ABD, Ortadoğu’da barış konusunda dünyayı oyalamayı bırakmalı
Yazar: Zhi Wuyan (CMG)
ABD’nin girişimiyle üç ay önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylanan 2735 numaralı karar, İsrail’e bir ateşkes anlaşmasını kabul ettirmiş gibi göstermişti. Ancak gerçekte durum farklıydı: Filistin ve İsrail arasındaki çatışmalar daha da şiddetlendiği gibi, Lübnan’da meydana gelen patlamalarda 40’tan fazla kişi hayatını kaybetti, 3 binin üzerinde kişi de yaralandı. İsrail ile Lübnan arasında bir savaş patlak vermesi an meselesi.
Çin’in BM Daimi Temsilci Yardımcısı Geng Shuang, Gazze’de acilen ateşkesin sağlanması ve insani krizin çözülmesi gerektiğini vurguladı. Ancak ABD, dünyanın diplomatik çabalara daha fazla sabır göstermesini istiyor. Oysa bu sabrın bedelini bölgedeki siviller canlarıyla ödüyor. Gazze’de çatışmaların başlamasından sonra geçen yaklaşık bir yıllık süreçte, İsrail uluslararası toplumun ateşkes çağrılarına rağmen askerî operasyonlarını durdurmadı. 41 binden fazla Filistinli sivil bu çatışmalarda hayatını kaybetti. Herkes biliyor ki, ABD’nin müdahalesi olmasaydı, BMGK çatışmalar başlar başlamaz bir ateşkes kararı alabilirdi. Ancak ABD’nin İsrail’i koruma politikası nedeniyle BMGK’ye sunulan birçok karar engellendi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, hem seçmenlerin taleplerine yanıt vermek hem de ülkesinin ulusal onurunu korumak arzusuyla 18-20 Ağustos günlerinde Ortadoğu’ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret, Gazze’deki çatışmaların başlamasından bu yana Blinken’ın Ortadoğu’ya 9’uncu ziyareti oldu. Ancak Beyaz Saray’ın İsrail’i koruma tutumunda bir değişiklik olmadığı için, Blinken’ın bu ziyareti de sonuçsuz kaldı. Blinken, Ortadoğu’ya gitmeden henüz birkaç gün önce Biden yönetimi, İsrail’e 20 milyar dolarlık askerî yardım paketini onayladı.
The Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan bir makaleye göre, son onlarca yılda askerî yardımlar, ABD-İsrail ilişkilerinin önemli bir parçası hâline geldi. Bu durum, Biden’in görev döneminde de değişmedi.
Makalede, İsrail’in Gazze’de ne kadar korkunç eylemlerde bulunursa bulunsun, uluslararası toplumdan ne kadar büyük baskı görürse görsün, ABD’den askerî yardım almaya devam edeceğinin altı çizildi.
Makalede, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Joe Biden’ın ateşkes çağrılarını asla kabul etmeyeceği, ABD’nin İsrail’e askerî yardımı kesmemesi durumunda Netanyahu’nun ABD’yi yine kontrol altına alabildiklerini düşündüğü de kaydedildi.
The Independent gazetesinde yayımlanan bir ankete göre, ABD vatandaşlarının yüzde 55’i İsrail’in Gazze’ye düzenlediği askerî operasyonları desteklemiyor. Bu da gösteriyor ki, ABD’nin İsrail’e sağladığı askerî yardımların demokrasiyle ilgisi yok; jeopolitik çıkarlar, Yahudi lobileri ve askerî-endüstriyel kompleksin menfaatleriyle bağlantısı var. Beyaz Saray’ın Ortadoğu’da barış sağlama konusundaki rolünü samimi bulmayan pek çok ABD vatandaşı, İsrail’e askerî yardımların bugün kesilmesi durumunda yarın ateşkesin sağlanabileceğini savunuyor.