25 Uygur delikanlı bir arada oturup, Satar, Ecek, Kanun, Tombur ve bambu flüt gibi çalgıları eksiksiz icra ediyorlar. İcra ettikleri, Uygur On İki Makamı'dan, bir aşk öyküsü olan "Garip ve Senem"in bir parçasıdır. Keyifli melodiler, etkileyici sesler; ne nota defteri, ne de yönetmen olduğu halde, uyum içinde çalınır.
Xinjiang Sanat Enstitüsü Makam Bölümü'nden gelen sanatçıların hepsi, 20'li yaşlarında. Kıvırcık saçlar, kalın kaşlar, yüksek burunlar ve kocaman gözlerden oluşan yakşıklı yüzler, çaldıkları makam gibi özgün; insanda hayranlık uyandırıyor...
Xinjiang vahaları, "hayat adası"
Çin'in kuzeybatısında bulunan Xinjiang, binbir biçim alan arazisi, enfes manzaralarıyla tanınıyor.
O topraklarda yaşayan etnik gruplardan Uygurlar, büyük Gobi'deki küçük vahalar gibi; hayatlarında mutluluğun her damlasına önem veriyorlar. "Hayat adası" olarak da adlandırılan vahalar, burada yaşamış ve yaşayan, nesilden nesile bütün halkların beşiğidir. İpek Yolu üzerinde bulunan Xinjiang vahaları, iki bin yıl boyunca, değişik uygarlıklar arasında iletişim köprüsü olmuştur. Yunan uygarlığı, Çin uygarlığı ve Arap uygarlığı Xinjiang vahalarında buluşup, şarkı, dans ve müziklerini de yanlarında taşıyarak, On İki Makam'ı beslemişler.
Uygur On İki Makamı'nın her biri "Çong Neğme" (Büyük Nağme), "Dastan" (Destan), "Meşrep" olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Bütün makamı sahnelemek, 20 saati aşar.
"Garip ile Senem"
On İki Makam'ın, "Garip ile Senem" adlı halk destanından esinlenerek bestelenen bir parçasını dinliyoruz. Eser, Ortaçağ'da yaşayan iki genç; Garip ile Senem arasında yaşanan büyük aşkı anlatıyor. Öykü, tüm Uygur halkı arasında yayılmış, sevilerek anlatılmıştır. Uygur On İki Makamı'nın devlet düzeyinde mirasçısı Osman Ahmet öyküyü şöyle anlatıyor.
"Ortaçağ'da kral Abbas ve başbakan Ayşan, avcılığa çıkmış ve hamile bir ceylana rastlamışlar. İki avcı, merhamet edip hayvanı avlamamışlar ve ardından dünyaya gelecek olan bebekleri evlilik için pulp yapmış. (Bu olayın ardından, dünyaya gelecek bebeklerinin, ilerde birbirleriyle evlenmeleri için sözleşmek anlamına gelen 'beşik kertmesi' yapmışlar.) Daha sonra, Ayşan ölmüş.
Ayşan'ın oğlu Garip ile kralın kızı Senem beraber büyümüşler ve birbirlerine aşık olmuşlar. Yeni başbakan, kralın yetkilerini, gücünü ele geçirmek için, olmadık tertipler peşinde koşan biriymiş. Sinsi başbakan, sarayda muhafızların komutanı görevinde bulunan oğlu Abdullah'ı, kral kızını ele geçirmesi için kışkırtmış ve Garip'e de tuzak kurmuş. Kral Abbas yalana kolayca inanmış ve Garip'in ailesini ülke dışına çıkarmış.
Senem, Garip'ten ayrılmanın acısıyla, ağır bir hastalığa yakalanmış. Yiğit Garip, köylülerin yardımıyla bütün güçlükleri aşarak saraya gizlice girmiş. Garip, Abdullah'ı öldürmüş ve kendisine karşı düzenlenen tertibi açığa çıkarmış. Kral Abbas da gerçekleri görüp pişman olmuş ve Garip ile Senem'in evliliğine razı olmuş...
Acıları, sevinçleri dile geliyor!
"Garip ve Senem"i 10. yüzyılda Uygur şair Yusuf Hacı'nın derleyip yazılı hale getirdiği belirtiliyor. Destanın bir kısmı, Makam'da güfte olarak kullanılıyor. Etkileyici öykü, Makam'ın melodisine pek uymuş ve böylece Uygurlar arasında yayılmıştır.
