CRI Hakkında | Eski Versiyonumuz
 Türk turizmciler: Çin'de Türkiye'yi tanıtmakta eksiğimiz var
  2011-03-16 16:42:23  cri

    Değerli Dinleyiciler, bu "Çin-Türkiye İletişimi" programında, yurtdışına çıkan Çinli turist sayısındaki artışın Türkiye'ye yansımasını ele alacağız.

    Programımızın çıkış noktası, Turizm konusundaki haberler oldu.

    Önce bu haberlerin özetini sunalım:

    "Beijing'de İngilizce olarak yayınlanan China Daily gazetesinde geçtiğimiz günlerde yer alan bir haberde, Çinli turistlerin Avrupa ülkelerinde en fazla alışveriş yapan on ulus arasına girdiği bildirildi.

    Gazetenin haberinde Avrupa ülkelerindeki vergisiz alışveriş mağazalarında, Çinli turistlerin 2010 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 107 oranında daha fazla para harcadıkları belirtildi.

    İsviçre merkezli bir vergisiz alış veriş mağazası toptancı işletmesinin verilerine atıfta bulunan gazete, Avrupa ülkelerine giden Çinli turistlerin kişi başına ortalama gezi harcamalarının 2 bin avro civarında olduğunu yazdı. Gazetenin haberinde Çinli turistlerin yurtdışı gezilerinde yaptıkları harcamaların yalnızca vergisiz alışveriş mağazalarında değil, piyasa genelinde de arttığı kaydedildi.

    Öte yandan, 2010 yılında yurtdışına giden turist sayısı bakımından Çin'in dünyada üçüncü sırada yer aldığı bildirildi

    Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan Dünya Ekonomik Forumu tarafından ülkelerin turizm sektöründeki rekabet gücünün değerlendirildiği bir rapor yayınlandı. Raporda, Çin'in küresel turizm sektörünün gelişmesini hızlandıran önemli bir unsur haline geldiği belirtildi."

    Biz de Çinli turistlerin yurtdışı gezilerinin artması ve yurtdışında giderek daha fazla para harcıyor oluşlarının Türk turizmi üzerinde ne tür etkileri olduğu konusunu Beijing'deki Türk turizmcileriyle konuşmak istedik.

    Bu haftaki konukarımız, Aristo Tur'un Çin temsilcisi Filiz Sakarya ve PNT Travel'ın Çin müdürü Gökhan Şişman oldu. Sayın Sakarya ve Sayın Şişman Çin Ulaslararası Radyosu (CRI) Türkçe Bölümü'nün sorularını yanıtladı.

    Söyleşimize geçmeden önce iki konuğumuzdan kendilerini tanıtmalarını istedik.

    Filiz Sakarya: Ben Filiz. Aristo Tur Çin temsilcisiyim. Pekin, Shanghai ve Guangzhou'da olmak üzere üç tane firmayla Çin'den Türkiye'ye turist götürüyoruz. Ana merkezi İstanbul'da... Yaklaşık 10 senedir Çinlilerin Türkiye'ye gitmesine aracı oluyoruz burada Çinli firmalarla çalışarak. Çin'deki turistleri Türkiye'ye götürüp Türkiye'de hizmet veriyoruz.

    Gökhan Şişman: İsmim Gökhan Şişman, PNT Travel'in Çin müdürüyüm. 11 yıldır Çin'de faaliyet gösteriyoruz. Pekin, Shanghai ve Taibei'de ofislerimiz mevcut.

    CRI: Türkiye'ye ne kadar Çinli turist gidiyor?

