Kaosun hakim olduğu bir dünyada güvenlik nasıl sağlanacak?
13 Nisan’da İran ilk kez kendi topraklarından İsrail’e askeri operasyon düzenledi. Peki İran bu saldırıyı neden yaptı? Çünkü İsrail geçtiğimiz haftalarda İran’ın Suriye’deki konsolosluk binasını bombalamış ve bu saldırıda İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nde üst düzey komutan olan Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi hayatını kaybetmişti.İşte bu nedenle İran yeri ve zamanı geldiğinde uygun bir cevabın verileceğini açıklamıştı. 13 Nisan’ da IHA’lar bu nedenle havalandı. Aslında İsrail ve İran uzun yıllardır bölgede tansiyonun hep hiper seviyede kalmasına neden oluyorlar. Bu son gelişmeler Filistin-İsrail çatışmasının meydana gelmesinden bu yana geçen 6 ay içinde ateşkes görüşmelerinde her hangi bir ilerleme kaydedilmediği bir dönemde gerçekleşti. Orta Doğu’nun iki büyük ülkesi İsrail ve İran artık sıcak bir savaşın içine girmiş gibi görünüyorlar. dolayısıyla Orta Doğu’daki güvenlik durumunun daha büyük riskle karşı karşıya olduğu da apaçık ortada.
Türkiye Anadolu Haber Ajansı’nın eski Beijing muhabiri Kamil Erdoğdu yazdığı makalede, “Küresel barış ve huzuru korumak için atılan gerçek anlamda adımlara odaklanmalı. Dünya ülkeleri, mutlaka harekete geçmeli, özellikle büyük ülkeler örnek oluşturmalı, büyük devletler sorumluluğu üstlenmeli. ” dedi.
Peki Orta Doğu’daki mevcut duruma karşı dünya ülkeleri ne yapıyor? Öncelikle Çin’e bakalım: 14 Nisan’da BM Güvenlik Konseyi acilen toplandı. Çin temsilcisi yaptığı konuşmada, Orta Doğu sorununun çekirdeğinin Gazze’deki çatışmalardan kaynaklandığına işaret ederek, şu an yapılması gerekenlerin BM Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararı uygulamak, Gazze’de ateşkesi derhal gerçekleştirmek olduğuna vurgu yaptı. Çin temsilcisi, sorunun temel çözüm yolunun “iki devletli planı”nı devreye sokmak olduğunu Filistin-İsrail çatışmasının bu kısır döngüden ancak bu çözümle çıkabileceğini kaydetti. Bunun ardından telefon diplomasisi devreye girdi ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İran Dışişleri Bakanı ile telefonda görüştü.Çin’in Orta Doğu Sorunu Özel Elçisi Zhai Jun da İsrail’in Çin’deki büyükelçiyle görüştü. Çin tarafı, uluslararası hukuğu ihlal eden eylemlere karşı çıktıklarına işaret ederek, İran’ı temkinli olmaya, İsrail’i ise soğukkanlı olmaya çağırdı. Aynı zaman da Çin, Hamas’ın rehinelerini serbest bırakması çağrısında da bulundu.
İran’lı eski diplomat Ali Rıza Rezai’nin yazdığı “Çin’in Küresel Güvenlik İnisiyatifi Orta Doğu ülkelerine kendilerini güvende hissettirdi ” adlı makalede, tüm dünya ülkelerinin gerilimi yumuşatması için Çin’in daha büyük rol oynamasını temmeni ettiklerini, çünkü Çin’in Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin bölge ülkelerinin kendilerini güvende hissetmelerini sağladığını kaydetti. Çin’in Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin batının yayılmacılığının Orta Doğu’daki duruma karışmasını sonlandırabilecek güce sahip olduğuna değindi.
Rezai’nin bahsettiği güvenlik duygusu, bölge ülkelerinin Çin’in Küresel Güvenlik İnisiyatifi’ne olan güveninden kaynaklanıyor. Çin’in geçen yıl Suudi Arabistan ve İran arasında diplomatik uzlaşma için yaptıklarını da düşünürsek bu güvenin ne kadar yerinde olduğu anlaşılır.
Nitekim, Çin’in 2014 yılında Ortak, kapsamlı, işbirliği ve sürdürülebilir ilkelere dayalı güvenlik zihniyetini ortaya koymasından, 21 Nisan 2022 tarihinde resmen Küresel Güvenlik İnisiyatifi’ni ortaya koymasına kadar geçen sürede, Çin tarafı her zaman dialog yolunu seçti. Çin, bu inisiyatifinin uygulanmasında jeopolitik çıkarlarını, askeri gücünün üstünlüğüyle dayatmacı bir biçimde göstermedi. Aksine tüm tarafların bağımsızlığı ve egemenliğini önemsedi ve bir şekilde kendi gelişim yolunu bulmalarını destekledi. Anlaşmazlıkları diyalog yoluyla çözmekten yana oldu.
