taşlarını görünce, yanlarında durup resim çektirmekten kendimi alamamıştım.

    Bunu düşünürken dünyada başka bazı büyük kentlerde de böyle ünlü kişilerin yattığı mezarlıklar bulunduğunu, ama bizim ülkemizde böyle bir şey olmadığını düşündüm. Türkiye'de gerçi şehitlikler ve devlet mezarlığı var, ama ulusal kültür tarihimiz açısından önem taşıyan şahsiyetlerin defnedildikleri belli bir mezarlık yok. İmparatorluk dönemine padişahlar için bile, örneğin antik Mısır'da Sakkara'daki veya Krallar Vadisi'ndeki nekropolisler gibi bir yer düşünülmemiş.

    Novodeviçi mezarlığından sonra aklıma Paris'teki Père Lachaise Mezarlığı geldi. Burada da başta Balzac olmak üzere sevdiğim birçok Fransız yazarının mezarı bulunuyor. Ayrıca bizden ünlüler de var. Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya burada yatıyor.

    HAVANA'DA GÖMÜLÜ OSMANLILAR

    Gördüğüm ünlü mezarlıklardan biri de Havana'daki Cristobal Colon mezarlığıydı. Daha çok Kristof Kolomb diye tanınan Cenevizli denizcinin adını taşıyan bu mezarlığı değil gezmek, kısaca söz etmek bile çok uzun zaman gerektirir. Her bir mezar taşı başlı başına bir anıt, hatta anıtlar topluluğu olan bu mezarlıkta, kimi mezarlar birer anıtkabir içinde bulunuyor. Burasının ne muhteşem bir yer olduğunu anlatmak birkaç cümleyle mümkün olmadığı için teşebbüs bile etmeyeceğim. Merak edenlere en azından internette bulup bir göz atmalarını öneririm.

    Belki bir mezarlıktan "muhteşem" diye söz etmem yadırgatıcı bulunabilir, ama anıtsal kapısından içeri girdiğim zaman karşıma çıkan sanat eserlerini görünce afallayarak kapıldığım o duyguyu başka nasıl anlatabilirim! Ben oraya gitmeden önce neyle karşılaşacağımı bilmediğim için çok hazırlıksız yakalanmış, oranın değerini idrak edecek donanımdan yoksun olduğum için nereye yöneleceğimi kestirememiştim. Latin Amerika tarihini az bildiğim, orada kimlerin yattığı konusunda hiçbir fikrim olmadığı, dolayısıyla kimin mezarını ziyaret edeceğime karar veremediğim için o harika sanat eserlerinin arasında rastgele dolaşmış, kimi anıtları uzun uzun seyretmiştim. Buranın önemini Küba'dan döndükten sonra okuduklarımla anlayabildim.

    Sonradan, Lübnan asıllı yazar Amin Maalouf'un dilimize "Yolların Başlangıcı" adıyla çevrilen kitabını okuduğum zaman, eskiden Türkiye sınırları içinde olan topraklardan gitmiş kişilerin de bu mezarlıkta gömülü olduğunu öğrendim.

    MUM DİBİNE IŞIK VERMEZ!

    Bütün bunları düşünürken, kafama dank eder gibi birden bire bir şeyi hatırladım. Beijing'de de böyle bir "ünlüler mezarlığı" var ve üstelik ben tam da onun bulunduğu semtte yaşıyorum. Mum Kendi dibini aydınlatmazmış. Ben de Beijing ile ilgili onca şey anlattım, ama şimdiye kadar oturduğum semtteki bu mezarlıktan söz etmedim. Moskova'daki, Paris'teki, Havana'daki ünlü mezarlıklar gibi burası da önemli insanların defnedildiği veya küllerinin gömüldüğü bir yer.

    Beijing'de metroyla yolculuk edenler, Babaoshan adını en azından birinci hattaki aynı isimli istasyondan bilir. Doğrusu ben Beijing'e yeni geldiğim zaman o kadarını da bilmiyordum. Sonra metro istasyonunu öğrendim. Adının da bulunduğu semtten geldiğini farz ettim.

    "TAHTALIKÖY'E TAKSİ"

    Geceleri geç vakte kadar Beijing'in başka bir semtinde kaldıysam, belli bir saatten sonra metro işlemediği için oturduğum yere gelmek üzere taksiye binmem gerekiyordu. Nereye gitmek istediğimi söyleyince, şoförlerin Babaoshan ismini üst üste birkaç defa, adeta oraya gitmek isteyebileceğime inanmaz bir ifadeyle tekrarlayıp tepki gösterdiklerini fark ettim.