    Filiz: Geçtiğimiz sene içerisinde bildirilen rakamın 70 bin olduğu söyleniyor. Ama bu 70 binin ne kadarı turist, ne kadarı iş için giden Çinli, ne kadarı okumak için giden öğrenci, yada aile ziyareti, arkadaş ziyareti, fabrika ziyareti için giden Çinli? Bunu içerisinden ayıklamak bizim için mümkün değil tabii. Genelde Türkiye'yi tek ülke olarak pazarlayabilmek bizim için bir parça zor. Genelde senelerden beri bize söylenen (şu): Çin'in bir takım tradisyonu var. Çinli yurtdışına gittiği zaman sadece tek ülkeyi değil birkaç ülkeyi beraber görmek istediği (söyleniyor)... Türkiye bu konuda şanslı ülkelerden tekiydi bana göre, çünkü sekiz senedir Çinliler Türkiye'ye turist olarak gidebilmekteler. Ancak Türkiye açıldığı zaman Türkiye'yle birlikte açılan bir takım ülkeler de vardı. Bunlardan bir tanesi Mısır'dı. O zaman bize söylenen geleneksel Çinlilinin gezi alışkanlığının sadece tek ülke olmadığıydı. (Bunun) için ne yaptık biz? Türkiye ve Mısır'ı kombine ederek turlar çıkartmaya başladık. Türkiye-Mısır yaparken, yada Türkiye ile ikinci bir ülke yaparken buna daha sonra çok başka ülkeler de kattık. Türkiye-Dubai oldu, Türkiye-Güney Afrika, işte Türkiye-Tunus oldu, Türkiye-İran oldu, Türkiye-Rusya oldu, Türkiye-Yunanistan var halıhazırda. Bunlar Türk Havayollarıyla uçtuğu takdirde bir kişi mükerrer giriş yapıyor, Türkiye'ye iki defa giriş yapıyor. Dolayısıyla Mr. Chen Türkiye'ye ve Yunanistan'a gittiği zaman, Türkiye'ye iki defa giriş yapıyor. Ddolayısıyla uzun lafın kısası bu 70 binlik sayının içerisinde ne kadarının turist olduğunu bilmediğimiz gibi, gerçekten içeride tekrarlanan girişler de var. Burada yine bir eksiğimiz var. Çünkü biliyorsunuz, Çin'de sadece turist grupları yapmıyoruz biz, aynı şekilde hükümet resmi görüşmelere giden heyetler, işte vesaire gruplar da yapıyoruz.

Gökhan Şişman: Diğer bir konu da, kaç tane turistin gittiğinin yanında ne kadar döviz bıraktıkları da önemli. Ne kadar döviz bırakıyorlar? Bu konunun da irdelenmesi gerekiyor, Çin'de çok zengin kitle var. 150 milyon civarında seyahat edebilen orta sınıfın üzerinde bir nüfus var. Bu Türkiye'nin iki katı. Bu 150 milyonun ne kadarını Türkiye'ye çekebiliriz ve ne kadarı Türkiye'de döviz bırakıyorlar? Bunu sadece tur satın alma anlamında değil, yaptıkları alışveriş olarak da değerlendirmek lazım.

    CRI: Çinli tursitler Türkiye'yi neden seçiyor?

    Filiz Sakarya: Çin'in nasıl 4 bin, 5 bin senelik kültürel tarihi varsa biz Türkiye, Türkler de diyeyim daha doğrusu, aynı şekilde eski bir tarihe sahipiz ve Çin'de de bunu biliyor. Aslında Çinliler için Batı'da turizme ilk açılan ülke Türkiye'ydi. Dolayısıyla ilk etapta Çinliler Avrupa'dan önce Türkiye'ye gitmeyi tercih ettiler. O da bizim avantajımız oldu. Ama açıkçası, şimdi artık dünyanın her tarafı Çinliye kapısını açtı.

    CRI: Yurtdışına giden turist sayısı bakımından Çin'in dünyada üçüncü sırada yer alması ve harcamalarının artması Türkiye'ye nasıl yansıyor?

