Adettendir, bir yıl biterken yurtta ve dünyada meydana gelen olayların kısa bir muhasebesi yapılır.
Beijing'de Zaman'da daha önce yılsonu ve yılbaşıyla ilgili programlar yapmışken, böyle bir bilanço çıkarma girişiminde bulunmamıştım. Bunun önemli bir nedeni, bu girişimin sadece sıkı bir arşiv çalışması gerektirmesi değil, önemli gelişmeler ile önemsiz olaylar arasında ayrım yapabilme becerisini de zorunlu kılması. Yılın bilançosu öyle bir şekilde yapılmalı ki, gelecekteki gelişmelere damgasını vuran, etkisi daha sonra da hissedilebilecek, ya da en azından zihinde kalacak olaylar seçilebilsin.
Neyse ki, bu yıl Anadolu Ajansı'nın aboneleri için hazırladığı yazıyı görebildim. 2009'da Çin-Türkiye ilişkilerindeki önemli gelişmeleri topluca gözler önüne seren yazı, benim Beijing'de Zaman için düşündüğümü mükemmelen yapmıştı. Bir dostumun hazırladığı "2009'da Çin" konulu yazı da, geride kalan yılda Çin'de meydana gelenlerin dökümünü veriyordu. Ben de çok büyük ölçüde bu iki yazıdan yararlanarak bu hafta Çin'de ve Türkiye Çin ilişkilerinde 2009'un bilançosunu çıkarmaya çalışacağım.
Geçmişte yıl sonunda Çin'de meydana gelen olayların dökümü yapılırken genellikle doğal felaketler ve ekonomik sorunlar öne çıkardı.
2009'da Çin'de olanlara bakıldığında ise sorunların giderek küreselleştiği dikkat çekiyor. İklim değişikliğine ve finansal krize çözüm yolları aranırken uluslararası görüşmelerde Çin artık önemli bir aktör konumunda bulunuyor.
Dünyayı tehdit eden küresel finans krizinde gözler Çin'in üzerindeydi. Eylül ayının sonunda 2 trilyon 273 milyar dolarla en büyük döviz rezervine sahip Çin'i, Japonya takip ediyor. Ama Japonya'nın rezervleri Çin'inkinin yarısından bile az. ABD'ye en fazla borç veren ülke olan Çin'in rezervlerinin neredeyse yarıya yakınını, bu ülkenin çıkardığı hazine bonoları ve hükümetle ilişkili kurumların çıkardığı kağıtların oluşturduğu ileri sürülüyor.
ABD, Avrupa ve Japonya ekonomide küçülmeyle boğuşurken, Çin hükümetinin, küresel krize karşı hazırladığı 586 milyar dolarlık teşvik paketi ekonominin toparlanmasına yardımcı oldu. Dünya Bankası, Çin ekonomisinin bu yıl yüzde 8.4, gelecek yıl da yüzde 8.7 oranında büyümesini bekliyor.
Teşvik politikası 2009'daki sonuçlarından birini otomotiv sektöründe gösterdi. Çin'de yapılan yıllık araç üretimi ilk kez 10 milyon adeti geçti. Yıl sonunda bu sayının 13 milyonu bulması bekleniyor. Daha önce sadece ABD ve Japonya'da yılda 10 milyondan fazla araç üretilmişti.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 60. yıldönümü dolayısıyla Beijing'deki Tiananmen Meydanı'nda düzenlenen törenler Çin'in askeri ve ekonomik gücünü sergilediği bir gösteri olarak değerlendirildi.
2009'da Çin'in dış temasları dünya kamuoyu tarafından yakından izlendi. ABD Başkanı Barack Obama'nın göreve başladıktan sonra yaptığı ilk Çin ziyaretinde Çin parası yuanın değerinin dolar karşısında suni olarak düşük tutulduğu iddialarıyla, iklim değişikliği ve temiz enerji konuları öne çıktı.
Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in Ekim ayındaki Çin ziyareti sırasında iki ülke arasında toplam değeri 3,5 milyar doları bulan işbirliği anlaşmaları imzalandı. Çin basınında yer alan yorumlarda, Çin-Rusya ilişkilerinin eski Sovyetler Birliği ile ilişkilerin kesildiği 1960'lardan bu yana en iyi durumda olduğu görüşü dile getirildi.
Mısır'ın Şarm El Şeyh beldesinde Kasım ayı başlarında düzenlenen Çin-Afrika Ekonomik İşbirliği Forumu'nda Çin Başbakanı Wen Jiabao, Afrika'ya 10 milyar dolar tutarında borç vereceklerini ve bazı Afrika ülkelerinin borçlarını sileceklerini açıkladı.
2009'un önemli bir gelişmesi de, Çin Devlet Konseyi'nin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda, 2020 yılına kadar gayri safi milli hasılada birim başına düşen karbondioksit salımını 2005'e göre yüzde 40-45 azaltacaklarını açıklaması oldu.
Nüfusu 1 milyar 300 milyonu bulan Çin'de zaman zaman açıklanan istatistikler, tedirginlik veya hayranlık uyandırıyor.
Çin'de kayıtlı HIV taşıyıcılarının sayısının 740 bini bulduğu açıklandı. Çin Sağlık Bakanı Chen Zhu, AİDS hastalığının yaygınlaşmasının başlıca nedeninin erkekler arasındaki eşcinsel ilişki olduğunu söyledi. Bakan Chen, 2007'de yüzde 12,2 olan eşcinsel ilişkiden kaynaklanan yeni vaka oranının bu yıl yüzde 32'yi geçtiğine dikkati çekti.
