Çin ve Avrupa medeniyetleri arasındaki temasın tanığı: 17. yüzyılda Konfüçyüs'ü Batı'ya tanıtan Fransızca el yazması
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2 Haziran’da başkent Beijing'de geleneksel kültürlerin aktarılması ve geliştirilmesi konulu bir seminere katıldı. Xi Jinping, seminerde yaptığı konuşmada, kültürel refahın gerçekleşmesinin, kültürel açıdan güçlü bir devlet inşa edilmesinin ve Çin milletinin modern medeniyetinin oluşturulmasının yeni dönemde Çin halkının kültür alanındaki misyonu olduğunu vurguladı.
Xi Jinping, sağlam bir kültürel özgüvene sahip olarak, yeni kültürel misyonların üstlenilmesi ve Çin ulusunun modern bir medeniyet inşa etme hedefi için çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Geçtiğimiz yıllarda Cumhurbaşkanı Xi, farklı vesilelerle kültürel eserler üzerinden medeniyetler arası temaslara dair öyküler paylaştı. Farklı medeniyetlerin karşılıklı saygı ve uyum içinde bir arada yaşaması çağrısında bulunan Xi Jinping, medeniyetler arası temasların dünya halkları arasındaki dostluğu artıran bir köprü, insanlığı ilerleten bir motivasyon kaynağı ve dünya barışını koruyan bir bağ haline getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Şimdi, “Xi Jinping’in Paylaştığı Kültürel Eserlerle Medeniyetler Arası Temasların Öyküsü” dizisinin “Çin ve Avrupa medeniyetleri arasındaki temasın tanığı:
17. yüzyılda Konfüçyüs’ü Batı’ya tanıtan Fransızca el yazması” adlı bölümü aktaracağız.
Kitabın Fransızca orijinali
2019 yılı Çin ile Fransa arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 55. yıldönümü kutlandı. Aynı yılın Mart ayında Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Fransa’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. O sırada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Xi’ye 1688 yılı baskısı “Konfüçyüs'ün Analektlerine Giriş”in Fransızca versiyonunu hediye etti. Cumhurbaşkanı Xi o esnada “Bu hediye çok değerli, Çin’e götürüp ülkemizin ulusal kütüpanesinde saklayacağım.” dedi.
Çin’in seçkin geleneksel kültürünün sürdürülmesi ve geliştirilmesine büyük önem veren Xi, konuşmalarında ve makalelerinde sık sık Çin klasik eserlerini alıntılayarak Çin kültüründen kaynaklan bilgelikleri ulusal yönetime ve küresel yönetimi yönlendiren deneyimlere dönüştürüyor. Konfüçyüs'ün Analektleri, Xi tarafından defalarca alıntılan Çin klasiklerinden biri.
Xi, 28 Temmuz’da 31. Dünya Üniversiteliler Yaz Oyunları’nın açılışında yabancı konuklara verilen ziyafette yaptığı konuşmada, bu kitapta geçen “farklılıklar içinde uyum” ifadesini kullanarak farklı medeniyetler arasında paylaşım çağrısı yaptı:
“İletişimi ve paylaşımı derinleştirmeli ve kapsayıcı bir zihinle ‘farklılıklar içinde uyum’a dayalı bir manevi dünyayı yaratmalıyız. Medeniyetler çeşitlidir, dünyamız renklidir. Dinamizmle dolu gençler, ‘farklılıklar içinde uyum’ kavrayışına eşit, kapsayıcı ve dostça bir bakış açısıyla, farklı kültürlere ise takdir, karşılıklı öğrenme ve paylaşıma dayalı bir tavırla yaklaşmalı.”
Aslında Cumhurbaşkanı Xi, katıldığı farklı etkinliklerde değişik medeniyetlerin ve dünya ülkelerinin eşitlik, kapsayıcılık ve uyum içinde bir arada bulunmasının yöntemini açıklarken defalarca “farklılıklar içinde uyum” ifadesini kullandı.