    Bir anlam veremediğim bu davranışın nedenini Beijing'deki tanıdıklarım açıkladı. "Orada mezarlık var" dediler. Gece yarısı şoföre Babaoshan dersem, tıpkı "Tahtalıköy'e gidelim" demiş gibi oluyormuşum. Onun için semtin ismi olan "Lugu" veya idari bölgenin adı olan "Shijingshan" demem lazımmış. Hâlbuki İstanbul'da hiçbir şoför Kadıköy'den Üsküdar'a giderken Karacaahmet mezarlığının içindeki yoldan geçmekten kaçınmaz.

    Babaoshan'de mezarlık olduğunu böyle öğrenmiştim. Sonra sora sora ve okuya okuya başka bilgiler de edindim. Örneğin, Babaoshan ne anlama geliyordu? Çince "ba" sekiz sayısını ifade ediyor, "bao" da değerli şey veya hazine anlamını taşıyormuş. "Shan" ise, eski Türk tarihinde geçen Tiyenşan adındaki sözcük. Dağ anlamına geliyor. Tienshan, `Gök Dağı` demekken, Babaoshan, "Sekiz Hazine Dağı" anlamı taşıyormuş. Çünkü dağın bulunduğu yerden kumtaşı, beyaz toprak, kırmızı toprak gibi ev inşaatlarında kullanılan değerli malzemeler elde ediliyormuş.

    ESENBOĞA'DAN BABAOSHAN'E

    Artık adı Babaoshan Devrimci Mezarlığı olan alanın ilginç bir tarihi var. Şimdi yüksek binalardan oluşan kalabalık yerleşim birimlerinin yanı başında kalmış olan bu bölge, eskiden Beijing'in dışında sessiz, asude bir kırsal alanmış. Burada, General Gang Bing onuruna bir tapınak kurulmuş; çünkü bu general, İmparator Yongle'ya bağlılığını kanıtlamak için kendini hadım etmiş.

    Ming hanedanının üçüncü imparatoru olan Yongle'nın tahtta kaldığı dönem 1402'den 1424'e kadardır. O yıllar, bizim ülkemizde Yıldırım Bayezid'in Ankara Savaşı'nda Timur karşısında yenilip Osmanlı'nın dağıldığı ve oğulları arasında taht kavgasının sürdüğü, sonunda Birinci Mehmet'in beşinci padişah olarak tahta geçip devleti yeniden toparlamaya başladığı yıllardır. Timur'un ömrü yetseydi ve Şubat 1405'te Sir-i Derya yakınlarındaki Otrar'da ölmeyip kafasına koyduğu gibi Çin'e sefer edebilseydi, işte bu İmparator Yongle ordularının üzerine yürüyecekti. O zaman da, hükümdarına sadakatini kanıtlamak için vücudunun bazı parçalarını feda eden General Gang ile Ankara'da şimdi havaalanı olan yerde filleriyle savaşın kaderini değiştiren General Esenboğa, belki de muharebe meydanında karşı karşıya gelecekti.

    SON İMPARATOR'UN HADIMI

    Daha sonra imparator, Babaoshan dağı eteğinde kurulan tapınağın çevresindeki alanın, cariyelerin ve hadımların gömüldüğü bir mezarlık olarak kullanılmasına karar vermiş. Taoist tapınağı da emekli hadımların son günlerini huzur içinde geçirdikleri bir yer haline gelmiş. Beş yüzyıl boyunca da böyle kalmış.

    Tapınağın son baş keşişi Xin Xiuming, 19 yaşındayken ailesinin itirazlarına rağmen kendini hadım ederek, son imparator Puyi'nin hizmetine girmiş. 1911'deki Çin Devrimi'yle Qing hanedanının sonu gelince Xin Xiuming de Yasak Şehir'den çıkıp Çin Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla Ulusa Sadakat Tapınağı adını alan bu tapınağa gitmiş. 1930'larda da tapınağın baş keşişi olmuş.

    Baş keşiş Xin'in yönetiminde tapınak ve çevresindeki topraklar verimli bir tarım işletmesine dönüşmüş. Burada yetişen ürünler Beijing kenti için o kadar önemli hale gelmiş ki, Çin Komünist Partisi önderliğinde yeni yönetim kurulduğunda Babaoshan'in Devrimci Mezarlık haline getirilmesi kararlaştırılınca, baş keşiş başkentin belediye başkan vekiliyle özel koşullar içeren bir anlaşma yapabilmiş. Buna göre, kamulaştırılan tapınağın arazi de dâhil olmak üzere bütün varlıkları için tam bedel ödenmesi ve her bir hadıma ölene kadar maaş bağlanması kabul edilmiş. Ayrıca, yeni yönetim hadımları başka tapınaklara yerleştirmiş ve taşınma işlemlerine de yardımcı olmuş.

    Böylece Babaoshan "Devrimci Mezarlık" adını alıp Parti ve devlet yöneticileri ile başka önemli kişilerin son istirahatgâhı olarak tahsis edilmiş. Mezarlığın üç bölümü bulunuyor. Tapınağın kuzeyinde bulunan üçüncü bölüme devrim sırasında önemli roller oynamış olanlar hükümet tarafından alınan özel kararla defnedilebiliyormuş. Diğer iki bölümde rolleri daha az önemli görülen kişilerin mezarı bulunuyor.

