Bu sorunun sorulması için ille de özel bir neden gerekmez, ama benim aklıma Tuncer Cücenoğlu'nun "Çığ" adlı oyununun Çinceye çevrildiğini öğrenince geldi.
YEDİ İKLİM, KIRK DİYARDA
Yaşayan en önemli tiyatro yazarımız Cücenoğlu'nun eserleri daha önce başta Rusça, İngilizce, Almanca, Fransızca, Bulgarca, Yunanca, Makedonca, İsveççe, Urduca, Japonca, Romence, Lehçe, Sırpça, İspanyolca, Arapça, Farsça olmak üzere birçok yabancı dile çevrilip yayınlandı. Son olarak eserlerinin Gürcüce yayınlanmaya başladığını öğrendim. Başta "Çığ", "Matruşka", "Kadıncıklar", "Kızılırmak", "Çıkmaz Sokak", "Dosya", "Helikopter", "Şapka" ve "Ziyaretçi" olmak üzere oyunları 40'ı aşkın ülkede sahneleniyor. Aldığı ödülleri saymaya kalksam, sözü epey uzatacağım. Onun için, son olarak Müjdat Gezen Sahnesi'nde seyirciyle buluşan "Mustafa'm Kemal'im" adlı oyunuyla Muhsin Ertuğrul Ödülü'nü aldığını söylemekle yetineyim. Öğretim görevlisi olarak tiyatro alanında sayısız öğrenci yetiştirdi. Çeşitli ülkelerde, pek çok saygın dergilerde hakkında yazılar yazıldı. Birçok ülkede ortak çalışmalara katıldı.
MÜRÜVVETLİ YAZARIN ÇİN SEVGİSİ
Tiyatroyla azıcık ilgisi olan herkes için zaten malum olan bütün bu bilgileri bir de benim tekrar edişim bir noktaya vurgu yapmak için: Şimdi, deyim yerindeyse sanatının her anlamda mürüvvetini görmüş bir tiyatro yazarının, oyunlarından birinin yeni bir dile çevrilmesini kanıksamış olacağı, pek fazla coşku duymayacağı sanılır. Eserleri öteki dillere aktarıldıkça neler hissettiğini bilemem, ama "Çığ" adlı oyununun Çinceye çevrilmesinin Cücenoğlu'nu epeyce heyecanlandırdığını, sevindirdiğini biliyorum. Çünkü Cücenoğlu'nun Çin'e apayrı bir sevgisi var. Çin'e ilişkin her şeyi izliyor. Geleneksel Çin gösteri sanatlarıyla da yakından ilgili olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirdi.
ÇİNCEYE ÇEVRİLEN İLK TÜRK OYUN YAZARI MI?
Cücenoğlu'nun "Çığ" oyunu, Ceyda Aslı Kılıçkıran'ın İngilizce çevirisi üzerinden Zhang Liping tarafından "Xue Beng" adıyla Çinceye çevrilmiş. Eski bir TRT mensubu olan Kılıçkıran çeviri işinin inceliklerini bilen bir kişi olduğundan, eminim bu oyunun İngilizcesi üzerinden değil de, doğrudan Türkçeden çevrilmesinin daha uygun olacağını söylerdi. Olsun, şimdilik bu yapılamadığına göre, Kılıçkıran'ın çevirisi, oyunun sadece İngilizce konuşulan dünyaya ulaşmasını sağlamakla kalmadı, emeği diğer dillere ulaşmasına da aracılık ederek bir kat daha değer kazandı.
Eğer birazdan anlatacağım küçük araştırmayla edindiğim bilgiler beni yanıltmıyorsa, Cücenoğlu bir oyunu Çinceye çevrilen ilk Türk oyun yazarı oldu.
Bir defasında Tuncer Cücenoğlu'na Çin'e gelmeyi düşünüp düşünmeyeceğini sormuştum. Çin'e gelmek için can atmasına rağmen yıllardır bağlı kaldığı bir ilke nedeniyle henüz beklemesi gerektiğini söyledi. Bir ülkeye ilk kez ancak oyunlarının galası olunca gidiyormuş. Umarım bir gün oyunlarının Çin'de de sahnelendiğine tanık olur, kendisini de galada görme şansına kavuşuruz.
