CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
Cao Cao geldi mi?
  2010-01-07 13:33:40  cri
   

    Çincede "Shuo Cao Cao, Cao Cao dao" diye bir atasözü var. Sözcük anlamı birebir korunacak olursa "Cao Cao de, Cao Cao gelir" şeklinde çevirmek gerekir. Türkçedeki "Birini anınca, çomağı hazırla" deyişi ile aynı anlamı taşıyor.

    Bugünlerde kimin "Cao Cao" dediği bilinmez, ama Çin basınında çıkan haberlere göre, Üç Krallık Dönemi'nde ülkenin kuzey bölgelerini yöneten Cao Cao, ölümünden 1700 yıl sonra yeniden ortaya çıktı.

    Dört klasik Çin romanından biri olan "Üç Krallığın Öyküsü"nde, Çin Operası'nda ve yazdığı şiirlerle edebiyat dünyasında varlığını sürdüren Cao Cao, şimdi fiziksel olarak da insanlar arasına dönmüş bulunuyor.

*

    Doğu Han hanedanı döneminde, İmparator Huan'ın en sevdiği hadımlarından biri olan Cao Teng'ın evlatlığı Cao Song MS 155 yılında bir erkek evlat sahibi olmuş. Cao ismi verilen çocuk çok gürbüzmüş. Ergenlik yaşına gelince de güçlü kuvvetli bir delikanlı olmuş.

    O yıllarda, herkesin ileride sahip olacağı marifetleri ve hünerleri bir bakışta gözünden anlayan Xu Shao adında bir adam yaşıyormuş. Cao Cao, siyaset sahnesinde kendisine ün sağlayacak bir değerlendirme yapması ümidiyle bir gün bu insan sarrafını ziyaret etmiş. Ne var ki, adam delikanlı hakkında herhangi bir görüş açıklamaktan kaçınmış. Fakat sonunda ısrarlarına dayanamayarak kanaatini dile getirmiş: "Barış zamanında yetenekli bir nazır, ama çalkantılı dönemlerde insafsız bir kahraman olacaksın!" Bu hükmü bir övgü olarak kabul eden Cao çok memnun olmuş.

    Cao Cao 20 yaşına gelince Luoyang'daki kolluk kuvvetlerinin başına yönetici olarak atanmış. Makamına oturur oturmaz emrindeki görevlilere, statüsü ne olursa olsun yasaları ihlal eden herkesin kırbaçlanması için emir vermiş. Bir defasında, İmparator Ling zamanındaki en etkili hadımlardan olan Jian Shuo'nun amcası, sokağa çıkma yasağından sora dışarıda kaldığı için Cao'nun adamlarınca kırbaçlanmış. Bunun üzerine, ondan kurtulmak isteyen Jian Shuo ve diğer kodamanlar, Cao'yu terfi ettirerek Dunqiu iline vali yapmışlar. Böylece yükselişi başlamış.

    MS 184 yılında Sarı Sarıklılar İsyanı çıkınca, Cao başkent Luoyang'a çağrılmış ve süvari kuvvetlerinin başına geçirilerek başkaldırıyı ezmek üzere Yingchuan'e gönderilmiş. Ayaklanmayı bastırmakta çok başarılı olduğu için rütbesi bir daha yükseltilmiş. Bu kez daha geniş bir alanda, daha büyük kuvvetlerin komutanlığına getirilmiş.

*

    Efsaneye bakılacak olursa, daha sonra "Wei Kralı Wu" olarak anılacak olan Cao, kendine 72 tane mezar yaptırmış. Böylece ebedi uykusunda mezar soyguncuları tarafından rahatsız edilmekten kurulacağını düşünüyormuş.

    Gelgelelim, bu efsanenin doğruluğundan her zaman kuşku duyan uzmanlar, iddiayı Cao'nun siyasal kurnazlığını yansıtan bir yakıştırma olarak görmüş.

    Çin basını son zamanlarda, kuşkucu uzmanların haklı olduğunu gösteren haberler yayınladı. Bu haberlere göre, arkeoloji uzmanları 2009 yılının son günlerinde, Cao'nun mezarının bulunduğunu doğruladı. Henan eyaletinin Anyang ilçesinde keşfedilen mezar, tıpkı tarihsel kayıtlarda belirtildiği gibi, gösterişsiz bir şekilde inşa edilmiş.

    Konuyla ilgili olarak bilgi veren Devlet Kültür Mirasları İdaresi Kültür Varlıklarını Koruma Bölümü Müdür Vekili Guan Qiang "Kazı çalışmaları neredeyse bir yıldır sürüyor, ama daha şimdiden elimizde olan kanıtlarla bile mezarın Cao Cao'ya ait olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz" dedi.