    PATATES KAMYONUNDAN CENAZE ARABASI

    Yeni Çin kurulurken her şey tabii ki bir günde olmamış. Belirli bir dönem ciddi sıkıntılar çekilmiş. İlk yıllarda mezarlığın bir cenaze arabası bile yokmuş. İhtiyaç oldukça kamu kuruluşlarından araba isteniyormuş.1956 yılında mezarlığa üç araba verilmiş. Bunlardan biri İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma, küt burunlu olduğu için "patates kamyonu" diye anılan eski bir Japon arabasıymış. İkincisi Polonya malı bir kamyon, üçüncüsü de eski bir Amerikan cipiymiş. 1962'de bunların yerini Sovyetler Birliği'nden getirilen bir düzine kamyon almış. 1972'de Feldmareşal Chen Yi vefat ettiği zaman, yetkililer cenaze arabası olarak kamyonların kullanılmayacağını idrak edip özel cenaze arabaları yaptırmış.

    Başlangıçta krematoryum konusunda da sıkıntılar çekilmiş. Ama 1984 yılında modern tesisler kurulmuş. Şimdi her şey, hızla gelişen Çin'in düzeyine yaraşacak koşullarda bulunuyor.

    HANGİ ÜNLÜLER YATIYOR?

    Babaoshan Devrimci Mezarlığı'yla ilgili daha pek çok ilginç ayrıntı anlatılabilir, ama en çok merak uyandıracak nokta, burada hangi ünlülerin yattığı olacaktır. Bilindiği gibi, Çin Devrimi'nin en önemli lideri Mao Zedung, Tiananmen Meydanı'nda inşa edilen mozolede mumyalanmış olarak yatıyor. Ondan sekiz ay önce vefat eden Zhou Enlai de kendi isteğine uygun olarak yakılmış ve külleri havadan Çin dağlarına, vadilerine, ırmaklarına serpilmişti.

    Bu iki önde gelen ismin dışında, son dönem Çin tarihinin hemen hemen bütün önemli isimleri burada gömülü bulunuyor. Çin'de dışa açılma dönemini başlatan Deng Xiaoping'in son istirahatgâhı Babaoshan. Hua Guofeng da 2007 sonlarında öldüğünde son yolculuğu buraya olmuştu.

    Babaoshan'in ebedi sakinleri arasında ismi uluslararası çapta tanınan birkaç kişi saymak gerekirse, ilk akla gelenlerden biri trajik olarak da nitelenebilecek ilginç bir hayat yaşamış olan "Son İmparator" Puyi olur.

    Yabancı asıllı olup da Çin'e gelmiş ve kaderlerini Çin devrimiyle birleştirmiş olan ünlü isimlerden Israel Hepstein, George Hatem, Agnes Smedney ve Anna Louis Strong'un mezarları da burada.

    TÜRKİYE'DEN KİMSE VAR MI?

    Bu yabancı isimleri sayınca kendi kendime "Acaba Babaoshan'de yatan ünlü Türk var mıdır?" diye sordum. Moskova, Paris ve başka kentlerde son uykularını uyuyan ünlü sanatçılarımız olduğu düşünülünce bu soru insanın aklına ister istemez geliyor.

    Ama bu soruya bir yanıt bulamadım. Burada yatan ünlü ya da ünsüz bir Türk olup olmadığını bilmiyorum. Babaoshan'de yatanların aranabileceği bir internet sitesi de var. İlgili yerlere isim yazarak arayıp yerini tespit edebiliyorsunuz. Ama kimi arayacağımı bilmediğim için herhangi bir sonuca ulaşmam mümkün olmadı.

    Umarım bundan sonra da ister ünlü ister ünsüz hiçbir insanımız ülkelerinden kendi iradeleri dışında ayrı kalmak ve yaşamlarını yitirince doğdukları topraklardan başka yerlerde toprağa dönmek zorunda kalmaz.

    "Beijing'de Zaman"a "konunun aslında ölümden çok kültür yaşamını ilgilendirdiğini" söyleyerek başlamıştım. Çin'deki mezar ve ölülere saygı geleneklerini Volkan Acar daha önce Çin Uluslararası Radyosu'nda yayınlanan "Ölürse Tenler Ölür, Canlar Ölesi Değil" başlıklı güzel yazısında anlatmıştı. (https://turkish.cri.cn/882/2009/04/09/1s113270.htm). "Beijing'de Zaman"a son verirken henüz dinlememiş ya da okumamış olanlara bu bilgilendirici ve akıcı yazıyı öneririm.

    Önümüzdeki hafta yeni bir "Beijing'de Zaman" programında buluşmak üzere esen kalın.

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China