KÜÇÜK ARAŞTIRMANIN ESİNLENDİRİCİSİ
"Çığ" oyununu sahnede izlemediğim gibi, Çinceye çevrildiğini öğrenene kadar okumamıştım da. Çevrildiğiyle ilgili haberi alınca, birkaç saatte okuyup bitirdim. Çok etkilendiğimi söylememe bilmem gerek var mı? Başlangıçta niyetim, Çinceye aktarılması haberinden yola çıkarak "Çığ"ı anlatmaktı. Bunu düşünürken Tuncer Cücenoğlu bir elektronik posta göndererek bana Çinceye çevrilmiş Türk yazarlarının kimler olduğunu sordu. Doğrusu, bu konuda bir bilgim yoktu. Araştırmam gerekiyordu. Ama Çince bilmediğim için bunu tek başıma yapamazdım. O nedenle Çinli tanıdıklarımdan yardım almak zorundaydım.
Yetkin bir çevirmen olan ve Orhan Pamuk'un "Cevdet Bey ve Oğulları" romanını Türkçeden Çinceye çevirmiş olan Chen Zhubing bana yardımcı oldu. Türkçe adıyla Gonca diye seslendiğimiz Zhubing'le Çin Devlet Kütüphanesi'nin internet sitesine birlikte baktık. Önce Pamuk'un kitaplarından başka bir şey bulamadık. Değişik girişler denedik, ama fazla bir başarı elde ettiğimiz söylenemez. Aklımıza gelen çeşitli girişlerle yaptığımız ısrarlı aramalar sonucunda kısacık bir liste elde ettik. Kuşkusuz Türkçeden Çinceye yapılmış ve bizim bulamadığımız başka çeviriler de vardır, ama bizim ulaştığımız sonuç tabloyu kabaca yansıtıyor.
NOBELLİ MİSİN VAY VAY!
Burada kendi kişisel tercihlerimi işin içine pek karıştırmamaya çalışarak, rastladığımız bütün yazarların kitaplarından söz edeceğim. Dil kılavuzu niteliğinde olan birkaç kitabı hariç tutuyorum.
"Bütün yazarlar" dediysem, öyle "Elini sallasan ellisi, kolunu dolasan ince bellisi" sözünü haklı çıkaracak kadar çok yazar bulduğumuz sanılmamalı. Ama en azından Nobellisi var.
Orhan Pamuk'un hemen hemen bütün kitapları çevrilmiş. Bunlardan "Cevdet Bey ve Oğulları"nı Çinceye çeviren Gonca, şu anda "Masumiyet Müzesi" üzerinde çalışıyor.
YAŞAR KEMAL, NAZIM HİKMET, AZİZ NESİN
"Dünyadaki Nobelsiz Büyük Yazarlar" listesinin en seçkin isimlerinden biri olan dev romancımız Yaşar Kemal'in "İnce Memet"i de çevrilmiş. Ama dört cildinin dördünün de çevrilip çevrilmediğini saptayamadık.
Nazım Hikmet'in adını taşıyan iki kitap bulabildik. Bunlar 1950'li yıllarda, Ekber Babayef tarafından Rusça olarak hazırlanıp "Nazım Hikmet Şiiri" ve "Türk Hikâyeleri" başlığıyla yayınlanan şiirler. Tabii Türkçeden değil, Rusçadan çevrilmiş. Buradaki başlıkları Gonca'nın Çinceden Türkçeye çevirerek bana söylediği şekliyle veriyorum. "Türk Hikâyeleri" başlığı taşıyan kitabın "Memleketimden İnsan Manzaraları", veya ondan yapılmış seçmeler olabileceğini düşündüm.
Aziz Nesin'in "Nasıl İntihar Ettim" başlıklı bir kitabı var. Nesin Vakfı'nın internet sitesinde, Aziz Nesin'in bu başlıkla Ukraynaca yayınlanan bir öyküler derlemesi bulunduğu bilgisi veriliyor. Çincesi de muhtemelen Sovyetler Birliği'nde yayınlanan bir baskıdan çevrilmiştir. Vakfın sitesinde, Aziz Nesin'in başka dillerde yayınlanmış eserlerinin nüshalarının saklandığı arşivin listesi veriliyor. Bu listede arşivin 3. rafında yer alan kitaplar sayılırken 6. sırada "Çin" denmiş. Ama Çin'de yayınlanan kitaplarının neler olduğu belirtilmemiş. Biz de başka bir kitabına rastlamadık.
