BM'nin Çin'in insan haklarını koruma çabalarına alkışının nedeni
Cenevre’de önceki gün düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin 56’ncı Oturumu’nda, Çin’in katılımıyla sunulan 4. insan hakları periyodik inceleme raporu onaylandı. Çok sayıda ülkenin temsilcisi, oturumda alkışlarla Çin heyetini kutladı.
Ocak ayında gerçekleştirilen 4. Evrensel Periyodik İnceleme’de (EPI) 120’den fazla ülke de Çin’in insanların ilerletilmesi ve korunması yönünde gösterdiği çabalardan övgüyle söz etmişti.
Evrensel Periyodik İnceleme, dünya ülkelerinin BM çerçevesinde insan hakları konusunda eşitlik ve içtenlik içinde iletişim, yapıcı diyalog ve işbirliği gerçekleştirmesi için önemli bir platform olma özelliğini taşıyor.
Çin, daha önce 2009, 2013 ve 2018’deki ilk üç incelemeye katılmıştı. 3’üncü incelemeden bu yana Çin, insan haklarının korunmasını daha da geliştirmek amacıyla bir dizi yasa çıkardı veya mevcut yasaları revize etti, 4’üncü incelemedeki çoğu öneriyi kabul ederek 30 yeni önlem alma kararını açıkladı.
Yıllar boyuncu Çin, hayatta kalma ve gelişme hakkının başını çektiği temel insan haklarında ısrar ederek, “hayatta kalmanın insan haklarından yararlanmanın temeli olduğu ve insanların mutlu yaşamının en büyük insan hakkı olduğu” fikrini öne sürdü. Mutlak yoksulluk sorununa çözüm getirilmesinden, orta hâlli refah toplumun kapsamlı bir şekilde inşa edilmesine ve dünyadaki en büyük ölçekli eğitim, sosyal güvence ve sağlık sistemleri ile 5G ağlarının kurulmasına kadar, Çin’in insan hakları koruma alanındaki başarıları açıkça ortada.
Suriye’nin Cenevre’deki Daimi Misyon Temsilcisi Haydar Ali Ahmed, şu ifadeleri kullandı: ‘‘Çin, insan haklarının korunması alanında olağanüstü başarılara imza attı. Çin’de insan merkezli politikalarla kalıcı ve verimli sonuçlar alındı.”
“İnsan hakları bazı insanların ayrıcalığı değil, herkesin eşit şekilde yararlandığı haklardır” ifadesi, özellikle birçok etnik grubun yaşadığı Çin için dikkat çekiyor. Etnik azınlıklar dini inanç özgürlüğüne sahip oldukları gibi, kendi dillerini kullanma ve geliştirme hakkına sahipler. Tibet Özerk Bölgesi’nin Shigatsa kentinde yer alan Sakya Tapınağı’nda bazı değerli eski Tibetçe kitaplar dijital olarak korunup kullanılıyor.
Bununla birlikte gittikçe daha fazla sayıda yabancı, Çin’i tanımak için ülkeye geliyor ve artık Batı’nın “insan hakları söylemleri”nin etkisinden çıkıyor. Son dönemde Çin’in vize muafiyeti politikası uyguladığı ülkelerin sayısının artması ve yabancıların Çin’e girişini kolaylaştırıcı önlemler alınması sonrası sosyal medyada Çin’i seyahat etme konusu da popüler oldu.
İşte bu arka planda, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 56’ncı Oturumu’nda Çin’e yönelik alkışlar, Batılı ülkelerin uzun zamandır Çin’in insan haklarına yönelik karalamalarına karşı güçlü bir yanıt.
Bunun dışında, Çin’in uluslararası insan hakları davasına katkısı da geniş bir şekilde kabul görüyor.
İster güvenlik yoluyla insan haklarının korunması çağrısı, kalkınma yoluyla insan haklarını güçlendirme ve işbirliğiyle insan haklarını ilerletme, ister insanlığın kader birliğinin tesisi için bir dizi inisiyatifin ortaya koyulması, isterse insan hakları meselesi bahanesiyle diğer ülkelerin iç işlerine karışmaya ortaklaşa karşı çıkma çağrısı olsun, bunların hepsi Çin’in küresel insan hakları yönetişimine sağladığı katkılardır.
BM İnsan Hakları Konseyi, Çin'in sunduğu "Kalkınmanın Tüm İnsan Haklarına Kavuşulmasına Katkısı" konulu kararları defalarca kabul etti.
Bu süreçte Kuşak ve Yol’un ortak inşası, kalkınma yoluyla insan haklarını geliştirmeye bir örnek teşkil etti. Kuşak ve Yol inisiyatifinin ortaya koyulmasından bu yana dünya çapında yaklaşık 40 milyon kişinin yoksulluktan kurtulmasına katkı sağlandı.
Günümüzde Çin tarzı modernizasyonun inşası ülkede güçlü bir şekilde ilerletiliyor. Bu girişim, Çin ve dünya halklarına somut yararlar getirmekle kalmayıp, insan haklarının gelişme modelini de zenginleştiriyor.
Çin, farklı ülkelerle birlikte küresel insan hakları davasının ilerletilmesi için çaba harcamayı sürdürecek.