Herkesin kalbinde bir "Altay" var
Çin’de son zamanlarda en çok izlenen TV dizilerinden “Benim Altayım” (İngilizce: To The Wonder), Xinjiang Uygur Özerk Bölgeisi’nin kuzeyindeki yer alan ve nefes kesen manzaraların yanı sıra, bölgedeki Kazakların sade ve iç açıcı yaşantılarıyla ilgi çeken Altay İli’ni moda bir turizm destinasyonu haline getirdi.
Cannes Uluslararası Tv Dizisi Festivali’nin ana yarışma bölümüne aday gösterilen ilk uzun metrajlı Çince TV dizi özelliğini taşıyan bu yapım, 7 Mayıs'tan itibaren Çin Medya Grubu’na bağlı CCTV’nin altın saatinde yayınlanmaya başladı ve büyük ilgi topladı.
Genç Çinli yazar Li Juan’ın aynı isimli romanından uyarlanan TV dizisinde yazar olma yolculuğunda hayalkırıklığına uğradıktan sonra büyük şehirden memleketine dönüp annesiyle birlikte yaşama hikayesi anlatılıyor. Yerli Kazaklarla arkadaş olan Li, gün geçtikçe memleketinin güzelliğini ve yaşamın anlamını kavramaya başlıyor.
2 bin kilometre uzunluğundaki Altay dağları, Çin’in kuzeybatısında Kazakistan, Moğolistan ve Rusya’yla komşu olan yerlerde bulunuyor. Buradaki karla kaplı dağlar, dağların eteğindeki yoğun ormanlar, meralar, akan nehirler ve güzel göller, eskiden beri Çin’in kuzeyindeki göçebelerin yaşamasına elverişli koşullar sağlamaktadır.
Altın dağları anlamına gelen Altay Dağları zengin kültürel miraslara sahiptir. Çinli Arkeolog Wang Binghua, liderliğindeki bir arkeolojik ekiple 1960'lı yıllarda Altay bölgesinde kaya resimleri, taş mezarları ve otlaktaki taş figürler gibi çok sayıda antik kültürel kalıntıları açığa getirdi.
Arkeologlar, kaya mağaralarında insan, hayvan ve sembol figürlerinin yanı sıra, görkemli av sahnelerini gösteren resimlerin Paleolitik Çağ'dan kalma değerli tarihi kalıntılar olduğuna inanmaktadırlar. Kaya resimleri, bu topraklardaki birçok kabilenin iniş ve çıkışlarını yansıtırken, Orta Asya'nın antik tarihinin yanı sıra, Doğu ile Batı arasındaki kültürel iletişimin araştırılması için de önemli katkılar sağladı.
“Benim Altayım” adlı TV dizisinden görüntülerde Altay’a özgün tarih ve gelenek, genişlik ve sükunet , belirgin bir şekilde göz önüne serilir.
Mevsimlik göç, buradaki çobanlara özgün bir kültürdür. Altay bölgesinde dört mevsime ait meralar hâlâ eskide olduğu gibi kalıyor. Her sene yaklaşık 7 milyon hayvan mevsimlik göçe katılır. Ancak günümüzdeki mevsimlik göçte otomobil ve tren gibi ulaştırma araçları yaygın olarak kullanılıyor.
TV dizisinde antik göçebe yöntemi ile modern yaşantı arasındaki diyalog, çatışma ve kaynaşma da yansıtıldı. Yaşlı çobanlar çocukların meralarda çalışmasını ve geleneklerine bağlı kalmalarını arzularken, gençler dağlardan çıkıp modern şehirlerde çalışmayı temmeni ederler. Bu tür hikayelere Xinjiang’daki mera alanlarında sıklıkla rastlanır.
İster memleketinde kalıyor, ister geleneği sürdürmek için memleketine dönüyor, isterse modern yaşama adapte olmak için şehre gidiyor… Burada bireylerin seçimine saygı duyuluyor.
Altay’ın da aralarında bulunduğu Xinjiang’ın çeşitli yerlerinde, farklı etnik gruplardan insanlar bir arada huzur içinde yaşıyorlar.
Tıpkı TV dizisinde gösterildiği gibi, kültür farklılıklarına rağmen, insanlar, eşitlik ve diğer kültürlere saygı duyma yaklaşımıyla Xinjiang’ın dışa açık ve kapsayıcı özelliğini sürdürüyor.
Altay'ın güzelliği kadar dokunaklı olan bir diğer şey ise yerel Kazak etnik grubundan insanların sıcakkanlılığıdır. “Benim Altayım” yönetmeni Teng Congcong, gazetecilere verdiği röportajda, şu ifadeleri kullandı: “Kazaklar çok misafirperverdir, biriyle tanıştığınızda, aileleri ve dostlarını size de tanıştıracaklar.”
Sebep ne olursa olsun,TV dizisi Altay’ı gençler arasında en popüler turizm destinasyonu haline getirdi.
Seyahat portalı Qunar’da yer alan verilere göre, dizinin yayınlanmasından 20 Mayıs’a kadar, Altay’a uçak bileti rezervasyonları, bir önceki ayın aynı dönemine oranla yüzde 20 arttı, platformdaki otel rezervasyonları ise önceki ayın iki katına çıktı.
Seyahat portalı Tuniu’den bir yetkili, gazetecilere verdiği röportajda, Altay’da seyahat için en uygun mevsimin genel olarak Ağustos’tan Ekim’e kadar sürdüğünü, TV dizisinin sayesinde yoğunluğun Haziran’da başlayacağını söyledi.
Son yıllarda Altay’daki yerel yönetimler, bölgedeki ulaşım ve konaklama koşullarının iyileştirilmesi için elinden gelen tüm çabayı sarfederken, yerli turizmciler ise hizmetlerini optimize ederek TV dizisinin çekildiği yerle ilgili seyahat planlarını oluşturmaya çalışıyorlar.
Altay, uzun süredir her mevsime ait güzellikleriyle gezginlerin gözdesidir ve kışın da kayak severlerin “cenneti” olarak bilinir. Ancak gidilebilen direk uçuşlar azdır ve konaklama maliyeti de nispeten yüksektir.
Şüphesiz ki TV dizisinin popülaritesi, Altay’ın internette viral olmasına neden oldu, bölgedeki turizmi de canlandırdı. Ancak elde edilen bu popülaritenin devamlı olması ve turizm kazanımlarına dönüştürülmesi için, bölgedeki altyapı tesisleri ve hizmet seviyesinin daha da iyileştirilmesi bekleniyor.