Küresel ticaretin önündeki en büyük tehdit ne? Yanıt ABD'nin raporunda
CRI Haber Merkezi
ABD Ticaret Temsilciliği Ofisi, Çin'in Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katılım taahhütlerini yerine getirmesine ilişkin dezenformasyonla dolu bir raporu kısa süre önce yayımladı.
Çin'in DTÖ’ye katılım taahhütlerini yerine getirme konusundaki büyük başarılarını görmezden gelen rapor, Çin'in ekonomik ve ticari sisteminin ve politikalarının küresel ticarete büyük tehdit oluşturduğunu iddia etti.
Ancak gerçekler söz konusu raporun iddialarını çürütüyor.
Öncelikle şunu sormak lazım; ABD, Çin’in DTÖ’ye katılım taahhütlerini yerine getirme sürecini nasıl değerlendirdi? ABD’nin DTÖ’nün kurallarına veya "Çin'in DTÖ’ye Katılım Protokolü" ve "Çin'in DTÖ’ye Katılımına İlişkin Çalışma Grubu Raporu"na dayanarak objektif değerlendirme yapmak yerine, kendi belirledikleri standartlara göre sübjektif değerlendirmede bulunduğunu görüyoruz. ABD’nin raporundan, Çin'in DTÖ'ye katılım taahhütlerini yerine getirmesine ilişkin temel değerlendirme kriterlerinin, Çin'e özgü sosyalist piyasa ekonomik sisteminin tamamen değiştirilmesi olarak belirlendiği ve Çin'in ABD'nin gereksinimlerine uygun kurumsal reformlar gerçekleştirmesi istendiği görülüyor.
Raporun içeriğine bakıldığında ABD Çin’in DTÖ’ye katılım taahhütlerini yerine getirmek için aldığı önlemler ve kazandığı büyük başarılar görmezden geliyor. Sadece geçen sene içerisinde Çin, Balıkçılık Sübvansiyonları Anlaşması’nın onayını tamamlayan ilk gelişmekte olan büyük ülke oldu, Yatırımı Kolaylaştırma Anlaşması’na ilişkin metin müzakerelerinin tamamlanmasına öncülük etti, DTÖ'nün küresel dijital ticaret kurallarına ilişkin müzakerelerin bir kısmının tamamlanmasına hız verdi. Çin’in söz konusu alanlardaki olumlu ve yapıcı rolü diğer taraflardan büyük takdir topladı.
DTÖ’ye katılımından bu yana Çin'in genel tarife seviyesi 2001'de yüzde 15,3 iken 2023'te yüzde 7,3'e düşürüldü. Tarım ürünlerinin ortalama tarife seviyesi diğer gelişmekte olan ve gelişmiş üyelere göre çok daha düşük. Ayrıca Çin, DTÖ katılım taahhütleri uyarınca ithalat kotaları, lisansları ve özel ihaleler gibi tarife dışı engelleri kaldırdı.
Bununla birlikte Çin dışa açılmayı sürekli genişletmenin yanı sıra, negatif liste yönetim sistemini kullanarak yabancı yatırım üzerindeki kısıtlamaları azaltıyor. Ancak bu somut tedbirlere ABD’nin raporunda hiç değinilmedi.
“Kişi kendinden bilir işi”
Raporda ABD, Çin'in meşru ticaret tedbirlerini “ekonomik zorlama”, Çin'in ABD ablukası ve baskısına yanıt olarak aldığı önlemleri "ayrışma" olarak nitelendiriyor. Gerçekleri çarpıtan bu rapor ABD açısından “Kişi kendinden bilir işi” sözünü doğruluyor.
Dünya medyasında yer alan haberlere göre ABD Ticaret Bakanlığı, 2023'ün sonunda Uluslararası Yarı İletken İmalat Şirketi’nin (SMIC) ABD'li tedarikçilerine onlarca mektup göndererek SMIC'e tedariki askıya almalarını istedi. Bunun dışında ABD uluslararası alanda rekabet gücüne sahip Çinli yüksek teknoloji şirketlerine baskı yapmak için çeşitli bahaneler uydurdu ve binden fazla Çinli şirketi yaptırım listesine aldı. ABD şimdiye kadar yaklaşık 40 ülkeye tek taraflı ekonomik yaptırımlar uyguladı.
ABD yönetimi, "ulusal güvenlik" kisvesi altında ekonomik, ticari ve teknolojik alanlarda kapsamlı bir şekilde "ayrışmayı" ilerletiyor ve dünya ekonomisinin toparlanmasına büyük tehdit oluşturuyor.
ABD’nin söz konusu raporunun siyasi bir dezenformasyon raporu olduğu belli. Gerçekler, Çin'in DTÖ taahhütlerini tam olarak yerine getirmekle kalmayıp, aynı zamanda DTÖ kurallarını korumaya ve küresel ekonomi ve ticaret sistemindeki reformu desteklemeye katkı yapan ve çok taraflılığın gerekliliklerini yerine getiren bir ülke olduğunu kanıtlıyor.