Bu klasik ifade, insanlığın kader birliğinin oluşumunu hızlandıran önemli bir konsesüs haline gelip uluslararası toplumda kabul gördü.
Ayrıca Xi, Çin’e gelen yabancı konukları karşılarken birkaç kez “uzaklardan gelen dostlar mutluluk kaynağıdır” ifadesini kullandı. “Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma” atasözüyle Çin’in hegemonya kurma yoluna asla ve asla girmeyeceğini ve zayıf ülkelere zorbalık yapmayacağını ispat etmeye çalıştı.
Çin’in sözüne sadık bir ulus olduğunun altını çizmek için “Ağızdan bir kez çıkan söz istense de bir daha geri alınamaz." ifadesini kullandı. Çin ulusunun tarihinden beri barışa saygı duyması ve silah kullanmaya karşı olmasını göstermek için “uyum çok değerlidir” ifadesinin altını çizdi. “Erdem tek başına bırakılmaz. Onu uygulayanın komşuları olur” atasözüyle farklı ülkelerdeki insanların samimiyet içinde yaşadıkları ve birbirlerine erdemli bir komşu gibi davrandıkları sürece kalıcı dostlukların elbette mümkün olacağına işaret etti.
Xi’nin alıntıladığı bu atasözlerin hepi Konfüçyüs'ün Analektleri’nden geliyor.
Geleneksel Çin kültürel klasiklerinden biri olarak Konfüçyüs'ün Analektleri, 17. Yüzyılda Avrupa'ya tanıtıldı. 1688 yılında Fransız akademisyen François Bernier eseri kendi ana diline çevirerek (Introduction à la lecture de Confucius) Konfüçyüs'ün düşüncelerini ilk kez Fransızca olarak tanıttı. Kitaba kendi görüşlerini de ekleyen François Bernier, Batı ile Çin kültürlerinin ilk uyumlu entegrasyonu için bir başlangıç yarattı.
Ünlü Fransız sinolog Isabelle Landry-Deron, bu eserin farklı dillere çevrilmesi ve tanıtılması Fransız aydınlanma düşürlerinin ilgisini çekerek Avrupalı bilginlerin Konfüçyüş düşüncesi ve Çin kültürü ile ilgili inceleme hevesini uyandırdığını söyledi:
“Çin klasiklerinden biri olan Konfüçyüs'ün Analektleri, Fransız Aydınlanması için değerli bir ilham sağladı. Bernier’in Fransızca çeviri el yazısı, şu ana kadar bilinen ilk konfüçyüs klasiğinin Fransızca versiyonu olarak daha fazla Fransızın Konfüçyüs ve Konfüçyüsçülük hakkında bilgi edinmesine güç kattı.”
1688 yılı baskısı Konfüçyüs'ün Analektlerine Giriş’in Fransızca iki orijinalinden biri Xi Jinping’e hediye edilirken, diğeri Fransa’da “Bibliothèque de l’Arsenal” olarak bilinen kütüphanede saklandı. Kütüphanede çalışanlardan Fabienne Queyroux, ulusal hediye olarak verilen bu el yazısının tarih açısından büyük önem taşıyarak Fransa ile Çin arasında eskiye dayanan kültürel değişimi ve Avrupa ile Çin arasındaki dostluğu ve iletişimi yansıttığını söyledi.
Queyroux, şuları ekledi:
“Cumhurbaşkanımız Macron'un bu el yazmasını Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’e ulusal bir hediye olarak sunması, iki ülke arasındaki uzun tarihe dayanan dostane temasın yansımasıdır. Bu aynı zamanda kültürün sürdürülüp aktarılmasının önemli bir parçasıdır, çünkü tarihsel olarak Fransız ve Çinli aydınlar birbirlerinin kültürüne büyük ilgi duymuşlardır. Kadim, görkemli ve sürekli gelişen bir medeniyet olan Çin medeniyeti, Fransız aydınları için büyük cazibeye sahiptir.”