ÇİNCE KONUŞAN ÇALIKUŞU
Çin Devlet Kütüphanesi'nin internet sitesinde gördüğümüz bir başka yazarımız Reşat Nuri Güntekin oldu. Eserinin adı "İstanbul Kızı" olarak verilmiş Reşat Nuri'nin bu eseri önce "İstanbul Kızı" adıyla dört perdelik bir oyun olarak yazıp sonra roman haline getirip tefrika ettiğini bildiğim için, kitabın "Çalıkuşu" olduğunu anladım. Önce oyun olarak yazılmış olsa da, bunu Çinceye çevrilmiş Türk oyunlarından biri sayamayız. Türkiye'de çok sevilen bu eserden uyarlanarak çekilmiş filmlerden biri Çince dublajlı olarak Çin televizyonlarında gösterilemez mi acaba? Çalıkuşu Feride'yi Çince konuşurken duymak ne ilginç olurdu.
KİM DEMİŞ "TRADUTTORE TRADUTORE" DİYE?
Çinceye çevrilen başka bir önemli yazarımız da Ahmet Hamdi Tanpınar. Ben bu kitabın çevrilmesi sürecine kısmen tanık oldum. Çünkü çevirmeni Xia Yongmin, ya da bizim kullandığımız adıyla Murat, şimdiye kadar tanıdığım yabancılar içinde Türkçeye en hâkim olan bir-iki kişiden biri. Sadece Türkçeden Çinceye değil, Çinceden Türkçeye çevirilerinde de son derece ustalıklı. Hele Tanpınar gibi bir yazarın, üretildiği kültür atmosferinin kodlarıyla nakış gibi işlenmiş dilini kavrayıp, kılı kırk yararcasına sadakatle ve deyim yerindeyse o bezemenin motiflerini bozmadan Çince gibi uzak bir dil ve kültür iklimi içinde aynı güzellikle yeniden üretebilmek her babayiğidin harcı değil. Darısı diğer büyük yazarlarımızın başına… Murat şu anda çağdaş bir Türk romanı üzerinde çalışıyor. Metni yine "çetin ceviz". Ama o, kabuğu incelikle kırıp, bir marifet ehli olarak içindeki özü Çince ete kemiğe büründürüyor.
"ALDIRMA GÖNÜL, ALDIRMA"
Sabahattin Ali de Rusça üzerinden Çinceye çevrilmiş yazarlarımız arasında bulunuyor. Gerçi kayıtta sadece "Ali, S." yazıyordu, ama ben bu kaydın Sabahattin Ali'ye ait olduğundan kuşkulanmak için pek bir neden göremiyorum. Çünkü verilen başlıklar içinde "Asfalt Yol" ve "Kalbimdeki Cin" var. "Asfalt Yol"u biliyorum. "Bir Köy Öğretmeninin Notlarından" alt başlığını taşıyor. Ama "Kalbimdeki Cin" adlı herhangi bir eserini hatırlayamadım. Kuşkusuz bilmeyişimin nedeni benim cehaletim de olabilir, ama isminin çifte çeviri işlemi sonucunda değişikliğe uğraması nedeniyle teşhis edememiş olmam da mümkün. Eserinin isminin çeviri sürecinde bu hale geldiğini Sabahattin Ali görseydi de belki aldırmazdı.
HAKKÂRİ'DE BİR MEVSİM
Önemli yazarlarımız içinde eseri Çinceye çevrilenler arasında Ferit Edgü'yü de gördüm. Onun da "Hakkâri'de Bir Mevsim"i çevrilmiş. Çevirinin doğrudan Türkçeden yapılıp yapılmadığını tespit edemedim. Kafkaesk bir havası olan bu kitabın özgün adının "O" olması lazım. Ama Erden Kıral'ın yönetmenliğinde "Hakkâri'de Bir Mevsim" adıyla filme çekilmişti. Başrolünü Genco Erkal'ın oynadığı filmin müziğini Timur Selçuk yapmış, Erkan Yücel'in yanı sıra Şerif Sezer, Macit Koper, Rana Cabbar gibi önemli oyuncular da rol almıştı.