    Gökhan Şişman: Bildiğim kadarıyla 46 veya 50 milyon Çinli yurtdışına seyahat ediyor. Bunun yüzde 13'ü uzak destinasyonlar, geri kalanı yüzde 87'si yakın ülkelere, yani Kore, Taiwan, Tayland, Japonya'ya seyahat ediyorlar. Dolayısıyla yüzde 13'lük bir kısmı, yani 50 milyonun 13'ü, yani yüzde 5-6 milyonu ABD, Avrupa ve Ortadoğu'ya geliyor. Bu 5-6 milyon turistten Ortadoğu'ya gelen turist sayısını hesaplayalım. Mısır'a 100 bin, bize 70 bin diyelim, 170 bin, Dubai toplasanız 300 bin. 300 bin turisttin bırakacağı rakamlar üç aşağı beş yukarı belli. Kişi başına 50-60 dolar... Alışveriş bakımından söylüyorum ben bunu. Satın aldıkları turlar ortalama 10-11 bin yuan, kişi başı bu rakamları çarpılarsa toplam rakam çıkar ortaya. Yani Çin'den 50 milyon turist yurtdışına çıkıyor, ama nereye çıktıkları çok önemli. 45 milyonu yakın ülkelere seyahat ediyor.

    Filiz Sakarya: Çinli turist ipek halı alma ihtiyacı hissetmiyor. Onun haricinde diyoruz ki biz, deri ürünlerimiz gelişmiş. Hatta yaptığımız deri kıyafet dizaynları İtalya'yla Fransa'yla ve İspanya'yla baş edebilecek ölçüde. Gayet güzel modern dizaylarımız var ve hatta Avrupa'ya da deri ihraç eden ülkelerin başında geliyoruz aslında. Biz burada tanıtıyoruz, fakat yine fiyat kıyaslamasına girdiğiniz zaman maalesef Çin'den çok daha pahalı. Yani Çinlilere rekabet edemeyecek boyutlarda fiyatlar var Türkiye'de. Onun haricinde diyoruz ki, mesela turistlerimizi Kapadokya'ya götürüyoruz. Kapadokya nedir? Seramikleri ünlü. Bunlar Avrupalı turistler tarafından çok ilgi görürken, Çinliler tarafından maalesef ilgi görmüyor. Uzakdoğu olarak karşılaştırdığımızda Koreliler ve Japonyalılar bunları çok sevebiliyor, çünkü baktığınız zaman Kore ve Japonya'da bu tür ürünler yok. Varsa da çok pahalı, ama Çin'de her şey var ve çok ucuz. Dolayısıyla "Çinli gitti, alışveriş yaptı, biz Çinliden ne kadar kazandık" gibi konuda maalesef çok eksiğiz.

    CRI: Türk turizm sektörü Çinli turistler için hangi girişimlerde bulunmayı planlıyor?

    Gökhan Şişman: Seyahat acentalarının ne tarz girişimler yaptıkları konusunda 11 senedir Turizm Ofisi, Büyükelçilik ve Türk Havayolları'yla beraber bir takım tanıtım faaliyetlerde bulunduk. "Workshoplar" (çalıştaylar) yaptık. Gruplar götürdük. Birçok seyahet acentasını Türkiye'ye getirerek Anadolu turlarını, tarihi eserleri, "ancient city"leri (antik kentleri) tanıttık, döndükten sonra da Çinli tur operatorları bunları programlarına koyarak Türkiye satışlarını "push" etmeye (ileri itmeye) çalıştılar. Yeterli olmasa da gelinen noktada çok büyük bir mesafe kat edildiğini düşünüyorum. Çünkü 1999-2000 yıllarındaki sayılarla bugünkü sayıları kıyaslarsanız herhalde 10-11'e katlamış durumdayız. İleriye dönük hâlâ faaliyetlerimiz devam ediyor. Şu an PNT Travel olarak Karadeniz'e bir grup organize edeceğiz. 30 tane Çinli seyahat acentasını Karadeniz'e götürüceğiz. Bunun yanında bir takım basınlarda katılarak döndükten sonra Karadeniz turlarını biraz daha ön plana çıkarmaya çalışacağız.

