Savaş mı barış mı? Net seçim yapmalıyız
Yi Mu
Son dönemde Orta Doğu'da çatışmalar yeniden alevlendi. İsrail ve Lübnanlı Hizbullah, karşılıklı saldırılarla zaten paramparça olan bölge barış arayışını daha karanlık bir girdaba sürükledi. Şimdiki durumun sebepleri ne? Bunların karşısında neler yapmalıyız?
Bugünkü dünyaya baktığımızda, yeni çalkantılı dönemin gelişmeye devam ettiğinin farkına varabiliriz. Gelişmiş kapitalist dünyanın ekonomisi büyümekte yavaşlıyor, iç ihtilaf tırmanıyor, zararlar yayılıyor. Hegemonya ülkelerinin hegemonyasını koruma çılgınlığı daha da artıyor, büyük ülkeler arasındaki rekabetin uluslararası boyutlara darbe vurması kışkırtılıyor. Ukrayna krizi, Filistin sorunu gibi meseleler yıllar geçmesine rağmen hafifletilemedi, grupların çatışma riski şiddetleniyor. Popülizm, korumacılık, anti-küreselleşme düşünceleri ve bilim-teknoloji milliyetçiliği daha da şiddetlenip, dünyayı farklı "paralel sistemler"e dönüştürüyor. ABD ve Batılı aşırı sağcı düşünceler siyasi yetkileri çiğneyerek belirsizlikleri artırıyor. Büyük ülkeler arasında karşılıklı güven ve istişare kısıtlandı, uluslararası sistemin verimliliğine ağır darbe vuruldu. Bütün bunlar, gerilimin tırmanması hatta savaşların patlaması için riskleri artırdı.
Bunun arkasında, dünyada mevcut "popüler" politikalar ve davranışların getirdiği zararlı sonuçları görebiliriz.
İlk olarak küreselleşmeye karşı politikalar, küresel karşılıklı yararlı işbirliğini karıştırıyor. Ekonomik sorunu siyasallaştırma ve güvenlik sorununa çevirme girişimleri, küresel ekonominin işlemesini ciddi manada etkiliyor, fakirlik ve kaos kaynaklarının artmasına neden oluyor ve çatışmaların sebebi yükseliyor. İkinci olarak ise, sözde "evrensel değerler" ile diğer ülkeler ve dünya düzenini değiştirmek, "renkli devrim" kışkırtması, "diktatörlüğe karşı demokrasi" şeklindeki sahtekar açıklamaları uydurmak, dünyada "demokratik ve demokratik olmayan" olarak gruplaştırma yapmak, aslında kendini üstün tutan bir tek taraflılık yürütüyor ve ülkelerin gelişmesine koskoca belirsizlik getiriyor. Bunların yanı sıra, çalkantılar ve çatışmalara yönelik körükle ateşe gidenler, kaostan çıkarlar peşinde koşanlar da var, onların adalet ve hakkaniyet hakkında hiçbir ilkesi yok, savaş ve kaosun dışarıya yayılmasına yol açıyorlar.
Hegemonya gölgesinde kalıcı barış söz konusu olamaz. Hegemonya zihniyetiyle diğer ülkelere bakmak, grupların çatışmasını kışkırtmak, diğer ülkelerin olası tehditlerini abartmak gibi davranışlar, soğuk savaş zero-sum (sıfır toplamlı oyun) düşüncesi ve ideolojik önyargıları taşıyor. Böyle hareketler dünyanın kaosun gölgesine düşmesine neden olacak.
Kısa zaman önce Beijing'de düzenlenen 11. Beijing Xiangshan Forumu süresince katılımcılar, mevcut güvenlik tehditlerinin karmaşık olduğu ve birbirini karıştırdığı halde, Küresel Güney ülkelerin eskisi gibi el ele zorluklar ve sınamalara karşı başa çıkacağını, çözümün yeni yöntemlerini araştıracağını, dünya barışı ve refahını hızlandırmak için ortak güç birleştireceğini açıkladı. Çin, ilan ettiği Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi ve Küresek Medeniyet İnisiyatifi ile, taraflarla teori ve deneyim hakkında derin görüş teatisinde bulunup, insanlığın kalkınma ve güvenlik sorunlarına yeni çözüm düşünceleri arayışını canlandırıyor, Küresel Güney ülkelerinin BM, ŞİÖ, BRICS ve Çin-Orta Asya gibi mekanizmalarda işbirliğini güçlendirmesini hızlandırıyor. Dünyada en büyük gelişmekte olan ülke ve Küresel Güneyin doğal üyesi olan Çin, diğer gelişmekte olan ülkelerle aynı nefes ve kaderi paylaşıyor, paylaşmaya da devam edecek. Küresel Güney ülkelerinin sınamalar karşısında dayanışmaya ihtiyaç olduğu sürece katılımcılar genel olarak, Çin'in Küresel Güney ülkelerinin kapsayıcı güvenlik ve egemen kalkınma haklarını yürütmesine kararlı destek vermesi, gerçek anlamda çok taraflılığın yürütülmesi ve Küresel Güney gücünün birleştirilmesi için önemli bir örnek ve yönlendirme rolüne sahip olduğunu savunuyor.
İnsanlık yeniden tarihin kavşağına geldi. Savaş mı barış mı? Net bir seçim yapmalıyız. İşbirliği veya çatışma, açılma veya kapanma, karşılıklı yarar ve ortak kazanç veya zero-sum (sıfır toplamlı oyun) rekabet, bunlar savaş ve barışı ilgilendiren esas sorundur. Çin, diğer taraflarla ortak çaba sarf ederek, barışçıl ve huzurlu bir küresel ortamın gerçekleştirilmesi için somut katkılarda bulunacaktır.