    Kazı sırasında üç kişinin kemikleri bulunmuş ve bunlar üzerinde yapılan incelemelerle sahiplerinin yaşı belirlenmiş. İnceleme sonuçlarına göre, kemiklerin sahiplerinden biri 60 yaşlarında bir erkek, diğerleri de iki kadınmış. Kadınlardan biri 50 yaşlarında, öteki 20 ile 25 yaşları arasındaymış. Uzmanlar, erkeğin Cao oluğu kanısında. Daha yaşlı olan kadının kraliçe, genç olanın da onun nedimesi olduğu sanılıyor.

*

    MS 189 yılında İmparator Ling ölünce yerine en büyük oğlu Shao geçmiş. Ama devleti daha çok dul imparatoriçe ile yakın çevresindeki yüksek rütbeli hadımlar yönetiyormuş. O zamanın en güçlü iki soylusu olan He Jin ile Yuan Shao, etkili hadımlardan kurtulmak için aralarında anlaşmış. Liang Valisi Dong Zhuo'yu yanına çağıran He Jin, onu ordusunun başına geçirip dul imparatoriçeyi iktidardan uzaklaştırmak üzere Luoyang'a göndermiş. Ama daha ordu gelmeden hadımlar He Jin'i bir suikastla öldürtmüş. Yuan Shao ve destekçileri hadımlarla mücadeleden vazgeçmeyince Luoyang tam bir kargaşaya düşmüş. Ama Dong Zhuo'nun seçme askerlerden oluşan ordusu bir süre sonra saraydaki muhalifleri temizlemiş ve İmparator Shao'yu tahttan indirerek, onun yerine daha becerikli bir kukla olacağını düşündüğü Xian'ı geçirmiş.

    Dong Zhuo bundan sonra Cao'yu yüksek bir göreve getirmek istemiş, ama o bu atamayı kabul etmemiş. Doğum yeri olan ve bugün Henan eyaletindeki Kaifeng kentinin güneydoğusunda bulunan Chenliu'ya giderek burada kendi ordusunu kurmuş. Ertesi yıl bölgesel savaş ağaları Dong Zhuo'ya karşı askeri bir ittifak kurunca Cao Cao da onlara katılmış. Dong Zhuo 192 yılında evlatlığı Lü Bu tarafından öldürülünce Çin'de iç savaş başlamış.

    Bir dizi kısa dönemli bölgesel savaşta kazandığı başarılar sayesinde Cao Cao etki alanını epeyce genişletmiş. Cao Cao 193 yılındaki bir savaş sırasında, babasının ölümünün öcünü almak için bölgedeki binlerce sivili öldürtmüş. Hatta katliamdan köpekler ve kümes hayvanları bile nasibini almış. Suya atılan cesetler o kadar çokmuş ki, Si Irmağı tıkanmış.

*

    Cao Cao'nun mezarı, keşfedildiğinin açıklanmasından bir yıl önce, yakınlardaki bir tuğla ocağında kullanmak üzere toprak kazan işçiler tarafından bulunmuş. İnsanın aklına kuyu açmak üzere toprağı kazan köylülerin bulduğu Qin Shihuang'ın mezarı ve Yeraltı Heykeller Ordusu geliyor…

    Tuğla ocağı işçileri mezara rastlayınca yetkilileri durumdan hemen haberdar etmemişler. Ama bir süre sonra, üzerinde Cao'ya ölümünden sonra verilen "Wei Kralı Wu" unvanı yazılı taş tabletler ele geçirilince, yerel makamların mezarın varlığından haberi olmuş. Tabletlerle yakalanan kişiler sorgulanınca, onları bir mezardan çaldıklarını söylemişler.

    Bunun üzerine başlatılan aramalar ve ardından girişilen kazı çalışmalarında arkeologlar, doğu-batı ekseninde uzanan ve 740 metrekarelik bir alanı kapsayan iki odalı bir mezarda 250'den fazla buluntu elde etmişler. Bunlar arasında, Cao'nun yaşadığı dönemdeki toplumsal hayatı tasvir eden taş resimler, çeşitli sunular ve tabletler varmış. Devlet Kültür Mirasları İdaresi araştırmacılarından Hao Benxing, 40 metrelik bir tünelle ulaşılan mezarın daha önce de soyulup soyulmadığını söylemenin imkânsız olduğunu belirtiyor. Ama yine de, araştırmacılar mezarın, tarihsel kayıtlarda vurgulandığı gibi, zaten fazla ihtişamlı olarak inşa edilmediğinin açıkça görüldüğünü söylüyor. Kayıtlara göre, mezar soyguncuları tarafından rahatsız edilmek istemeyen Cao Cao, mezarının ekili olmayan yüksek bir bir alanda şaşaadan uzak bir şekilde inşa edilmesini, içine değerli eşya koyulmamasını ve üzerine piramit biçiminde tümsek yapılmamasını istemiş.

