ABD'li temsilciler neden "Tukidides Tuzağı"nın kaçınılmaz olmadığını söyledi?
Chen Ting, CRI Haber Merkezi
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping dün başkent Beijing’de ABD’nin iş dünyası ve stratejik ve akademik topluluklarından temsilcileri kabul etti. Bu, Kasım 2023’te Çin ve ABD liderleri arasında San Francisco’da gerçekleştirilen görüşmenin ardından Xi’nin ABD’li tanınmış isimlerle ilk buluşması oldu. Xi, görüşmede San Francisco görüşmesinde Çin-ABD ilişkilerinin istikrara kavuşturularak iyileştirilmesi gerektiği yönünde varılan mutabakatı hatırlattı. ABD tarafı ise görüşmede “Tukidides Tuzağı”nın kaçınılmaz olmadığı görüşünü dile getirdi.
Harvard Üniversitesi John F. Kennedy Hükümet Okulu'nun kurucusu ve “Tukidides Tuzağı” kavramını ileri süren Graham Allison da görüşmeye katılan ABD’li temsilcilerden biriydi. Allison, 2012'de antik Yunan tarihçi Thucydides'in Peloponez Savaşı hakkındaki yorumundan esinlenerek, yükselen bir güç ile savunan bir güç arasında şiddetli bir çatışmanın hatta savaşın gerçekleşmesi olasılığını ortaya koydu. Son yıllarda ABD’nin Çin’i başlıca stratejik rakibi olarak görmesiyle birçok analist “Tukidides Tuzağı” ifadesiyle Çin-ABD ilişkilerinin gidişatından duydukları endişeyi dile getiriyor.
Ancak son görüşmede ABD’li temsilcilerin dile getirdikleri görüş düşündürücü. Onlar neden “Tukidides Tuzağı”nın kaçınılmaz olmadığını söyledi? Bu, üç açıdan değerlendirilebilir.
Çin ve ABD’nin kazandıkları başarılar karşı tarafın da fırsatıdır. Çin ile ABD arasındaki ticaret hacmi ikili diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana 200 kattan fazla arttı. 2023 yılında ikili ticaret hacmi 4 trilyon 700 milyar yuana ulaştı. Halihazırda 70 bini aşkın ABD’li işletme Çin’de yatırım yaparak iş kurdu ve bu işletmelerin yıllık kârı 50 milyar doları aştı. Bu ABD’li işletmeler aynı zamanda Çin ekonomisine canlılık getirdi. Çin-ABD ticareti ABD’de 2 milyon 600 binden fazla istihdam imkanı sağladı. Bu durumdan Çin ile ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin karşılıklı yarar ve kazan-kazan anlayışına dayalı olduğu anlaşılabilir.
Xi, son görüşmede sağlıklı ve sürdürülebilir bir Çin ekonomisinin ABD dahil dünyanın tüm ülkelerinden işletmelere daha geniş gelişim potansiyeli sağlayacağına işaret etti. Xi, ABD’li şirketleri Çin’e yatırım yapmaya, Çin’de gelişmeye ve kazanç gerçekleştirmeye davet etti. Xi’nin konuşması, ABDli işletmelerin Çin’de gelişmesine daha büyük güven kattı.
Şu an Çin, yeni nitelikli üretici güçleri geliştirmektedir. Hem geleneksel endüstrinin dönüşümü, hem yeni yükselen sektörlerin gelişmesi, ABDli şirketlere daha fazla fırsat sağlayacak. Öte yandan Çin, imalat alanındaki yabancı sermayelerin girişine yönelik kısıtlamaları tamamen yok etmeyi ve telekomünikasyon ile tıp gibi hizmet sektörlerinde yabancı sermayelere yönelik sınırlamaları gevşetmeyi amaçlayan yeni negatif listenin çıkarılmasını hızlandırmaktadır. Apple ve Qualcomm gibi ABD’li şirketlerin yöneticileri ise, Çin’e yatırımlarını daha da artıracaklarını ve Çin’le inovatif işbirliğini yürütmeye devam edeceklerini belirtti.
Tukidides Tuzağı kaçınılmaz değil. Bu düşünce ABD’nin iş dünyası ve stratejik ve akademik topluluklarının ABD yönetiminin Çin’i doğru tanımasına beklentilerini de yansıtıyor.
Geçen birkaç yılda dalgalanan Çin-ABD ilişkileri gözden geçirilirken sorunun ABD’nin Çin’i yanlış bir şekilde en önemli stratejik rakibi olarak tanımasından kaynaklandığı görülür.
İki ülke liderleri arasında San Francisco'da yapılan görüşmeden bu yana ikili ilişkilerin geliştirilmesinde bazı ilerlemeler kaydedildi. Ancak ABD’nin Çin’e yanlış yaklaşımı sürüyor. ABD, Çin’in kalkınmasını engellemek için yeni yollara başvurdu. Tek taraflı yaptırım listesi genişletildi. ABD’nin bu girişimleri, ABD’nin sanayi ve ticaret çevrelerinde tepki uyandırdı.
Çin Cumhurbaşkanı Xi, görüşmede iki tarafın karşı tarafı ortak olarak görmesi, birbirine saygı gösterip barış içinde yaşaması, kazan-kazan anlayışına dayalı işbirliğini yürütmesi durumunda ikili ilişkilerin iyileştirilmesi beklendiğini dile getirdi. ABD’li politikacılar bu ifadeyi derinlemesine düşünmeli.
Tukidides Tuzağı kaçınılmaz değil. Bu, iki ülke halkları arasındaki dostluktan da kaynaklanıyor. Geçen yılın Kasım ayında Çin, önümüzdeki beş yıl içinde 50 bin ABD’li gencin iletişim ve eğitim için Çin'e davet edileceğini duyurdu. Kısa bir süre önce Washington’dan ortaokul öğrencilerinden oluşan bir grup, Çin'in birçok yerini ziyaret etti. Aynı zamanda, aralarında Apple, Qualcomm, Micron şirketlerinin yöneticilerinin de bulunduğu ABD’li çok uluslu şirketlerin yöneticileri de üst üste Çin ziyaretinde bulundu. Ayrıca 31 Mart'tan itibaren Çin ve ABD havayolları şirketlerince haftada gerçekleştirilecek azami yolcu uçuş sayısı 70'ten 100'e yükselecek. Çin-ABD ilişkilerinin geleceği de iki ülkenin halkları tarafından ortaklaşa yaratılacak.
Bu yıl Çin-ABD diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 45. yıldönümü. İki ülke arasındaki ortak çıkarlar azalma yerine arttı.
Tukidides Tuzağı’nın kaçınılmaz olmaması, ABD’nin sanayi, ticaret, strateji ve akademi çevrelerinde fikir birliğiyle kabul edildi. Tıpkı Çin Cumhurbaşkanı Xi’nin işaret ettiği gibi, Çin-ABD ilişkileri geriye dönmez, ancak daha güzel bir geleceğe sahip olabilir.