
cingunlugu20140520.m4a
|
Çinli yazar Jiang Rong'un Kurt Totemi, sadece kenti anlamak için değil, Han tarım kültürünün alternatif bir okumasını yapmak için de bakışını bozkıra çeviriyor.
Çin'de halen çok satan kitaplar arasındaki yerini koruyan Kurt Totemi'nin Türkiye'de basılmış olması önemli. Türk okuyucusu, bu kitabın her bir satırında, Nazım Hikmet'in dizeleriyle "dört nala gelip uzak Asya'dan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" yolculuğunda kaybettikleri üzerine düşünme fırsatı bulabilir.
Kaybedilenler, gözle görülür ve elle tutulur olanlardan fazlası. Neyin kaybedildiğini anlamak için, Kurt Totemi'nin yaşlı bilgesinin, romanın sonlarına doğru gırtlaktan okuduğu ninniye kulak vermek gerekebilir. Yaşlı adamın ninniyi okurken gittikçe alçalan boğuk sesi devasa bozkırda dalgalanarak kaybolmaktadır:
Çayırkuşları ötüyor, bahar geldi
Dağsıçanları ciyaklıyor, orkideler açmış
Gri turnalara sesleniyor, yağmurlar geldi
Kurt yavruları uluyor, ay doğuyor.
Romanın kahramanı Chen Zhen, bu ninninin Quanrong, Hun, Tungus, Türk, Khitan çocuklarına ve Cengiz Han'ın torunlarına söylenip söylenmediğini merak eder. Bozkırın gelecek kuşakları da bu şarkıyı söyleyebilecek ve anlayabilecek miydi?
Yoksa gelecek kuşakların zihinlerinde yığınla soru mu belirecekti: Çayırkuşu nedir? Dağsıçanı nedir? Gri turnalar? Kurtlar? Yabankazları? Orkide nedir? Papatya nedir?
Kaybettiğimiz şey turnalardan, çayırkuşlarından, kurtlardan, orkidelerden daha fazlasıdır aslında. Kaybettiğimiz şey, büyük yaşamdır. Bozkırın büyük yaşamı ise otlaktır. Otlak kaybolursa, küçük yaşamlar da kaybolur. İnsanların küçük yaşamları, küçük hesapları, menfaatleri, hayalleri, hırsları, aşkları kaybolur.
*
1960'lı yılların sonları. Kültür Devrimi'nin ateşi bütün ülkeyi kasıp kavuruyor. Mao'nun Kızıl Muhafızları, eski fikirler, eski kültür, eski adetler ve eski alışkanlıklardan oluşan Dört Eski'ye karşı büyük bir "kültür" savaşı veriyor. Çinli öğrenciler, köylülerden öğrenmek için dağlara, bozkırlara, kırsal kesimlere gönderiliyor.
Chen Zhen de beraberindeki üç Beijingli öğrenciyle İç Moğolistan'a gider. Moğol bir ailenin çadırının yanına öğrenciler için ayrı bir çadır kurulur. Öğrencilerden biri at çobanı, biri sığırtmaç ve ikisi koyun çobanı olacaktır. Öğrenciler burada yerel halka yardım edecek ve çalışma puanları biriktirecektir.
Chen Zhen, bozkırdaki müthiş denge karşısında hayrete düşer. Tarım kültüründen gelen bir Han Çinlisi olduğu için, burada gördüğü hayat onun için tamamiyle farklıdır. Burada gök, toprak ve insan bir bütündür. Onlardan biri olmak, Moğol bozkırını ve orada yaşayan insanları kavramakla mümkündür, bunu kavramak için de kurtları anlamak gerekir. Kurt, bozkırın temel esprisidir. Tengri babadır, bozkır ise ana. Ve kurtlar bozkırın ebedi bekçileridir, kim bozkıra zarar vermeye kalkışırsa kurtların gazabına uğrar.
Moğollar neden kurdu bir totem olarak seçtiler? Sürekli mücadele halinde olmaları gereken bu hayvana neden büyük saygı gösteriyorlar? Çinlilerin ve toprağı işleyen bütün halkların nefret ettiğin bir hayvan olan kurt, Moğol bozkırında neden böyle kıymet görüyor?
