Çin'i karalamak Japonya'nın kirli planını temize çıkarmaz

2023-08-30 10:27:49

Fukuşima nükleer santralinden gelen radyoaktif atık su Pasifik Okyanusu'na akmaya devam ederken, uluslararası toplumdan Japon hükümetine yönelik eleştiriler sürüyor.

Ancak Japon tarafı hatasından dönmek yerine Çin'i hedef almayı seçti.

Japon medyası, “Çin'deki Japon karşıtı duyguların ısındığını” ve “Çin halkının Japonya'ya karşı ‘taciz’ eylemleri gerçekleştirdiğini" öne sürdü. Japonya Başbakanı Fumio Kishida ve diğer birçok politikacı Çin'den Japon su ürünleri üzerindeki ithalat kısıtlamalarını kaldırmasını istedi ve hatta karşı önlemler almakla tehdit etti.

Bu, Japonya’da dikkatlice planlanmış bir kamuoyunu yönlendirme savaşının parçasıdır. Japon hükümeti iki yıl önce nükleer atık taşıyan suyun denize boşaltılacağını açıkladığından beri, ilgili "propaganda” ve “güzelleme” eylemleri de başlatıldı.

Tokyo propaganda bütçesini artırdı

Japonya Yeniden Yapılanma Ajansı'nın 2021 bütçesini örnek alırsak, Fukuşima nükleer kazasıyla ilgili halkla ilişkiler finansmanı, 2020'nin dört katı olan 2 milyar yen'e çıkarıldı.

Japon NHK televizyonuna göre, radyoaktif atık suyun denize boşaltıldığı gün, Japonya Dışişleri Bakanlığı, yaklaşık 70 milyar yen tutarında sözde “dezenformasyonla” mücadele için bir politika oluşturdu. Japonya tarafından 2020'de yayınlanan nükleer kirlilik suyu arıtma raporuna atıfta bulunan bu fon, nükleer kirle yüklü suyun denize boşaltılması bütçesinin neredeyse 20 katıdır.

Bazı analistler, Japonya'nın Çin'e yönelik saldırısının amacının, kamuoyunu şaşırtmak, kendisini “mağdur” olarak göstermek ve çevre güvenliği ve insan sağlığının “faili” olma gerçeğini örtbas etmek olduğuna dikkat çekiyor.

Japon hükümetine gösterilen tepkinin nedeni nedir? Temel neden, Japonya'nın, küresel deniz ortamı ve tüm insanlığın sağlığı için öngörülemeyen büyük riskler oluşturan Fukuşima nükleer kontamine suyunu denize boşaltmakta ısrar etmesidir. Japonya bu konuda uluslararası toplumun şüphelerini gidermemiş ve itirazlara kulak asmamıştır.

Çinli tüketicilerin gıda güvenliği konusundaki endişeleri çok güçlüdür. Elbette Çin hükümeti, deniz ortamının güvenliğini sağlamak ve Çinlilerin sağlığını korumak için halkın endişelerine yanıt vermeli ve bilime dayalı gerekli önlemleri almalıdır. Aynı zamanda Çin hükümeti, Çin'deki yabancıların güvenliğini ve meşru hak ve çıkarlarını yasalara uygun olarak her zaman garanti etmiştir.

Japonya'daki Çin Büyükelçiliği tarafından yayınlanan duyuruya göre, Japonya'daki Çin Büyükelçiliği ve Konsolosluğu yakın zamanda Japonya'dan çok sayıda taciz çağrısı aldı ve bu da büyükelçiliğin ve konsolosluğun normal işleyişini sekteye uğrattı.

Japon politikacılar ve medya neden bu konuda tek kelime etmiyor? Japon tarafının "tacizci" olduğu ortaya çıktı.

Hükümete destek düşerken “Çin kartına” sarıldılar

Öte yandan, dış dünyadan gelen eleştiri dalgası karşısında, Japonya'nın Çin'i suçlamasının nedeni, Japon iç politikasıyla ilgilidir. Günümüzde Japon siyaseti giderek muhafazakar hale geliyor ve Japon toplumu Çin hakkındaki olumsuz algılarla dolu. Her şeyde "Çin tehdidi" söylentisini ortaya atmak ve Çin'i bir koz olarak kullanmak, bazı Japon politikacıların olağan yöntemleri haline geldi.

Tahliye planının başlamasından sonra, Japon “Daily Shimbun” tarafından yapılan bir anketin sonuçları, Fumio Kishida hükümetine kamuoyu desteğinin yüzde 26'ya düştüğünü ve halk desteğinin "tehlikeli sularda" olduğunu gösterdi. Hükümete destek arka arkaya iki aydır yüzde 30’un altında seyrediyor. Bazı analistler, Japon politikacıların bu durumu tersine çevirmek için Çin’e yönelik kışkırtıcı açıklamalar yaptıklarını belirtiyor.

Bir yandan radyoaktif atık suyu denize boşaltmakta ısrar eden Japonya, diğer yandan Asya-Pasifik bölgesinde bölünme ve zıtlaşma yaratmak amacıyla askeri gücünü genişletiyor ve ABD ile bağlarını artırıyor. Böyle bir Japonya, komşu ülkeleri ve uluslararası toplumu, Japonya’nın attığı her adıma karşı daha temkinli hale getirecektir.

Japonya'nın şimdi yapması gereken, hatalarını derhal düzeltmek ve çevreye açtığı bu savaşa son vermektir.