ABD’nin özgüveni neden kayboldu?
Yazar: Yun Yang
Son günlerde ABD başkanı Joe Biden, Çin’de üretilen elektrikli otomobil gibi ürünler üzerinde gümrük vergisini artıracağını açıkladı. Çok sayıda Amerikan hükümetinin üst düzeyli yetkilileri ve milletvekilleri gibi isimler, Çin’de üretilen elektrikli otomobillerin “endüstriyel gücü fazlası” ve “Amerika’nın ulusal güvenliğini tehdit ediyor” gibi ifadeleri ileri sürdü. Onların açıklamaları korkunç ve tedirgin edici gibi geliyor. Ama gerçekten böyle midir?
Çin’in otomotiv sektörü geçtiğimiz onlarca yıllar içinde, ortak sermayeli işletmelerden ve diğer markalar için araçları üretmekten kendi araştırmaya ve geliştirmeye kadar başarılı bir model transferini gerçekleştirerek, yenilenebilir enerji sektörünün gelişmesiyle birlikte bu dünyada en büyük yenilenebilir enerjili otomotiv sektörünü geliştirebildi. Çin’in elektrikli otomobil sektörünün avantajları. kendi ülkesindeki mega piyasadan ve kapsamlı endüstriyel sistemden, zengin insan kaynaklarından ve büyük ar-ge yatırımından kaynaklanıyor. Hiçbir sözde “adilsiz rekabet” yok, hiçbir sözde “sübvansiyon” yok. Ama Amerika 2022 yılında özel bir yasayı çıkararak kendi ülkesinde üretilen elektrikli otomobiller için 7500 $’a kadar vergi muafiyetini tanıyor.
Çin’de üretilen elektrikli otomobillerin sadece %12’si ihraç ediliyor. Bu miktar küresel satışların yüzde sekizini kapsıyor. Fakat aynı zamanda Almanya’da üretilen otomobillerin %80’i, Japonya’da üretilen otomobillerin %50’si ve ABD’de üretilen otomobillerin %25’i ihraç ediliyor. Bloomberg’in analizlerine göre, Çin’de elektrikli otomobil ihracatçıların çoğu, uluslararası camiada tanınan normal bir endüstri üretim verimlilik seviyesinden çok daha düşük bir seviyeye sahiptir. Çin’in elektrikli otomobillerin ihracatı genel üretimindeki payı, Almanya Japonya ve Kore gibi ülkelerden çok daha düşük bir seviyede. Fiyatı da piyasa kurallarına uygun, hiçbir dumping sorunu yok.
Çin’de üretilen elektrikli otomobillerin “üretim gücü fazlası” teorisini inisiyatif eden ülke, modern ekonomi bilim dalının kaynağı olarak algılanıyor. Bu ülkenin hükümeti, “endüstriyel üretim gücü fazlası” teorisinin ekonominin gerçeklerinden ve endüstriyel gelişmesinden saptandığını bilmesine rağmen, hâlâ Çin’e böyle bir itham atıyor. Fakat Haziran 2019’da Joe Biden, Donald Trump’ın Çin ürünlerine gümrük vergisini artırma hamlesini eleştirerek, “Trump en basit olanı bile bilmiyor, ona göre gümrük vergisini Çin ödüyor, fakat herhangi bir ekonomi okuyan birinci sınıf öğrenci bile bu gümrük vergisini ABD halkı ödediğini söyleyebilir” demişti. Zaman geçince Joe Biden kendi açıklamalarını unutarak, Trump’ın Çin’e yaptırım yoluna devam etti.
Dünya Ticaret Örgütü net bir şekilde ABD’nin 301 gümrük vergisinin örgütün kurallarına aykırı olduğunu ve uluslararası kanunu ihlal ettiğini açıkladı. ABD tarafının bu davranışı, hem diğer ülkelere hem de kendine zarar getiriyor, ve açık bir şekilde ithalat ürünlerin maliyetini yükseltiyor, ve ABD’li şirketleri ve tüketicileri daha fazla zararlara uğratacak. Dünya Ticaret Örgütü’nün kurucu ülkesi olan ABD, iyi bir örnek olmamakla kalmayıp, kurallara aykırı olarak davranmaya başladı. Amerika’nın yaptıkları, onun hep ısrar ettiği “adil rekabet”i yansıtamaz, ve uluslararası camia tarafından da güvenilirliğini yitiriyor. Kısa zaman önce Çin‘i ziyaret eden Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tek taraflı yaptırımların insan haklarına olumsuz etkilemesine ilişkin özel rapotörü Alena Douhan, Çin’e ve Çin şirketlerine veya isimlerine karşı olarak uygulanan tek taraflı yaptırımların uluslararası kanunlara uygun olmadığını açıkladığı ve BMGK‘nın yetkilendirmediği ve Çin’e uygulanan tek taraflı yaptırımların kaldırılmasını talep etti.
Aslında Çin’den ABD’ye ihraç edilen elektrikli otomobillerin sayısı sadece 13.000’dir. Bu sayı, Çin’in bütün ihracatının sadece %0,82’sini kapsıyor. Eğer bu da ABD’ye zarar getiriyorsa o zaman ABD çok kırılgandır. Amerika tarafının yaptıkları esas olarak, çok taraflılık sürecinde özgüveninin az olmasından kaynaklanıyor. “Ben iyi geçinmiyorsam diğerleri de iyi geçmesine izin vermeyecegim”. Çin’in yüksek kaliteli kalkınmasını kısıtlamaya çalışıyor, Çin’in meşru kalkınma haklarını sabotaj etmeye çalışıyor. Çin’e baskı yaratmak, ABD’nin güçlülüğünü gösteremez, tam aksine ABD’nin özgüvenini kaybettiğini gösteriyor. Bu, ABD’nin kendi sorunlarını çözemez, fakat uluslararası üretim ve tedarik zincirinin normal işletmesini sabotaj edecek; Çin’in kalkınmasını engelleyemez fakat 1,4 milyar Çin halkının çalışmasına daha da yol açacak.
Çin’in yenilenebilir enerji sektörüne çift standart uygulanmamalı. Aynı yenilenebilir enerji sektörü için, kendini iklim değişikliği ile mücadele örneğini olarak övünürken, “endüstriyel üretim fazlası” bahanesiyle Çin’in çabalarını ihmal edemez. Aynı avantaja sahip ürünler için, kendi ürünlerini “serbest ticaret” ile ifade ederken, Çin’in ürünlerini dünya piyasasına darbe vurmakla suçlayamaz. Diğerlerinin ilerleyişini engellemekle kendini daha hızlı yapamaz. Çift standart esas olarak ekonomi ve ticaret sorununu siyasallaştırmaktır, ekonomi kurallarına ve küreselleşmeyi aykırıdır, dünya ekonomisinin risklerini artıracak ve küresel refahın ve istikrarın gerçekleştirilmesine yardımcı olmayacaktır.
Çin’in elektrikli otomobil, küresel ekonominin yeşil gelişmesi için katkıda bulunuyor. Çin dışa açılma politikasını yürütmeye kararlılıkla devam edecek, diğer taraflarla beraber adli rekabet ile uluslararası endüstrinin iyi yönde gelişmesini hızlandırmaya hazır, açık iş birliği yöntemiyle küresel üretim gücünü ve ekonomik verimliliğini yükseltmeyi arzu ediyor ve küresel endüstri zinciri ve tedarik zincirinin güvenliğini ve istikrarını korumaya çalışacaktır.