    Filiz Sakarya: Bu arada biz de gerçekten azımsanamayacak kadar fazla çalışmalar yaptık. Gerek medya gerek seyahat acentaları... Seyahat acentalarının çalışanları... Çünkü ürünümüz Türkiye. "Önce Türkiye'yi görsün bilsin ki, döndüğü zaman bize satma yardımcı olsun" diye düşündük. Çünkü Çin'in kuralları... Mesela biz hepimiz seyahat acentesiyiz, ama Çin'in kurallarına göre, burada seyahat acentası gibi işlev göremiyoruz. Bizim burada şu an yaptığımız görev aslında bir Türkiye tanıtma misyonu. Çin'deki değişik değişik acentalarla bağlantı kurarak onlara Türkiye'ye daha fazla tanıtıyoruz, onların Türkiye'yi tanımaları ve Türkiye ürünlerini satması için teşviklerde bulunuyoruz, reklam yapmalarında destek oluyoruz onları alıp Türkiye'ye götürüp tanıtıyoruz, elemanlarını yetiştiriyoruz ki gelsinler dönsünler, bizim için daha fazla Türkiye satsınlar diye... Tabii biraz evel söylediği gibi, mesela şimdiye kadar yapılan ürünlerin hepisi İstanbul. İstanbul artık dünya markası. Giden Çinli sadece bir iki gece İstanbul'da konaklama yaptıktan sonra Türkiye'den ayrılıyordu. Ama şimdiki duruma baktığımız zaman Türkiye'de ortalama beş gece geçiriyor. O zaman İstanbul'un haricinde biz onlara değişik alternatifler sunuyoruz. Sonra bakanlığın bir ara çok fazla teşviği oldu. Kapadokya üstüne grupların tanıtım gezileri yaptık, acentaları getirdik, gezdirdik, tanıttık. Bakarsanız çıkan programlara, İzmir, Efes, Pamukkale, Kapadokya bunların hepsi var. Sonra "Eksiğimiz nedir?" diye düşündük mesela... Karadeniz maalesef bilinmiyor. Yani Türkiye'nin bir yarımada olduğu, üç tarafının, hatta Marmara, içdeniz dört tane denizimizin olduğunu maalesef Çinliler bilmiyor. Ege Denizi dediğiniz zaman, çıkın sokağa, Çinliye "Ege Denizi" deyin, size Yunanistan'ı söylüyor. Halbuki Ege Denizi nerede? Bir tarafı Türkiye bir tarafı Yunanistan. Bu Egedenizi'nin iki ülkesi var, biri Türkiye. Maalesef bunu Çinliler bilmiyor. Bunu tanıtım eksikliğimiz olarak sayabilirsiniz. Bakın İstanbul bir dünya kongre merkezi. Fakat buradaki büyük acentaların kongre departmanlarıyla bağlantıya geçtiğiniz zaman, "İstanbul'da 600 kişiyi alacak otel var mı?" diye soruyorlar. Ya da "İstanbul'da bin kişilik kongre salonu var mı?" diye soruyorlar. Bakın, İstanbul ICEC beş bin kişilik yanılmıyorsam. İstanbul bir kongre cenneti, bir kongre merkezi, içerisinde kaç tane otel var şu an doğru rakam söyleyemeyebilirim. Ama İstanbul'da aynı anda herhalde kaç bin kişiyi barındırabilecek otel ve kongre merkezlerimiz var. Bu sorular bize gelince eksikliğimizin nerede olduğunu farkettik. Çinlilere İstanbul'un, --hatta Antalya da nitekim öyle-- bir kongre merkezi olduğunu, büyük otellerin olduğunu, yüzlerce binlerce kişinin aynı zamanda ağırlanıp kongre toplantılar yapılabileceğini göstermek, tanıtmak amacıyla bu sene o şekilde bir geziler düzenledik. Önümüzdeki ay içerisinde ikisini de gerçekleştireceğiz. Tabii sınırlı sayıda insan götürebiliyoruz. Yetkili, döndüğü zaman bize çalışmalarımızda yardım edebilecek insanları götürüyoruz. Bunlar tanıtım konusunda bizim yaptığımız şeyler.