Çin Ulusal Kütüphanesi’nde 4 Kasım 2020’de düzenlenen tören
Cumhurbaşkanı Xi’nin Fransa’dan getirdiği bu kitap, Kasım 2020’de Çin Ulusal Kütüphanesi’nin koleksiyonuna eklenerek kütüphanede saklanan ilk Avrupa Aydınlanma dönemine ait yabancı dilli el yazısı olma özelliğini taşıyor. Çin Ulusal Kütüphanesi Eski Kitaplar Bölümü Araştırma Yardımcısı Zhao Daying, şu bilgileri verdi:
“Bu bir el yazması. Konfüçyüs klasiklerinin diğer yabancı dillere çevrilmesi sürecinde, el yazmalarının varlığı nispeten nadirdir. Kütüphanemizde Konfüçyüs klasiklerinin diğer yabancı dillere yapılmış el yazması de var, ancak bunların çoğunda Latince kullanıldı. Dolayısıyla bu açıdan bu Fransızca el yazması, dili, ana teması ve taşıycı biçimi açılarından bir ilke imza atarak büyük önem taşıyor.”
Eser Çin’de büyük ilgi gördü
Beijing Yabancı Diller Üniversitesi’nden profesör Zhang Xiping, 1688 Fransızca el yazmasının Çin ile Fransa arasındaki derinlemesine kültürel temasın kanıtı olduğunu söyledi. Zhang, bu eserin farklı medeniyetler arasındaki iletişime tecrübeleri kazandırdığını kaydetti:
“Tüm medeniyetler eşittir, farklı medeniyetler birbirlerini öğrenir. Medeniyetler arasındaki farklılıklar, medeniyetler aralarındaki karşılıklı takdire neden olur. 17-18. yüzyılları arasında Çin ve Avrupa medeniyetleri arasındaki iletişim, insan medeniyeti tarihindeki önemli bir kültürel miras haline gelerek küreselleşen dünyamızda çeşitli ülkelerinin farklı medeniyetlere karşı nasıl bir tavır sergilenmesi ve diğer ülkelerle nasıl bir arada yaşanmasına değerli deneyimler sağladı.”
Sun Yat-sen Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde Fransız profesör Thierry Meynard, uzun zamandır Batı klasik felsefei ve Çin ile Batı arasındaki düşünce iletişimi üzerine araştırmalar yapıyor. Meynard, günümüzde Konfüçyüs düşünceleriyle ilgili klasikler başta olmak üzere Çin geleneksel kültürünün Fransa’da gittikçe daha fazla okuyucu kitlesine sahip olduğunu söyledi. Meynard, Çin hakkında bilgi edinmek isteyen Fransızlar için Çin geleneksel kültürüyle ilglili incelemelerin güçlendirilmesinin çok önemli olduğunu aktardı:
"Bence yabancılar Çin'i anlamak istiyorlarsa geleneği moderniteyle birleştirmeleri gerekiyor. Yani çağdaş Çin'i incelediğimizde geleneksel Çin kültürüne de aynı ilgiyi göstermemiz gerekiyor, çünkü bir milletin ve kültürün temelini ancak bu klasik edebiyat, felsefe ve bilim metinlerinde bulabiliriz."
Önümüzdeki yıl iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 60. yıldönümünün kutlancağına dikkat çeken Meynard, iki medeniyet arasındaki iletişim ve paylaşımın daha da artırılmasının iki medeniyetin birbirinize parlaklık ve güzellik katmasına katkı sağladığı gibi, dünya medeniyetinin çeşitlendirilmiş gelişimini hızlandıracağını kaydetti:
“Fransa ile Çin arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana geçen 60 yılda, ikili ilişkiler, ülkeler arasında dostane temasın örneği haline geldi. Fransa-Çin ilişkilerinde çok önemli bir konunun da birbirimizin kültürlerini ve değerlerini derinden anlamak ve takdir etmek, birbirimizden öğrenmek olduğu inancındayım. Bu, iki ülke arasında çeşitli fırsatların değerlendirilip zorlukların göğüslenmesi ve el ele verilerek insanlık için daha güzel bir geleceğin yaratılması için daha sıkı ilişkilerin kurulmasına yararlıdır.”