Çin çözümü neden uluslararası toplumda kabul görüyor?
İsrail ve Filistin arasındaki son çatışmalar bir aydan fazla sürdü. Çatışmalar, Gazze’deki 5 bin 800 çocuk dahil olmak üzere 15 bin 900 kişinin ölümüne neden oldu. Yaşanan ciddi can kaybı ve insani trajedi dünya çapında üzüntüye yol açtı. Bu bağlamda, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 21 Kasım’da düzenlenen BRICS Filistin-İsrail Sorunu Özel Zirvesi’nde, çatışmanın taraflarını derhal çatışmaları durdurmaya, insani yardımların güvenli ve sorunsuz geçişini sağlamaya ve çatışmanın tırmanmasını önlemeye çağıran üç öneri sundu. Xi, Filistin ve İsrail arasındaki çatışma döngüsünün kırılmasında temel çözümün “İki Devletli Çözüm”ün uygulanması olduğunu vurguladı ve bu çözümün hem kısa hem de uzun vadeli sorun çözümüne katkı sağlayacağını dile getirdi.
Xi’nin konuşmasından bir gün önce, Arap ve İslam ülkelerinin dışişleri bakanlarından oluşan bir ortak heyet, Filistin-İsrail çatışmasını durdurmayı amaçlayan arabuluculuk çabaları kapsamında Çin’i ziyaret etti. Heyetin, Çin’i ilk durağı olarak seçmesi, ülkeye duyulan güveni ve Çin’in adil yaklaşımını gösterdi. Bir kamuoyu anketine göre, ankete katılan Filistinlilerin yüzde 80'i, Çin'in çatışmalara barış getirmek için potansiyel bir arabulucu olmasını istiyor.
Peki neden Çin’in önerileri hem İsrail hem Filistin hem de uluslararası toplum tarafından kabul ediliyor? Çünkü Çin, barışı seven ve şiddete karşı çıkan, uluslararası konularda adil bir yaklaşım sergileyen bir ülke. Filistin-İsrail sorununa yönelik ABD’nin tek taraflı politikasına karşın, Çin ateşkes ve barışın sağlanmasına odaklanıyor ve herhangi bir tarafı korumaktan ziyade, tarafsız bir tutum sergiliyor.
Somut adımlar açısından da Çin, çatışmaların patlak vermesinden bu yana aktif çaba gösteriyor. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, birçok yabancı liderle görüşmeler yaparken, Çin Dışişleri Bakanı da çok sayıda ülke ve uluslararası örgüt yetkilileriyle derinlemesine temas kurdu. Çin’in Ortadoğu Özel Elçisi, Mısır ve Katar dahil birçok ülkeyi ziyaret ederek, Kahire Barış Zirvesi’ne katıldı. Çin, Filistin Ulusal Yetki Organı ve BM aracılığıyla Filistin’e 2 milyon dolar değerinde acil insani yardım sağlarken, Mısır üzerinden Gazze’ye 15 milyon yuan (yaklaşık 2.1 milyon dolar) değerinde gıda ve ilaç yardımı gönderdi. Çin ayrıca, Gazze’deki sivillerin ihtiyaçlarına göre yardımlarını sürdüreceğini taahhüt etti. Başka bir deyişle, son çatışmaların başından beri, Çin’in barış çabaları devam etmiştir.
Çin, bu ayın başından itibaren BM Güvenlik Konseyi'nin dönem başkanlığını üstlenmeye başladı. Güvenlik Konseyi’nin 15 Kasım’daki toplantısında Filistin-İsrail sorununa ilişkin 2712 sayılı kararın onaylanmasına katkıda bulundu. Bu, son çatışmaların ardından Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan ilk karar olup, aynı zamanda 7 yıldır ilgili konuda onaylanan ilk karardır. İnsani konulara ve çocukların korunmasına odaklanan bu karar, Gazze’de acil bir ateşkesin gerçekleştirilmesi yolunda atılan ilk adım olarak nitelendirildi.
İlgili tarafların ortak çabaları sonucunda, İsrail ve Hamas dün ayrı ayrı olarak 4 günlük ateşkes için anlaşmaya vardı. Bu, Gazze halkı için geçici bir nefes alma imkanı sağlıyor. Ancak bu geçici ateşkes, sorunu kökünden çözmez. BM Güvenlik Konseyi’nin 2712 sayılı kararının en kısa sürede uygulanması gerekiyor. Çin’in desteklediği “İki Devletli Çözüm”, hem Filistin hem İsrail hem de uluslararası toplum için ciddi şekilde değerlendirilmesi gereken bir yaklaşımdır. Filistin sorunu, dünya için çözülmesi gereken bir mesele olarak kalmamalıdır.