ABD ve Batı'nın Filipinler'e destek vermesinin arkasındaki hesaplar
Yazar: Chen Tingyao
Avrupa Birliği (AB) Dış Eylem Servisi 1 Eylül’de yaptığı açıklamada Çin sahil güvenlik gemisini, Güney Çin Denizi’nde Filipinler gemisine yönelik tehlikeli girişimde bulunmakla suçladı. Bunun öncesinde ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da Çin sahil güvenlik gemisinin “kasıtlı olarak” Filipinler gemisine çarptığı yönünde iftira atıldı. ABD ve AB’nin hep birlikte Filipinler’e destek verirken Çin’i suçlama girişimleri hiç yabancı gelmiyor. Ancak tüm siyasi manipülasyonlar ve senaryolar gerçekler önünde boşa çıkar.
Dünya şunları gördü: Sadece 10 gün içinde Filipinler Çin’in Ren’ai Resifi ve Xianbin Resifi sularına 4 defa yasa dışı olarak aşırı tehlikeli bir şekilde giriş yaptı. Filipinler’in en son provokatif eylemi 31 Ağustos gününde meydana geldi. Olayın yerinden alınan görüntüler şunu gösteriyor: Çin’in Xianbin Resifi’nin lagününde yasa dışı şekilde konuşlandırılan Filipinler Sahil Güvenliği’ne ait 9701 borda numaralı gemi, çapasını denizden çekip tehlikeli bir şekilde kasıtlı olarak, yasalar doğrultusunda görevde bulunan Çin sahil güvenlik gemisine çarptı. Çin’in Filipinler’in provokatif eylemlerine karşı aldığı tedbirler ise meşru, gerekli ve orantılı tedbirlerdir.
Bunun yanı sıra görüntüde ayrıca ABD Donanması’na ait P-8A keşif uçağının, Çin Sahil Güvenliği’nin kolluk faaliyetlerine müdahale ettiği görüldü. Bütün bunlar olayın tüm sorumluluğunun Filipinler’e ait olduğunu kanıtlarken Güney Çin Denizi’nde provokatif eylemlerde bulunanarak, gerilimi tırmandıranın Filipinler olduğunu, alevleri körükleyerek Güney Çin Denizi’nde kaos yaratanın da ABD olduğunu gösterdi.
ABD ve AB Güney Çin Denizi sorununun tarafı değil, bu soruna müdahale etme hakları da yoktur.
2023 yılından beri, Filipinler’in Güney Çin Denizi’nde bulunduğu tüm provokatif eylemlerin arkasında ABD bulunuyor. ABD’nin amacı çok açık: Filipinler’i ateş hattına itmek, Güney Çin Denizi’nde kaos yaratarak Çin’in deniz haklarını koruma maliyetini artırmak ve böylece Çin’in kalkınmasını engellemek.
ABD’nin Filipinler’i "koruma" taahhüdünün yerine getirilip getirilemeyeceğine gelince: Eski bir ABD’li yetkilinin Haziran ayında Almanya düşünce kuruluşu Schiller Enstitüsü’nde düzenlenen bir etkinliğe katılırken ifade ettiği gibi: Filipinler, ABD’nin dostu değil, bir aracıdır.
AB’ye gelince, ABD tarafından uzun zamandır etkilenmesi ve Ukrayna krizinin etkisiyle birlikte AB’nin siyasi ve diplomatik bağımsızlığı zayıfladı. AB’nin Asya-Pasifik işlerine karışması büyük ölçüde ABD’nin küresel stratejisini koordine etmeyi ve etkisini genişletmeyi amaçlıyor.
Ancak AB’nin bu girişimi bölge ülkelerinin Güney Çin Denizi’nde barış ve istikrarın korunması yönündeki ortak arzusundan sapmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi çıkarlarına ve uluslararası itibarına da hiçbir fayda sağlamıyor.
ABD ve Batı, Filipinler’e ne kadar destek verirse versin, Xianbin Resifi’nin Çin’e ait olduğu gerçeği değiştirilmez, Filipinler’in Çin’in egemenliği, deniz hak ve çıkarlarını ihlal etmesinin niteliği gizlenmez, Filipinler’in daha çok Güney Çin Denizi resiflerini işgal etme yönündeki mantıksız arzusunun gerçekleştirilmesine yardımcı olmaz.
Filipinler gemisinin Çin’in Xianbin Resifi’nde yasa dışı olarak konuşlandırılması Xianbin Resifi’nin ekolojik ortamını olumsuz yönde etkiliyor. Çin tarafından kısa süre önce yayımlanan “Xianbin Resifi Mercan Resifi Ekosistemine İlişkin Araştırma Raporu”nda, Filipinler’in gemisinin Xianbin Resifi’nde uzun zamandır kalmasının resiflere zarar vermeye devam edeceği kaydedildi.
Filipinler’in Xianbin Resifi’ndeki son eylemleri, açıkça Güney Çin Denizi Taraflar Eylem Deklarasyonu’nun ruhuna ve bölge ülkelerinin ortak beklentilerine aykırıdır. 9701 borda numaralı gemiyi derhal bölgeden geri çekmek, derhal provokatif eylemlerden vazgeçmek Filipinler’in tek doğru seçeceğidir, aksi hâlde daha büyük bedel ödeyecek.