*

    Cao Cao 196 yılında İmparator Xian'ı bularak başkenti Xuchang'a taşımaya ikna etmiş. Çünkü Laoyang savaş nedeniyle harabeye dönmüş ve daha önemlisi askeri olarak Cao'nun kontrolü altında değilmiş. Bundan sonra Cao başkomutan ve Wuping Beyi olarak atanmış. İmparator, artık Cao'nun elinde bir kukla haline gelmiş, ama Cao tahtı ölünceye kadar ele geçirmeyeceğine yemin etmiş. Daha sonra bazı danışmanları Han imparatorunu tahttan indirip yerine kendisi geçmesini önerince buna karşı çıkarak şöyle demiş: "Eğer Yüce Gök bana böyle bir kader biçtiyse, o zaman Zhou Kralı Wen olayım!" Eski çağlarda, Shang hanedanının son dönemlerinde, Zhou Kralı Wen yüksek rütbeli bir görevliymiş. O zaman, Shan kralının yolsuzlukları nedeniyle birçok isyan çıkmış. Wen de isyan etmiş, ama Shan hanedanına zarar vermemek için tahta kendisi geçmeyi reddetmiş. Fakat o ölünce oğlu Zhou hanedanını kurmuş. Babasına da ölümünden sonra "Zhou Kralı Wen" unvanını vermiş. Cao Cao da ona atıfta bulunarak, eğer kendi ailesi iktidara gelip bir hanedan kuracaksa, bunu kendisinin değil, soyundan gelenlerin yapacağını söylemiş oluyordu.

*

    Bulunduğunun açıklanmasının üzerinden bir hafta kadar bir zaman geçti ki, bazı uzmanlar mezarın Cao'ya ait olduğunun kesin sayılması karşısında kuşkularını ifade etmeye başladılar.

    Yine Çin basınında yer alan haberlere göre, itirazcı uzmanlar mezarda bulunan kemiklerin gerçekten ona ait olup olmadığının belirlenmesi için DNA testi yapılmasını istiyordu. Cao'ya ait olduğu iddia edilen kemiklerden alınacak DNA örnekleri, oğlunun daha önce bulunan kemikleriyle karşılaştırılmalıydı. Cao Cao'nun oğlu Cao Zhi'nin kemiklerinden 28 tanesi, 1951 yılında, Henan'daki Xinxiang köyünde bulunmuştu. Devlet Kültür Mirasları İdaresi, Cao'nun oğlunun kemiklerinin Xinxian'de bulunduğunu teyit etti.

*

    Kuzeydeki dört eyaleti birleştiren Yuan Shao, en güçlü savaş ağası haline gelmişti. Cao Cao, onunla iyi ilişkiler içinde olmak için inşaat işleri nazırlığına getirilmesini önerdi. Ama bu öneri beklediğinin tam tersi bir etki yaptı. Yuan Shao, başkomutanın kendisini aşağılamaya çalıştığını düşünmüştü. Çünkü inşaat işleri nazırının protokoldeki yeri ondan sonra geliyordu. Yuan Shao öfkeyle nazırlık görevini reddetti. Cao Cao onu yatıştırmak için, başkomutanlıktan ayrılıp inşaat işleri nazırlığını kendi üstlenmeyi önerdi. Böylece Yuan Shao başkomutan olacaktı. Bununla anlaşmazlık çözüldü, ama daha sonraki Guandu Savaşı'nın tohumları da atılmış oldu.

    Yuan Shao, 200 yılında 100 binden fazla asker toplayarak imparatoru kurtarma bahanesiyle Xuchang üzerine yürüdü. Cao Cao da, Sarı Nehir'in kıyısında stratejik bir nokta olan Guangdu'da 20 bin kişilik bir kuvvet oluşturdu. İki ordu karşı karşıya geldi. Asker sayısının az olması Cao Cao'nun vurucu saldırılarda bulunmasına olanak tanımıyordu. Yuan Shao'nun gururu da, onu Cao Cao güçlerine cepheden saldırmaya zorluyordu. Asker bakımından ezici üstünlüğe sahip olduğu halde, kararsız önderliği ve Cao Cao'nun stratejik avantajı nedeniyle bundan tam olarak yararlanamıyordu. O nedenle taraflar birbirine belirgin bir üstünlük sağlayamadı ve bir kilitlenme durumu oldu