"SARI ZEYBEK" İLE "GAZİ VE LATİFE"
Bunlar ve burada zikredilmeyip eksik bırakılan diğer eserler hakkında bilgisi olanlar noksanımızı tamamlarsa sevinerek yayınlarız.
Önemli yazarlar arasında bulunmasalar ve edebiyat dalına dâhil edilemeseler de sözünü edeceğim iki yazar daha var. Bunlar Atatürk hakkında popüler kitaplar yazan Can Dündar ile İsmet Bozdağ. Birinci yazarın "Sarı Zeybek" adlı kitabı Çinceye "Atatürk'ün Son Günleri" başlığıyla çevrilmiş. Bozdağ'ın "Gazi ve Latife" adlı kitabı da isimlerinin Çince ses değerleri üzerinden verilen bir başlıkla yayınlanmış.
Bir de Hikmet Altınkaynak diye bir yazar adına rastladık. İtiraf edeyim ki, bu yazarı tanımıyordum. Hâlâ tanıdığım söylenemez. Kim olduğunu anlamak için internete baktığımda ortaokul yardımcı ders kitapları yazdığını ve çocuklar için Atatürk hakkında bazı kitapları olduğunu öğrendim. Kendine ait internet sitesi de varmış. Ama Çin Devlet Kütüphanesi'nde hangi kitapları olduğunu tespit edemedim.
"İŞTE BÖYLE LAZ İSMAİL"
Bir kayıt da şuydu: S. Üstüngel. Eseri, "Hapishanede ve Özgür Zamanlarda" başlığını taşıyor. S. Üstüngel'in, dağılan Türkiye Komünist Partisi'nin müteveffa Genel Sekreteri İsmail Bilen'in kitaplarında kullandığı isimlerden biri olduğunu biliyorum. Ama bu isimde bir kitabını duymamıştım. Başlık muhtemelen çeviride bu hali almıştır. Bana "Savaş Yolu" başlıklı kitabı olabileceğini düşündürdü. Nazım Hikmet'in daha önce hakkında "İşte Böyle Laz İsmail" adıyla bir şiir de yazdığı Bilen'in "Savaş Yolu" kitabına önsöz yazdığını da biliyorum. Nazım Hikmet 1963'te öldüğüne göre, Çin ile Sovyetler Birliği arasındaki ilişkiler bozulmadan önce çevrilip yayınlanmış olması ihtimali güçlü.
BUNU NEREYE KOYMALI?
Son olarak, Çin Devlet Kütüphanesi'nin internet sitesindeki kayıtta hangi kategoriye koyacağımı bilemediğim bir isim daha var: Fethullah Gülen. "Hz. Muhammed" ve "Tasavvuf Düşüncesi" adıyla Türkçeleştirilebilecek iki başlıkta Çince kitabı bulunuyormuş. Bu kitapların, edebiyat alanına girmese de, bir şekilde Çin Devlet Kütüphanesi'ne girmiş olması bana ilginç geldi. Sözünü edişim ondan. Neyse, burada sözünü edeceğim kitaplarla ilgili yorum yapmama taahhüdüme sadık kalarak, yazarı ve kitapları hakkında bir şey söylemeyeyim.
MEDET YA TİCARET!
Evet, bulabildiklerimiz bunlardan ibaret. Üstelik anlatırken de ifade ettiğim gibi, birkaçının çeviri sürecine kendimin de kısmen tanık olduğum kitapları da listeye dâhil ettiğim düşünülürse, arama sonucunda bulduklarımızın hiç de fazla olmadığı ortada. Tuncer Cücenoğlu'nun "Çığ" adlı oyunundan önce herhangi bir Türk tiyatro eserinin çevrildiğine ilişkin bir bilgiye de rastlayamadık.
Türkiye ile Çin arasındaki kültür iletişiminin yoğunlaşmasını gönülden dileyen Cücenoğlu ve konuyla ilgilenen başka kültür insanlarımızı memnun edecek bir liste değil bu. Ne diyelim? Ticari ilişkiler hızla gelişirken, bu rüzgârdan kültürel ilişkilerimizin de yararlanması, çeviri çalışmalarının iki yönlü olarak artmasını dilemekten ve yayınevleri ile çevirmenlerin dikkatini çekmeye çalışmaktan başka yapabilecek bir şey yok.