BM İnsan Hakları Konseyi'ndeki manzara ABD'ye bir uyarı

2023-10-21 15:22:07

ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi Daimi Temsilcisi Büyükelçi Michele Taylor, 18 Ekim’de BM İnsan Hakları Komitesi’nde konuşma yaptığı sırada sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri tarafından protesto edildi. Temsilciler, konuşma esnasında ayağa kalkarak Taylor’a sırtlarını döndü.

Filistin ile İsrail arasındaki çatışmalarda 5 bin 600’den fazla kişi hayatını kaybetti. Gazze Şeridi’ndeki 4 hastane hizmet veremez hâle gelirken, bölgedeki insani kriz hızla kötüleşti. Buna karşın, Filistin-İsrail meselesinin önemli taraflarından biri olan ABD, çatışan tarafları yatıştırmak yerine Filistinlilerin insan haklarını ihlal etmeyi ve İsrail’i desteklemeyi tercih etti. ABD, dahası BM Güvenlik Konseyi’nde insani yardımlarla ilgili karar taslağını iki kez veto etti. Bu adım, Brezilya, Rusya ve Çin dâhil çok sayıda ülkede şaşkınlık ve ciddi hayal kırıklığı yarattı. The Guardian gazetesinde yer alan makalede, ABD’nin daima diğer taraflardan uluslararası insancıl hukuka uymalarını isterken BMGK’deki karar taslaklarını veto etmesinin, ‘‘kendi yüzüne attığı bir tokat’’ olduğuna işaret edildi.

Al Jazeera’nin kanalının haberine göre, geride kalan 50 yılı aşkın süre içinde ABD, BMGK’de 80 kez veto hakkını kullanarak İsrail’i kınayan 50’den fazla karar taslağının kabulünü engelledi. ABD Başkanı Joe Biden, 19 Ekim’de yaptığı konuşmada, “iki devletli çözümü” desteklediğini söylerken, İsrail’e yönelik desteğini yineledi ve İsrail’in askerî gücünün artırılması için Kongre’den acil bütçe isteyeceğini belirtti. ABD’nin yangına körükle gitmesi, sorunun çözülmesini gerçekten isteyip istemediği konusunda şüphe uyandırdı.

Peki, ABD neden bu adımları atmayı seçiyor? Uzmanlar, Ortadoğu’daki duruma bakıldığında, ABD ile İsrail arasında bir “ticaret ilişkisi” bulunduğunu belirtti. İsrail, ABD’nin askerî ve siyasi desteğine ihtiyaç duyarken, ABD de İsrail’in Ortadoğu’da kullandığı bir araç olarak İran gibi ülkeleri caydırmasını istiyor. ABD’deki Yahudiler ülkedeki en büyük etnik azınlıklar arasında yer aldıkları gibi, hem oy sayısı hem de seçim dönemlerinde sağlanan fonlar açısından öneme sahipler. ABD’nin Filistin ve İsrail çatışmaları ile ilgili kararları iki kez veto etmesi, ABD’li siyasetçilerin 2024 başkanlık seçimleri öncesindeki korkularından da kaynaklanıyor.

Tarihe bakıldığında ABD, Filistin-İsrail meselesinde hiçbir zaman objektif ve tarafsız bir arabulucu olmadığı gibi, her zaman İsrail’in yanında taraf tutarak sorunları karmaşıklaştırdı. Soğuk Savaş sonrasında ABD, birçok kez barış müzakereleri organize etmesine rağmen, İsrail’e verdiği kayıtsız destek nedeniyle Filistin halkının güvenini kırdı ve anlaşmazlıkları çözemedi.

7 Ekim günü, Filistin ile İsrail arasındaki çatışmaların patlak vermesinden sonra da Washington anlam verilmesi güç olan girişimlerde bulundu. Bir yandan, ABD Başkanı Joe Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin ardı ardına Ortadoğu’yu ziyaret edip, ateşkes için arabuluculuk yapacakları iddiasında bulundu. Diğer yandan, ABD, uçak gemisi filosunu İsrail’e yakın sulara yerleştirdi, İsrail’e çeşitli askerî malzemeler gönderdi ve BMGK’de Gazze Şeridi’ne insani yardımların ulaştırılmasına ilişkin 2 karar taslağını veto etti. Bu adımlar, sözde arabuluculuk yapma arzusuyla çelişiyor. Harvard Üniversitesi’nden Profesör Stephen Walt, kısa süre önce Foreign Policy’de yayımlanan makalesinde, ABD’yi Filistin ile İsrail arasındaki son savaşın müsebbibi olarak nitelendirdi.

Savaşın kazananı olmaz, şiddeti şiddetle engellemeye çalışmak daha ağır bir kriz yaratır. Şu an, uluslararası toplum, Filistin ve İsrail’in derhal kapsamlı ateşkes uygulaması, uluslararası insancıl hukuka riayet edilmesi ve sivillerin korunması çağrısında bulunuyor. Devam eden silahlı çatışmalar ve insani felaket karşısında BMGK de harekete geçmeli. ABD, yükümlülüklerini yerine getirerek, silahlı çatışmaları ülkedeki partiler arası mücadelenin bir aracı ve diğer ülkelere saldırmak için bir fırsat olarak kullanmayı durdurmalı, uluslararası toplumla birlikte ateşkes sağlanması yönünde çalışmalı. Aksi takdirde tüm dünya, ABD’ye sırtını dönecektir.