    Guangdu'daki ana savaş alanının yanı sıra çarpışmalar iki cephede daha sürüyordu. Doğu cephesinde, Cao Cao kuvvetleri kesin üstünlüğe sahipti. Cao'nun yerel koşulları çok iyi bilen askerleri vur-kaç taktikleriyle, komutanlık yetenekleri sınırlı kalan Yuan Shao'nun askerlerini iyice zayıflatmıştı. Yuan Shao'nun Batı cephesindeki kuvvetlerine kuzeni komuta ediyordu. Cao ordusuna karşı daha iyi savaşan bu birlikler, merkezi kuvvetlerden de yardım alarak cepheyi ayakta tutmayı başarıyordu.

    Bu sırada, güçlü savaş ağalarından Liu Bei, Yuan Shao'nun ordusunda konuk olarak bulunuyordu. Daha sonra Shu Han devletinin kurucusu olan Liu Bei, Cao Cao'nun denetimi altında bulunan topraklarda isyan çıkarılmasını önerdi. O bölgelerde adamları bulunan Yuan Shao için bu pek zor olmayacaktı. Plan başlangıçta başarılı oldu. Ama sonra Man Chong'un diplomatik becerileri sayesinde isyanlar sona erdirildi. Aslında isyan çıkabileceğini tahmin eden Cao, önceden Man'ı özel görevle bu bölgelere yönetici olarak atamıştı.

    Kilitlenme durumu sürüyorken, Yuan Shao'nun ordusundan gelen bir kaçak, Cao Cao'ya düşmanın ikmal depolarının yerini söyledi. Cao özel bir kuvvet hazırlayarak Yuan Shao'nun ikmal malzemelerinin tamamını yakmakla görevlendirdi. Böylece, Yuan Shao'nun ezici asker üstünlüğü karşısında imkânsız görünen bir zafer kazanmış oldu. Yenilgiden sonra Yuan Shao hastalandı ve öldü. Yerine geçen iki oğlu rakiple savaşmaktan çok birbirleriyle didişmeye girişince Cao Cao tarafından kolaylıkla alt edildiler.

    Cao Cao böylece Çin'in bütün kuzey bölgelerinin yönetimini fiilen ele geçirmiş oluyordu. Çin Seddi'nin kuzeyine de ordu göndererek egemenliğini Kore'ye kadar genişletti. Ama Yangtze Nehri'nin güneyine inme ve buraları ele geçirme girişimleri başarılı olamadı. En önemli girişimi, birbirlerinin can düşmanı olan Liu Bei ile Sun Quan'in oluşturduğu ittifak karşısında 208 yılındaki Kızıl Kayalar savaşında yenilgiye uğradı. Daha sonra bu ikisi Shu Han ve Doğu Wu devletlerini kurdu. Böylece üç krallık ortaya çıktı. (Kızıl Kayalar Savaşı, 2008 yılında filme çekildi. John Woo'nun yönettiği "Kızıl Kayalar" filmi, 80 milyon dolarlık bütçesiyle Asya'nın en pahalı filmi olmuştu.)

    Cao Cao, bütün Çin'i birleştirme amacına ulaşamadan 220 yılında 65 yaşındayken öldü. Onun yerine, hayatta kalan en büyük oğlu Cao Pi geçti ve imparatoru tahttan indirerek yeni bir hanedan kurdu. Babası Cao Cao'ya da ölümünden sonra "Wei Kralı Wu" unvanı verdi.

*

    Cao ölümünün yaklaştığını hissedince mezarının nerede ve nasıl yapılacağı konusunda vasiyet hazırlamış. Vasiyetinde, bugün Hebei eyaletindeki Anyang ilçesinde bulunan Yencheng'de, Savaşan Devletler Dönemi nazırlarından olan ve su işlerini düzenlemekte gösterdiği üstün başarılarla hatırlanan Ximen Bao'nun mezarının yakınlarına gömülmek istediğini bildirmiş. İçine altın ve yeşim gibi değerli malzemelerden yapılmış eşyalar koyulmasını istemediğini özellikle belirtmiş. Cenaze törenine vatandaşların katılmasını da istememiş.

*

    Cao Cao düşmanlarına karşı askeri seferlere çıkarken, tarım ve eğitim çalışmalarını da ihmal etmedi.