    Gökhan Şişman: Mayıs ayında Turizm Ofisi, Türk Havayolları, Aristo Tur ve PNT Travel olarak dokuz tane şehirde "workshop" planladık. 10 Mayıs'tan 25 Mayıs'a kadar 15 günlük bir period içerisinde Guangzhou, Xiamen, Shenzhen, Hangzhou, Ningbo, Nanjing, Shenyang, Dalian, Ha'erbin şehirlerindeki lokal (yerel) acentelere yemekli Türk "prezentasyonu" (sunumu) yapılacak. Fuarlara katılıyoruz. Gerek "international" (uluslararası) gerek lokal fuarlara katılarak Türkiye'yi tanıtmaya çalışıyoruz. Zaman zaman gerek Filiz de gerek biz de temaslarda bulunarak bir takım dergi, magazin, basın kuruluşlarını Türkiye'ye götürerek haber yaptırmaya çalışıyoruz.

    Filiz Sakarya: Tabii turizm sektörü dediğiniz zaman içine otel giriyor. İşin içine restoran giriyor, yemek giriyor. İşin içine ulaşım taşıma giriyor. Bunlar bir zincir şeklinde. Biz turizm sektörü dediğimiz zaman, içerisinde sadece turizm acentaları seyahat acentaları yok. Oteli var, restoranı var, müzesi var, ören yeri var, rehberi var, şöförü var, aracı var. Tabii ben baktığım zaman, normalde şimdi çok uzun süredir burada yaşan Türkler olarak söyleyim: Çin o kadar artık gelişti ki, --son 10 senedir değişikliği sadece biz burada yaşayanlar değil, Çin'e ara ara gelenler de bunu söylüyor-- Çin gerçekten çok gelişti şimdi. Çin'deki otel standartlarıyla bizdeki otel standartları karşılaştırıldığı zaman, maalesef Çinlinin bir takım arzularını ihtiyaçlarını Türkiye'deki oteller olarak karşılamıyoruz. Mesela siz de biliyorsunuz, en ufağından bir sıcak su diyoruz. Çinli nereye gitse sıcak su bulur, nereye gitse sıcak su ister, içer. Biz götürdüğümüz Çinliye otelde sıcak su içeremiyoruz. Su parayla satılıyor, restorana gittiğiniz zaman sıcak su istiyorsanız, restoran karşınıza çıkartamıyor. Ama bu bir alışkanlık sonuçta... Otelin ya da restoranın hatası olara algılamamak lazım. Bu biraz da kültür ve alışkanlık farkı, yoksa otelin ya da restoranın hatası değil. Algılama farklılığı olarak düşünelim. Şimdi, Türkiye'ye gidiyor. Niye Türkiye'ye gidiyor? Türkiye'yi görmek istiyor. Şimdi normal bir turist olarak ben kendimi düşünüyorum, (...) Çin'in içinde Yunnan'a, Tibet'e gittiğimi düşünelim, oranın lokal, özel ne yemeği varsa ben onu tatmak isterim. Yemek bir kültürdür, kültürün parçasadır. Biz Çinlileri götürüyoruz Türkiye'ye, Çiniler Çin yemeği istiyorlar Türkiye'de. Bizim Türkiye mutfağı, Türk yemeği dünyadaki sayılı mutfaklardan teki. Türkiye'de İstanbul'da ya da diğer şehirlerde nereye giderseniz gidin, oraya özel, lokal tatları verecek çok güzel restoranlar bulabileceğiniz halde, malesefe Türkiye'ye giden Çinli sürekli bizden Çin yemeği istiyor. Türkiye'de yapılan Çin yemeği ile Çin'deki Çin yemeğinin arasındaki fark gerçekten korkunç. Orada gidiyor Çin yemeği yiyor, beğenmiyor, geri geliyor, şikayet ediyor. Ben bunu bir türlü algılayamadım. Ya bizim sektör olarak gerçekten ultra lüks, güzel güzel yemekler bulabilecekleri güzel lokanlatalar açmamız gerekiyor, ya da sanıyorum Çinlinin biz bu alışkanlığını değiştiremeyiz ama, Çinli biraz daha global turist haline geldiği zaman bu sorun da aşılabilecektir.

