"İşbirliği karşılıklı yarar getirir, mücadele karşılıklı kayıp ve zarar demektir”
Yi Mu
Çinli şirket BYD'nin Türkiye'de yatırım yaparak bir fabrika kuracağı haberi bu sabah arkadaşlarım arasında çok paylaşıldı. İki tarafın imzaladığı anlaşmaya göre BYD, yılda 150 bin araç üretecek bir fabrika ve Ar-Ge merkezi kurmak için yaklaşık 1 milyar dolar yatırım yapacak. Fabrika 2026 yılının sonunda faaliyete geçecek ve 5 bine kadar iş yaratılacak. Neredeyse aynı zamanda Türkiye, geçen cuma günü Avrupa'nın ayak izlerini “takip etmekten" vazgeçerek, yatırım teşvik politikası kapsamında otomobil ithalatına ek vergiler getirmeyeceğini açıkladı.
Çin ve Türkiye arasındaki işbirliği şüphesiz “1+1>2" kazan-kazan etkisi yaratacaktır. Türkiye için otomotiv endüstrisi şu anda ülke ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır. 2023 yılında Türkiye'nin otomobil ve yedek parça ihracatı 35 milyar 700 milyon doları buldu ve ülke ihracatında ilk sırada yer aldı. BYD'nin bir fabrika inşaatına yatırım yapacağı haberi Türk otomobil endüstrisine bir doping enjekte edecek ve Türk otomobil ihracatını daha da hızlandıracaktır. Aynı zamanda BYD'nin Türkiye'ye gelmesi, Türkiye'nin yeni enerji araç endüstrisinin gelişimine hız verecek. Türk hükümeti, yeni enerji araçlarının yaygınlaşmasını teşvik etmek için satın alma vergilerinden muaf tutma ve araba satın alma sübvansiyonları sağlama gibi bir dizi tercihli politika uygulamaktadır. Türkiye enerji piyasası düzenleyicisi, Türkiye'de 2025 yılına kadar elektrikli araç sayısının yaklaşık 180 bin artmasını bekliyor. Ayrıca, BYD'nin gelişi Türkiye'ye birçok iş imkanı da sağlayacaktır.
BYD için, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan gümrük birliği anlaşması, Türkiye'de üretilen otomobillerin ek vergiler olmaksızın Avrupa Birliği'ne ihraç edilmesini sağlıyor. BYD'nin Türkiye'de fabrika yatırımları, Avrupa Birliği'ne erişimini artıracak ve Avrupa pazarını daha fazla keşfetmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, AB pazarını yaymasının yanı sıra Türkiye'nin kendi otomotiv pazarı da büyük bir potansiyele sahiptir. Türkiye 85 milyondan fazla nüfusa sahip ve son dönemde Türkiye'nin otomobil satışlarının yüzde 7,5'ini elektrikli araçlar oluşturuyor. 2024 yılının ilk dört ayında Türkiye'de elektrikli araç satışları 20 bin adedi aştı. İlgili kurumlar, Türkiye'nin elektrikli araç satışlarının 2030 yılına kadar yüzde 30'un üzerinde olacağını öngörüyor.
Çin ile Türkiye arasındaki işbirliği bir kez daha AB'ye şunları anlatıyor: "İşbirliği karşılıklı yarar ve kazan-kazan getirir, mücadele ise karşılıklı kayıp ve zarar demektir.” Avrupa Birliği dönem başkanlığını yürüten Macaristan Ekonomi Bakanı Marton Nagy, serbest rekabetin ve küreselleşmenin ekonomik kalkınmaya elverişli olduğunu söyledi. Nagy’a göre, ülkeler arasındaki her türlü ticaret savaşı, ekonomik kalkınmaya büyük bir yük getirecektir. Bir taraf ek vergi uygulamaya başlarsa, diğer tarafın karşı önlem alması çok doğal ve normal bir tepkidir. Bu, hiçbir yarar getirmeyecektir. AB'nin, Çin-Türkiye işbirliği örneğinden ders çıkararak, elektrikli araçlar alanındaki göreceli geri kalmışlığını fark etmesi ve ek vergilerin uygulanmasının kötü bir yöntem olduğunu görmesi bekleniyor. Aksi taktirde bu, Avrupa ekonomisinin rekabet gücünü korumaz, aynı zamanda Avrupalı tüketicilerin çıkarlarına zarar verir, Avrupa-Çin otomobil endüstrisi zincirinin işbirliğini zedeler ve AB'nin yeşil ve düşük karbonlu dönüşümünü geciktirir.