    194 yılında, çekirge istilasından kaynaklanan bir kıtlık baş göstermişti. Üç Krallık Kayıtları'na göre, açlıktan çaresiz kalan insanlar birbirlerini yemeye başlamış. Yiyeceği olmayan birçok ordu, savaşmadan mağlup olmuş. Bu deneyimleri göz önünde bulunduran Cao Cao, güçlü bir ordu oluşturmakta yiyeceğin önemini iyi kavradığı için, çeşitli bölgelerde bir dizi tarımsal program uygulamış. Doğrudan savaş faaliyeti içinde olmayan askeri kuvvetler de çiftçilik yapmakla görevlendirilmiş. Cao Cao'nun egemenliği altındaki topraklar genişledikçe, bu uygulama da yayılmış. Cao Cao'nun öncelikli amacı güçlü bir ordu sahibi olmaksa da, uygulamalar sıradan insanların yaşam koşullarının da iyileşmesini sağlamış.

    Cao 203 yılında bir ferman çıkararak, 500 haneden büyük bütün yerleşim birimlerine eğitim görevlisi atamış. Bu görevliler, yetenekli çocukları bulup eğitilmelerini sağlamış. Böylece savaş yıllarında aydınların azalması önlenmiş ve genel eğitim düzeyi yükselmiş.

*

    Cao aynı zamanda çok başarılı bir şairmiş. Ama şiirlerinden ancak birkaç tanesi günümüze ulaşabilmiş. Bugün okul kitaplarında da yer verilen bu şiirlerin, süssüz, sade, gösterişten uzak, fakat derinlikli olduğu görülüyor.

    Cao Cao'nun en tanınan şiirlerinden "Kısa Şarkı Gezisi"ni bir örnek olarak verebiliriz. Şiirin ilk dört beyti, İskender Selanik'in çevirisiyle şöyle:

    İçkimi kaldırıp söylüyorum şarkımı,

    Çünkü kim bilebilir yaşam uzun mu kısa mı?

    Sabah çiyinden başka ne ki insan yaşamı,

    Geçmiş günler çok, geri kalanlar azsa.

    Kalbime dolan bu hüzün,

    Unutamadığım dertlerden geliyor.

    Kim dağıtabilir benim sıkıntılarımı?

    Sadece bir kişi tanıyorum... Şarap Tanrısı'nı

    Cao'yla birlikte Cao Pi ve Cao Zhi adlarındaki iki oğlu da usta şairler olarak kabul ediliyor. Şair baba ile oğulları "Üç Cao'lar" olarak tanınıyor. Edebiyat tarihçilerine göre, Üç Caolar'ın şiirleri, "Jian'an Tarzı" olarak tanınan edebiyat akımının omurgasını oluşturuyor.

*

    Cao Cao tarihsel kayıtlarda parlak bir yönetici olarak yansıtılırken, Çin Operası'nda kurnaz ve hilekâr bir kişi olarak betimleniyor. O yüzden, operalardaki Cao karakterinin yüzü, hain bir kişilik yapısını simgeleyen beyaza boyanıyor. "Üç Krallığın Öyküsü" adlı romanı yazan Luo Guanzhong da, yapıtında Cao Cao'yu anlatırken esin kaynağını bu tiplemeden almış. Luo Guanzhong, kafasındaki Cao karakterinin özelliklerini romanında iyice vurgulayabilmek için tarihsel olguları da değiştirerek, kişiliğini olduğundan da zalim göstermiş. Televizyon dizisi de yapılan "Üç Krallığın Öyküsü"nde, Bao Guo'an'in oynadığı Cao Cao karakterinde bazı düzeltmeler yapılmaya çalışılmış.

*

    China Daily gazetesinin yazdığına göre, sina.com adlı internet sitesinin 13 bin kişiye soru yönelterek yaptığı bir kamuoyu araştırmasının sonucu, deneklerin yüzde 60'ının, mezarın Cao Cao'ya ait olduğuna inanmadığını ortaya koyuyor. Bilimsel gerçeklerin oylama yoluyla saptanıp saptanamayacağı kuşkusuz ayrı bir tartışma, ama bulunan kemiklerden DNA örneklerinin alınıp alınamayacağı da henüz belli değil. Henan Eyaleti Kültürel Kalıntılar İdaresi Müdürü Sun Xinmin "Laboratuar testlerinin sonucunu bekleyip göreceğiz" diyor.

*

    Evet, bekleyip göreceğiz. Ama sonunda mezarın Cao Cao'ya ait olduğu kesinleşse de kesinleşmese de, tartışma bir süre devam edecek. Romanda, şiirde ve operada varlığını sürdüren Cao Cao, bu tartışmalarla daha da güncel hale geldi.

    "Cao Cao de, Cao Cao gelir" atasözü doğruysa, bu tartışmalarda adı o kadar çok söylendiğine göre, Cao bir daha gitmemek üzere geri geliyor.

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China