2009'da Çin'deki internet kullanıcılarının sayısı 360 milyonu geçerek dünyada ilk sırada yer alırken, geniş bant kullanıcılarının sayısı da 100 milyonu aştı.
Bu arada Çin Basın Yayın İdaresi, internette bulunan tüm müstehcen içerikli yayınları yasakladığını ve erişimi kestiğini duyurdu. 30 bin link ve 4 bin internet sayfası, ocak ayından itibaren 50 uzman tarafından incelendi ve uygunsuz bulunarak yayını kesildi. Ayrıca deniz aşırı 45 ülkeden yayın yapan internet tabanlı oyunlara erişim kapatıldı.
Ancak Çinli sosyal bilimciler, internet sayesinde Çin'de siyasete katılımın arttığını savunuyor. Çin'de internet ortamında yaklaşık 1 milyon 300 bin forum ve 200 milyon civarında blog yayını bulunuyor. Forum ve blog, Çinlilerin internet aracılığıyla görüşlerini ve düşüncelerini ileteceği iki önemli pencere haline geldi.
2009'da Çin'de meydana gelen olaylar kısaca böyleydi. Geride kalan yılda Çin-Türkiye ilişkilerinin seyrine bakılacak olursa, öne çıkan noktalar şöyle özetlenebilir:
Türkiye-Çin ilişkileri, 2009 yılında yalnızca her iki ülkenin iç kamuoyunda değil, dünya basınında da çok konuşulan ikili ilişkilerden biri oldu.
Geride kalan yıl Türkiye-Çin ilişkilerindeki en önemli gelişmelerden biri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Haziran ayı sonunda yaptığı ziyaretti. Böylece 14 yıl aradan sonra ilk kez bir Türkiye cumhurbaşkanı Çin'e geldi. Gül, aynı zamanda Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ni ziyaret eden ilk Türkiye Cumhurbaşkanı oldu.
Cumhurbaşkanı Gül ve Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, 25 Haziranda Beijing'deki Büyük Halk Toplantı Sarayında yaptıkları görüşmeden sonra, iki ülke arasında imzalanan bazı anlaşmaların imza törenine katıldı.
Gül'e Çin ziyareti sırasında Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yanı sıra milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamlarından oluşan bir heyet refakat etti. Başkent Beijing'in yanı sıra Xian, Shenzhen ve Urumçi'de de temas ve incelemelerde bulunan Gül'e, Xian'daki Kuzeybatı Üniversitesi'nce fahri doktor unvanı verildi.
Cumhurbaşkanı Gül, Çin ziyaretinin son durağı olan Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'deki Xinjiang Üniversitesinde öğrencilere hitaben bir konuşma yaptı ve kendisine fahri profesörlük unvanı verildi. Urumçi'ye giden ilk cumhurbaşkanı olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Gül, Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için Xinjiang Bölgesi'nin bir köprü vazifesi görmesi gerektiği üzerinde durduklarını söyledi.
Bu ziyaretten bir hafta sonra, 5 Temmmuzda Urumçi'de meydana gelen olaylar, Türkiye-Çin ilişkilerini farklı bir boyuta taşıdı.
Ülkenin güneyindeki Guangdong eyaletinde bir fabrikada Uygur işçilerle Han milliyetinden işçiler arasında çıkan kavgada iki Uygur işçinin ölmesi, Urumçi'de de tepkilere yol açtı. Uygur işçilerin öldürülmesinin protesto edilmesiyle başlayan olaylarda resmi açıklamalara göre 197 kişi öldü, 1600'den fazla kişi yaralandı. Türk hükümetinin ve kamuoyunun bu olaylar karşısında gösterdiği hassasiyet, iki ülke ilişkilerinde gerilime neden oldu. Çin'in eski Ankara Büyükelçisi Song Aiguo Çin Dışişleri Bakanının özel temsilcisi olarak Ankara'yı ziyaret etti. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da 28 Ağustos-1 Eylül günleri arasındaki Çin ziyaretinde Başbakan Wen Jiabao'ya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajını getirdi. Bakan Çağlayan, daha sonra 24-27 Eylül günlerinde iki ülke arasındaki Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı için bir kez daha Beijing'e geldi. Bu ziyaretlerle ikili ilişkiler tekrar normal rotasına sokuldu.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2009'da Çin'i ziyaret eden üst düzey yetkililer arasındaydı. Orgeneral Ataç, 23-27 Mart günlerinde Çin'i Harp Akademileri Komutanı olarak ziyaret etti.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Xu Chiliang ve Merkezi Askeri Komisyonu Başkan Yardımcısı Guo Boxiong Türkiye'yi ziyaret eden Çinli askeri yetkililer oldu. Kamu Güvenliği Bakanı Meng Jienzhu'nun yanı sıra Su Kaynakları Bakanı Chen Lei 5. Dünya Su Forumuna, Maliye Bakanı Xie Xuren de Dünya Bankası-IMF ortak toplantısına katılmak için Türkiye'ye gitti.
Evet, çok genel hatlarıyla Çin'de ve Türkiye-Çin ilişkilerinde 2009 yılının önemli gelişmeleri bunlardı.
Yine bir yılı geride bırakıyoruz. 2010 yılının 2009'dan daha iyi geçmesi, sağlık mutluluk ve başarı getirmesi dileğiyle hoşçakalın.