Türkiye’de yayın yapan Cumhuriyet gazetesinin köşe yazarı Mehmet Ali Güler yazdığı makalede, Çin’in ortaya koyduğu Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin dünya ülkelerinin büyük bir bölümünden destek gördüğünü, dünya barışına ve gelişmesine önemli katkı sağladığını kaydetti.
Nijerya’da yayın yapan Leadership gazetesinin Hausa versiyonu direktörü Abdulrazaq Yahuza’da gazetesinde bu konuyla ilgili bir makale yazdı. Yazıda, Küresel Güvenlik İnisiyatifi’nin 100’den fazla ülke ve uluslararası örgütten destek aldığına işaret etti ve bu inisiyatifin bir çok ikili ilişkilerde referans alındığını bunun Çin’in küresel kalıcı huzur ve barışı korumak için harcadığı çabaları yansıttığını belirtti. Dayanışma ve işbirliğiyle ortak güvenliği sağlama yolunu seçen ve öneren Çin’in küresel güvenlik anlayışının önemini hatırlattı. Yahuza, Çin’in küresel güvenliği korumak için gösterdiği çabaların ABD ve ittifak ülkelerinkinden tamamen farklı olduğunu söyledi.
İsrail’in İran’ın Suriye’deki konsolosluk binasını bombalamasına karşın, ABD’nin başı çektiği bazı batılı ülkelede tık yok. Konsolosluk binasının bombalanmasına bile kayıtsız kaldılar. Böylesine bir saldırıyı bile açıkca kınamaktan çekindiler.Hatta bırakın kınamayı ABD İsrail’in arkasındayız diyerek düpedüz bu saldırıda taraf oldu. Ancak İran misilleme yaptığında, hep bir ağızdan İran’ı sert bir dille kınadılar, hatta G7 acil görüntülü toplantısında İsrail’e destek olacaklarını ve İran’a yeni yaptırım tedbirleri uygulayacaklarını açıkladılar.
Endonezya President Üniversitesi’nde görev yapan uzman Hariyanto Aljodiguno yazdığı makalede, savaş ve yaptırımın çatışmayı çözmediğini belirtti.Zaten bu yaptırımlar ve izlenen politikalar doğru olsaydı Orta Doğu’da yıllarca süren çatışmalar çok uzun zaman önce biterdi.
Bana göre aslında doğru soru bu çatışmaların bitmesi isteniyor mu? Yoksa birileri barış ister gibi yapıp aslında savaşın devam etmesini mi istiyor…
İnsanlık eskisine göre çok daha fazla bir güvenlik sorunu yaşıyor.
Tayland Chulalongkorn Üniversitesi Asya Araştırma Merkezi uzmanı Thanayot basına verdiği demeçte, ara sıra patlak veren askeri çatışmanın yanı sıra, son yıllarda görülen salgın, bilgi savaşları, ticari zorbacılık ve iklim değişikliği gibi gelenekselin dışında güvenlik tehditlerinin de her geçen gün küresel güvenlik sorunları haline geldiğini belirterek dünyanın bu sorunlara etkin şekilde müdahale edebilen çözüm planına acilen ihtiyaç duyduğunu savundu.
Kamboçya-Çin İlişkileri Geliştirme Derneği Başkanı Semoni basına verdiği demeçte, bazı ülkelerin Soğuk Savaş zihniyeti, hegemonyacılık, güç siyaseti ve blok zıtlaşmasında ısrarcı olduğuna işaret ederek, bunun işbirliği ve gelişmeye yararlı olmayacağı gibi, dünya barışını bozacağını savundu.
Pakistan İttehad gazetesinin sorumlularından Moiz Faruk yazdığı “Mevcut güvenlik duruma yol açan köklü neden ve küresel güvenliğinin yolu” adlı makalede, Küresel Güvenlik İnisiyatifi gibi işbirliği, kapsayıcılık ve uzak görüşlü stratejilerden hareket edilerek, istikrarlı ve güvenli bir dünya inşa etmek için elverişli şartlar oluşturabileceğini savundu.
Çin’in ortaya koyduğu Küresel Güvenlik inisiyatifi sadece bugün sözünü ettiğimiz Orta Doğu coğrafyasında değil tüm dünya genelinde etkili ve çözüm odaklı bir olanak sunuyor.Ama az önce de belirttiğim gibi amaç dünyaya barış ve huzuru getirmek değil de olan huzuru da götürmekse Batılı ülkeler doğru yolda.Dünyanın geldiği noktada ortada.
Çocuklarımıza huzur ve barışın hakim olduğu bir dünya bırakabilmeyi dileyerek sizlere veda edelim.