Bu ve benzeri sorular karşısında Chen'in iki kılavuzu vardır, biri Moğol Yaşlı Bilge ve diğeri bizzat bozkırın kendisi. Bilge'nin anlattıkları ve bozkırda şahit oldukları, tecrübe ettikleri, Chen'in önce bozkıra bakışını, sonra hayata bakışını değiştirecektir. Chen kısa sürede şunu anlayacaktır, nasıl ki her yıl yüzlerce felakete sebep olan Sarı Nehir aynı zamanda dokunduğu her şeyi zenginleştiriyorsa ve Çin halkı zaman zaman yatağından taşıp binlerce can alan bu nehrin, Çin medeniyetinin beşiği olduğuna inanıyorsa, Moğollar da kurt totemine aynı saygıyı duyuyorlardı.
Chen, iki kültür arasındaki farkın, insanların karakterlerini nasıl etkilediğini de bozkırda keşfedecektir. Bozkırda kurt totemi, ovada ejderha totemi vardır.
"Savaşta" dedi yaşlı adam, "kurtlar insanlardan daha zekidir. Biz Moğollar onlardan avlanmayı, kuşatmayı, hatta savaşmayı öğrendik."
Chen, bozkırda kurtların zekâsına ve sabrına, örgütlenme ve disiplin becerilerine tanık oluyordu. Okuma yazması bile olmayan Cengiz Han, nasıl bir askeri deha olmuş ve dünyaya diz çöktürmüştü? Çünkü askeri strateji söz konusu olduğunda en büyük eğitmene sahiptiler, kurtlara. Kurtlar, iklim, topografya, kendilerinin ve düşmanın gücü arasındaki denge, strateji ve taktik, yakın dövüş, gece muharebesi, gerilla savaşı, baskın gibi konularda engin bilgiye sahipti ve bozkır halkları bu savaş bilgisini kurtlardan öğrenmişti. Chen Zhen, savaş tatktiklerinin Sun-tzu'nun Savaş Sanatı kitabından veya Clausewitz'ten değil, kurtlardan öğrenilebileceğini anladı.
Roman, Çinli bir öğrencinin gözünden, feodal dönemde bozkıra geleneksel bakışın bir özeleştirisi niteliğinde. Chen Zhen bozkırda geçirdiği günler boyunca kendi içsel boşluğunu fark eder. Ve bu boşluğun soğukluğu karşısında ürperir. Chen Zhen, bozkır halklarının büyük yaşamı ve tutkuları karşısında, içinde bulunduğu küçük hesaplarla yüzleşir.
Yazar, yarı otobiyografik romanında, İç Moğolistan bozkırında yaşadığı deneyimin hakkını veriyor. Kendi tecrübesini, gözlemlerini, aldığı notları romanda başarıyla kullanıyor. Böylece okur baştan sona kendini bozkırda hissediyor. Mevsim değişimleri kitabın sayfalarında hareketliliğe neden oluyor, yazın sivrisinek belası, kışın dondurucu soğuğu, yağmurlar, kurtların uluması, dört nala koşan atlar, havlayan çoban köpekleri… Yazar, bütün bunlar yaşanırken orada bulunduğuna bizi inandırmakla kalmıyor, okuru da bozkırın tam ortasına sürüklüyor. Yazarın başarılı tasvirleri romana sinematografik bir hava katıyor.
Romanı okurken, metnin beyaz perdeye gidebileceğini hissettim, acaba romandan etkilenen bir yönetmen çıkar mıydı? İnternette kısa bir arama yaptıktan sonra Fransız yönetmen Jean-Jacques Annaud'un filmin çekimlerini çoktan bitirdiğini öğrendim. 2014 sonunda filmi izlemek mümkün. Romanın Türkiye'de basıldığını göz önünde bulundurursak, filmin Türkiye'de de gösterime gireceğini umabiliriz. O nedenle filmden evvel romanı okumak isteyen kitap kurtlarının fazla zamanı yok, herkes filmi konuşmaya başlamadan, kitabı okumak en iyisi.
Kurt Totemi
Jiang Rong
Doğan Kitap, 1. Baskı Haziran 2013
İngilizceden çeviren: Avi Pardo
Çin'de ilk baskı 2004 yılında 狼图腾 adıyla yapıldı.
İngilizce ilk baskı 2007 yılında Penguin Group tarafından yapıldı.