85 yaşındaki Uygur Samsack Ahmet, Aksu kentine bağlı Bostan köyünde oturuyor. Ahmet dede, 1940 yılında, daha gençken ve çobanlık yaparken, can sıkıntısını ve yalnızlığını gidermek için Makam öğrenmeye başlamış. Okuma-yazma bilmeyen Ahmet, Makam'ı ezbeleyerek öğrenmek zorunda kalmış.
Üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen Ahmet dede "Garip ve Senem" aşk öyküsünü bütün ayrıntılarıyla anlatabiliyor. Ahmet dede, Garip ile Senem'in çocukken duydukları mutluluğun, birbirlerine uzak düştüklerinde çektikleri acıların ve tekrar buluştuklarında hissettikleri sevinçlerin, Makam'la dile geldiğini söylüyor.
Ahmet dede, hikayeyi anlata anlata, davul çalarak, çıraklarıyla birlikte Makam söylemeye başlıyor. Şarkı, sürgün edilen Garip'in yüreğindeki acıları ve sevgilisine olan özlemini anlatıyor.
Ezgiler artık heyecan verici
Uygur On İki Makamı'nın devlet düzeyinde mirasçısı Osman Amet, sevgililerin mutluluğunu, Garip'in Senem'e aşkını anlattığı bir bölümü seslendirerek, adeta canlandırıyor.
Öykünün sonunda, Garip ile Senem türlü engelleri aşıp tekrar kavuşurken, Makam da değişiyor. Genç sevgililerin yaşadığı acılar keyifli melodilerle sona eriyor. Ezgiler artık heyecan verici; gelecek için umut vaadediyor!
"Gobi'den geçmeden vahaya ulaşamazsınız"
Garip ile Senem'in aşkı, "Gobi'den geçmeden vahaya ulaşamazsınız" anlamındaki Uygur atasözünü hatırlatıyor. Bir de tabii, aşkın engellerle karşılaştıkça büyüdüğünü...
Anlattığımız Uygur aşk hikâyesi, Makam yoluyla Uygur toplumunda yayılmakla kalmadı, 1980 yılında filme de alındı. Film, yurt içinde ve yurtdışında büyük ilgi uyandırdı.
Ve sonunda şarkısı da bestelendi. Pop şarkıcısı Dolan'ın "Garip ve Senem" adlı şarkısına kulak veriyoruz.
Sözlü ansiklopedi!
Uygur On İki Makamı 2005 yılında UNESCO tarafından insanlığın manevi mirasının bir temsilcisi olarak kabul edildi ve Maddi Olmayan Kültür Mirasları Listesi'ne alındı.
Makam sanatını korumak için 2010 yılında Xinjiang'da "Uygur Makamı Koruma Yönetmeliği" çıkarıldı. Yönetmelik, Çin'de kültür mirasları için hazırlanan ilk yasal düzenleme.
Xinjiang Sanat Akademisi Başkanı Li Jilian, Makam'ın bölge kültürünü, yaşamını ve insanının ruhunu yansıtan bir sözlü "ansiklopedi" olduğunu söylüyor. Xinjiang Maddi Olmayan Mirasları Koruma ve Araştırma Merkezi'nin Müdürlüğünü de yapan Li Jilian, Makam'ı korumanın mirasçıları desteklemek anlamına geldiğini belirtiyor. Li'ye kulak veriyoruz.
"Devlet düzeyinde mirasçıya yılda 10 bin yuan destek verilir. Eyalet düzeyinde mirasçıya yılda 3 bin 600 yuan, ilçe düzeyinde sanatçılara ayda 200 ile 500 yuan ödenir. Sübvansiyonların amacı, Makam'ı yaşatmak."
Uygurların keyifli vahası
Xinjiang'da şöyle bir söz vardır: "Uygurlar konuşursa şarkı söyleyebilir, yürürse dans edebilir."
Bugün, Xinjiang'ın bütün ilçelerinde bir Makam topluluğu bulunur. Uygurların herbiri, ya şarkı söyler, ya dans eder, ya çalgı çalar. Makam, artık günlük yaşamla kaynaşmıştır. Makam, Uygurların keyifli vahası, hayatının bir parçasıdır.