Siyasi partiler arasındaki çetin mücadele, ABD tarzı demokrasinin gerçek yüzünü gösterdi
ABD Kongresi Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy kısa süre önce yaptığı açıklamada, Temsilciler Meclisi’nin ABD Başkanı Joe Biden hakkında azil soruşturması başlatacağını açıkladı. Günümüzde ABD’de Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti arasında devam eden çetin mücadele, ülkede siyasi çalkantıya yol açarken, uluslararası toplumun ABD tarzı demokrasinin gerçek yüzünü daha net bir şekilde görmesine de neden oldu.
McCarthy, açıklamasında Temsilciler Meclisi’nin ilgili komisyonunun Biden’in aile üyelerine yönelik soruşturmada, Biden ailesinin “yolsuzluk kültürüne” sahip olduğunu ve Başkan Biden’in “yetkiyi kötüye kullanma, adaleti engelleme ve yolsuzluk” eylemleriyle şüphelenilebileceğini tespit ettiğini söyledi. Edinilen bilgilere göre, söz konusu soruşturma esas olarak Biden’in ABD Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde, oğlu Hunter Biden’in Ukraynalı bir enerji şirketindeki iş uygulamalarına odaklandı. Uzmanlar, Cumhuriyetçi Parti’nin kontrolündeki Temsilciler Meclisi’nin soruşturmayı başlatmasının eski ABD Başkanı Donald Trump’un siyasi davalar batağına düştüğü dönemde, kamuoyunun ilgisini başka yöne çevirmeyi amaçladığı savunuluyor.
2024 ABD Başkanlık seçiminin tarihi giderek yaklaşırken, Demokrat ve Cumhuriyetçi partiler arasındaki mücadele hayli yoğunlaştı. İki parti, kendi çıkarlarını ulusal çıkarların üstüne koyup, birbirlerini suçladı. 8 Ağustos 2022 tarihinde eski ABD Başkanı Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago Malikanesi’nde Federal Soruşturma Bürosu tarafından arama yapıldı. Trump, daha sonra yaptığı açıklamada, kendisinin tekrar Başkanlığa seçilmesini engellemek aracıyla ABD Adalet Bakanlığı’nın siyasi oyun peşinde olduğunu ve kendisinin siyasi baskının mağduru haline geldiğini iddia etti. Cumhuriyetçi Parti ise ABD Başkanı Biden’in konutunda ele geçirilen gizli belgelerin peşinde koşmaya çalıştı ve Afganistan’dan askeri çekilme hakkında Biden hükümetine soruşturma başlattı. Bu durumda, ABD’nin devlet organları, siyasi partilerin kendi çıkarlarını elde ettiği araçlar haline geldi.
İki siyasi parti arasındaki çetin mücadele, ABD’de kamu politikalarının çıkarılmasını ciddi şekilde engelledi, hatta defalarca hükümeti “kapanma” tehlikesine soktu.
GovTrack sitesinden alınan verilere göre, ABD Kongresi’nin karar tasarılarının yasaya dönüştürme oranı gitgide düşüyor. 93. Dönem Kongre-98. Dönem Kongre döneminde 4 bin 247 karar tasarısı yasa haline getirildi. Bu sayı, 111. Dönem Kongre-116. Dönem Kongre döneminde 2 bin 81’e düştü. İki parti arasındaki çetin mücadele, borç krizinin gittikçe şiddetleşmesine neden oldu. Şu an ABD’nin ulusal borcu 33 trilyon ABD Dolarını aştı, ancak iki parti arasında hala anlaşmaya varılamadı, bu hükümetin yeniden kapanmasına neden olabilir. İngiliz Economist dergisinde yer alan makalede, partilerarası mücadelenin yoğunlaşmasının ve siyasi kutuplaşmasının şiddetleşmesinin ABD’nin temelini sarsabileceği savunuluyor.
Aslında, siyasetin giderek kutuplaşması, son zamanlarda ABD siyasetinin en büyük özelliği oldu. Özellikle, Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti, seçmen oluşumu ve ideoloji konularında birbirlerinden tamamen farklı. İki parti birbirlerini yalnızca siyasi muhalifler olarak değil, aynı zamanda ülke için bir tehdit olarak görüyorlar. Ocak 2021’de Capitol Hill’ne düzenlenen baskın da bunun en tipik örneğidir. NBC Televizyonu tarafından yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, Demokrat Parti taraftarlarının yüzde 81’i Cumhuriyetçi Parti’nin siyasi gündeminin ülke için tehdit oluşturduğunu ve bu gündemin engellenmemesi halinde, ülkenin çöküşe sürüklenebileceğini savunuyor. Cumhuriyetçi Parti taraftarlarının yüzde 79’u da Demokrat Parti’nin gündeminin ülke için bir tehdit olduğu görüşünde. ABD’deki seçmenlerin yüzde 71’i, ABD’nin yanlış yönde ilerlediğini düşünüyor. New York Review of Books dergisinde yer alan makalede, ABD’nin artık “iki devlete” bölündüğü ve ülkedeki siyasi kutuplaşmanın eşi görülmemiş bir ciddiyet düzeyine ulaştığı ileri sürüldü.
ABD’de siyasi partiler arasındaki çetin mücadele, toplumsal sorunları daha da kötüleştirdi ve Amerikan halkının mutluluğunu ciddi boyutta zedeledi. Tüm bu gelişmeler, ABD tarzı demokrasinin artık çökmeye başladığını gösteriyor. ABD’li siyasetçiler, diğer ülkeleri karalamak ve suçlamak yerine siyasi sistemlerini çöküşüne yol açan nedenleri daha iyi göz önünde bulundurmalı.