    Gökhan Şişman: Hükümetler düzeyinde neler yapılabileceği konusunda (şu söylenebilir): Bu yıl Çin ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin başlangıcının 40. yıldönümü. Dolayısıyla çok sayıda resmi heyet karşılıklı olarak iki ülkeyi ziyaret edecektir. Bunun yanında gelecek yıl Türkiye'de Çin Yılı, 2013 Çin'de Türkiye Yılı. Bunların anlaşmaları yapılabilir. Bunda daha fazla da ne yapılabilir?...

    Filiz Sakarya: Daha fazla tanıtım olarak düşünüyorum ben. Gerçekten, aynı şekilde Türkiye hükümetinden, Turizm Bakanlığı'ndan da bizim beklentilerimiz budur. Çerçevemizde bir takım tanıtım çalışmaları yapmaya çabalayoruz. Ama Çin'in her tarafına ulaşmak, her tarafında Türkiye'yi tanıtmak, gerçekten tabii ki, başlıbaşına bir iş ve bu konuda bizim de tabii ki, Türkiye hümetinin, Turizm Bakanlığı'nın desteğine --bu tabii ki bu bütçeya alakalı tabii-- ihtiyacımız var.

    Gökhan Şişman: İlave olarak bir bütünlük sağlanması lazım bu tanıtımda, Türk Havayolları,. Tanıtım Ofisi, siz seyahat acentaları olarak...

İlgili Haberler
Yorumunuzu Gönderin
Çin-Türkiye ilişkilerinde yeni kilometre taşı
Çin-Türkiye ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönem başlıyor. Türk Lirası, Çin finans dünyasına ayak bastı.
Çinli kulüpler büyük transferlerine devam ediyor

Chelsea'nin yıldız orta saha oyuncusu Oscar, 60 milyon avroya Çin'e gelmeye hazırlanıyor. Peki Çinli kulüpler yabancı futbolcular için ne kadar para ödüyor? Bu sorunun cevabı ve haftanın ekonomi gündemine genel bir bakış için Ekodiyalog'a kulak verin.

Diğerler>>
Çin'de 2016'da neler konuşuldu? (1) (Çin Mahallesi)
Çin'de 2016 yılında gündemde neler vardı? Çinlilerin en çok dikkatini çeken gelişmeler nelerdi? Çin Mahallesi'nin sakinleri, 2016'yı nasıl geçirdi?
Çin'in 5. büyük icadı 24 Sezon nedir? (Çin Mahallesi)
Çinlilerin günlük hayatına yön veren bir takvim sistemi olan 24 Sezon'a kâğıt, pusula, matbaa ve baruttan sonra Çin'in 5. büyük icadı diyenler de var. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alınan 24 Sezon, bir kez daha gündemde.
Diğer>>
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (07-01-2015)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (19-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (05-11-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (08-10-2014)
• Biliyor Musun Bilmiyor Musun (24-09-2014)
Diğer>>
Anket
Soru-Yanıt
  • Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Çin'in gücü ortaya kondu

  • Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 31 Mart-1 Nisan günlerinde ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen ve dünyanın odaklandığı Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldı.
    Diğer>>
    İzleyici Postası
  • Koyun yılınız kutlu olsun (Pınar Koçak)

  • Koyun Yılının en güzel müjdeler, en güzel sürprizlerle kapınızı çalması dileğiyle...
  • Çin kadınlarına (Ali Güler)

  • Düşlerimde gelir bir güzel bana, alır götürür beni uzak bir diyara...

    Diğer>>
    Linkler
    © China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
    16A Shijingshan Road, Beijing, China