Çin, iklim değişikliğiyle mücadele taahhütlerini yerine getirdi
Çin'de rüzgar enerjisi elektrik üretim kapasitesi eylül ayı itibarıyla üst üste 14 yıldır süren artış eğilimini korudu. Çin'in toplam rüzgar enerjisi elektrik üretim kapasitesi ise 13 yıldır dünyanın ilk sırasında yer alıyor.
Dünya çapında üretilen fotovoltaik enerjinin yarısı, yeni enerjili araçların yarısından fazlası ve artan yeşil alanların dörtte biri Çin kaynaklıdır. Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı'nda (COP28) sunulan bu veriler, Çin'in katkısının dikkat çekici olmasının nedenini ortaya koydu.
Günümüzde, herkes aşırı hava koşullarının artık daha sık yaşandığının ve iklim değişikliğinin gerçek bir krize dönüştüğünün farkında. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), COP28'in açılış gününde, 2023 yılının insanlık tarihinin en sıcak yılı olduğunu bildiren bir rapor yayınladı.
Dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi olarak Çin, Paris Anlaşması'nın imzalanması ve yürürlüğe girmesinde kritik bir rol oynadı. Çin, iklim değişikliğiyle mücadeleyi ulusal bir strateji haline getirirken, yenilenebilir enerji gelişimine yatırım yaptı ve “1+N” politika sistemleri ile karbon zirvesi ve karbon nötrlüğü hedeflerini belirledi. Çin, endüstri, enerji ve ulaşım alanlarında yapısal düzenlemeler yaparak, dünyanın en büyük sera gazı emisyonlarını kapsayan karbon piyasasını kurdu.
2022'de Çin'in karbondioksit emisyonları 2005 yılına göre yüzde 51'den fazla azaldı ve fosil olmayan enerji tüketiminin oranı yüzde 17,5'e ulaştı. Geçtiğimiz on yılda, Çin enerji tüketiminde yıllık ortalama yüzde 3'lük bir artışla yüzde 6,2'lik ekonomik büyümeyi destekledi.
Çin, 2030 yılına kadar karbon zirvesine ve 2060 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşmayı hedefleyerek küresel iklim yönetişimine katkıda bulunmaya devam edecek.