Japonya'nın otomotiv sektöründe güvenlik testi hileleri ortaya çıktı

2024-06-07 11:38:58

Japon televizyon kanallarında dün şöyle bir haber yayınladı: Ciddi yüz ifadeleri olan birkaç hükümet personeli, Suzuki firmasının merkezine girip bu büyük Japon firmasına soruşturma başlattı. Birkaç gün önce Suzuki dahil olmak üzere beş ünlü Japon otomobil markasının ürettikleri araçlarda hileli güvenlik testi yaptığı yönündeki haber, toplumda büyük tepki uyandırdı. Japonya Kabine Sekreteri Yoshimasa Hayashi yaptığı açıklamada, bu olayın Japon otomobil sektörünün sertifika sistemini kökten sarstığını ve Japon otomobil markalarına olan güveni de zedelediğini belirtti.

Güvenlik skandalları bitmiyor

Bu skandalların başlangıcı, geçen yılın nisan ayında ortaya çıkan gizemli bir mektupla başladı. Japon otomotiv üreticisi Toyota firmasının bünyesinde faaliyet gösteren Daihatsu’ndan bir kişi, Japonya Ulaştırma Bakanlığı’na bir mektup gönderdi. Mektupta, Daihatsu’nun ürettiği araçlarda yandan çarpışma güvenliği testlerine hile karıştırıldığı ifade edildi. Geçen aralık ayında Japon hükümeti tarafından yayınlanan soruşturma sonucu, bu skandalı doğruladı. Hükümet, Daihatsu’nun benzer hile olaylarının 1980'li yılların sonuna kadar uzandığını açıkladı. Yani, Daihatsu’nun skandal tarihi 30 yıl öncesine dayanıyor ve bu süre zarfında benzer hileleri sürdürmüş.

Bu yılın mayıs ayının sonunda Japonya Ulaştırma Bakanlığı’nın soruşturma raporuna göre, Daihatsu olayı, Japon otomotiv firmalarının skandalları için sadece buzdağının görünen bir ucu. Skandallar, Toyota, Honda, Mazda, Yamaha ve Suzuki dahil olmak üzere Japonya’nın otomotiv sektörünün beş devinin 38 modelini kapsadı. Bu modellerden 6’sının satışı hala devam ediyor. Sertifika sorunlarından 5 milyondan fazla araç etkilendi. Hile yapılan alanlar arasında yolcuların can güvenliği, çarpışma, hava yastığı, gürültü ve emisyon kontrolü gibi sorunlar yer aldı.

Hile olayları ortaya çıktıktan sonra ilgili firmalar ekranlara çıkarak özür diledi. Ancak, birçok Japon vatandaşı, bu skandal olaylarının sürekli ortaya çıkması nedeniyle özür dilemenin piyasanın Japon markalarına olan güvenini yeniden kazandırmak için yeterli olmadığını düşünüyor.

"Japon Malı" kaygısı 

Japon malı, zanaatkarlığıyla dünyaya ismini duyuruyor. Ancak, son dönemde sürekli ortaya çıkan skandallar, Japon malının cazibesini yitirmesine yol açıyor. Bu olayların arkasında çeşitli sebepler yatıyor.

Son yıllarda Japonya’nın imalat sektörü gözle görülür başarılar kazandı. Ancak, bu da bazı firmaların kriz bilincini unutup mevcut başarıda kalarak gerekli inovasyon ve reform konusunda istekli olmamalarına neden oldu. Bu durum, Japon firmalarının yeni teknoloji ve yeni piyasalar karşısında hızlı bir tepki gösterememesi ve hızla değişen piyasa ortamına zamanında uyum sağlayamaması sonucunu doğurdu.

Bunun yanı sıra, Japon firmalarında iç yönetim sistemlerinde katılık ve yetersizlik sorunları yaşanıyor. Japonya’nın denetim birimlerinde ise yönetmelik, denetim ve cezalandırma mekanizmalarının düzenlenmesinde boşluk bulunduğu için bazı firmalar, teftişten ve cezadan kolayca kaçınabiliyor. Bu da hile bedelini azaltıyor.

Yetkin personelin yetersizliği de Japon firmalarının çektiği sıkıntılardan biri. Örneğin, Mitsubishi Electric firmasının ürünleriyle ilgili verilerin manipülatif ve sahte olduğu ortaya çıkarıldı. Olaya neden olan sebeplerden biri, yeterli yetkin personele sahip olmaması nedeniyle firmanın, sahte veriler uydurarak üretim baskısını azaltmaya çalışmasıydı.

Skandal olaylarından dolayı, ilgili otomotiv firmalarının bazı araç modellerinin satışı durduruldu. Araba firmalarının yanı sıra, ilgili tedarik zincirindeki işletmeler büyük mali kayıplarla karşı karşıya kaldı. Bu da gelecek dönemde Japonya’nın Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın büyümesini olumsuz etkileyebilir.

Skandallar, “Japon malı”na olan güvenin kaybolmasına yol açıyor. Japon hükümeti ve firmalarının, bu olaylardan ders alarak kapsamlı bir reform yapmaları gerekiyor. New York Times gazetesinde yer alan makalede yazıldığı gibi, “Japon halkı ve dünyanın dört bir yanındaki müşteriler, sorunun kökten çözülmesini ve araçların daha güvenli hale gelmesini bekliyor.